Suudi Arabistan’da vaka sayıları geçtiğimiz Nisan ayındaki seviyelere yaklaştı

Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Muhammed el-Abdulali (Şarku’l Avsat)
Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Muhammed el-Abdulali (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan’da vaka sayıları geçtiğimiz Nisan ayındaki seviyelere yaklaştı

Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Muhammed el-Abdulali (Şarku’l Avsat)
Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Muhammed el-Abdulali (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vaka sayılarının geçtiğimiz yıl Nisan ayındaki seviyelere yaklaştığı konusunda uyardı.
Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Muhammed el-Abdulali bugün yaptığı açıklamada, “Suudi Arabistan, geçtiğimiz Nisan ayındaki sayılara benzer şekilde yüksek vaka oranlarıyla karşı karşıya. Şu anda ülkede var olan bir araya gelmeler ve yanlış davranışlar çok talihsiz” dedi.
Sözcü, belirli yerlere girmek için şart koşulduğu gibi, bazı devlet kurumlarında aşı yaptırmayı zorunlu kılma adımına da övgüde bulundu.
Sağlık Bakanlığı, ayrıca son 24 saat içerisinde 673 kişide daha koronavirüs tespit edildiğini ve ülkedeki toplam vaka sayısının 392 bin 682’ye ulaştığını duyurdu.
Bakanlık, son 24 saatte 504 kişinin daha sağlığına kavuştuğunu, böylece ülkede iyileşen toplam hasta sayısının 379 bin 816 olduğunu belirtti.
Sağlık Bakanlığı 7 ölüm daha kaydedilmesi ile toplam can kaybı sayısının 6 bin 697’ye yükseldiğini ifade etti.
Bakanlık, 782’sinin sağlık durumu kritik olmak üzere ülkedeki aktif vaka sayısının 6 bin 169 olduğunu da bildirdi.
İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Yarbay Talal eş-Şalhub ise, son bir hafta içinde ihtiyati tedbirlerin 27 bin 83 ihlal edildiğini bildirerek, tedbirleri ihlal eden kişilere para cezaları uygulanacağını vurguladı.
Suudi Arabistan İslami İşler, Davet ve Rehberlik Bakanlığı da, cemaat arasında koronavirüse yakalanan kişilerin tespit edilmesinin ardından dün 2 bölgede 7 camiyi geçici olarak kapattı.
56 günde geçici olarak kapatılan toplam cami sayısı 461’e ulaştı. Bu camilerden 454’ü, cemaatin sağlığının korunmasına yönelik sterilizasyon işlemlerinin tamamlanmasının ardından yeniden açıldı.
Bakanlık, ibadet edenleri ve cami çalışanlarını, ibadet edenlerin güvenliği ve sağlığı için talimatlara uymaya çağırdı.



7 saatten az uyku yüksek tansiyon riskini artırıyor

Yeni çalışmaya göre uykusuz kalan kişilerde hipertansiyon gelişme riski daha yüksek (Unsplash)
Yeni çalışmaya göre uykusuz kalan kişilerde hipertansiyon gelişme riski daha yüksek (Unsplash)
TT

7 saatten az uyku yüksek tansiyon riskini artırıyor

Yeni çalışmaya göre uykusuz kalan kişilerde hipertansiyon gelişme riski daha yüksek (Unsplash)
Yeni çalışmaya göre uykusuz kalan kişilerde hipertansiyon gelişme riski daha yüksek (Unsplash)

7 saatten az uyumanın yüksek tansiyona yakalanma ihtimalinin yüzde 7 artmasıyla ilişkili olduğu, bir çalışmanın ilk bulgularında ortaya kondu. 

6 farklı ülkeden 1 milyondan fazla kişinin verilerinin analiz edildiği çalışma, bu ihtimalin 5 saatten az uykuyla yüzde 11'e yükseldiğini gösterdi.

Araştırma ekibi, uyku süresiyle yüksek tansiyon arasındaki ilişkide yaşa bağlı herhangi bir farklılığın tespit edilmediğini belirtiyor.

İran'daki Tahran Kalp Merkezi'nde kardiyoloji alanında yardımcı doçent olan Kaveh Hosseini şöyle diyor:

Uyku uzmanlarının tavsiye ettiği gibi 7 ila 8 saat uyumak kalbiniz için de en iyisi olabilir.

Amerikan Kardiyoloji Koleji'nin ABD'deki Yıllık Bilimsel Oturumu'nda sunulan ön bulgular, kadınlarda bu rahatsızlığın görülme riskinin erkeklere kıyasla yüzde 7 daha fazla olduğunu da gösteriyor.

Ancak Hosseini, bu fark istatistiksel açıdan kayda değer olsa da "klinik açıdan kayda değer olduğundan emin olmadıkları" uyarısında bulunarak daha fazla araştırma yapılması gerektiğini vurguladı.

Çalışmada verileri incelenen kişilerin çalışmanın başında yüksek tansiyonu yoktu ve ortalama 5 yıl boyunca takip edildiler.

Uyku ve yüksek tansiyon arasındaki bağlantı; kalp hastalığı riski, cinsiyet, eğitim, sigara içme durumu ve kilo gibi faktörler istatistiksel olarak ayarlandıktan sonra elde edildi.

Çalışmanın araştırmacıları, uykuyla ilişkili solunum bozuklukları gibi rahatsızlıkların da kardiyovasküler hastalıklarla bağlantılı olduğu ortaya konduğundan kişilerin, uyku düzenleri hakkında sağlık hizmeti sağlayıcılarıyla konuşmasını tavsiye ediyor.

 Independent Türkçe'


Putin: Ukrayna F-16’ları üçüncü ülkelerin havaalanlarında meşru hedefimiz olacak

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Hava Kuvvetleri pilotlarıyla konuşuyor (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Hava Kuvvetleri pilotlarıyla konuşuyor (Reuters)
TT

Putin: Ukrayna F-16’ları üçüncü ülkelerin havaalanlarında meşru hedefimiz olacak

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Hava Kuvvetleri pilotlarıyla konuşuyor (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Hava Kuvvetleri pilotlarıyla konuşuyor (Reuters)

Putin, Tver bölgesinde Rusya Savunma Bakanlığının ordu havacılık eğitim merkezini ziyaret etti. Burada askeri pilotlarla sohbet eden Putin, Ukrayna’daki çatışmalarda Rus ordusu havacılık biriminin mükemmel çalıştığını ve sonuca katkı sağladığını ifade etti.

Kendisinin de savaş uçağı ile birkaç kez uçtuğunu ve savaş uçağı pilotlarının işinin zor olduğunu belirten Putin, çatışma bölgesinde Rus Su-34 bombardıman uçağı, Su-30 ve Su-57 yeni model savaş uçaklarının çok iyi işler çıkardığını kaydetti.

“Diğer silahlar gibi F-16’ları da yok edeceğiz”

Batı ülkelerinin Ukrayna’ya F-16 savaş uçağı verme planı ve Ukraynalı pilotların eğitimi ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan Putin, “Bu çatışma alanında hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Bugün çoklu fırlatma sistemleri dahil tankları, zırhlı araçları ve diğer askeri teçhizatları yok ettiğimiz gibi (F-16 model) uçakları da yok edeceğiz.” diye konuştu.

F-16 savaş uçaklarının nükleer silah taşıma kabiliyeti olduğuna da dikkatİ çeken Putin, bu uçaklarla mücadele ederken bunu hesaba katacaklarını belirtti.

Ukrayna’ya verilecek bu uçakların NATO havaalanlarından kullanılması halinde ne yapılacağına da açıklık getiren Rus lider Putin, “Elbette bu uçaklar üçüncü ülkelerin havaalanlarından kullanılırsa, nerede bulunurlarsa bulunsun bizim için meşru hedef haline gelecek.” şeklinde konuştu.

Putin, ABD’nin savunma harcamalarının Rusya’dan daha fazla olduğuna dikkat çekerek, Rusya’nın NATO ile savaşmayı planladığı iddialarının saçma olduğunu söyledi.

Putin, Rusya’nın Baltık ülkeleri ve Polonya’ya saldırma ihtimali iddialarını da “saçmalık” olarak nitelendirdi.

“Rusya sadece Ruslarındır açıklamaları beni endişelendiriyor”

Bazı şovenistlerin “Rusya sadece Ruslarındır” şeklindeki açıklamalarından duyduğu rahatsızlığı dile getiren Putin, her yerde ve her toplumda böyle insanların olduğunu dile getirdi.

Bu tip söylemleri dile getirmeden önce dikkatli olunması gerektiğine işaret eden Putin, “Rusya'nın sadece Ruslar için olduğunu söylediklerinde endişeye kapılıyorum. Ülke topraklarında 190 etnik grubun yaşadığını ve bazı milletlerin milyonlarca kişi tarafından temsil edildiğini aklımızda tutarsak, burada herkesin yabancı olduğu yönündeki bu yıkıcı düşünceleri hayata geçirmeye başladığımız andan itibaren ülkeyi yok edeceğiz ve asıl kurbanlar Rus halkı olacak.” şeklinde konuştu.

“Diğer dinlerin mensuplarına saygılı olmalıyız”

Rusya’nın çok uluslu ve çok dinli bir ülke olduğunun asla unutulmaması gerektiğini vurgulayan Putin, bu hususta dikkatli olunması gerektiğinin altını çizdi. Putin, “Her zaman kardeşlerimize, diğer dinin mensuplarına, yani Müslümanlara, Yahudilere ve diğerlerine saygılı davranmalıyız, zaten bunu da yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.


Ünlü oyuncu, tek bir şartla Marvel filminde oynayacağını söyledi

Rose Glass'ın yönettiği 2024 yapımı Love Lies Bleeding, hayalinin peşinde Vegas'a giden hırslı vücut geliştirmeci Jackie ve ona aşık olan münzevi spor salonu müdürü Lou'nun hikayesini anlatıyor (A24)
Rose Glass'ın yönettiği 2024 yapımı Love Lies Bleeding, hayalinin peşinde Vegas'a giden hırslı vücut geliştirmeci Jackie ve ona aşık olan münzevi spor salonu müdürü Lou'nun hikayesini anlatıyor (A24)
TT

Ünlü oyuncu, tek bir şartla Marvel filminde oynayacağını söyledi

Rose Glass'ın yönettiği 2024 yapımı Love Lies Bleeding, hayalinin peşinde Vegas'a giden hırslı vücut geliştirmeci Jackie ve ona aşık olan münzevi spor salonu müdürü Lou'nun hikayesini anlatıyor (A24)
Rose Glass'ın yönettiği 2024 yapımı Love Lies Bleeding, hayalinin peşinde Vegas'a giden hırslı vücut geliştirmeci Jackie ve ona aşık olan münzevi spor salonu müdürü Lou'nun hikayesini anlatıyor (A24)

Kristen Stewart gişe rekorları kıran yapımların yanı sıra bağımsız filmlerde de rol alıyor. Ancak 33 yaşındaki aktrisin bir kırmızı çizgisi var.

Stewart, bir sineamacının adını verdi ve o teklif etmediği sürece "muhtemelen asla" bir Marvel filminde rol almayacağını açıkladı.

Yeni filmi Love Lies Bleeding'le adından söz ettiren yıldız, konuk olduğu Not Skinny But Not Fat adlı podcast'in son bölümünde bir süper kahraman filmi yapmanın "kulağa tam bir kabus gibi geldiğini" söyledi.

Sunucu Amanda Hirsch, Stewart'a kendisini Örümcek Adam (Spider-Man) çizgi romanındaki Mary Jane "MJ" Watson'ı oynarken hayal edebildiğini söylediğinde oyuncu, "Büyük filmleri seviyorum çünkü ben içindeyken insanların onları izlemesini seviyorum" yanıtını verdi.

Ancak Stewart şunu da ekledi: 

Sistemin değişmesi gerekecek. Tek bir kişiye o kadar çok para dökmeniz ve o kadar çok güvenmeniz gerekir ki... Ve bu gerçekleşmez. Bu yüzden de sonuçta ortaya çıkan şey algoritmik, tuhaf bir deneyim oluyor ve bu deneyim hakkında kişisel olarak hiçbir şey hissedemiyorsunuz.

"O isterse oynarım"

Sözlerine "Ama belki de dünya değişir" diye devam eden Stewart, Barbie'nin yönetmeni Greta Gerwig'in kendisinden bir Marvel filminde rol almasını istemesi halinde kabul edeceğini söyledi. 

Bunu yaparım.

Oscar adayı aktris, Robert Pattinson'ın Edward Cullen'ı ve Taylor Lautner'ın Jacob Black'i canlandırdığı Alacakaranlık (Twilight) serisinde Bella Swan'ı oynayarak büyük başarı yakalamıştı. Hasılat rekorları kıran serinin başrolünde olduğu için Stewart büyük filmlere yabancı değil.

Aynı zamanda büyük bir Barbie hayranı olan Stewart, Hirsch'e verdiği röportajın ilerleyen bölümlerinde, bu ay gerçekleşen Oscar töreninde Ryan Gosling'in I'm Just Ken performansını izlerken "duygulandığını" da itiraf etti.

2021 yapımı Spencer'da Prenses Diana'yı canlandıran Stewart, "Ken performansını izlerken nedense hem ağlıyor hem de gülüyordum" dedi. 

Greta'nın o performansını izlemesini seyretmek beni çok duygulandırdı. 'Bu çok fazla' dedim.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, TheWrap


Cübbeli Ahmet'ten İsmailağa'ya yanıt: Tarikat Hasan Efendi'nin değildir ki beni ihraç etsin

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Cübbeli Ahmet'ten İsmailağa'ya yanıt: Tarikat Hasan Efendi'nin değildir ki beni ihraç etsin

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Kamuoyunda "Cübbeli Ahmet Hoca" olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, İsmailağa cemaatinin kendisini cemaatten ihraç ettiğine yönelik açıklamasına yanıt verdi. 

Sosyal medya hesabından yaklaşık 4 saatlik bir video paylaşan Ünlü, İsmailağa cemaatinin açıklamasında yer alan, "Şeyhimiz Hasan Efendi Hazretlerimiz Cübbeli Ahmet Hoca'yı reddetti" ifadesine tepki gösterdi.

Ünlü, "Tarikat Hasan Efendi'nin tarikatı değildir ki beni ihraç etsin. Hasan Efendi nasıl Mahmud Efendi'nin müridiyse ben de Mahmud Efendi'nin müridiyim, mürit müridi nasıl ihraç edecek? Öte yandan videoda montaj söz konusu" ifadelerini kullandı.

Ne olmuştu?

Mahmut Ustaosmanoğlu öldükten sonra İsmailağa cemaatinde “posta oturma” hakkının kendisinde olduğunu belirten Ünlü, 5 gün önce bir video yayınlayıp cemaatin ileri gelenlerine çarşamba akşamına kadar süre vermişti.

Ancak süre henüz dolmadan İsmailağa cemaati, Cübbeli Ahmet Hoca ile tüm bağlarını kopardığını bildirdi.


Jerusalem Post: Batı Şeria’nın el-Auja kasabasında açılan ateş sonucu 3 kişi yaralandı

İsrail askerleri, Batı Şeria’daki Migdal Oz yerleşimi yakınlarında silahlı saldırının gerçekleştiği ormanlık alanın girişini güvenlik altına alıyor (AP)
İsrail askerleri, Batı Şeria’daki Migdal Oz yerleşimi yakınlarında silahlı saldırının gerçekleştiği ormanlık alanın girişini güvenlik altına alıyor (AP)
TT

Jerusalem Post: Batı Şeria’nın el-Auja kasabasında açılan ateş sonucu 3 kişi yaralandı

İsrail askerleri, Batı Şeria’daki Migdal Oz yerleşimi yakınlarında silahlı saldırının gerçekleştiği ormanlık alanın girişini güvenlik altına alıyor (AP)
İsrail askerleri, Batı Şeria’daki Migdal Oz yerleşimi yakınlarında silahlı saldırının gerçekleştiği ormanlık alanın girişini güvenlik altına alıyor (AP)

Jerusalem Post gazetesi, Batı Şeria’nın el-Auja kasabası yakınlarında meydana gelen silahlı saldırıda üç kişinin yaralandığını bildirdi.

İsrail ordusu tarafından bugün yapılan açıklamada, el-Auja kasabası yakınlarındaki bir yolda ateş açıldığı duyuruldu.

Açıklamada askerlerinin olay yerine konuşlandığı ve yolu kapattığı bilgisi verilerek, askerlerin saldırganların peşinde olduğu belirtildi.

Cenin’de çatışmalar

Filistin haber ajansı WAFA’da yer alan habere göre Cenin kampındaki silahlı kişiler, özel bir İsrail kuvvetinin sızdığını keşfetti ve iki taraf arasında çatışmalar yaşandı.

İsrail ordusu, özel kuvvetlerin açığa çıkarılmasının ardından buldozerler eşliğinde düzinelerce aracı Cenin’e ve kampa gönderdi.

İsrailli keskin nişancılar binaların çatılarına konuşlandırıldı, askerler ise birçok eve baskın yaptı.

WAFA, çatışmaların niteliğini veya İsrail gücüyle çatışan tarafın kim olduğunu belirtmedi.

Ancak kampta şiddetli çatışmaların yaşandığını ifade etti.

Filistin Şehab haber ajansı da, Filistinlilerin ayrıca Cenin kampındaki Jourat Al-Dhahab’da İsrail kuvvetlerini el yapımı patlayıcılarla hedef aldığını bildirdi.

İsrail özel kuvvetlerinin sızmasının ardından, Cenin kampında sirenlerin devreye girdiğini de ekledi.


Ruhani: Süleymani benden savunma bakanı olarak Devrim Muhafızları subayları arasından birini atamamı istedi

Ruhani, ikinci dönemi kazandıktan sonra Devrim Muhafızları liderleriyle buluştu (İran Cumhurbaşkanlığı web sitesi-Arşiv)
Ruhani, ikinci dönemi kazandıktan sonra Devrim Muhafızları liderleriyle buluştu (İran Cumhurbaşkanlığı web sitesi-Arşiv)
TT

Ruhani: Süleymani benden savunma bakanı olarak Devrim Muhafızları subayları arasından birini atamamı istedi

Ruhani, ikinci dönemi kazandıktan sonra Devrim Muhafızları liderleriyle buluştu (İran Cumhurbaşkanlığı web sitesi-Arşiv)
Ruhani, ikinci dönemi kazandıktan sonra Devrim Muhafızları liderleriyle buluştu (İran Cumhurbaşkanlığı web sitesi-Arşiv)

İran eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İran Devrim Muhafızları liderleriyle ilişkilerinin niteliğine ilişkin sessizliğini sona erdirdi.

Cumhurbaşkanlığı sırasında, bu ilişkilerin bilinmeyen yönlerini, özellikle de ikinci dönemi kazandıktan sonra nüfuzlu Devrim Muhafızları’nın üst düzey liderleriyle yıllar önce bir araya geldiği ünlü toplantının detaylarını açıkladı.

Ruhani’nin resmi internet sitesine göre eski cumhurbaşkanı, bir grup gazeteciye o dönemde Devrim Muhafızları liderleriyle yaptığı görüşmenin ‘seçim sonrası barış ve sükunet için’ olduğunu söyledi.

Ruhani, ikinci seçim kampanyası sırasında İran Devrim Muhafızları’nı sert bir şekilde eleştirerek, ‘silahın sahibi hükümet’ olarak nitelendirmişti.

Ayrıca, Ocak 2016’da nükleer anlaşmanın yürürlüğe girmesi sırasında füze faaliyetlerindeki artışı da eleştirmişti.

Ruhani, iki taraf arasındaki gerginliğe son veren görüşmeye ilişkin açıklamalarda bulundu.

Sitesinde yer alan açıklamaya göre 2020’de Irak’ın başkenti Bağdat’ta ABD tarafından öldürülen, İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, toplantının sonunda Devrim Muhafızları subayları arasından bir Savunma Bakanı’nın belirlenmesini istedi.

Bu, Ruhani ile Devrim Muhafızları arasında bakanın adaylığı konusunda yaşanan anlaşmazlıklara ilişkin o dönemdeki çelişkili anlatıların üstü kapalı bir şekilde doğrulanması oldu.

Süleymani’nin talebinin aksine Ruhani, Devrim Muhafızları Bakanlığı’nın kaldırılıp Savunma Bakanlığı’na dahil edildiği 1989’dan sonra atılan nadir bir adımla, İranlı bir subay olan Emir Hatemi’yi bu göreve atadı.

Ruhani’nin açıklaması, Devrim Muhafızları liderlerinin farklı açıklamalarının ortasında geldi.

Devrim Muhafızları Ordusu Hava Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Emir Ali Hacızade, iki yıl önce yaptığı bir açıklamada, Devrim Muhafızları liderlerinin, Ruhani’nin, dini lider Ali Hamaney’in sözlerinden farklı olan tutumunu protesto ettiğini söyledi.

Hacızade açıklamasında, “Süleymani, Ruhani’ye devrimi, rejimi ve lideri savunmanın bizim için kırmızı çizgi olduğunu, her zaman çarpıtıp sessiz kalabileceğimizi düşünmemeleri gerektiğini söyledi” dedi.


Rus web sitesi: Moskova saldırısından sonra yaklaşık 100 kişi hala kayıp

Moskova yakınlarındaki Crocus Konser Salonu (EPA)
Moskova yakınlarındaki Crocus Konser Salonu (EPA)
TT

Rus web sitesi: Moskova saldırısından sonra yaklaşık 100 kişi hala kayıp

Moskova yakınlarındaki Crocus Konser Salonu (EPA)
Moskova yakınlarındaki Crocus Konser Salonu (EPA)

Rus haber sitesi Baza dün (Çarşamba), geçen hafta Moskova yakınlarında meydana gelen ve silahlı kişilerin konsere gidenlere otomatik silahlarla saldırarak konser salonunu ateşe verdiği eylemin ardından yaklaşık 95 kişinin hâlâ kayıp olduğunu bildirdi.

Reuters'e göre Crocus Konser Salonu'na düzenlenen saldırının resmi bilançosu şu anda 140 ölü ve 182 yaralı. Ancak Rusya'nın güvenlik güçlerine yakınlığı ile bilinen Baza haber sitesi, kayıp yakınlarının çağrılarına dayanarak acil servislerin derlediği listelerde 95 kişinin daha kayıp olarak yer aldığını belirtti.

Sitede yer alan haberde: “Bu listeler, terör saldırısından sonra yakınlarının akıbetini öğrenemediği ancak yaralı ve ölü listelerinde yer almayan kişileri içeriyor. Bu kişilerden bazıları öldü ama kimlikleri henüz belirlenmedi" ifadeleri yer aldı.


İsrail, Refah’ta ‘çatı tıklatma’ taktiğini kullanmaya başladı

İsrail’in dün Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ı vurmasının ardından binaların üzerinden duman yükseliyor (AFP)
İsrail’in dün Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ı vurmasının ardından binaların üzerinden duman yükseliyor (AFP)
TT

İsrail, Refah’ta ‘çatı tıklatma’ taktiğini kullanmaya başladı

İsrail’in dün Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ı vurmasının ardından binaların üzerinden duman yükseliyor (AFP)
İsrail’in dün Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ı vurmasının ardından binaların üzerinden duman yükseliyor (AFP)

İsrail, son birkaç gündür Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’a yönelik saldırılarını hızlandırdı.

Ancak 7 Ekim’de savaşın patlak vermesinden bu yana bu taktiğe başvurmamasına rağmen, yaklaşan bir saldırı öncesinde sakinleri bir binayı veya evi boşaltmaları konusunda uyarmak için ‘çatı tıklatma’ politikasını kullanmaya başladı.

Çatı tıklatma, İsrail ordusunun içinde silah ve mühimmat bulunduğu veya mevzi olarak kullanıldığını düşündüğü sivil evleri hedef almadan önce sivillerin kaçması için Filistin topraklarında 2006 yılından beri kullanılmakta olan bir uyarı yöntemi.

Bu yöntem ile hedef alınacak sivil binanın çatısına önce uyarı niteliğinde bir ses bombası atılıyor, bu ses bombasından 5-10 dakika sonra ise bina gerçek bir mühimmatla vuruluyor.

Şarku’l Avsat’ın Alemu’l Arabi haber ajansından (AWP) aktardığına göre ABD’nin defalarca yaptığı uyarılara rağmen, İsrail’in Mısır sınırındaki Refah’a kara saldırısı düzenleme ihtimaline ilişkin korkuların arttığı bir dönemde, İsrail’in ‘çatı tıklatma’ taktiğine geri dönmesinin nedenleri konusunda sorular ortaya çıktı.

Askeri ve siyasi uzmanlar, İsrail’in bu taktiği kullanmaya geri dönmesini, başta bu hafta başında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) onaylanan, Ramazan ayında Gazze’de derhal ateşkes çağrısında bulunan karar tasarısına karşı veto yetkisini kullanmaktan ilk kez kaçınan ABD olmak üzere, üzerindeki uluslararası baskıya bağladı.

Uzmanlara göre Netanyahu, önümüzdeki dönemde herhangi bir müzakere veya anlaşmazlıkta manevra yapmak için Refah’ savaşın sıcak noktası ve her seferinde ellerinde olacak bir kart olarak tutmak istiyor.

Siyasi analist Süleyman Bisharat, İsrail’in Refah’ı hedef alma politikasının ABD’nin baskısı nedeniyle farklı bir yöne gittiğini gösterdiğini söyledi.

Bu da sınır kasabasında geniş çaplı bir askeri operasyon yapmanın mümkün olmadığını, bunun yerine saldırıları hava bombardımanı yoluyla yoğunlaştırmanın mümkün olduğunu gösteriyor.

Bisharat AWP’ye verdiği demeçte şunları söyledi;

“Eğer karada bir askeri operasyon yürütülürse bu sınırlı olabilir ve esas olarak Philadelphia (Selahaddin) Ekseni ile Refah ile Mısır sınırı arasındaki sınır şeridine odaklanabilir. İsrail ordusu, belki de ABD’nin askeri operasyonlar sırasında sivillerin hedef alınmasından kaçınma talebine yanıt olarak, operasyonları öncesinde çatı tıklatma taktiğini kullandı.”

Siyasi kart

Bisharat, İsrail’in gerek herhangi bir takas anlaşmasında, gerekse Mısır başta olmak üzere bölgesel çevresi ile tek taraflı hiçbir adım atmaması yönünde siyasi baskı uygulamak üzere, birden fazla tarafla olan ilişkilerinde Refah’ı sıcak bir nokta ve siyasi kart olarak tutmaya çalıştığına inandığını söyleyerek, şunları ekledi;

“İsrail’in Refah’ta yoğun bombardıman taktikleri kullanması, ona savaşı uzatmak için bir bahane sağlıyor ve Netanyahu’nun da savaşı mümkün olduğu kadar uzun süre devam ettirmek için istediği şey bu. Dolayısıyla bu şekilde yapılan bu saldırılar, savaşın devamına kılıf ve uluslararası meşruiyet kazandıracaktır.”

Mısırlı askeri uzman Samir Farag ise konuya ilişkin değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı;

“Netanyahu, savaşı ABD seçimlerine kadar uzatmayı ve sorunun çözümünü iki devletli çözümde görmeyen (eski ABD Başkanı Donald) Trump’ın geri dönmesini umuyor. Netanyahu, Refah kartına bahis oynuyor ve istediğini alamazsa bu kartı kullanacağını söylüyor Aynı zamanda yardımların Gazze Şeridi’ne girmesine izin verilmesi için de bu kart üzerinden baskı yapmaya çalışıyor. Dolayısıyla Refah’ın önümüzdeki dönemde önemli bir kart olduğuna inanıyor.”

Beyaz Saray, İsrail’in Refah’ta sivillerin güvenliğini dikkate almadan herhangi bir askeri operasyon gerçekleştirmesinin felaketle sonuçlanabileceği konusunda uyardı.

Ayrıca oradaki bir milyondan fazla Filistinlinin güvenliğini garanti etmeyen geniş çaplı bir askeri operasyonu destekleyemeyeceğini vurguladı.


BM uzmanı Gazze'de ‘soykırımdan’ söz ettikten sonra tehditler aldı

İsrail, BM uzmanının raporunu ‘Yahudi devletinin varlığını baltalama kampanyasının bir parçası’ olarak değerlendirdi. (AFP)
İsrail, BM uzmanının raporunu ‘Yahudi devletinin varlığını baltalama kampanyasının bir parçası’ olarak değerlendirdi. (AFP)
TT

BM uzmanı Gazze'de ‘soykırımdan’ söz ettikten sonra tehditler aldı

İsrail, BM uzmanının raporunu ‘Yahudi devletinin varlığını baltalama kampanyasının bir parçası’ olarak değerlendirdi. (AFP)
İsrail, BM uzmanının raporunu ‘Yahudi devletinin varlığını baltalama kampanyasının bir parçası’ olarak değerlendirdi. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) uzmanı Francesca Albanese, İsrail 'in Gazze Şeridi'nde ‘soykırım’ gerçekleştirdiğine inanmak için ‘makul gerekçeler’ olduğunu ileri sürdükten sonra ‘tehditler’ aldığını söyledi, ancak istifa etmeyi düşünmediğini açıkça belirtti. BM Filistin Özel Raportörü Albanese, düzenlediği basın toplantısında, “2022'de görevimin başlangıcından bu yana hep saldırıya uğradım” ifadelerini kullamdı.

En son raporu geçtiğimiz pazartesi günü yayınlanan Albanese, “Bazen tehditler alıyorum, ancak şu ana kadar ek önlemler almam gerekmedi” diye ekledi.

Baskı

İsrail, Albanese'nin 7 Ekim'deki Hamas saldırısının ‘antisemitik’ niteliğini reddeden yorumlar yaptığını düşünerek topraklarına girişini yasakladı. Çok sayıda ülkenin desteğine sahip olan Albanese, bazı gözlemcilerin basına yaptığı açıklamaların zaman zaman  çok sert olduğuna inanması nedeniyle tartışmalara da yol açıyor.

BM İnsan Hakları Konseyi tarafından görevlendirilen uzman ayrıca ‘baskı’ altında olduğunu ancak bunun çalışmalarında hiçbir şeyi değiştirmediğini vurguladı. Albanese, “Bu beni elbette kızdırıyor ama vazgeçmemek için daha kararlı olmamı sağlıyor” dedi.

Albanese, “Bir noktada istifa etmeye karar verebilirim. Çünkü benim de bir özel hayatım var, ancak bu şeytanlaştırıldığım ya da kötü muamele gördüğüm için olmayacak” ifadelerini kullandı.

Kampanya

İsrail, uzmanın raporunun ‘Yahudi devletinin varlığını zayıflatma kampanyasının bir parçası’ olduğunu söylerken, ABD ise ‘İsrail'in Gazze Şeridi'nde soykırım yaptığına inanmak için hiçbir neden olmadığını’ söyledi.

“İsrail devletinin varlığını sorgulamıyorum ama ırk ayrımcılığını sona erdirmek isteyen bir hareketin parçasıyım” diyen Albanese, Hamas'ı da kınadığını vurguladı.

Albanese, ekonomik yaptırımlar ve silah ambargosu da dahil olmak üzere İsrail'e karşı harekete geçilmesi çağrısında bulunarak, ‘soykırımın çoktan işlendiğini, ancak halen hayat kurtarabileceğimizi ve uçuruma sürüklenmeyi durdurabileceğimizi’ vurguladı.

“İsrail'in başlıca siyasi ve ekonomik destekçisinin kim olduğunu biliyoruz. Tüm gözler ABD'nin üzerinde. Ancak başka ülkeler de var” ifadelerini kullanan Albanese, gelecekteki bir raporda sorumluluk ve suç ortaklığı sorularını incelemeyi planladığını belirtti.


Suudi Arabistan, Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonu başkanlığına seçildi

Suudi Arabistan'ın Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi Abdulaziz Al-Wasil (BM fotoğrafları)
Suudi Arabistan'ın Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi Abdulaziz Al-Wasil (BM fotoğrafları)
TT

Suudi Arabistan, Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonu başkanlığına seçildi

Suudi Arabistan'ın Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi Abdulaziz Al-Wasil (BM fotoğrafları)
Suudi Arabistan'ın Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi Abdulaziz Al-Wasil (BM fotoğrafları)

Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonu, üyelerinin oybirliğiyle, Komisyonun 2025 yılındaki altmış dokuzuncu oturum başkanlığına Suudi Arabistan Krallığını seçti.

Büyükelçi Dr. Abdulaziz Al-Wasel, 1946 yılında kuruluşundan sonra komiteye başkanlık eden ilk Krallık daimî temsilcisi oldu.

Kadının Statüsü Komisyonu, Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi'nin oluşturduğu teknik bir komite ve kadının statüsünü geliştirme konusunda çalışmalarda bulunuyor. Komisyon, bu alandaki gelişmeleri değerlendirmek, standartları belirlemek ve dünya çapında kadının statüsünü geliştirmeye yönelik politikalar oluşturmak için her yıl toplanıyor.

Krallığın komite başkanlığı, kadınların haklarını ve güçlendirilmesini artıracak her konuda uluslararası toplum çerçevesinde iş birliğine olan ilgisini teyit ediyor ve Krallığın bu alanda gerçekleştirdiği niteliksel başarılarla da uyumlu. Suudi kadınlar, Krallık'ta liderliğin ilgisi ile kendilerine yeni yetkiler sağlandı ve ülkenin ilerlemesi ve kalkınmasında aktif bir ortak haline gelerek, birçok alanda niteliksel başarılar elde ettiler.

Krallığın 2030 Vizyonu, kadınların her düzeyde toplumsal yaşama katılımına ve enerjilerini yetenekleriyle uyumlu olarak harcamalarına odaklanan öncelikleri ve hedefleri içeriyor.