IKBY’den uluslararası topluma ‘güvenli sığınak’ teşekkürü

IKBY Başkanı Neçirvan Barzani. (AFP)
IKBY Başkanı Neçirvan Barzani. (AFP)
TT

IKBY’den uluslararası topluma ‘güvenli sığınak’ teşekkürü

IKBY Başkanı Neçirvan Barzani. (AFP)
IKBY Başkanı Neçirvan Barzani. (AFP)

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 688 sayılı kararı yayınlamasının 30’uncu yıl dönümünde, uluslararası topluma teşekkürlerini iletti. Barzani kararı, Kürdistan bölgesinin siyasi tecrübesinden kaynaklanan insani ve siyasi boyutlarıyla bölge halkı açısından tarihi bir dönemeç olarak nitelendirdi. IKBY yönetimi, Erbil’deki iki sokağa ‘Sir John Major’ ve ‘el-Malaz el-Amin (güvenli sığınak)’ isimlerlinin verildiğini açıkladı. John Major’un BM kararının çıkarılmasına katkı sağlayan en önemli isimlerden biri olduğu biliniyor.
Erbil’deki İngiltere Başkonsolosu James Thornton, bölge halkına ve bölgesel hükümete Sir John Major’u onurlandırdıkları için teşekkürlerini dile getirdi. Thornton açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“John Major, tüm İngilizler ve kendi adıma Kürt halkına ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne bu adım için teşekkür ederim. John Major, bu ana tanık olsaydı 688 sayılı kararın çıkarılmasından 30 yıl sonra Kürt halkının başarılarından kesinlikle gurur duyardı.”
IKBY Başkanı Neçirvan Barzani de BMGK’nın 688 sayılı kararının yayınlanmasının 30’uncu yıl dönümü ve ‘güvenli sığınak’ olarak adlandırılan bölgenin oluşumu münasebetiyle resmi bir açıklama yaptı. Barzani açıklamasında şunları söyledi:
“688 sayılı uluslararası kararın çıkarılması, güvenliğin sağlanması, uçuşa yasak bölge ve güvenli sığınaklar oluşturulması ve insani yardım sağlanması süreçlerine katılan tüm ülkelere teşekkür ederiz. Onlar, Kürdistan halkını korumak için siyasi iradelerini gösterdiler. İnsani yardım kararı, Kürdistan halkı açısından, halkın adaletsizlik ve diktatörlüğün gölgesinde yaşamı reddettiklerini ifade ederek kitlesel göçü durdurmak için tarihi bir dönüm noktasıdır. Karar başka bir boyutta alındı. Bu, 1992 seçimlerine uzanan siyasi boyutun yanı sıra, Kürt bölgelerinde güvenlik ve istikrarın korunmasını sağlayan bir güvenlik önlemidir. 1992 seçimleri, Kürdistan bölgesinin siyasi çekirdeği olan bir parlamentonun ve hükümetin kurulmasıyla sonuçlanmıştı.”
Barzani açıklamasının devamında uluslararası desteğin önemine dikkat çekti:
“Bölge, son otuz yılın tecrübesi sayesinde daha iyi bir model oluşturabilirdi. Ancak tüm kazanımlara rağmen hatalar ve kusurlar vardı. Halen da varlar. Ortaya çıkan yeni tecrübeyle bölgenin yoluna konan sorunlar ve engeller az değildir. Daha fazla ilerlemesinin önü kesildi. Şu an elimizdeki tek seçenek; uluslararası toplumun desteği, katılımı ve yardımı ile Irak federal hükümetle olan geçmiş tecrübelerden, diyaloglardan, anlayışlardan ve anlaşmalardan yararlanarak uyum ve ortaklık yoluyla daha iyi bir geleceğe doğru ilerlemektir.”
Bölgesel yönetimin dış ilişkiler yetkilisi Sven Dziay 5 Nisan’da düzenlediği basın toplantısında şu açıklamalarda bulundu:
“Kürdistan halkı, 1991 yılında Kürt halkının başına gelen acı olaylardan sonra sıkıntı zamanlarında bize destek olan dostlarını anarak onlara saygılarını sunuyor. 688 sayılı karar, Fransa’nın eski cumhurbaşkanlarından Francois Mitterrand’ın eşi Madam Mitterrand’ın ve Sayın John Major’un desteğiyle, Kürtlerin geleceğe doğru bir basamak oluşturması için güvenli bir bölge oluşturulması yolunda geldi.”
Bir diğer açıklama da ABD’nin Erbil Başkonsolosu Rob Waller’dan geldi:
“Güvenli sığınak bölgesi, bölgede ve tarih boyunca parlak bir nokta olmaya devam edecek ve uluslararası toplumun insanlık uğruna yaptıklarının bir delili olacaktır. Yüz binlerce savunmasız vatandaşa yiyecek temin edebildiğimiz bu anıyı korumamız önemlidir. Bu anı, Kürtlere yalnızca dağların değil, başka dostlarının da olduğunu göstermektedir.”



Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.


BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.


Abbas, İsrail'in Gazze Şeridi'ni ayırma veya yeniden işgal etme planlarını reddetti

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
TT

Abbas, İsrail'in Gazze Şeridi'ni ayırma veya yeniden işgal etme planlarını reddetti

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas dün yaptığı açıklamada, Filistin Yönetimi'nin İsrail'in Gazze Şeridi'ni Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeridi'nden ayırma veya Şeridi yeniden işgal etme ya da herhangi bir bölümünü ilhak etme planlarını kabul etmeyeceğini belirtti.

Şu anda İtalya'yı ziyaret eden Abbas, Gazze Şeridi'nde güvenlik veya askeri çözümlerin olmadığını, Şeridin Filistin devletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı.

Filistin Haber Ajansı, Abbas'ın İtalyan Dışişleri Bakanı'na işgal altındaki Filistin topraklarındaki son gelişmeler, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin güçlendirilmesi çabaları ve Başkan Donald Trump'ın planının ikinci aşamasının uygulanması hakkında bilgi verdiğini bildirdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu aşama, Hamas yönetiminin sona erdirilmesi, İsrail'in çekilmesi, yeniden yapılanma ve yerinden edilmenin önlenmesini içeriyor.