El Ula, uygarlık ve doğayı karşılayan küresel bir yolculuk başlatıyor

Suudi Arabistan’ın El Ula şehri
Suudi Arabistan’ın El Ula şehri
TT

El Ula, uygarlık ve doğayı karşılayan küresel bir yolculuk başlatıyor

Suudi Arabistan’ın El Ula şehri
Suudi Arabistan’ın El Ula şehri

Suudi Arabistan’ın El Ula şehri, 20 bin yıllık insanlık tarihi, zengin mirası ve turistik cazibesiyle dünyanın en büyük kültürel vahasını restore eden yeni bir aşama başlattı.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdulaziz, ‘Zamanda Yolculuk’ ismiyle El Ula’daki ana ekolojik alanı canlandırmak ve restore etmek amacıyla tasarım planı başlattı. Proje, El Ula’yı geliştirmenin yanı sıra bölgeyi sanat, miras, kültür ve doğa için önde gelen küresel bir varış noktası haline getirmek için önemlidir.

Cebeli İkma vahası
El-Ula Valiliği Kraliyet Komisyonu’na göre, Zamanda Yolculuk planı, El Ula’nı doğası, mirası, oluşumu ve sütunlarından yola çıkarak El Ula’nın kalbinden 20 kilometre uzakta 5 merkezin kurulmasını içeriyor. Bu merkezler eski şehrin merkezinden güneye, Dadan vahası, Cebeli İkma vahası ve el Nebatiye vahasının ardından kuzeydeki antik kent Medaiin Salih’e uzanıyor.
Bu beş merkez içerisinde müze, galeri ve turistik mekanlar dahil olmak üzere 15 yeni tesisin yanı sıra 5 bin odalı yerler olacak. Her merkez kendi yaşam seçenekleriyle dağlara oyulmuş lüks orman evleri ve konaklama alanlarıyla çeşitli otellere ekoturizm tatil köyleri fırsatı sunuyor.
Komisyon, her merkezin coğrafi bölgenin doğası ve arazisini benzersiz şekilde yansıtmak adına kendi kültürel yapısıyla dönüm noktası olmayı hedeflediğini bildirdi. Kültür merkezlerinin ve tesislerinin mekânsal tasarımı ise, ziyaretçilerin bölgenin antik tarihini keşfetmeleri için benzersiz bir deneyim sağlamak adına inşa ediliyor.

Kral Enstitüsü
Kral Enstitüsü, Zamanda Yolculuk projesinin en önemli planlarından birini temsil ediyor. Arap Yarımadası’nın kuzeyinde 7 bin yılı aşkın insanlık tarihinde yaşayan uygarlıkların araştırılması için küresel bir merkez olan alan, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) listesinde yer alan ve içerisinde Dadan, Lihyan ve Nebatiler dahil eski Arap Krallıklarını barındıran el Hicr antik kentini kapsıyor.
3 aşamadan oluşan Zamanda Yolculuk projesinin ilk etabının 2023 sonu ile 2035 arasında tamamlanması bekleniyor.
Suudi Arabistan’ın gayri safi yurt içi hasılasına (GSYİH) 120 milyar riyal (32 milyar dolar) katkı sağlaması beklenen proje, El Ula Kraliyet Komisyonu tarafından denetlenen programın bir parçası olup, 2035 yılına dek 38 bin yeni iş fırsatı yaratmayı hedefliyor.

Şarku’l Avsat’ın haberine göre, Kraliyet Komisyonu yetkilileri, projenin dünyadaki kültürel nitelik bakımından en büyük proje olduğunu düşünüyor. 7 bin yılı aşkın insanlık tarihinin El Ula şehrinin çeşitli vahalarından sürdürüldüğüne işaret eden Zamanda Yolculuk projesi, bölgenin kültürel miras ve zenginliğinin yanı sıra doğal ve jeolojik yapısına yatırım yapıyor.
Komisyon, El Ula halkının projeye katılımının, bölgenin kültürel mirasıyla keşfedilmemiş tarihini açığa çıkarmak adına yeni bölümler açmak için gelişme sürecinde temel etken oluşturduğunu bildirdi.

El Ula turist treni
Projedeki en önemli planlarda biri ise, El Ula sakinleri ve ziyaretçilerinin bölgenin mirası ve doğal çeşitliliğini ayrıntılarıyla yaşayabileceği El Ula turist treninin kurulması. Tren El Ula’daki 5 yeni merkezi birbirini bağlayacak.
Kraliyet Komisyonu, bahsi geçen trenin yol tıkanıklığı ile gürültü seviyesini azaltarak, sürdürülebilir elektrik enerjisinin etkin bir şekilde kullanılmasıyla bölgedeki tüm alanları birbirine bağlamasına odaklanıyor.

Çevre dostu ulaşım
İnsana yatırım yapmak

El Ula Kraliyet Komisyonu, bölge sakinlerinin topluma katılımını destekleme taahhüdünü yineleyerek,  projenin El Ula için kültür ekonomisi ile toplum hizmetlerinin yanı sıra kamusal alanlar, kültür ve eğitim tesisleri gibi yeni alanlar sağlayacağını kaydetti. Bireyin ve ailenin yaşam tarzını iyileştirecek olan proje, El Ula sakinleri arasında aidiyeti arttıracak olup, bölgenin canlanmasına ve tarım toplumunun sürdürülebilir kalkınmasına katkı sağlamayı amaçlıyor.
Komisyon, projenin Suudi Arabistan ve uluslararası uzmanlardan oluşan bir ekip tarafından denetlendiğini aktararak 3 yıllık süre boyunca El Ula’daki çevresel ve jeolojik gelişim üzerine yapılan kapsamlı çalışmalara dayandığını kaydetti. Doğayla bir arada yaşama kavramını geliştirmenin yanı sıra kültürel tarih mirasını önemseyen Zamanda Yolculuk projesi, bölgenin yeniden canlandırılması ve toplumun sürdürülebilir kalkınmasını teşvik ediyor. Proje aynı zamanda tehdit altındaki doğal çevrenin gelişiminin zorluklarına doğrudan bir yanıt olma özelliği taşıyor.

Dadan vahası
Sürdürülebilirlik ve doğayı koruma

Kraliyet Komisyonu, Kral Enstitüsü projesinin El Ula kültür vahasını yeniden canlandırmanın yanı sıra, Suudi Arabistan’ın kültürel ve doğal mirası koruyarak, doğal alanların geliştirilmesi ve tarımsal üretim için sağlam politikalarla örneklik oluşturan bir taahhüt sağladığını yineledi. Komisyon ayrıca El Ula’nın yüzde 80’inin bitkileri canlandırmak, doğal sistemleri restore etmek adına doğal yaşamı koruyacağını bildirerek yabani hayvanların da bu kapsamda korunacağını bildirdi.
Komisyon tarafından yapılan açıklamada, projenin Yeşil Ortadoğu girişimi ile uyumlu olduğu ifade edilerek Zamanda Yolculuk’un El Ula geliştirme programıyla kültürel projelerin yeniden canlandırılması stratejisine dayandığı aktarıldı. 10 milyon metrekare yeşil alanın doğal bitki örtüsünün artmasına katkı sağlayacak proje Suudi Arabistan’ın karbon emisyonlarının yüzde 60 azaltma hedefiyle uyumludur. Önümüzdeki yıllarda 10 milyon ağaç dikilmesiyle yeşil alanların 12 kat arttırılması hedefleniyor.

Dadan vahası
Proje, yılda 2 milyon ziyaretçinin El Ula’da ağırlanmasıyla turizm sektörünün yanı sıra tarım, sanat ve kültür gibi sektörlere olanak sağlayacak olup 2035 yılına kadar 9 bini aşkın otel odası inşa edilmeyi kapsıyor.
El Ula başkent Riyad’a bin kilometre mesafede olan tarihi bir şehir.  Doğal ve insan mirasıyla ayrıcalıklı yerlerden biri olarak kabul edilen şehirde çalışmalar sürüyor. El Hicr Arap Yarımadası’nın bazı bölümlerinin MS 206 yılında ilhak edilmesinde sonra Roma İmparatorluğu’nun en güney bölgesinde yer alıyordu.
El Ula ayrıca, Dadan ve Lihyan krallıklarının başkenti olan antik Dadan gibi bir dizi tarihi ve arkeolojik alanlara ev sahipliği yapıyor. Arap Yarımadası’nda MÖ bin yılda en gelişmiş şehirlerinde biri olarak kabul edilen El Ula, binlerce yıllık antik kaya sanatını da içinde barındırıyor.



Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)

Mekke: Ömer el-Bedevi

Danimarka vatandaşı Liz Christensen, bir yıldan kısa bir süre önce, bir inanç sığınağı arayışı yolculuğunun ardından İslam'ı seçtiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat ile yaptığı sohbette, dünyanın farklı yerlerinden dua ederek gelen hacıların görüntüsü de dahil olmak üzere İslam'a ait olmanın tüm tezahürlerini anlatırken sözleri gözyaşlarıyla karıştı.

Liz, bu yıl dünyanın 100 ülkesinden 2 bin 443 hacı adayını ağırlayan İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Misafir Programı'nın bir parçası. Misafirlerin her birinin inançlarının özünü ve çevreleri üzerindeki etkisini yansıtan bir hikayesi var.

Bu misafirlerin arasında, Danimarka'dan Suudi Arabistan'a yaklaşık on saatlik bir yolculukla gelen ve Haccın büyük rüknünü yerine getirmek üzere Arafat'ta vakfeye duran, inanç atmosferiyle dolu, huşu ve sükûnet içinde, takdir-i ilahi ile kuşatılmış hacılara katılarak, kendilerine af, mağfiret, merhamet ve ateşten kurtuluş bahşetmesi için Allah'a dua etmesine vesile olan kendi hikâyesine sahip Liz de bulunuyor.

Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)

Şarku’l Avsat'a konuşan Liz gözyaşlarına hâkim olmaya çalışarak şunları söyledi: “Mutluluktan ağlıyorum. Çünkü küçüklüğümden beri Tanrı'yı arıyordum. Pek fazla insanın Tanrı hakkında düşünmediği ya da konuşmadığı bir toplumda büyüdüm ama ben Tanrı'yı arıyordum.”

Liz, inanç yolculuğu boyunca yıllarını düşünerek ve tefekkür ederek geçirmiş, mantığa aykırı olduğuna inandığı şeyleri eleştirmeye cesaret etmiş ve doğayı tefekkür etmesi onu gerçeğin özünü aramaya yöneltmiş.

Liz şöyle diyor: “Dünyadaki güç her zaman galip geldi ve sonra bu güce sevgi demeye başladım. ‘Sevgi en büyük güçtür’ dedim ve bundan tatmin oldum. Sonra doğaya geçtim ve ağaçlardan çok etkilendim. Bu yüzden ağaçlara baktığımda ‘Bir şey var, bir yaratıcı var diyorum’. Zira doğaya baktığımda bunun kendi kendine olması imkânsız.”

Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)

Liz kendi inanç yolculuğuna devam ederken, oğlu geçen yıl şubat ayında İslam'ı seçtiğini açıkladı ve bu onun hareketi hakkında konuşmak için bir fırsat oldu. Liz şöyle diyor: “Bana bunu anlattığında ağlıyordum ama şimdi bunun gerçek olduğunu biliyorum.”

Bu yıl yaklaşık iki milyon Müslüman'ın Hac ibadetini yerine getirdiği kutsal topraklara gelen Liz, mekânın dinginliği karşısında şaşkına döndüğünü ifade etti. “Burada olduğum ve bu kadar çok kız kardeşle konuşabildiğim için çok mutluyum” diyen Liz, Haccın inanç arayışındaki uzun yolculuğunun doruk noktası olduğunu söyledi.