ABD Savunma Bakanı Austin, İsrail’i ziyaret edecek

Çin’in Hayfa Limanı’nı işletmesi, ABD ile İsrail arasında başlıca gerilim konusu olmayı sürdürüyor. (Getty)
Çin’in Hayfa Limanı’nı işletmesi, ABD ile İsrail arasında başlıca gerilim konusu olmayı sürdürüyor. (Getty)
TT

ABD Savunma Bakanı Austin, İsrail’i ziyaret edecek

Çin’in Hayfa Limanı’nı işletmesi, ABD ile İsrail arasında başlıca gerilim konusu olmayı sürdürüyor. (Getty)
Çin’in Hayfa Limanı’nı işletmesi, ABD ile İsrail arasında başlıca gerilim konusu olmayı sürdürüyor. (Getty)

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin'in önümüzdeki hafta İsrail’i ziyaret etmesi bekleniyor. Tel Aviv’den güvenlik kaynakları, ABD Başkanı Joe Biden yönetimindeki üst düzey bir yetkilinin gerçekleştireceği bu ilk ziyarette başta İsrail-Çin ilişkilerinin ABD’nin çıkarları üzerindeki olumsuz etkileri olmak üzere çok sayıda başlığın gündeme geleceğini aktardılar.
Kaynaklar temaslarda tarafların, İsrail’in Biden yönetimindeki ABD’nin bölge ülkelerinin ordularına karşı İsrail sınırının korumasına ilişkin güvenlik anlayışını de görüşeceğini bildirdi. İsrail Biden’ın bu konuda eski ABD Başkanı Donald Trump yönetimini anlayışına bağlı kalmasını istiyor.
Walla gazetesinin haberine göre Austin, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Benny Gantz ve Dışişleri Bakanı Gabi Aşkenazi ile bir araya gelecek. Masada ikili güvenlik ve askeri ilişkilerin yanı sıra İran’ın nükleer programı, Suriye’deki İran nüfuzu, İran silahlarının Suriye ve Lübnan’a transferi ile Hizbullah ve diğer milislerin Ortadoğu’daki faaliyetleri gibi konular olacak.
Gantz konuya ilişkin açıklama yapmamayı tercih etti.
İsrail kaynakları, son haftalarda ABD’nin başta Çin ve Rusya ile ilişkiler olmak üzere çeşitli konularda gelen olumsuz sinyaller ile ilgili endişelere dikkat çektiler. Kaynaklar, Biden yönetiminin dış politikadaki dikkatinin çoğunu Çin ve Rusya ile artan çatışmasına odakladığı için ilişkilerin üzerinde kara bulutlar olduğunu aktardılar. ABD, İsrail’in Amerikan çıkarlarını görerek hareket etmesini istiyor. Pentagon ve Beyaz Saray, İsrail'in Pekin ve Moskova ile ilişkilerinde ileri gittiğini savunurken çoğu durumda Washington'daki büyük müttefikin çıkarlarına zarar verdiğinin farkında olmadığı görüşündeler. ABD’nin en gazla tepki gösterdiği konu, İsrail’in tünel açmak, köprü ve liman inşa etmek gibi stratejik projeleri Çin’in üstlenmesine izin vermesi. ABD, Çin varlığını Akdeniz’deki ABD filosu için güvenlik tehdidi olarak görüyor. İsrail, Rusya ile yakın ilişkilerini sürdürerek güvenlik faaliyetlerini Suriye’de konuşlanmış Rus kuvvetleriyle koordine ediyor. Tel Aviv’in endişesi ise Biden yönetiminin 2018 yılında Trump’ın tek taraflı olarak geri çekildiği nükleer anlaşmayı yeniden canlandırmak için İran ile müzakere başlatma arzusu.
İsrailli yetkililer, ABD yönetimin Ortadoğu’daki konumunun gerilimlere sahne olunan bir zamanda azaltmasından korkuyorlar. Ancak güvenlik yetkilileri, iki ülke arasındaki güçlü stratejik ilişkilerin etkilenmeyeceği görüşündeler.
ABD Savunma Bakanlığı ise İsrail kaynaklarına dayandırılarak Amerikan medyasında çıkan Austin’in İsrail’i ziyaret edeceğine ilişkin yayınlanan haberler hakkında yorum yapmadı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre ABD’li Bakan’ın İsrail’e ziyaret gerçekleştireceğine dair herhangi bir açıklama yapılmadı. Bu durum da Pentagon’un ziyaretin güvenlik sebepleriyle gizli tutma konusundaki kararlılığını yansıtıyor.
ABD merkezli internet haber sitesi Axios'un İsrailli yetkililere dayandırdığı haberinde, ABD’li Bakan’ın bu hafta sonu İsrail’i ziyaret edeceği belirtildi.



COP30 iklim konferansı mekanında çıkan yangında dumandan etkilenen 13 kişi tedavi altına alındı

Birleşmiş Milletler İklim Konferansı'na ev sahipliği yapan mekanın içinde ve çevresine duman yayıldı (AFP)
Birleşmiş Milletler İklim Konferansı'na ev sahipliği yapan mekanın içinde ve çevresine duman yayıldı (AFP)
TT

COP30 iklim konferansı mekanında çıkan yangında dumandan etkilenen 13 kişi tedavi altına alındı

Birleşmiş Milletler İklim Konferansı'na ev sahipliği yapan mekanın içinde ve çevresine duman yayıldı (AFP)
Birleşmiş Milletler İklim Konferansı'na ev sahipliği yapan mekanın içinde ve çevresine duman yayıldı (AFP)

Organizatörler, dün Brezilya'nın Belém kentinde düzenlenen BM iklim konferansı (COP30) mekanında çıkan yangının ardından 13 kişinin duman zehirlenmesi nedeniyle tedavi altına alındığını bildirdi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Bugün erken saatlerde Belém'deki COP30 mekanının Mavi Bölgesi'nde yangın çıktı. İtfaiyeciler ve BM güvenlik görevlileri yangına hızla müdahale ederek yaklaşık altı dakikada kontrol altına aldı. Orada bulunan herkes güvenli bir şekilde tahliye edildi."

Açıklama şöyle devam etti: "Duman zehirlenmesi nedeniyle 13 kişi yerinde tedavi altına alındı. Gözlem altındalar ve uygun tıbbi bakım alıyorlar."

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre büyük yangın Ulusal Pavyon alanında çıktı ve duman, Brezilya'nın Amazon bölgesindeki BM iklim konferansına ev sahipliği yapan mekanın içine ve çevresine yayılarak paniğe neden oldu.

Yangın çatının bir kısmına zarar verdi, ancak yangının tam yeri henüz belirlenemedi.

Brezilya Turizm Bakanı Celso Sabino, yangının çıkmasından birkaç dakika sonra yerel televizyona yaptığı açıklamada, yangının "kontrol altında" olduğunu, "Pará eyaletinden itfaiye ekiplerinin olay yerinde olduğunu" ve herhangi bir yaralanma olmadığını söyledi.

Sabino, "Ne olduğunu ve nedenini birkaç dakika içinde öğreneceğiz... Elektrik kısa devresi veya telefon şarjı olabilir" dedi.

Taraflar Konferansı'na katılan on binlerce kişi, konferans merkezinin yakınındaki hafif yağmur altında sakin bir şekilde tahliye edilirken, havada yanan plastik kokusu hakimdi.

Yangın, bu akşam sona ermek üzere olan zorlu müzakereleri etkileyebilir.

Mekânın dışında AFP'ye konuşan endişeli bir delege, "Bu durum süreci geciktirecek," dedi ve ekledi: "Vermemiz gereken kararlar var."

BM Genel Sekreteri António Guterres, dün sabah konferansta, gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğine uyum ihtiyaçlarını ele almak ve fosil yakıtlara bağımlılıklarını azaltmak için bir uzlaşmaya varılabileceğine olan inancını dile getirdi.

Belém Konferansı'nın Brezilya başkanlığında yoğun istişareler yapılırken Guterres, katılımcılara "İddialı bir anlaşmaya varmak için iyi niyetle kararlı olun" ifadelerini kullandı.


Almanya İçişleri Bakanı Dobrindt: Hamas’ı destekleyen vatandaşlıktan çıkarılsın

Gazze Dayanışma Platformu, İstanbul'daki Alman konsolosluğu önünde geçen yıl düzenlediği gösteride, Berlin yönetiminin İsrail'e askeri desteğini Hamas bayraklarıyla protesto etmişti (AFP)
Gazze Dayanışma Platformu, İstanbul'daki Alman konsolosluğu önünde geçen yıl düzenlediği gösteride, Berlin yönetiminin İsrail'e askeri desteğini Hamas bayraklarıyla protesto etmişti (AFP)
TT

Almanya İçişleri Bakanı Dobrindt: Hamas’ı destekleyen vatandaşlıktan çıkarılsın

Gazze Dayanışma Platformu, İstanbul'daki Alman konsolosluğu önünde geçen yıl düzenlediği gösteride, Berlin yönetiminin İsrail'e askeri desteğini Hamas bayraklarıyla protesto etmişti (AFP)
Gazze Dayanışma Platformu, İstanbul'daki Alman konsolosluğu önünde geçen yıl düzenlediği gösteride, Berlin yönetiminin İsrail'e askeri desteğini Hamas bayraklarıyla protesto etmişti (AFP)

Almanya İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt, Hamas'ı destekleyen kişilerin vatandaşlıktan çıkarılması gerektiğini savundu. 

Dobrindt, çarşamba günü yaptığı açıklamada “Çifte vatandaşlık dahil olmak üzere Alman vatandaşlığı almış kişiler, değerler sistemimize bağlılıklarını beyan etmişlerdir” dedi ve ekledi: 

Bunun kasıtlı bir yanlış beyan olduğu ve bu değerler sistemini paylaşmadıkları ortaya çıkarsa, vatandaşlıklarının geri alınması mümkün olmalıdır.

Bakanın açıklaması, geçen ay sosyal medyada Hamas'ı “Filistin'in kahramanları” diye niteleyen bir paylaşım yaptığı gerekçesiyle Filistinli bir göçmenin vatandaşlığının iptal edilmesinin ardından geldi. 

Bild'in aktardığına göre Almanya İçişleri Bakanlığı, paylaşımı yapan kişiye vatandaşlığının iptal edildiğine dair resmi bir yazı göndermişti.

Berlin yönetiminin 2024'te vatandaşlık yasasında yaptığı düzenlemeyle, başvuru sahiplerinin Almanya'nın “özgür demokratik düzenini” ve ülkenin “Yahudi yaşamına ve İsrail'in var olma hakkına yönelik tarihsel sorumluluğunu” kabul etmeleri zorunlu kılınmıştı.

Ayrıca Dobrindt'in selefi Nancy Faeser, yeni vatandaşlık testine “Yahudi yaşamı ve İsrail'in var olma hakkına” dair sorular eklemişti.

Almanya'nın doğusundaki iki eyaletteyse başvuru sahiplerinin, İsrail'in “Yahudi inancına sahip tüm insanlar için bir sığınma yeri olarak var olma hakkını” açıkça onaylayan bir ifadeyi el yazısıyla yazmaları şart koşuluyor.

Saksonya-Anhalt eyaletinde en az 10 kişinin formun bu kısmını doldurmayı reddetmesi nedeniyle vatandaşlık başvurularının iptal olduğu bildirilmişti.

Independent Türkçe, Times of Israel, JNS


Rusya Savunma Bakanlığı: Ukrayna'ya ait 65 İHA düşürüldü

Rusya'nın Ukrayna'nın Ternopil kentindeki bir binayı füzeyle vurmasının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
Rusya'nın Ukrayna'nın Ternopil kentindeki bir binayı füzeyle vurmasının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
TT

Rusya Savunma Bakanlığı: Ukrayna'ya ait 65 İHA düşürüldü

Rusya'nın Ukrayna'nın Ternopil kentindeki bir binayı füzeyle vurmasının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
Rusya'nın Ukrayna'nın Ternopil kentindeki bir binayı füzeyle vurmasının ardından yükselen dumanlar (Reuters)

Rusya Savunma Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Rus hava savunma sistemlerinin gece boyunca ülkenin farklı bölgelerinde Ukrayna’ya ait 65 insansız hava aracını (İHA) düşürdüğünü duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Sputnik’ten aktardığı açıklamada, düşürülen İHA’ların Kırım, Voronej, Ryazan, Bryansk, Belgorod, Tula, Lipetsk ve Tambov bölgeleri üzerinde etkisiz hale getirildiği bildirildi.

Savunma Bakanlığı verilerine göre, Voronej’de 18, Ryazan’da 16, Belgorod’da 14, Tula’da 7, Bryansk’ta 4, Lipetsk’te 3, Tambov’da 2 ve Kırım’da 1 İHA düşürüldü.

Öte yandan, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’daki savaşı sona erdirmeyi hedefleyen yeni planı, Rusya’ya ülkenin doğusundaki kontrolü altında olmayan bölgeleri devretmeyi ve karşılığında ABD’nin Ukrayna ve Avrupa’ya olası bir Rus saldırısına karşı güvence sağlamasını öngörüyor. Şarku’l Avsat’ın Axios’tan aktardığına göre Beyaz Saray yetkilileri, savaş devam ederse Ukrayna’nın bu bölgeleri kaybedeceğini ve bu nedenle anlaşmaya varmanın ülke çıkarına olacağını belirtiyor.

Trump’ın 28 maddelik planına göre, Rusya Donbas olarak bilinen Luhansk ve Donetsk bölgelerinde fiilen tam kontrol sahibi olacak; Ukrayna’nın hâlâ kısmi kontrol sağladığı bu bölgelerden çekildiğinde ise bölge silahsızlandırılacak ve Rusya’nın asker konuşlandırmasına izin verilmeyecek.

Plan ayrıca, Herson ve Zaporijya bölgelerindeki mevcut kontrol hatlarının korunmasını ve Rusya’ya bazı toprakların müzakereler çerçevesinde devredilmesini öngörüyor.

Buna ek olarak plan, ABD ve bazı diğer ülkelerin Kırım ve Donbas’ı Rusya’ya ait topraklar olarak tanımasını kapsıyor; ancak Ukrayna’nın bunu resmi olarak kabul etmesi zorunlu kılınmıyor.