Haşimi Rafsancani'nin kızı İran'ın Viyana'daki müzakere yöntemini eleştirdi

Eski İran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani’nin kızı Faize Haşimi Rafsancani (Ensaf News)
Eski İran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani’nin kızı Faize Haşimi Rafsancani (Ensaf News)
TT

Haşimi Rafsancani'nin kızı İran'ın Viyana'daki müzakere yöntemini eleştirdi

Eski İran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani’nin kızı Faize Haşimi Rafsancani (Ensaf News)
Eski İran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani’nin kızı Faize Haşimi Rafsancani (Ensaf News)

Eski İran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani'nin kızı reformist siyasetçi Faize Haşimi, ABD'nin 2015 nükleer anlaşmasına dönüşünün ele alındığı Salı günü başlayan Viyana görüşmelerinde ülkesinin ABD heyeti ile aynı diyalog masasına oturmayı reddederek uyguladığı müzakere şekline yönelik sert eleştirilerde bulundu.
Haşimi, İran ve Amerikan heyetlerinin iki farklı otelde bulunarak iki ülkenin nükleer anlaşmaya geri dönmesi için Avrupa Birliği'nin (AB) arabuluculuğunda dolaylı müzakereler yürütmesiyle alay etti.
İran heyeti, bu hafta nükleer görüşmelerin yeniden başlamasının ardından ABD heyeti ile aynı masaya oturmayı reddetti ve nükleer anlaşmanın taraflarını bir araya getiren periyodik görüşmeler çerçevesinde doğrudan müzakerelere başlamadan önce ABD’nin nükleer anlaşmaya geri dönmesini ve yaptırımları kaldırmasını şart koştu. 
Haşimi, Ensaf News tarafından YouTube hesabı üzerinden yayınlanan özel röportajda, ülkesiyle Batı ülkeleri arasındaki müzakerelerin ‘şaşırtıcı bir şakaya dönüştüğünü’ belirterek şunları kaydetti:
"Viyana'ya gittik. ABD bir otelde biz başka bir otelde oturuyoruz. Avrupalılar diğer otele geçmeden önce bir tarafı dinliyor ve ardından diğer tarafı dinlemek için başka bir otele gidiyor. Bu komik değil mi?”
Haşimi açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
"Amerikalılarla yıllar önce müzakere etmek için masaya oturmadık mı? ABD’nin nükleer anlaşmaya dönmesi gerektiğini söylememiş miydik? Müzakere etmeliyiz, görüşmemek ne anlama geliyor? Amerikalılarla Irak ve Afganistan konusu ve diğer binlerce bölge için müzakerede bulunduk. Aynı şekilde kendimiz hakkında da Amerikalılarla müzakere etmeliyiz. Mevcut politikalar yanlış.”
İran'ın Arap komşuları ve özellikle Körfez ülkeleri ile ilişkilerinin bozulmasını eleştiren Haşimi, ‘ilk rehber’ Humeyni döneminde babasının Amerikalılarla ilişkileri normalleştirme çabasına atıfta bulunarak, babasının Humeyni’ye bir mektup gönderdiğini ve yaşadığı sürece iki sorunu çözmesini istediğini aktardı. Mektupta yazan iki sorunun Irak ile savaşın sona ermesi ve ABD ile ilişkiler olduğunu belirten Haşimi, babasının Washington ile ilişkilerini normalleştirme girişimlerinin engellendiğini kaydetti.
Haşimi adaylık talebinin, adayların başvurularını inceleyen Anayasayı Koruyucular Konseyi (Nigehban) tarafından reddedileceğinden emin olduğunu dile getirdiği halde yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olmaya hazır olduğunu ifade etti. Ayrıca, iki ülke arasında 40 yıldır çözülmemiş sorunları çözüme kavuşturmak için ABD ile doğrudan görüşmeler yapmaya hazır olduğunu belirtti.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.