AB, üye ülkelerin ilaç şirketleri ile pazarlık yapmalarını yasakladı

Dün Roma’da yaşlı bir kişiye Pfizer aşısı yapılırken (AP)
Dün Roma’da yaşlı bir kişiye Pfizer aşısı yapılırken (AP)
TT

AB, üye ülkelerin ilaç şirketleri ile pazarlık yapmalarını yasakladı

Dün Roma’da yaşlı bir kişiye Pfizer aşısı yapılırken (AP)
Dün Roma’da yaşlı bir kişiye Pfizer aşısı yapılırken (AP)

Avrupa Birliği’ndeki (AB) aşılama kampanyaları, yaza kadar yetişkin nüfusunun yüzde 70’ini aşılama hedefine gerçekleştirilmesinde hassas bir aşamaya girdi. Bu aşamada bazı AB ülkelerinin ek aşı dozu almak için ilaç şirketleri ikili anlaşmalar yapmaya yönelik çabaları, Avrupa Komisyonu’nun uyarıda bulunmasına neden oldu. Avrupa Komisyonu sözcüsü “Hükümetler siyasi ve kanuni olarak, AB ile bu şirketler arasında imzalanan anlaşmaların dışında aşı satın almak üzere ilaç şirketleriyle ikili anlaşmalara yönelik müzakere yapmamakla yükümlüdür” İfadelerini kullandı. Komisyon’un uyarısı, bazı devletlerin ilaç şirketleri ile iletişime geçmesinin doğrulanmasının ardından geldi. Bu bağlamda, İtalya hükümetinden üst düzey bir yetkili, Başbakan Mario Draghi’nin Amerikan şirketi Moderna’nın müdürü ile temasa geçtiğini ancak şirketle ikili bir anlaşma imzalama çabalarını reddetmişti.
Bazı Avrupa hükümetleri, geçtiğimiz haftalarda, taahhüt edilen aşı miktarlarının teslimatının gecikmesi halinde gerekli miktarlarda aşı almak için ilaç şirketleriyle görüşmeye hazır olduklarını belirtti. Almanya’nın Bavyera Eyaleti hükümeti iki gün önce yaptığı açıklamada, Sputnik aşısı için Rus firması ile 2,5 milyon doz satın almak için üzere ön sözleşme imzaladığını duyururdu. Hollanda hükümeti ve İtalya’nın Lombardiya bölgesi ile İspanya’nın Katalonya bölgesi yetkilileri de Rus aşısını satın almaya hazır olduklarını açıkladılar. AB İç Pazar Komiseri Thierry Breton Cuma günü Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda Rus aşısı ile ilgili olarak, aşının gelecek yıldan önce bu miktarlarda ihracat için hazır olmayacağını belirtti.
İtalyan resmi kaynakları, ilaç firmaları ile kurulan iletişimlerin, ilgili diğer ülkelerle koordineli olarak yürütüldüğünü, görüşmelerin Komisyon ile imzalanan anlaşmayı geçersiz bırakmayı amaçlamadığını, aksine söz konusu şirketlerin AB ülkelerine sevkiyatlarını arttırma ve AB’de aşı üreten tesislerin sayısı çoğaltmalarına yönelik baskı uygulandığını belirtti.
Komisyon sözcüsü, AB ile anlaşma imzalamamış şirketlerden aşı satın almalarını engelleyen herhangi bir yasal engel bulunmadığını açıklamıştı. AB ülkelerinin imzaladığı Avrupa Aşı Stratejisi “hükümetler ve şirketler arasında anlaşma çerçevesi dışındaki müzakereleri yasaklar ve devlet ve hükümet başkanları, Komisyon ile anlaşma imzalamış ilaç şirketleriyle ikili anlaşmalar imzalamama sözü verir” ifadelerini içerir. Komisyon’un anlaşma imzaladığı şirketler arasında Moderna, Pfizer, Johnson&Johnson ve AstraZeneca yer alıyor. Komisyon sözcüsü bunun sebebinin çok net olduğunu, bu maddenin özellikle de tüm göstergelerin gelecek yıllarda aşılara ihtiyacımız olacağını gösterdiğinden, üye ülkeler arasında yıkıcı bir aşı savaşının çıkmasını önlediğini belirtti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Fransa’da 24 saatte uygulanan aşı miktarında rekor kırılarak 510 bin aşı dozuna ulaştığını duyururken, AB Komisyonu bu yıl Ocak ayından bu yana AB dışı 42 ülkeye 81 milyon doz aşı ihraç edildiğini açıkladı.
Diğer yandan, Komisyon dün üye ülkelerin hükümetlere, Eylül ayında tüm AB sakinlerinin aşılanmış olmasının ardından, yeni bir aşılamaya hazırlıklı olarak gelecek iki yıl için ek 1,8 milyon doz aşının satın alınmasının onaylanması çağrısında bulundu. Komisyon kaynakları, üye devletlerin büyük ihtimalle yakında imzalanmasını onaylayacağı ve diğer şirketlerle benzer anlaşmalara gireceği bu yeni sözleşmenin, RNA teknolojisi sayesinde yeni viral mutasyonlardan korunmayı ve ilaç firmalarının çocuklar üzerindeki klinik deneyleri tamamlanmasının ardından çocukların aşılanmasını hedefliyor. Ünlü İtalyan immünoloji uzmanı Alberto Mantovani dün, Avrupa ülkelerinin aşı üretme imkanlarını güçlendirme çalışmalarını hızlandırmaları gerektiğini çünkü önümüzdeki birkaç yıl mevsimlik aşılama kampanyalarına ihtiyaç duyulacağını açıkladı.
Bu ihtiyati yöntem, Avrupa İlaç Ajansı’nın (EMA) iki gün önce, Pfizer ve Morderna’nın aksine, Sputnik ve AstraZeneca gibi geleneksel DNA teknolojisini kullanan Johnson&Johnson aşısını olduktan sonra kan pıhtılaşması gözlemlenen 5 vaka için inceleme başlatmasının ardından, dün, AstraZeneca aşısı yapıldıktan sonra çok nadir şekilde görülen 5 saç dökülmesi vakası için inceleme başlatması ile daha da önem kazanıyor.
Moderna aşısını üreten ABD’li biyokimya şirketinin müdürü Dan Staner dün yaptığı açıklamada, yeni nesil aşıların Ekim ayından itibaren hazır olacağını ve şimdiye kadarki en ölümcül varyant olduğu bilinen Güney Afrika varyantı başta olmak üzere yeni varyantlara karşı etkili olacağını açıkladı. Staner, şirketin şu anda AIDS, influenza ve bir dizi kanser tümörüne karşı aşılar da dahil olmak üzere RNA teknolojisi ile 24 aşının geliştirilmesi için çalıştığını belirtti.



Beyaz Saray yakınında silahlı saldırı: 2 ABD askeri vuruldu Beyaz Saray kapatıldı

Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)
Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)
TT

Beyaz Saray yakınında silahlı saldırı: 2 ABD askeri vuruldu Beyaz Saray kapatıldı

Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)
Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)

ABD medyası ABC News, Washington’da Beyaz Saray yakınında iki askerin silahlı saldırıya uğradığını bildirdi.

Beyaz Saray sözcüsü, Başkan Donald Trump’ın olay hakkında bilgilendirildiğini ve Beyaz Saray’ın kapatıldığını açıkladı.

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem ise iki Ulusal Muhafız mensubunun Washington’da silahlı saldırıya maruz kaldığını doğruladı, ancak detay vermedi.


İran, Hamaney sonrası döneme mi hazırlanıyor?

Hamaney'in resmi internet sitesinde yayınlanan, Salı akşamı dini törenlere katılımını gösteren fotoğraf
Hamaney'in resmi internet sitesinde yayınlanan, Salı akşamı dini törenlere katılımını gösteren fotoğraf
TT

İran, Hamaney sonrası döneme mi hazırlanıyor?

Hamaney'in resmi internet sitesinde yayınlanan, Salı akşamı dini törenlere katılımını gösteren fotoğraf
Hamaney'in resmi internet sitesinde yayınlanan, Salı akşamı dini törenlere katılımını gösteren fotoğraf

Financial Times, İran’daki elit çevrelerde özellikle Batı ve Arap ülkeleriyle ilişkiler konusunda dış politikanın yeniden şekillendirilmesi gerektiğine dair tartışmaların arttığını bildirdi. Bu tartışmalar, Haziran ayında İsrail ile yaşanan 12 günlük savaşın ardından gündeme geldi.

Habere göre, İran elitleri arasında bir değişim gözlemleniyor; devrimin ikinci kuşağı, üst düzey yetkililer ve yönetim içi önemli isimler bu tartışmalara dahil. Lider Ali Hamaney’in (86) görünürlüğü, İsrailli yetkililerin suikast tehdidi sonrası azaldı ve Hamaney’in yerine geçecek liderle ilgili spekülasyonlar gündeme geldi.

İçerideki pragmatik sesler arasında yer alan Hamza Safavi, İran’ın ABD ve İsrail’e karşı tutumunu yeniden değerlendirmesi gerektiğini vurguluyor ve Çin modelinden örnek veriyor. Eski parlamento üyesi Fazile Haşimi ise Washington ile diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasını ve İran’ın daha açık bir sisteme doğru adım atmasını savunuyor.

Şarku’l Avsat’ın Financial Times’tan aktardığı analize göre bu tartışmaların kısa vadede sınırlı etkisi olabileceğini, ancak Hamaney sonrası dönemin temel fikir ve nüfuz mücadelesini şimdiden şekillendirdiğini belirtiyor. Halkın, ideolojik çatışmaların ekonomik ve yaşam standartları üzerindeki etkilerinden endişeli olduğu vurgulanıyor.


Katz–Zamir geriliminin tırmanmasının nedeni Netanyahu’nun gizli planı mı?

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
TT

Katz–Zamir geriliminin tırmanmasının nedeni Netanyahu’nun gizli planı mı?

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)

İsrail Savunma Bakanı Yoav Katz ile Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun ofisinde düzenlenen uzlaşı toplantısında bir araya gelmiş olsalar da aralarındaki gerilim dinmedi. Tartışma, İsrail kamuoyunda büyük tepki yaratırken yorumcular bunu “öğretmenin çocukların kavgasından keyif aldığı bir anaokulu”na benzetiyor.

Anlaşmazlık, Zamir’in 7 Ekim 2023’te Hamas’ın saldırısı sırasında yaşanan “büyük başarısızlıktan” sorumlu tuttukları üst düzey subaylara ceza vermesiyle başladı. Savunma Bakanı Katz ise bu kararların kendisine danışılmadan alındığını söyleyerek uygulamayı reddetti. Uzmanlara göre konu artık yalnızca iki isim arasındaki bir çekişme değil; hükümet ile güvenlik kurumları arasındaki güç mücadelesine dönüşmüş durumda.

Netanyahu’nun bu krizi kendi lehine kullanmaya çalıştığı belirtiliyor. Başbakanın, yaklaşan Likud iç seçimleri öncesinde Katz’ın parti içindeki konumunu zayıflatmak, aynı zamanda Zamir’in ordudaki konumunu da tartışmalı hâle getirmek istediği ifade ediliyor.

Gerilim son olarak dün gece doruğa ulaştı. Netanyahu, iki tarafı barıştırmak için Katz ve Zamir’i birlikte toplantıya çağırdı. Ancak Katz toplantıya zamanında gelmedi ve iki ayrı görüşme yapılmasını tercih ettiğini bildirdi. Netanyahu’nun da bu talebi kabul ettiği aktarıldı.

Netanyahu’dan iki tarafa da mesajlar

Başbakanlık çevreleri, basına yapılan sızıntılarla iki tarafa da mesajlar iletti. Medyaya yansıyan haberlere göre Netanyahu, Katz’ın “Genelkurmay Başkanıyla gereksiz çatışma çıkardığını ve aşırı şekilde saygısız davrandığını” düşünüyor. Öte yandan başka sızıntılarda Netanyahu’nun, “Zamir’in atanmasının hata olduğunu düşündüğü, bağımsız hareket ettiği ve görev öncesi verdiği sözlerden döndüğü” iddia edildi.

fgthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, bir ordu karargahındabir araya geliyor. (İsrail hükümeti)

Bu sızıntılar kamuoyunda tartışma yaratınca, bu kez “askerî çevrelerin kasıtlı olarak gerilimi artırmak için bilgi sızdırdığı” iddia edildi. Netanyahu’ya yakın isimler, başbakanın Katz’ı da Zamir’i de görevden almayı planlamadığını savundu.

Çatışmanın kökeni

Gerilim, Zamir’in Hamas saldırısı sırasında güney cephesinden sorumlu komutanlara disiplin cezaları vermesi ve terfi listesini bakanlığa danışmadan hazırlamasıyla büyüdü. Katz, buna karşılık terfileri askıya aldı ve ordu içi incelemelerin yeniden araştırılmasını içeren başka bir komisyon kurdu.

Zamir, yapılan tüm atama ve cezaların “profesyonel askerî kararlar” olduğunu savunurken, Katz bunu “otoriteye başkaldırı” olarak niteliyor. Netanyahu ise hem Zamir’i “bakanı yok saymakla”, hem de Katz’ı “gerilimi tırmandırmakla” eleştirdi.

Orduyu suçlama stratejisi

Haaretz gazetesi, yaşananları “7 Ekim hükümetinin tüm sorumluluğu orduya yükleme çabasının” bir parçası olarak değerlendirdi. Gazete, hükümetin “kamuoyunun orduya güvenini sarsmayı, atamaları siyasallaştırmayı ve Genelkurmay Başkanı’nı küçük düşürmeyi” amaçladığını iddia etti.

Strateji uzmanı Efrahim Ganor da Maariv’e yaptığı açıklamada, yaşananların “devlet güvenliğini tehlikeye atan bir skandal” olduğunu belirterek, “Gerçek bir devlet adamı önceliğini güvenliğe ve ülkenin geleceğine verirdi” dedi.

Lapid’den Netanyahu’yu sıkıştıracak hamle

İsrail muhalefet lideri Yair Lapid, gelecek hafta ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze krizinin çözümü ve rehinelerin serbest bırakılması için sunduğu 20 maddelik planı Knesset’e oylatacağını açıkladı. Lapid’in amacı, bu plana karşı çıkan koalisyon partilerini zor durumda bırakarak Netanyahu’yu ABD yönetimi karşısında sıkıştırmak.

Lapid, muhalefetteki ortağı Avigdor Liberman’ı da plana destek vermeye ikna etmeye çalışıyor. “İsrail halkı, Başkan Trump’ın rehinelerin serbest bırakılması için yürüttüğü cesur girişime minnettardır” diyen Lapid, tüm partilere plana destek çağrısı yaptı.