Dibeybe’nin Türkiye ziyareti Hafter tarafını rahatsız etti

Libya Başbakanı Dibeybe’nin Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaret, Meraşal Halife Hafter kampında öfkeye neden oldu

Abdulhamid Dibeybe(Reuters)
Abdulhamid Dibeybe(Reuters)
TT

Dibeybe’nin Türkiye ziyareti Hafter tarafını rahatsız etti

Abdulhamid Dibeybe(Reuters)
Abdulhamid Dibeybe(Reuters)

Libya Ulusal Ordusu (LUO) lideri Mareşal Halife Hafter'in, Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2019 yılında imzalanan tartışmalı Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası’na olan bağlılıklarını teyit etmeleri karşısında sessizliğini sürdürüyor. Ancak Hafter'e yakın kaynaklar, her iki tarafın söz konusu anlaşmaya bağlılıklarını teyit etmelerinin, Dibeybe’nin ‘Libya'nın ulusal egemenliğini koruma taahhütleriyle çeliştiğini’ ifade ediyorlar.
Kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir kaynak, Başbakan Dibeybe’nin Türkiye ile ittifak halindeki tutumlarının, ‘LUO ve Hafter ile arasındaki mesafeyi daha da derinleştirdiğini’ söyledi. Kaynağa göre Dibeybe’nin sık sık tekrar ettiği taahhütlerine rağmen, Hafter'le görüşmeyi veya temasa geçmeyi görmezden gelmesinin ve bugüne kadar ülkenin doğusunda yer alan Bingazi'yi ziyaret etmekten kaçınmasının, ülkenin güvenliği ve istikrarının çıkarına olmayan bir soru işaretinin belirmesine yol açıyor.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dibeybe ile düzenledikleri ortak basın toplantısında, Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası’nın her iki ülkenin de ulusal çıkarlarını ve geleceğini garanti altına aldığını söylerken Dibeybe ise bu anlaşmaların sağlam temellere dayandığını ve iki ülkenin de çıkarlarına hizmet ettiğini kaydetti.
Trablus ile Ankara arasında imzalanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası’na karşı çıkan Yunanistan, yedi yıllık aranın ardından geçtiğimiz Pazartesi günü Trablus’taki büyükelçiliğinin yeniden açılması sırasında yapılan açıklamada anlaşmanın iptal edilmesi çağrısında bulundu. Bu gelişme, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın Dibeybe’nin yardımcısı Hüseyin Atiyye el-Katrani ile Bingazi'de gerçekleştirdiği görüşmenin ardından gerçekleşti. Yunanistan,  ‘hukuki dayanağı olmadığını’ ileri sürdürdüğü anlaşmanın Libya Temsilciler Meclisi (TM) tarafından onaylamadığına dikkat çekiyor.
Diğer yandan TM Başkanı Akile Salih, Yunan şirketlerini Libya’nın yeniden yapılanmasına katkıda bulunmaya çağırdı. Salih, Libya'nın doğusundaki el-Kubba kentinde Yunanistan Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmede, Yunanistan’ın Libya halkını destekleyen tutumuna övgüde bulunarak, iki halk arasındaki ilişkileri ortak çıkarlara ulaşacak şekilde ilerletmek istediklerini vurguladı.
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı'na Bingazi’deki Yunanistan konsolosluğunu yeniden açtığı ve çalışmalarına geri döndüğü için teşekkür eden Salih, iki ülke arasındaki vize işlemlerini kolaylaştırmanın yanı sıra deniz ve hava yolu ile ilgili çalışmalara devam edilmesini istediklerini kaydetti.
Bakan Dendias ise Salih'i Yunanistan'ı ziyaret etmeye davet ederek iki ülke arasındaki ilişkilerin her düzeyde daha da derinleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Libya’daki Çadlı paralı askerler ülkelerine geri döndü
Çad hükümeti resmi bir açıklama yaparak, Libya'daki ‘Çadlı paralı askerler’ olarak tanımladıkları kişilerin, ‘Çad topraklarına girdiklerini’ duyurdu.  Açıklamada, ‘İsyancıların, savunma ve güvenlik güçleri tarafından takibe alındıkları’ belirtildi.
Çad ordusu, isyancıların, ülkede cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapıldığı gün Çad'ın kuzeyinden giriş yaptıklarını duyurdu. Ordu açıklamasında, başkent Encemine’nin bin kilometre (600 mil) kuzeyinde bulunan Tibesti bölgesinin Zork şehrinde bir grup teröristin tespit edildiği aktarıldı.
Ordu sözcüsü Azim Bremandua Aguna yaptığı açıklamada, isyancı grupların şu ana kadar savunma ve güvenlik güçleriyle karşı karşıya gelmekten kaçınan bir strateji seçtiklerini, olası bir saldırıyı etkisiz hale getirmek için gerekli adımların atıldığını belirtti.
Buna karşın isyancı gruplardan oluşan bir koalisyon, Çad'ın Nijer ve Libya sınırlarına yakın Zork şehri de dahil olmak üzere birçok askeri bölge ve garnizonu ‘direnişle karşılaşmadan’ ele geçirdiğini iddia etti.
Muhalif Çad’ın Kurtuluşu Hareketi tarafından yapılan açıklamada, unsurlarının şehrin derinliklerine doğru ilerlediği, onlarca zırhlı aracın imha edilmesinin yanı sıra iki helikopter ve bir Suhoy model savaş uçağının vurulduğu belirtildi.



Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
TT

Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)

130'dan fazla yardım ve sivil toplum kuruluşu (STK), faaliyetleri kaosa yol açan ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) kapatılması için çağrı yaptı.

Oxfam, Save the Children ve Af Örgütü'nün de aralarında bulunduğu kuruluşların bugün yayımladığı ortak açıklamada, GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinlinin yardım bölgelerinde öldürüldüğüne dikkat çekiliyor.

Kuruluşlar, sivillere yönelik saldırılarda çoğunlukla çocukların öldürüldüğünü vurgulayarak, GHF'nin insani yardım çalışmalarının tüm normlarını ihlal ettiğini belirtiyor:

Gazze'deki Filistinliler imkansız bir seçimle karşı karşıya: Ya açlıktan ölecekler ya da ailelerini doyurmak için çaresizce yiyeceğe ulaşmaya çalışırken vurulacaklar.

İsrail askerlerinin erzak dağıtım bölgelerindeki Filistinli sivillere "rutin olarak" ateş açtığı, Washington ve Tel Aviv destekli vakfın Gazze'deki durumu daha da kötüleştirdiği ve faaliyetlerinin sonlandırılması gerektiği ifade ediliyor.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

İsrail gazetesi Haaretz'in cuma günkü haberinde, kimliklerinin gizli tutulmasını isteyen İsrailli askerler, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilere ateş açma talimatı aldıklarını söylemişti. Askerler, Filistinlilerin orduya ait mevzilerden uzak tutulması için böyle bir emir verildiğini ancak "gereksiz yere ölümcül güç kullanmaktan endişe duyduklarını" belirtmişti.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ise iddiaları yalanlayarak "dağıtım merkezlerindekiler de dahil hiçbir sivile kasten ateş etme emri verilmediğini" savunmuştu. Başbakan Binyamin Netanyahu da gazeteyi orduya karşı dezenformasyonla suçlamıştı.

Diğer yandan İsrail ordusu, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilerin öldürülmesine dair soruşturma başlatıldığını da duyurmuştu. Ordudan dün yapılan açıklamada, GHF'nin yardım merkezlerine giden yollara yön ve uyarı levhaları yerleştirileceğini, sahalara erişimin iyileştirileceğini bildirmişti.

Independent Türkçe, BBC, Haaretz