Mısır: Nahda Barajı oldu bittiye getirilerek doldurulamaz

Nahda Barajı’nın 20 Temmuz’da çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)
Nahda Barajı’nın 20 Temmuz’da çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)
TT

Mısır: Nahda Barajı oldu bittiye getirilerek doldurulamaz

Nahda Barajı’nın 20 Temmuz’da çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)
Nahda Barajı’nın 20 Temmuz’da çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)

Kahire, Addis Ababa’nın, Nahda Barajı’nın önümüzdeki Temmuz ve Ağustos ayları için planlanan dolum süreci çabalarını durdurmaya yönelik faaliyetlerine devam ediyor. Mısır Sulama Bakanlığı ise yaptığı açıklamada söz konusu durumun projenin faaliyetlerini engelleyen teknik sorunlardan kaynaklandığını belirtti.
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, kıta ülkelerinin 5 liderine Mısır’ın konuyla ilgili tutumunu netleştirme noktasında, Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin mesajını iletmek üzere Afrika turuna devam ediyor.
Etiyopya Başbakanı iki gün önce yaptığı açıklamada, “(Daha önce gerçekleştirilmeyen) dolum süreci ikinci kez başlatılacak. Temmuz ve Ağustos aylarında şiddetli yağmurların olduğu dönemde gerçekleşecek” dedi. Etiyopya, Pazartesi günü, Güvenlik Konseyi üyelerini Mısır ve Sudan’a, Nahda Barajı’nın ilk dolum ve yıllık faaliyetleri ile ilgili üçlü müzakerelere geri dönme ve Afrika Birliği’nin (Afb) yürüttüğü sürece saygı gösterme noktasında çağrı yapması için seslendi.
Mısır Sulama Bakanlığı yaptığı açıklamada, “Etiyopya Nahda Barajı rezervuarını tamamen doldurmak için tekrar girişimde bulunuyor. Bu girişimin parçası olarak Barajın orta kısmının boşaltılmasına hazırlık olarak fazla suyun bir yerden başka bir yere tahliye edilmesini sağlayan sistem kapaklarını (savakları) açtığını” açıkladı.
Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Addis Ababa’nın söz konusu konuda aldığı önlemlerde bir takım yanlışlıklar olduğu belirtildi.
Mısır Sulama Bakanlığı, söz konusu savakların Mavi Nil’in ortalama hızını geçme kabiliyetine sahip olduğu iddiasında bulundu. Her iki savak noktası içinde mevcut bertaraf kapasitesinin günlük 50 milyon metreküpü geçmediğinden, söz konusu iddianın yanlış olduğu belirtildi. Bu, iki havza ülkesinin de ihtiyaçlarını karşılamayan ve Mavi Nil’in akıntısına eşdeğer olmayan bir miktar.
Etiyopya’nın açıklamalarına göre, bu yıl ikinci kez doldurma girişiminde bulunması ve büyük miktarlarda su depolanmasının nehir sistemini büyük ölçüde etkileyeceği belirtildi. Bunun nedeninin, barajdan boşaltılan su ve doldurma işlemleri sırasında tek kontrol noktasının söz konusu savaklar olması olarak ifade edildi. Önümüzdeki Temmuz ayından itibaren durumun daha karışık hale gelebileceği belirtildi.
Kahire ve Hartum bağlayıcı bir anlaşma olmaksızın barajın doldurulması noktasında Addis Ababa’nın “tek taraflı eylemleri” olarak isimlendirilen faaliyetlerine itiraz ediyor. Ayrıca bu ay başında Kongo tarafından düzenlenen görüşmelerde de bir anlaşmaya varılamadı. Mısır ve Sudan uluslararası arabulucuların müzakerelere dahil olması çağrısında bulunurken, Etiyopya bu yaklaşımı kabul etmiyor.
Mısır Sulama Bakanlığı, dolu savakların Temmuz ve Ağustos aylarında normalden daha az seviyelerde suyu serbest bırakacağını belirtti. Öyle ki 595 metre seviyesine ulaşıldığı varsayılarak, savakların maksimum bertarafının ayda 3 milyar metreküp olması tahmin ediliyor. Bu durum hafif bir sel durumunda aşağı havzadaki iki ülke olan Mısır ve Sudan’ın zarar görmesi ve daha şiddetli bir selde durumun daha da kötüye gitmesi anlamına geliyor. Söz konusu durum bağlayıcı bir yasal anlaşmanın yapılmasının kaçınılmaz olduğunu teyit eder nitelikte.
Mısır Sulama Bakanlığı, müzakerecilerin, 2012 ve 2015’te söz konusu drenajların aşağı havza ülkelerinin ihtiyaçlarını karşılama noktasında artırılması gerektiği ile ekstra maliyeti finanse etme, barajın dolum ve işletilmesi noktasındaki faaliyetlerde daha fazla esneklik sağlama ve çeşitli sel ve kuraklık durumlarıyla başa çıkma talebinde bulunduklarını hatırlattı. Etiyopya ise, savakların yeterli olduğunu söylemiş ve elektrik kesintisi durumunda sürekli olarak çalıştırılabileceği iddiasında bulunmuştu.”
Mısır tarafından yapılan açıklamada, barajın işletilmesi ve elektrik üretme yöntemi ile ilgili teknik ayrıntılar ele alındı. Söz konusu açıklamada, 13 türbinin henüz çalıştırılmaya hazır olmadığı bilgisi yer aldı.
Öte yandan Etiyopya barajın planlanan elektrik üretimine hazır olmamasına rağmen, barajı ikinci yılında doldurarak aşağı havza ülkelerine bir oldu bitti dayatma noktasında yarışıyor.
Mısır Sulama Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Etiyopya’nın barajı uygunsuz bir şekilde inşa ettiği aktarıldı. Konuya ilişkin, barajın bir çok noktasına dökülen betonların homojen olmaması ve projenin bir çok kez durmasına sebep olan yolsuzluk şüphelerinden örnekler verdi.
Diğer taraftan, Afrika kıtasının 5 ülkesini kapsayan bir turla üçüncü durağını ziyaret eden Mısır Dışişleri Bakanı dün, Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa ile görüştü. Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından, Sisi’nin, Şükri ile birlikte Nahda Barajı müzakerelerinin mevcut durumu ve Mısır’ın bu konudaki tutumuna ilişkin bir mektup gönderdiği bildirildi.
Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Hafız dün yaptığı açıklamada, söz konusu ziyaretin, Mısır’ın konumu ve Afrika Birliği’ndeki mevcut üyeliği ışığında, Güney Afrika ile olan koordinasyon ve istişare kararlılığı çerçevesinde gerçekleştiğini belirtti.
Hafız, Şükri’nin Mısır’ın sahip olduğu samimi siyasi iradeyi söz konusu görüşmelerde gösterdiğini vurgulayarak, üç ülkenin çıkarlarını sağlama ve haklarını koruma noktasında, Nahda Barajı’nın tam kapasite doldurulması ve işletilmesi çerçevesinde bağlayıcı bir yasal anlaşmayı öngören müzakere sürecini başlatmayı hedeflediğini bildirdi. Anlaşmaya varılmasının bölgesel güvenlik ve istikrarı sağlama noktasındaki önemi belirtildi.
Mısırlı Bakanın Afrika tur programında Kenya ve Tunus (BM Güvenlik Konseyi’nin daimi olmayan üyeleri) ile Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Senegal ve Komorlar bulunuyor.



Mısır Türkiye’den neden SİHA alıyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mısırlı mevkidaşı Sisi, Kasım ayında Riyad’da düzenlenen Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nin oturum aralarında görüştü (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mısırlı mevkidaşı Sisi, Kasım ayında Riyad’da düzenlenen Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nin oturum aralarında görüştü (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır Türkiye’den neden SİHA alıyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mısırlı mevkidaşı Sisi, Kasım ayında Riyad’da düzenlenen Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nin oturum aralarında görüştü (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mısırlı mevkidaşı Sisi, Kasım ayında Riyad’da düzenlenen Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nin oturum aralarında görüştü (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 14 Şubat’ta Kahire’ye yapması beklenen ziyaretten hemen önce, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, iki ülke arasındaki normalleşme süreci kapsamında, Mısır’ın Türkiye’den silahlı insansız hava aracı (SİHA) alacağını açıkladı.

Bu adım, Mısır’ı Türkiye’den SİHA almaya iten nedenlere ilişkin soru işaretlerini gündeme getirdi.

Uzmanlar anlaşmayı, ilişkilerin yeniden canlanmasının ardından ‘iki ülke arasında artan yakınlaşmanın göstergesi’ olarak değerlendirdi.

Fidan Pazar günü yaptığı açıklamada şunları söyledi;

Normalleşme süreci büyük ölçüde tamamlandı. İki ülke arasındaki ilişkiler bölgenin güvenliği ve ticareti açısından önemlidir. Akdeniz’in güvenliği için Mısır’la ciddi ilişkiler kurmamız gerekir. Mısır’a SİHA verme konusunda onlarla anlaştık.

Erdoğan’ın Kahire ziyareti, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin on yıl süren bir kopuşun ardından geçen yıl büyükelçilik seviyesine yükseltilmesinden bu yana ilk ziyaret olacak.

Erdoğan, Kahire’ye son ziyaretini Kasım 2012’de gerçekleştirmiş ve ziyaret sırasında merhum Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile görüşmüştü.

Fidan açıklamasında, Erdoğan’ın Mısırlı mevkidaşı Abdulfettah Es-Sisi ile ticaret, enerji ve güvenlik dahil ikili ve bölgesel konuları görüşeceğini de bildirdi.

Mısır-Türkiye ilişkileri, Ankara’nın 30 Haziran 2013 devriminin ardından Mısır’da yasaklanan Müslüman Kardeşler (İhvan) grubuna verdiği destek nedeniyle, tam on yıl süren kesinti ve gerginlikten sonra, geçtiğimiz aylarda artan bir normalleşme eğilimine tanık oldu.

İki ülke, geçtiğimiz Temmuz ayında diplomatik ilişkileri büyükelçilik düzeyine çıkardıklarını açıkladı ve iki ülke cumhurbaşkanları geçtiğimiz yıl uluslararası etkinliklerin oturum aralarında iki kez bir araya geldi.

İki ülkenin bakanları ve önde gelen yetkilileri de birçok kez bir araya geldi.

Türkiye’nin SİHA anlaşması, iki ülke arasındaki ilişkilerin özellikle askeri alanda normalleşmesinin yeni bir işareti olarak görülüyor.

Mısırlı askeri uzman emekli Tümgeneral Samir Farag, özellikle son zamanlarda SİHA’ların önemine dikkat çekti.

Şarku’l Avsat’a görüş bildiren Farag, “Modern savaşlarda, önemi Rusya-Ukrayna savaşı sırasında ortaya çıkan insansız hava araçları da dahil olmak üzere yeni yöntemler ve silahlar var” dedi.

Farag, Türkiye’nin Bayraktar’ının yanı sıra İran, Çin, Rus ve ABD menşeili olmak üzere çeşitli askeri SİHA’lar olduğuna vurgu yaparak, “Her tipin kendine has potansiyeli, kabiliyeti ve diğerinden farklı yükü var” dedi.

Uluslararası Siyasi Çalışmalar Enstitüsü’nün (ISPI) 2021 tarihli raporunda, “Bundan önceki beş yıl içinde İsrail hariç Ortadoğu bölgesinde SİHA’lara yapılan harcamanın miktarı 1,5 milyar dolardı. Önümüzdeki on yılda SİHA pazarına yapılan yatırımların 100 milyar dolara ulaşması bekleniyor” denildi.

Türkiye’nin SİHA’ları büyük ün kazandı ve Suriye, Libya, Azerbaycan ve Ukrayna’daki savaşta görülen rollerinin ardından uluslararası talep arttı.

Addis Ababa’nın Nil Nehri’nin ana kolu üzerine inşa ettiği, Kahire’nin sudan payını etkileyeceğinden korktuğu Nahda Barajı (Rönesans Barajı) nedeniyle Mısır’la ilişkileri gerginleşen Etiyopya da dahil olmak üzere birçok Afrika ülkesi bu SİHA’lardan satın aldı.

Farag açıklamasında, “Mısır’ın silah kaynaklarını çeşitlendirme konusundaki istekliliğinin bir parçası olarak, Türkiye’nin kendisine SİHA sağlama teklifini kabul etti” ifadelerini kullandı.

Ayrıca, Mısır’ın SİHA ürettiğini ancak, Türk menşeili SİHA’nın bunlardan farklı olduğunu ve ülkenin çeşitli yeteneklere sahip modern silahlara sahip olmasının önemli olduğunu belirtti.

Henüz ayrıntıları Ankara tarafından açıklanmayan anlaşmaya ilişkin, Mısır’dan resmi bir yanıt gelmedi.

Mısır ordusu, Aralık ayında Kahire’de düzenlenen EDEX Savunma Sanayii Fuarı’nda, keşif drone’ları da dahil İHA filosunu sergiledi.

Fuarda ayrıca, İHA ve SİHA’ları tespit etmek ve taktik seviyeye kadar karşı koymak için sistemlerin tasarımını ve üretimini içeren bir sistem de tanıtıldı.

Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komitesi Başkanı Tümgeneral Ahmed el-Avadi konuya ilişkin Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi;

Sisi’nin cumhurbaşkanı olmasından bu yana silah kaynaklarını çeşitlendirme konusunda istekli olan Mısır, İsrail’le yapılan barış anlaşması çerçevesinde ABD yardımlarından elde ettikleriyle sınırlı kalmadı, Fransa, Rusya ve birçok ülkeden silah almaya başladı. Bu politika, Mısır ordusunu güçlendirmeyi ve devletin kararlarına siyasi kısıtlamalar getirmeden ulusal güvenliği korumayı amaçlıyor.

Avadi, Mısır ordusunun modern silahlarla desteklenmesi için Türk SİHA’ları almanın önemine de dikkat çekti.

Son yıllarda, Almanya, Rusya ve ABD ile yapılan diğer anlaşmaların yanı sıra, 2021’de 30 Fransız Rafale savaş uçağının satın alınması da dahil olmak üzere, Mısır ordusunun gerçekleştirdiği birçok silah anlaşmasına tanık olundu.

Türkiye konusunda uzman olan Mısırlı araştırmacı Kerem Said, “Mısır-Türkiye ilişkileri askeri ve ekonomik alanda, iki ülke arasındaki uzaklaşma döneminde bile durmadı” dedi.

Şarku’l Avsat’a konuşan Said şu ifadeleri kullandı;

On yıldan uzun süredir devam eden siyasi anlaşmazlığa rağmen, her iki ülke de ilişkilerin tamamen kopma noktasına gelmemesinden yanaydı. Türkiye’nin SİHA anlaşması, Sisi ile Erdoğan’ın Katar’da düzenlenen Dünya Kupası’nın oturum aralarında yaptığı görüşme ve daha sonraki toplantılarda buzdağının kırılmasıyla iki ülke arasındaki ilişkilerde dikkate değer bir yakınlaşmanın göstergesidir.

Kahire ile Ankara arasında eşi benzeri görülmemiş düzeyde ekonomik ilişkilere dikkat çeken Said, “Askeri ve güvenlik işbirliğini geliştirmek ve zorlukların üstesinden gelmek için verimli, destekleyici bir ortam var” dedi.

Said, Mısır’ın herhangi bir yabancı varlığı reddettiği Libya konusunda işlerin daha büyük bir anlaşmaya doğru gittiğini söyleyerek, değerlendirmesine şöyle devam etti;

İki ülke arasında deniz sınırları konusunda da herhangi bir hukuki ihtilaf bulunmuyor ve Akdeniz’deki gizli zenginliklerden yararlanma konusunda anlaşma var. Bu konudaki anlaşmazlık Yunanistan ve Kıbrıs’ladır (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi) ve Kahire bu sorunu yatıştırmada arabulucu rolü oynayabilir.

Said ayrıca, “Erdoğan’ın yaklaşan ziyaretini duyurmak ve SİHA anlaşmasından bahsetmek, daha fazla yakınlaşmaya ve zorlukların üstesinden gelmeye yönelik eğilimi doğruluyor” diye ekledi.