NASA'dan devrim niteliğinde hamle: Mars'ta ilk kez oksijen üretildi

Perseverance, karbondioksit ağırlıklı Mars atmosferinden oksijen üretti. (Reuters)
Perseverance, karbondioksit ağırlıklı Mars atmosferinden oksijen üretti. (Reuters)
TT

NASA'dan devrim niteliğinde hamle: Mars'ta ilk kez oksijen üretildi

Perseverance, karbondioksit ağırlıklı Mars atmosferinden oksijen üretti. (Reuters)
Perseverance, karbondioksit ağırlıklı Mars atmosferinden oksijen üretti. (Reuters)

NASA'nın Mars'taki uzay aracı Perseverance, astronotların bir gün Kızıl Gezegen'i keşfetmesini sağlayabilecek bir ilke imza attı ve karbondioksit ağırlıklı Mars atmosferinden oksijen üretti.
18 Şubat 2021'de Kızıl Gezegen'in Jezero Krateri'ne inen Perseverance, yüksek teknolojili birçok aygıtın yanı sıra oksijen üretebilen deneysel bir cihaz da taşıyor.
Mars Yerinde Oksijen Kaynağı Kullanma Deneyi (MOXIE) ismi verilen cihaz, ince atmosferinde binde ikiden daha az oksijen barındıran gezegende oksijen üretmeyi başardı.
MOXIE'nin başarısı, 20 Nisan Salı günü, Ingenuity helikopterinin ilk uçuşundan bir gün sonra gerçekleşti.
NASA'nın Uzay Teknolojisi Görev Müdürlüğü'nün yöneticisi Jim Reuter, "Bu, Mars'ta karbondioksiti oksijene dönüştürmede kritik bir ilk adım" diye konuştu:
"MOXIE'nin yapacak daha çok işi var. Ancak teknolojiyi tanıttığımız bu sonuç, Mars'a insan gönderme hedefine doğru ilerlerken umut oldu."
MOXIE ekibi tarihi başarı öncesinde cihazı iki saat ısıttı ve ardından bir saat oksijen vermesini sağladı.
NASA yetkilileri, MOXIE'nin bu süre zarfında bir astronotun 10 dakika boyunca kolayca nefes almasını sağlayacak kadar (5,4 gram) oksijen ürettiğini söyledi.
Bu ilk denemede bilim insanları, cihazı maksimum kapasiteyle çalıştırmadı. Zira cihazın saatte yaklaşık 10 gram oksijen üretebileceği düşünülüyor.
Ekip, bir Mars yılı boyunca (Dünya'da yaklaşık 687 gün) yaklaşık 9 deneme daha yapmayı planlıyor. Denemelerin sonunda cihazın maksimum performansını göstereceği tahmin ediliyor.
İnsanlı Mars görevlerinde oksijenin önemi
Oksijenin uzay görevlerinde taşınması çok zor çünkü çok fazla yer kaplıyor. Gelecekte Mars'a gidecek astronotların yakıt olarak kullanacağı oksijen bir yana, yalnızca soluyacağı oksijenin taşınması bile mümkün görünmüyor.
NASA, ekmek kızartma makinesiyle hemen hemen aynı boyutlardaki MOXIE'yle birlikte işte bu soruna çözüm bulmayı hedefliyor.
Devrim niteliğindeki minik cihaz, karbondioksitten oksijen üretiyor ve işlemin sonucunda karbonmonoksiti atık ürün olarak Mars atmosferine salıyor.
Bu dönüşüm işlemi yaklaşık 800 santigrat derecelik sıcaklıklarda gerçekleşiyor. Bu nedenle MOXIE ısıya dayanıklı malzemelerden yapıldı ve ısının Perseverance'ın gövdesine yayılmasını önlemek için ince bir altın kaplamayla tasarlandı.
MOXIE deneyinin baş araştırmacısı Michael Hecht göre, solunması çok tehlikeli olan zehirli atık karbonmonoksit için de endişelenmeye gerek yok. Çünkü bu gaz Mars atmosferine katılsa da kayda değer ölçüde bir değişiklik yaratmayacak.
Business Insider'a konuşan Hecht konuyla ilgili şu açıklamalarda bulunmuştu:
"Karbonmonoksit Mars atmosferine salınırsa, küçük miktardaki artık oksijenle bir araya gelecek ve yeniden karbondioksite dönüşecektir."



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news