Tunus’ta Cumhurbaşkanı Said'in ve Meclis Başkanı Gannuşi’nin istifası istendi

Tunus siyasetinde hedef hükümetin performansını etkileyen siyasi krizin aşılması.

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (Reuters)
TT

Tunus’ta Cumhurbaşkanı Said'in ve Meclis Başkanı Gannuşi’nin istifası istendi

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (Reuters)

Tunus'ta üç siyasi lider arasında krize dönüşen anlaşmazlık sürüyor. Muhalefetteki demokratik blok milletvekili Iyaşi Zemal, devlet kurumlarını saran, hükümetin işleyişini engelleyen ve bir bütün olarak siyasi arenada gerginliğe neden olan krizin üstesinden gelmek için Cumhurbaşkanı Kays Said ve Meclis Başkanı Raşid Gannuşi'ye görevlerinden ayrılmaları çağrısında bulundu. Zemal, iki ismin olumlu davranmaları ve krizden çıkmak için ortak tavizler vermeleri gerektiğini bildird. Zemal, Başkan Said’den, özellikle mevcut anayasadaki birçok boşluktan dolayı yeni anayasanın hazırlanması veya şu anki anayasada reform yapılması ile seçim kanununun ve siyasi partiler kanunun gözden geçirilmesi için diyaloga girmesi çağrısında bulundu. Raşid Gannuşi’den de hem kendisi hem de Tunus için meclis başkanlığı görevinden istifa etmesini istedi. İstifanın, Gannuşi’nin halk nezdindeki itibarını artıracağını, böylelikle ülkeye hizmet etmiş olacağını ve Tunus’y siyasi rekabetten kurtaracağını vurguladı.
Muhaleffetteki Cumhuriyet Halk Birliği Partisi lideri Lütfi el-Marayihi de sosyal, ekonomi ve sağlık alanında yaşanan sorunları çözüme kavuşturacak, cesur vizyona sahip olmayan bir hükümetle mevcut durumun devam edemeyeceğini söyledi. Üç lider  arasında (Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakan) sükunetin hakim olması gerektiğini kaydetti. Marayihi ayrıca tüm Tunusluları birleştiren bir makamda olması nedeniyle Cumhurbaşkanı’nın pozisyonunu değiştirerek siyasi tarafların tümüne aynı mesafede bir tavır takınması gerektiğinin altını çizdi. Mevcut siyasi yapının Tunus’un durumunun ciddiyetinin farkında olmaması nedeniyle Said'i muhaliflerini marjinalleştirme kampanyalarını durdurmaya çağırdı.
Nahda Hareketi Şura Konseyi Başkanı Abdülkerim Haruni, meclisteki bir azınlığın, dış güçlerin ve Kartaca köşkü içindeki tarafların desteğini alan Cumhurbaşkanı'nı ‘yasal diktatör’ olarak nitelendirdi.
Gannuşi ile Cumhurbaşkanı Said arasında süren anlaşmazlığa dair de değerklendirmelerde bulunan Haruni, "Nahda’nın pozisyonu kendisine  saldırmak değil, devlet başkanını savunmaktır. Nahda, Cumhurbaşkanı hakkında endişe duyuyor. Ondan korkmuyor” dedi. Cumhurbaşkanı’na açıklamalarında gerginliği artıran üslubunu bırakması çağrısında bulundu. Haruni, meclis tarafından onaylanan,11 bakanı içeren kabine değişikliğinin Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmemesi sebebiyle Başbakan Hişam el-Meşişi’yi de eleştirdi. Meşişi’nin her seviyede tüm sorunların çözülmesine yoğunlaşmak için anayasal yetkilerin uygulanmasını ve görevleri onaylanan bakanların işlerini yapabilmeleri için kalan adımların tamamlanmasını talep ettiğini söyledi.
Diğer yandan, başkentteki Asliye Mahkemesi Sözcüsü Muhsin el-Dali, Cumhuriyet Savcılığı’nın milletvekili Raşid el-Hiyari'nin Cumhurbaşkanı Said'i seçim kampanyası sırasında şüpheli Amerikan fonları almakla suçladığı ifadeleri ile ilgili incelemesini sürdürdüğünü aktardı.
Dali, Cumhuriyet Savcılığı’nın, milletvekili el-Hiyari’nin yayınladığı videoya ilişkin inceleme raporunu ve Cumhurbaşkanı Kays Said’in seçim kampanyalarının finansmanı ile ilgili iddiaları nisan ayı başında uzman güvenlik birimlerine yönlendirdiğini bildirdi.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.