Suriye Cumhurbaşkanlığı seçimleri için üç aday

Esed rejiminin güvenlik güçleri, başkentin merkezindeki kontrol noktalarından geçenleri denetliyor

2014 seçimlerinde Beşşar Esed’in Şam’daki kampanyasından bir fotoğraf (AP)
2014 seçimlerinde Beşşar Esed’in Şam’daki kampanyasından bir fotoğraf (AP)
TT

Suriye Cumhurbaşkanlığı seçimleri için üç aday

2014 seçimlerinde Beşşar Esed’in Şam’daki kampanyasından bir fotoğraf (AP)
2014 seçimlerinde Beşşar Esed’in Şam’daki kampanyasından bir fotoğraf (AP)

Suriye’nin başkenti Şam’daki kaynaklar, 26 Mayıs’ta yapılacak devlet başkanlığı seçimlerine aday olmak için üç kişinin Halk Konseyi’nden (parlamento) onay almasını bekliyor. Seçim tarihinin ilanı sonrasında ise başkent Şam’ın merkezinde ‘patlayıcı maddelere’ ilişkin endişe yaşanıyor.
Russia Today internet sitesinin kaynaklardan aktardığına göre aday Abdullah Sellum Abdullah, 35 konsey üyesinin desteğini kazanarak, mevcut Devlet Başkanı Beşşar Esed ile seçimlere aday oldu. Kaynaklar, iktidardaki Arap Sosyalist Baas Partisi (167 üye) ve Ulusal İlerici Cephe (13 üye) üyelerinin, 26 Mayıs’ta yapılması planlanan seçimlere adaylık başvurusunu kabul etme şartı olarak, anayasada belirtilen düzeyle Esed ve Abdullah’a oy verdiğini belirtti. Kaynaklara göre Esed’e bağımsızlardan ise 70 oy geldi.
Bu bağlamda Abdullah’ın Esed’in yanı sıra seçimlere gireceği kesinleşmiş oldu. Ancak üçüncü aday hususunda henüz karar verilmedi. Kaynaklar, Faten Nahar’ın (adaylık başvurusu yapan ilk kadın) veya Mahmud Merii’nin Esed ve Abdullah’ın yanı sıra 35 oya sahip olmasının uzak bir ihtimal olarak görmüyor. Suriye anayasası, bir adayın seçimlerde resmi aday olabilmesi için Halk Konseyi’ndeki üyelerin 35’inin desteğine ulaşmasını gerekli kılıyor. Bunun yanı sıra Şam şehri eteklerindeki askeri ve güvenlik kontrol noktaları, başkentin merkezinde bomba yüklü araçların ve patlayıcı maddelerin infilak etmesi korkusu nedeniyle, Şam’ın merkezine giden araçları yoğun kontrollerden geçiriyor.
Halk Konseyi’nin devlet başkanlığı seçimlerinin tarihini belirlemesi sonrasında Şam’ın merkezine giden araç sahipleri, kontrol noktalarına konuşlanmış unsurların, başkente girmeden önce araçlarına ve içerisindeki vatandaşlara yönelik arama prosedürlerini sıkılaştırdığını görünce şaşkınlık yaşadı. Aynı şekilde kontrol noktasında oluşan ve arama sonrasında geçiş için bekleyen uzun araba kuyruklarının görüntüsü de şaşkınlığa yol açtı.
Arabalara ve içerisinde bulunan vatandaşlara yönelik sıkı denetim prosedürleri devam ederken, Şam’daki kaynaklar da Şarku’l Avsat’a, bu prosedürlerin ‘başkentin çevresinde hala var olan silahlı muhalefete mensup uyuyan hücrelerin Şam’da bomba yüklü araç veya patlayıcı madde ile saldırı düzenleyebilecek olması’ korkusundan kaynaklandığını söyledi. Kaynaklar, bu durumun Şam’da, özellikle de seçimler hususunda bir kafa karışıklığına yol açabileceğine dikkati çekti.
Yaklaşık 3 yıldır kontrol noktalarındaki görevliler, arama faaliyetlerinde müsamaha gösterirken, araçlar da arama faaliyetlerinin az olması nedeniyle kolayca ve hızlıca bu noktalardan geçiyordu. Durum, 6 yıldan uzun süre boyunca büyük acılar çeken vatandaşların rahatlamasını sağlamıştı. O yıllarda kontrol noktalarındaki araç kuyrukları, yüzlerce metre uzarken, araç sahipleri de güvenlik gerekçeleriyle uzun süre boyunca geçiş izni bekliyorlardır. O dönemde kontrol noktalarındaki görevliler, araç kuyruklarının uzunluğuyla övünüyorlardı.
Savaşın ilk yıllarında düzenli ordu ve güvenlik güçleri, Şam şehrini ve kırsalını 280’den fazla güvenlik ve askeri kontrol noktası ile ayırdı. Ayrıca hükümete bağlı milisler tarafından 2017 yılı sonuna kadar kontrol edilen diğer bölgelerde de çok sayıda kontrol noktası kuruldu.
Ancak hükümetin, Mayıs 2018’de tüm Şam kırsalının ve Şam’ın çevresindeki tüm mahallelerin kontrolünü yeniden ele geçirmesinden sonra, bu kontrol noktalarının çoğuna, özellikle de milislerin kontrol ettiklerine olan ihtiyaç ortadan kalktı. Güvenlik koşullarının istikrarını sağlamak için çoğu kaldırıldı, yalnızca başkentin ana girişlerinde büyük askeri ve güvenlik bariyerleri bırakıldı.
Bunların yanı sıra kuzeydeki Mezze bölgesindeki ‘Askeri Havaalanı’ kontrol noktası, Şam - Amman Uluslararası Karayolu üzerindeki (güneyde) Nehir Aişe mahallesindeki ‘Town Center’ kontrol noktası, Şam - Humus Uluslararası Karayolu üzerindeki el-Kutayfa kontrol noktası ve Şam - Beyrut yolu üzerindeki Dördüncü Tümen kontrol noktası başta olmak üzere başkent Şam girişindeki büyük askeri ve güvenlik bariyerleri korundu. Söz konusu bu noktalarda, buraları kullanan vatandaşları kimlik kartları, otobüs ve kamyonların ‘tarayıcılarla’ aranması faaliyetleri devam etti. Aynı şekilde başkanlık sarayı çevresindeki ana kontrol noktalarının yanı sıra er-Ravda ve el-Muhacirin mahallelerindeki binalar ve güvenlik birimlerinin karargahlarına yakın bazı noktalarda da arama faaliyetleri sürdü.
Kontrol noktaları, düzenli ordu ve güvenlik kollarındaki subay ve askerleri zenginleştirmek için bir araçtı. Şam’ın kuzey kırsalından C.R. Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, her gün evi ve Şam’ın merkezi arasındaki yol üzerinde bulunan 6 kontrol noktasından geçtiğini söyledi. Bu kontrol noktalarının her birinin farklı bir güvenlik veya askeri bağlılığa sahip olduğunu belirten C.R., bunlardan birinin Şam kırsalındaki Siyasi Güvenlik Şubesi’ne, birinin Cumhuriyet Muhafızları’na ve bir kısmının da Askeri Güvenlik Şubesi, Hava Güvenlik Şubesi ve Genel İstihbarat Dairesi Güvenlik Şubesine bağlı olduğunu ifade etti.
Aynı şekilde Doğu Guta kasabalarından Şam’a uzanan yolda, çoğu Hava Kuvvetleri, Dördüncü Tümen ve Cumhuriyet Muhafızları’na ait olan en az 10 kontrol noktası bulunuyor.
Kontrol noktaları, ülkedeki yeniden yapılanma hareketini ve ekonomik hareketliliği kontrol ediyor. Buralardaki unsurlar, geçen araçlardan geçiş ücreti alırken, çoğu durumda da ‘askeri hat’ üzerinden geçenlerden rüşvet almak için kullanılıyor.
Şam - Beyrut yolundaki Dördüncü Tümen kontrol noktaları, ekonomik süreçte önemli bir konuma sahip. Tarım bölgesinin Şam şehri ile ticaretini kontrol ediyor. Doğu Guta’dan veya Adra banliyösündeki sanayi kentinden gelen kamyonlarda olduğu gibi, meyve yüklü tüm kamyonlardan ücret alınıyor.
Şam’da büyük bir pazarda toptan sebze ve meyve satan bir tüccar, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Şu an mahsul mevsimi. Geçtiğimiz iki hafta boyunca Doğu Guta kasabalarından binlerce ton fasulye ve bezelye pazara tedarik edildi. Dördüncü Tümen ve Muhafızlar, bu mahsuller için ton başına elli ila altmış bin Suriye lirası (yaklaşık 20 ABD doları) aldı” dedi.



Şam’da bayram yoksulluk nedeniyle buruk geçiyor

Şam’da berberler, sokak satıcıları ve esnaf bayram süresince eski ihtişamdan uzak manzaralara sahne oldu. (AFP)
Şam’da berberler, sokak satıcıları ve esnaf bayram süresince eski ihtişamdan uzak manzaralara sahne oldu. (AFP)
TT

Şam’da bayram yoksulluk nedeniyle buruk geçiyor

Şam’da berberler, sokak satıcıları ve esnaf bayram süresince eski ihtişamdan uzak manzaralara sahne oldu. (AFP)
Şam’da berberler, sokak satıcıları ve esnaf bayram süresince eski ihtişamdan uzak manzaralara sahne oldu. (AFP)

Beş kişilik bir ailenin reisi olan Ebu Yusuf bu bayramı da buruk geçirdi. Yokluk ve yoksulluk onu da diğer tüm Suriyeliler gibi derinden etkiledi. “Bayramda mutlu olmak istedik ama olamadık. Bayramlaşmak için birçok akrabaya gidemedim. Sadece erkek ve kız kardeşime gittim. Çoğu insan benim gibi, yokluktan dolayı psikolojik olarak yorgun” diyen 40 yaşındaki Yusuf, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada üç çocuğunun bayram ihtiyaçlarının az bir kısmını dahi karşılayamadığını belirterek şunları söyledi:

 Artık bayramlarda sevinme imkanımız yok. Mutluluk çok paranın olmasını gerektiriyor ancak çoğu kişide bulunmuyor. Allah şartları düzeltsin, eski günlerdeki gibi bayramlarda neşeyi geri getirsin...

Ebu Yusuf, yüzünde üzüntü ile ‘lanetli savaştan’ önceki yıllardaki bayramların sevincini hatırlayarak, aile fertlerinin bayram namazından hemen sonra en büyüğün evinde toplandıklarını ve ardından diğer akrabalarıyla bayramlaşmak için yola çıktıklarını, Şam sokaklarının bayramlaşmak için dışarı çıkan insanlarla dolduğunu anlattı. “Şimdi sokaklara bakın, çocuklar dışında neredeyse boş” dedi. Halkın büyük çoğunluğu, Suriye hükümetinin, yoksulluk sınırının altında olan bölgelerinde yaşıyor. Devlet sektörü çalışanlarının aylık maaşı 150 bin lirayı geçmiyor. Beş kişilik bir aile, özellikle gıda maddelerindeki fiyatlardaki çılgın artış nedeniyle ayda dört milyon liradan fazlasına ihtiyacı duyuyor.

sdgf
Şam’da şeker satan bir dükkan. (AFP)

Şam sakinlerinin Kurban Bayramı kutlamaları için yaptıkları hazırlıklar, orta sınıfın yok olmasının ardından sınıf farklılıklarının ve geçim eşitsizliklerinin artan boyutunu gösterdi. Şarku’l Avsat, bayramdan önceki birkaç gün boyunca, bayram ihtiyaçlarını satın alındığı Şam pazarlarının kalabalık hali yerinde gözlemledi. Hazırlıklar vatandaşların maddi imkanlarına göre değişiklik gösteriyordu. Ebu Muhammed’in anlattıklarını, Şam’ın güneyinde tek oğluyla birlikte yaşayan yaşlı kadın Ümmü Samir de doğruladı. Gözyaşlarını tutmaya çalışan kadın, Şarku’l Avsat’a bayramın ilk üç gününde kapısını sadece üç kızının çaldığını belirterek şunları söyledi:

Bayramlar, maddi durumdan dolayı sıkıcı hale geldi. Komşular sessiz, kapılar çalınmıyor ve kimse kimsenin bayramını kutlamıyor. Bina girişinde veya asansörde birbirlerini görürlerse selam verirler ama ziyafet hazırlıkları çok az olduğu için nadiren biri diğerini davet eder.

Yaşlı kadın, yoksulluğun birçok aile reisi için psikolojik bir baskı oluşturduğunu vurgulayarak pek çok kişinin artık bir fincan kahve ya da bir bardak meyve suyu ikram edemediğini kaydetti. “Böyleyken, bayramdan nasıl mutlu olacaksınız?” diye sordu.

sde
Şam’da bayramın ilk gününde çocukların sevinci. (AFP)

Bu zor şartların gölgesinde bazıları, lise öğretmeni Mahmud’un da yaptığı gibi sosyal medya aracılığıyla akraba ve komşularının bayramını kutlamakla yetindi. Mahmud, Şarku’l Avsat’a şunları aktardı:

Bu daha iyi, çünkü durum çok zor. Birine giderseniz ve onun mali gücünün olmadığını biliyorsanız, utanmasına neden olabilirsiniz.

Ancak tüm bunlar yine de Şam sakinlerinin hepsinde bayram sevincinin tamamen kaybolduğu anlamına gelmiyor. Zira sayıca çok az da olsa varlıklı kişiler ve zenginler, bayram geleneklerini yeniden canlandırmak için çalışıyor. İsmini vermek istemeyen bir toplum araştırmacısı, Şarku’l Avsat’a, Suriyelilerin büyük çoğunluğunun her geçen gün daha da kötüleşen yaşam koşulları nedeniyle yorgun hissettiğini ve sürekli endişe içerisinde yaşadığını belirtti. Bunun her geçen gün daha da kötüleşen psikolojik durumlarını etkilediğini, sadece ziyafetlerle değil, ruhları neşelendirecek her şeyden mahrum kalmalarına neden olduğunu vurgulayan araştırmacı, bu dayanılmaz durum nedeniyle birçok Suriyelinin psikolojik tedaviye ihtiyaç duyduğuna dikkat çekti. Hükümete bu duruma acilen bir çözüm bulma çağrısında bulundu.