NASA, Mars'a giden plazma kütlesinin görüntülerini paylaştı

NASA, Mars'a giden plazma kütlesinin görüntülerini paylaştı
TT

NASA, Mars'a giden plazma kütlesinin görüntülerini paylaştı

NASA, Mars'a giden plazma kütlesinin görüntülerini paylaştı

NASA'nın STEREO-A isimli Güneş gözlem aracı, Mars'a giden bir plazma kütlesi tespit etti. Uzay ajansı Güneş'ten çıkan kütlenin çarpıcı görüntülerini de yayımladı.
Kütlenin 17 Nisan'da Türkiye saatiyle 19.36'da Güneş'ten çıktığı ve Dünya'yı etkilemeden 21 Nisan'da Mars'a ulaştığı belirlendi.
Taçküre kütle atımı (Coronal mass ejection) ismi verilen bu uzay havası olayı, Güneş'in taçküresinde oluşan ve uzaya büyük kütleli plazmalar fırlatan Güneş patlamalarını ifade ediyor.
Söz konusu plazma kütlesinin, NASA'nın Ingenuity Mars Helikopteri'nin ilk uçuşundan iki gün sonra Mars'a ulaştığı belirtiliyor.
NASA, bu tür Güneş patlamalarını yakından takip ediyor çünkü bunlar astronotlar ve uzay araçlarının elektronik devreleri için risk oluşturan parçacık ve radyasyon akımına neden oluyor.
Dünya'nın güçlü manyetik alanı, üzerinde yaşayan canlıları bu tür olaylardan koruyor. Ancak bu manyetik alanın ötesine geçen ve Ay'a ya da Mars'a gitmeyi planlayan astronotlar savunmasız kalabilir.
Bu nedenle NASA'nın Aydan Mars'a Uzay Hava Durumu Ofisi (Moon to Mars Space Weather Office) uzay araçlarını erkenden uyarabilmek için Güneş'teki aktiviteleri gözlemliyor.
2006'da fırlatılan iki uzay aracı STEREO-A ve STEREO-B de ölçümleriyle bu gözlemlere katkıda bulunuyor.
Uzay ajansının yakaladığı plazma kütlesi ise nispeten yavaştı ve saniyede 700 ila 800 kilometre hızla hareket ediyordu.
O yüzden endişe edilecek bir soruna yol açmadı ve Ingenuity ekibinin helikopteri korumak için herhangi bir önlem alması gerekmedi.
Bununla birlikte NASA, Mars'taki teknolojik cihazların sayısının artacağı ve gelecekte Kızıl Gezegen'de insanların yer alacağı senaryolarda da Güneş patlamalarını tehlike olarak görmeye devam edecek.
 
Independent Türkçe, NASA, Space



İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
TT

İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Çin'in güneybatısında keşfedilen 300 bin yıllık nadir ahşap aletler, bölgedeki ilk insanların büyük ölçüde kök ve yumrular gibi yeraltı bitkileriyle beslendiğini gösteriyor.

Hakemli dergi Science'da perşembe günü yayımlanan bulgular, Doğu Asya'daki erken insan atalarının gelişmiş bilişsel becerilerine, yaşantılarına, beslenme biçimlerine ve çevrelerine ışık tutuyor.

Yunnan eyaletinin Jiangchuan bölgesinde yer alan göl kıyısındaki Gantangqing arkeolojik kazı alanında, oksijenden yoksun kil tortularda ahşap aletlerin korunması sayesinde bu nadir buluntu elde edildi.

Araştırmacılar tortularda yaklaşık bin organik kalıntı da buldu.

Ortaya çıkarılan kalıntıları gelişmiş teknikler kullanarak tarihlendiren bilim insanları, aletlerin 250 bin ila 350 bin yıllık olduğunu tespit etti.

Bilim insanları, çeşitli biçim ve işlevlere sahip "son derece nadir" ahşap aletlerin yaklaşık 300 bin yıllık katmanlardan çıkarıldığını söylüyor.

Bugüne kadar bu döneme ait, biri Avrupa'da diğeri Afrika'da olmak üzere ahşap alet içeren sadece iki keşif yapılmıştı.
 

Görsel kaldırıldı.

Gantangqing'deki ahşap aletler (Liu ve ekip arkadaşları/Science)


Yeni keşfedilen çubuklardan ikisi, İtalya'nın Poggetti Vecchi bölgesinde bulunan 171 bin yıllık aletlere benzerlik gösteriyor.

Kanca biçimli benzersiz 4 aletin daha ortaya çıkarıldığını belirten bilim insanları, bunların muhtemelen kökleri kesmek için kullanıldığını söylüyor.

Ayrıca araştırmacıların ahşap aletlerin üzerinde kasıtlı cilalama ve kazıma izleri, kenarlarındaysa toprak kalıntıları saptaması, bunların kök ve yumrular gibi yeraltı bitkilerini kazmak için kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları, "Ahşap aletler arasında kazma çubukları ve küçük, eksiksiz, elle tutulan sivri uçlu aletler var" diye yazıyor.

Bilim insanları bu bulgulara dayanarak insanların Doğu Asya'daki atalarının muhtemelen bitki temelli bir beslenme biçimi izlediğinden şüphelenirken, bölgede çam fıstığı, fındık, kivi meyvesi ve su yumrularına dair kanıtlar tespit edildi.

Buna karşılık Avrupa ve Afrika'da saptanan ahşap aletler av aletleri, mızraklar ve mızrak uçlarıydı.

Çalışmanın ortak yazarı arkeolog Bo Li şöyle diyor:

Bu keşif, erken insan adaptasyonuna ilişkin önceki varsayımlara meydan okuyor. Çağdaş Avrupa yerleşimleri (Almanya'daki Schöningen gibi) büyük memelileri avlamaya odaklanırken, Gantangqing subtropik bölgelerde bitki temelli, eşsiz bir hayatta kalma stratejisini ortaya koyuyor.

Dr. Li, "Ahşap aletlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı da arkeolojik kayıtlardaki önemli bir boşluğu dolduruyor, çünkü 100 bin yıldan daha eski ahşap aletler Afrika ve Batı Avrasya dışında son derece nadir görülüyor" ifadelerini kullanıyor.

Keşif, ahşap aletleri kullanan erken insanların dünya genelinde çok daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Ayrıca farklı ortamlarda yaşayan tarih öncesi kültürlerin yerel olarak işlerine yarayacak aletler geliştirdiğine de işaret ediyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/news