Biden’ın ilk 100 gününde Yemen politikasını belirleyen dört hamlesi

ABD’li yetkili, Yemen dosyasının ulusal güvenlik planında öncelikli olarak ele alındığını vurguladı.

Sana'daki grup toplantısına giderken bir araca asılan Husi unsurları (EPA)
Sana'daki grup toplantısına giderken bir araca asılan Husi unsurları (EPA)
TT

Biden’ın ilk 100 gününde Yemen politikasını belirleyen dört hamlesi

Sana'daki grup toplantısına giderken bir araca asılan Husi unsurları (EPA)
Sana'daki grup toplantısına giderken bir araca asılan Husi unsurları (EPA)

ABD yönetiminin Yemen krizinin çözümüne ilişkin arabuluculuk etme ve taraflar arasında müzakere edilmiş bir siyasi çözüme ulaşmak amacıyla insani krizi sona erdirmek için girişimlerde bulunarak diplomatik çalışmaya büyük bir önem verdiği açıkça görüldü. ABD’nin Yemen krizine ilişkin özel bir temsilci ataması ve Başkan Biden yönetiminin Beyaz Saray'daki ilk 100 gününde siyasi konuşmalarında bu konuya odaklanması bunun kanıtı oldu.
Biden yönetimi tarafından, ABD'nin Yemen’e ilişkin tutumunun önceliklerini değiştiren ve önceki yönetimin aksine, mevcut yönetimin dosyayı ele almadaki farklılığını yansıtan dört önlem alındı. İlk olarak Husi grubu terör örgütleri listesinden çıkarıldı ve bu sınıflandırmanın özellikle önceki yönetimin son iş gününde gelmesi nedeniyle insani yardımların ulaştırılmasını etkileyeceği gerekçesiyle Arap koalisyonuna lojistik ve askeri destek durduruldu. İkinci olarak, diplomatik ve bölgesel ilişkiler uzmanı olarak öne çıkan Tim Lenderking’in Yemen krizi için özel olarak atandı. Üçüncüsü ise Lenderking'in Husi grubu ile geçen Şubat ayında Amman'da bir araya gelmesi ve toplantıda ateşkesin başlatılması önerisinin sunulması oldu. Son olarak ABD, Yemen'e insani yardımlarını yaklaşık 300 milyon dolar artırdı.
ABD yönetiminin ilk 100 günde krize karşı sergilediği bu yaklaşım, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi'nden bir yetkilinin önceki gün basına yaptığı açıklamada, ABD'nin küresel liderliğinin Yemen'deki şiddetli çatışmadaki ABD desteğini sona erdirmek için atılan son adımlar da dahil olmak üzere tüm dünya meselelerinde diplomasi seviyesini yükseltmeyi zorunlu kıldığı şeklindeki açıklamalarını doğruluyor.
Şarku’l Avsat, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi’nin Beyaz Saray'a sunduğu ABD Ulusal Stratejisi’nin bir nüshasına ulaştı. ABD'nin pozisyonunun bölgesel gerilimleri yatıştırmak ve Ortadoğu'daki vatandaşların beklentilerine ulaşmaları için bir alan yaratmak amacıyla Birleşmiş Milletler'in Yemen'deki savaşı sona erdirme çabalarını destekleyeceğini öngörüyor. 
Mevcut ABD yönetimi ile önceki yönetimin aksine şu anda demokratların kontrolünün hakim olduğu Kongre ile aralarında uyum olmasaydı Yemen meselesinde tüm bu adımları atamazdı. Önceki yönetimde Kongre, demokratların ağırlıkta olduğu Temsilciler Meclisi başta olmak üzere Yasama Konseyi ile sürekli tartışmalarla karşı karşıya kalıyordu ve iki makam arasında açık ve gizli brifingler hazırlanıyordu.
Biden döneminin İlk 100 gününde, ABD Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking, Yemen'deki siyasi çatışmanın tüm tarafları ve Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri ve Avrupa ülkelerindeki diğer yabancı taraflarla bir araya geldi. Lenderking, iki aydan kısa bir süre içinde bölgeyi 4 kez ziyaret etti. Basına sızdırılan haberler ve ABD’li yetkililerinin farklı toplantılarda verdiği ipuçlarına göre Lenderking bu ziyaretlerinden birinde Umman'da Husilerle görüştü.
Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, önceki gün Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, ABD Temsilcisi Lenderking ile görüştüğünü ve görüşme sırasında Yemen çatışmasının sona ermesine ilişkin konuları ele aldıklarını vurguladı. Blinken, uluslararası toplumu şu soruyu sormaya çağırdı: Yemen'deki korkunç insani krize rağmen Husiler neden Marib'deki askeri ilerleyişi sürdürüyor?
ABD’nin Yemen’e ilişkin tutumları, Suudi Arabistan ve Yemen hükümetinin Yemen'deki çatışmayı sona erdirme ve tüm taraflar arasında siyasi bir çözüme ulaşmadaki rolüne desteğini ifade etmesinde de görüldü. Lenderking, Temsilciler Meclisi ve Senato katılımıyla geçen hafta Kongre'de yaptığı konuşmada, İran'ın Husileri silah ve eğitimle destekleyerek ve ülkeyi istikrarsızlaştırmaya devam ederek Yemen'de yürüttüğü olumsuz çabalarından farklı olarak Suudi Arabistan’ın olumlu çabalara öncülük ettiğini belirterek, "İran'ın Yemen'e olumlu müdahalesine dair tek bir delil görmedim” dedi. 
Tim Lenderking'e verilen zorlu görevlere rağmen ABD, 10 yıldır Yemen halkının sürekli çektiği acıları sona erdiren siyasi bir çözüme ulaşmak için 2011'de Arap Baharı devrimleri sırasında başlayan Yemen krizine ilişkin Martin Griffiths'in liderliği tarafından temsil edilen BM sürecini desteklemeye yönelik çabaların sürdürülmesini vurguladı.



“İnsani durumu yakından takip ediyor”... Prens William Filistinli yardım görevlilerini ağırladı

İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
TT

“İnsani durumu yakından takip ediyor”... Prens William Filistinli yardım görevlilerini ağırladı

İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)

İngiltere Prensi William, Ortadoğu'daki acılardan duyduğu endişeyi dile getirerek Filistinli yardım görevlilerini ağırladı.

Prens William, perşembe günü İngiliz Kızılhaçı ve Filistin Kızılayı temsilcileriyle bir araya geldi.

Şarku'l Avsat'ın The Telegraph gazetesinden aktardığına göre, her iki yardım kuruluşunun da öncelikleri arasında yer alan Gazze'deki çatışmalar, görüşmelerin ana gündem maddesi oldu.

Uluslararası bir devlet adamı olarak rolü giderek artan Prens, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın saldırısından bu yana İsrail ve Gazze'deki gelişmeleri yakından takip ediyor.

Kensington Sarayı sözcüsü dün yaptığı açıklamada, “Galler Prensi, Ortadoğu'daki insani durumu yakından takip etmeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Filistin Kızılayı Derneği'nden bin 600'den fazla çalışan ve gönüllü, Gazze'de hayat kurtaran destek sağlıyor, acil yardım malzemeleri dağıtıyor ve 100 binden fazla kişiye tıbbi destek sunuyor.

Filistin Kızılayı Derneği'nden sekiz sağlık görevlisi mart ayında, Gazze'de görev yaparken öldürüldü ve bir meslektaşları hala kayıp. Dernek, Gazze'deki insani durumun “dayanılmaz” olduğunu ve hızla kötüleştiğini ifade etti.

Prens, Şubat 2024'te, İsrail ile diplomatik anlaşmazlığın fitilini ateşlemekle tehdit eden sert ifadeli bir müdahalede bulunarak, çatışmaların sona erdirilmesi çağrısında bulundu.

Prens'in açıklaması, insani yardım çalışmalarına katılan İngiliz Kızılhaç çalışanlarıyla yaptığı görüşme ve bölgede çalışan meslektaşlarına hitaben yaptığı konuşma sırasında yapıldı. Prens, şiddetin kendisini “bir baba olarak çok etkilediğini” belirtti.

Prens, "Çok sayıda kişinin öldüğünü" söyleyerek, daha fazla insani yardım, rehinelerin serbest bırakılması ve "çatışmaların en kısa sürede sona erdirilmesi" çağrısında bulundu.

Bu müdahalesi, İngiliz başbakanının desteğini aldı ve başbakan, ulusun “tek ses” olarak konuşması gerektiğini söyledi.