Mısır ve Sudan’dan ABD’ye Nahda Barajı krizinin çözümü için müdahale çağrısı

Etiyopya'daki Nahda Barajı’nın yakın tarihli uydu görüntüsü. (AFP)
Etiyopya'daki Nahda Barajı’nın yakın tarihli uydu görüntüsü. (AFP)
TT

Mısır ve Sudan’dan ABD’ye Nahda Barajı krizinin çözümü için müdahale çağrısı

Etiyopya'daki Nahda Barajı’nın yakın tarihli uydu görüntüsü. (AFP)
Etiyopya'daki Nahda Barajı’nın yakın tarihli uydu görüntüsü. (AFP)

Mısır ve Sudan, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) Nahda (Rönesans/Hedasi) Barajı konusundaki anlaşmazlığa müdahale etmeleri ve çözüm sağlamaları için arabuluculuk yapmaları yönündeki diplomatik çabalarını yoğunlaştırdı. İki ülke, Etiyopya’nın tek taraflı hamlelerinin ve anlaşma sağlanmadan barajı ikinci kez doldurmasının gerginliği artıracağı konusunda uyarıda bulundu. 
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, BMGK’ya Mısır ve Sudan ile yasal olarak bağlayıcı bir anlaşma olmadan barajda herhangi bir eylemde bulunulmaması için Etiyopya'yı ikna etmeye çağıran bir mektup gönderdi. Bakan Şukri mektubunda, uzlaşmaya varılamamasının Mısır ve Sudan'ın çıkarlarına ve güvenliğine zarar vereceğini, Doğu Afrika ve Afrika Boynuzu genelinde gerginliği artıracağını, uluslararası barışı ve güvenliği ciddi bir tehdit edeceğini bildirdi. Sudan Sulama ve Su Kaynakları Bakanı Yasir Abbas da Etiyopya'nın üç ülke arasında bir uzlaşıya varılmadan barajı yeniden doldurmaya başlaması durumunda anlaşmazlığı BMGK’ya havale devretme tehdidinde bulundu. Diplomatik kaynaklar bu açıklamların Güvenlik Konseyi'nin müdahalesi talebinin önünü açtığını bildirdi.
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, altı Afrika ülkesini (Güney Afrika, Tunus, Kenya, Senegal, Kongo ve Komorlar) ziyaret ederek, Afrika Birliği (AfB) ofisinin bir yol haritası çizmesi için toplantı yapılması düzenlenmesi çağrısında bulundu. BM Güvenlik Konseyi’ne yapılan  müdahale talebine atıfta bulundu.
AfB'nin anlaşmaya varmak için 5 Nisan'da Kinşasa'da gerçekleştirdiği müzakerelerde baraj konusunda anlaşmaya varılamadı. Mısır ve Sudan, barajın işletilmesi, doldurulma hızı, uzun kuraklık dönemlerinde su miktarı ve anlaşmazlıkları çözme mekanizması konusunda bağlayıcı bir anlaşmaya varmak için çabalarken Etiyopya ise herhangi bir çözüm sunmadı. Müzakerelerin yakında yeniden başlayacağına dair herhangi bir belirti olmaması tansiyonu daha da yükseltti. Mısır'ın Washington Büyükelçisi Mutez Zahran, "Şu an ABD tek başına Nahda Barajı müzakerelerini kurtarabilir” dedi. Zahran, önceki gün Foreign Affairs dergisinde Biden yönetimine müzakerelerin yürütülmesi için müdahale etmesi için doğrudan bir mesaj gönderen bir yazı yayınladı. Makalede sadece Washington'ın bu gerilimi azaltabileceğini ve bölgede huzursuzluğu önleyen barışçıl bir çözüme aracılık edebileceğini vurgulayan Zahran, aşırılık ve terörizm yanlısı güçlerin bu durumu istismar etmek için fırsat kolladığına dikkat çekti.
Mısırlı Büyükelçi, ABD'nin Etiyopya'yı ayrıca Nahda Barajı müzakerelerine katılmaya ve tek taraflı eylemlerden ve komşularının meşru çıkarlarına zarar veren dar kişisel çıkarlara ulaşmaktan kaçınmaya teşvik etmek için gerekli etkiye sahip olduğunu söyledi.
AfB liderliğindeki arabuluculuk sürecini desteklemek için BM, AB ve ABD de dahil olmak üzere uluslararası ortakların müdahalesi çağrısında bulunan Büyükelçi Zahran, bunun müzakerelerin bir an önce sonuçlanması açısından çok değerli olacağının altını çizdi. Zahran, Biden yönetiminin diplomasi yoluyla müzakereleri yeniden başlatabileceğini ve tüm taraflar için adil bir çözüme ulaşabileceğini belirtti. ABD’nin üç önemli bölgesel müttefikle stratejik çıkarlarını koruyacağını ifade eden Zahran ortaya çıkabilecek tehlikelere dikkat çektiği yazısında şu ifadeleri kullandı:
“Tarih gösteriyor ki tek bir çatışmanın bölgeyi istikrarsızlaştıracak ve Batı'da müttefiklere kadar ulaşacak zararlı etkileri olabilir. Nahda Barajı sorununun çözülmemesi, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini de hızlandıracaktır. Ayrıca bölgede ve Batı’ya doğru yasa dışı bir göç dalgasına neden olacak ve Ortadoğu ile Doğu Afrika'da yeni çatışmalara ve terörizmin yükselişine kapı aralayacaktır.”
Mısırlı Büyükelçi, yazısında Mısır ve Sudan'ın karşı karşıya olduğu tehlikeleri sıraladı:
“Baraj sadece tek taraflı doldurulur ve işletilirse Mısır ve Sudan'da hesaplanamaz derecede sosyal, ekonomik ve çevresel zararlar meydana gelir. Etiyopya, 2015 yılında imzalanan anlaşma ile barajın ön dolumunu gerçekleştirdi. Şu an, rezervuarın yaz aylarındaki dolumu için ikinci aşamaya geçiliyor. Etiyopya adil bir çözüm çağrısına karşı çıkıyor.”
Zahran, Nahda Barajı'nın tek taraflı doldurulmasının Mısır'da 123 milyar metreküpten fazla su eksikliğine yol açacağını ve bunun da 321 bin dönümden fazla ekili arazinin tahrip olmasına neden olacağını gösteren, Hollanda’da yürütülen bir araştırmaya dikkat çekti. Araştırmaya göre ayrıca 150 milyon dolarlık gıda ithalatı artışı ve 430 milyon dolarlık tarımsal üretim kaybı yaşanacak. Zahran, bu tür tek taraflı politikaların neden olduğu sosyal ve ekonomik istikrarsızlığın bölgede daha fazla huzursuzluğa yol açabileceği konusunda da uyardı.
Sudan, BM, AB, AfB ve ABD tarafından desteklenen dörtlü arabuluculuk çağrısında bulunuyor. Mısır, Sudan'ın talebini desteklerken Etiyopya ise bu yaklaşımı kabul etmiyor. Mısır, durdurulan müzakerelerden Etiyopya hükümetini sorumlu tutuyor. Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli kısa süre önce yaptığı açıklamada "Mısır, Nil’deki su payının bir damlasından bile vazgeçmeyecek” uyarısında bulunmuştu. Mısır'ın Washington Büyükelçiside , Etiyopya'nın Sudan ve Mısır'ın baraj hakkındaki endişelerine ilişkin tutumunu çarpıtma girişimlerine tepki göstermişti.
Biden yönetimi geçen hafta ABD'li bürokrat Jeffrey D. Feltman’ı Afrika Boynuzu Özel Elçisi olarak atadı. ABD yönetimindan yapılan açıklamalar Tigray Bölgesi’ndeki insani kriz ve çatışmalar dosyasının kapsamlı bir şekilde ele alndığı yönünde. Washington, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın Tigray Bölgesi’nde Etiyopya ile yaşanan sorunları, insani krizi ve savaş suçları işlendiği iddialarınıçözmekten sorumlu olacağını duyurdu.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.