NASA hızlı yaşayan dev yıldızın son çırpınışlarını yayımladı

Görüntü, Hubble Uzay Teleskobu üzerindeki WFC3 / UVIS isimli cihaz tarafından elde edildi (NASA)
Görüntü, Hubble Uzay Teleskobu üzerindeki WFC3 / UVIS isimli cihaz tarafından elde edildi (NASA)
TT

NASA hızlı yaşayan dev yıldızın son çırpınışlarını yayımladı

Görüntü, Hubble Uzay Teleskobu üzerindeki WFC3 / UVIS isimli cihaz tarafından elde edildi (NASA)
Görüntü, Hubble Uzay Teleskobu üzerindeki WFC3 / UVIS isimli cihaz tarafından elde edildi (NASA)

ABD Havacılık ve Uzay Ajansı'nın (NASA) Avrupa Uzay Ajansı'yla (ESA) birlikte işlettiği Hubble Uzay Teleskobu 31. yılını kutluyor. Ünlü teleskop, doğum günü vesilesiyle yıkımın eşiğindeki dev bir yıldızı görüntüledi.
NASA'nın internet sitesinde yayımladığı görüntülerde yer alan AG Carinae isimli bu aşırı parlak yıldız, Dünya'dan 20 bin ışıkyılı uzakta yer alıyor.

Güneş'ten yaklaşık 70 kat daha büyük ve 1 milyon kat daha parlak olan AG Carinae, tamamen yok olmanın eşiğinde, yaşam mücadelesi veriyor.
Hayal edilemeyecek seviyelerde radyasyonun dışarıya doğru itildiği yıldız, dış katmanlarında patlamalara sahne olacak kadar yüksek bir basınç seviyesine ulaşmış durumda. 
Görüntülerde de yer alan ve yıldızı çevreleyen gaz ve toz kabuğu yaklaşık 5 ışıkyılı genişliğinde. Bu, Güneş'in en yakın komşusu Proxima Centauri'yle arasındaki mesafeye eşit.
Söz konusu devasa yapı, yaklaşık 10 bin yıl önce meydana gelen bir veya daha fazla şiddetli patlamayla ortaya çıktı. Yıldız, tıpkı kapağı fırlayan kızgın bir çaydanlık gibi dış katmanlarını uzaya savurdu. Bilim insanlarına göre dışarı atılan madde Güneş kütlesinin 10 katı kadar.
Bu patlamalar, "parlak mavi değişken" diye nitelenen nadir yıldız türünün yaşam süresinde meydana gelen tipik olaylar. NASA'nın açıklamasına göre bu ultra parlak yıldızlar hızlı yaşıyor ve genç ölüyor. Söz konusu patlamalar da gözalıcı yıldızların çırpınma aşamasını teşkil ediyor.
Güneş'ten çok daha büyük ve parlak olsa da bu tür yıldızlar yalnızca birkaç milyon yıl hayatta kalıyor. Güneş'in yaşam süresiyse yaklaşık 10 milyar yıl.
Almanya'daki Ruhr Üniversitesi'nden gökbilimci Kerstin Weis, "Bu tür yıldızları incelemeyi seviyorum çünkü istikrarsızlıklarından etkileniyorum" diye konuştu.
Ünlü teleskop, 24 Nisan 1990'dan bu yana yaklaşık 48 bin gök cismi üzerinde 1,5 milyondan fazla gözlem yaptı.
 
Independent Türkçe, NASA, Science Alert



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news