İsrail izdihamda ölenler için yas ilan ederken, yetkililer olayı ‘en korkunç felaketlerden biri’ olarak nitelendirdi

İzdihamın gerçekleştiği yerde bir araya gelen Ortodoks Yahudiler  (EPA)
İzdihamın gerçekleştiği yerde bir araya gelen Ortodoks Yahudiler (EPA)
TT

İsrail izdihamda ölenler için yas ilan ederken, yetkililer olayı ‘en korkunç felaketlerden biri’ olarak nitelendirdi

İzdihamın gerçekleştiği yerde bir araya gelen Ortodoks Yahudiler  (EPA)
İzdihamın gerçekleştiği yerde bir araya gelen Ortodoks Yahudiler (EPA)

İsrail, ülkenin kuzeyindeki Meron Dağı'nda düzenlenen bir Yahudi dini töreninde yaşanan izdihamda hayatını kaybeden 45 kişinin defin işlemlerine başladı.  
Fransız haber ajansına (AFP) göre İsrailli yetkililer, nedenleri henüz net olarak bilinmeyen olayı “İsrail tarihinin en korkunç felaketlerinden biri” olarak nitelendirdiler.
İzdihamda hayatını kaybedenlerin aileleri dün (Cuma), bir gece önce ölen yakınlarını gömmeye başlarken, bugün ise Cumartesi tatilinin bitmesinin ardından kurbanların ve cenazelerin kimlik tespiti devam edecek.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Pazar gününü ulusal yas ilan etti.
İsrail Sağlık Bakanlığı dün akşam yaptığı açıklamada, "Meron felaketinde hayatını kaybeden 32 kişinin cesetlerinden kimliği tespit edildi. 22 ceset ise gömülmek üzere Adli Tıp Kurumu'ndan alındı” dedi.
Olay, perşembeyi cumaya bağlayan gece yarısından hemen önce, yaklaşık 100 bin Yahudi ibadetçi Lag BaOmer Bayramı vesilesiyle Meron Dağı’ndaki Rabi Şimon Bar Yohay mezarında dua ettiği ve kutlamalarda bulunduğu sırada yaşandı.
Kutlamalara katılan 18 yaşındaki bir tanık, "Kamp ateşi alanından aşağı inen demir bir geçit var. Çok kalabalıktı ve insanlar çıkmak için oraya yürümek zorundaydı. Ancak polis geçişi kapattı. Sonra gittikçe daha fazla kişi yığıldı ve polis onların dışarı çıkmasına izin vermedi. Bu yüzden insanlar birbirlerinin üzerine düşmeye başladı” dedi.
Netanyahu ise bölgeyi ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, "Burada yürek parçalayan sahneler yaşandı. İzdihamda çocuklar da dahil olmak üzere birçok insan yaşamını yitirdi. Kapsamlı, ciddi ve derinlemesine bir araştırma yapacağız" dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsüne göre kurbanlar arasında bir dizi Amerikan vatandaşı da vardı.
ABD Başkanı Joe Biden yaptığı açıklamada, "ABD, İsrail halkının ve dünyadaki Yahudi topluluklarının bu kötü gününde yanında duruyor. Meron Dağı'nda meydana gelen korkunç trajedi nedeniyle yas tutuyor” ifadelerini kullandı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas da İsrailli mevkidaşına taziye mesajı göndererek izdihamdan dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve ölenler için dua ettiğini söyledi.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times