Kovid-19 mutasyonları Avrupa’daki endişeyi artırıyor

Hindistan’da koronavirüs nedeniyle ölenlerin cesetleri yakılmaya devam ediliyor. (Reuters)
Hindistan’da koronavirüs nedeniyle ölenlerin cesetleri yakılmaya devam ediliyor. (Reuters)
TT

Kovid-19 mutasyonları Avrupa’daki endişeyi artırıyor

Hindistan’da koronavirüs nedeniyle ölenlerin cesetleri yakılmaya devam ediliyor. (Reuters)
Hindistan’da koronavirüs nedeniyle ölenlerin cesetleri yakılmaya devam ediliyor. (Reuters)

Avrupa’da, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) neden olan SARS-CoV-2 virüsünün mutasyonlarının, özellikle Hindistan varyantının birçok ülkede yayılmasına ilişkin endişeler arttı.  Diğer yandan dünyanın şimdiye kadar gördüğü en sert salgının ağırlığı altında ezilen Hindistan’nın sokaklarında rastgele kurulan toplu ceset yakma yerlerinden yayılan dumanlar ülkenin gökyüzünü dumanla doldurdu. Avrupa her ne kadar varyantlara karşı endişe duysa da sağlık krizinin başlangıcından bu yana ilk kez eğlence, kültür, eğitim, ticaret ve turizm gibi pandeminin ele geçirdiği alanlarda eski hale gelineceğine yönelik umut verici işaretler mevcut. Ancak henüz mutasyona uğrayan virüse karşı zafer ilan etme cesareti gösteren olmadı.
Hindistan tekrar günlük yaklaşık 400 bin vakanın yanı sıra rekor sayıda ölüm kaydetti. Oksijen ünitelerinin yetersiz olduğu aşırı kalabalık hastaneler üzerindeki baskının hafifletilmesi için birçok ülkenin yaptığı tıbbi yardımların teslimi dün de devam etti. AFP muhabirinin aktardığına göre Fransa tarafından gönderilen 28 ton tıbbi malzeme yüklü bir kargo uçağı dün sabah Yeni Delhi’ye iniş yaptı.
Hindistan’ın başkentindeki hastanelerin kapasitesi dolmuş durumda. Ciddi bir seviyede yatak, ilaç ve oksijen yetersizliği var. Tıbbi malzemelerdeki bu eksiklikler, tedavi edilemeyenlerin hastane kapılarında yaşamlarını yitirmesine neden oluyor. Paris’ten yapılan açıklamaya göre Fransa’nın gönderdiği yardımlar arasında havayı tıbbi oksijene dönüştürecek 8 adet yüksek kapasiteli oksijen konsantratörü de var. Açıklamaya  re, bu cihazlar oksijen tüplerini saatte 20 bin litre doldurabiliyor. Ayrıca her bir cihazın 250 yataklı bir hastanenin 24 saatlik oksijen ihtiyacını 12 yıl boyunca karşılayabileceği bildirildi.
İtalya geçen pazartesi günü bilim camiasının daha önceki denemelerde istenmeyen sonuçlarla karşılaşıldığı uyarılarının yanı sıra günlük vaka ve ölü sayısının halen yüksek olmasına rağmen aşamalı bir normal hayata dönüş planı başlattı. Riskin hesaplandığını belirten hükümet, vaka sayılarının tekrar artması durumunda derhal izolasyon ve kapanma tedbirlerini uygulamaya dönmeye hazır olunacağını vurguladı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron dün yaptığı açıklamada “Bu ayın 19’unda Fransız tarzı yaşamı, çok dikkatli bir şekilde ve sorumluluk ile geri getirmeye başlayacağız.” dedi. Paris yönetimi söz konusu tarihi kafelerin, restoranların, sinemaların, tiyatroların ve müzelerin açılması ile önümüzdeki ayın sonunda sona ermesi planlanan normal hayata aşamalı geri dönüş planında bir dönüm noktası olarak belirlemişti.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ise öncelikli hedefin vatandaşların temel haklarını mümkün olan en hızlı şekilde eski haline getirmek olduğunu söyledi. Ancak, Merkel geçiş aşamasının kolay olmayacağını ve hükümetin bu aşamada yürürlükte olan kuralların ihlaline tolerans göstermeyeceğini vurguladı. Son günlerde kademeli açılma planlarını açıklayan Almanya, İtalya ve diğer Avrupa ülkeleri geçen sene ilk dalganın ardından şu ankine benzer bir dönem yaşamıştı. Ülkeler, yaz aylarında önlemlerin hafifletmesinin ardından salgının sonbahar ve kış aylarında iki şiddetli dalga halinde geri dönmesine sahne olmuştu. Bu nedenle hükümetler, Avrupa’da yaşananları dikkate alınarak bilim çevrelerinin bazı aksaklıkların meydana geleceği uyarısında bulunmaları nedeniyle Fransa gibi ayrıntılı bir zaman çizelgesi açıklamadılar.
Cenevre Üniversitesi’nde Küresel Sağlık Enstitüsü’nü yöneten İsviçreli Epidemiyolog Antoine Flahault, Şarku’L Avsat’a yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
“Avrupalı liderler değerlendirmelerinde hata yapılar ve salgının üçüncü dalgasını tahmin edemediler. Aşıların hastaneler üzerindeki baskıyı hafifleteceğini düşündüler. Ancak son gelişmeler, Batı ülkelerinde genellikle yüksek oranda ihtiyati tedbir ihlaline neden olan açılış planlarının hızlanması durumunda dördüncü bir salgın dalgasının meydana gelmesinin ihtimal dışı olmadığını gösteriyor. Avrupa’daki korku çemberi aylardır genişliyor. Gelecek korkusu ve salgın karşısındaki süren çaresizliğe yönelik öfke sürüyor. Ancak buna salgınla mücadelede ilerleme kaydetmiş ülkeler ile karşılaştırma yapılması sonucu bir özgüven artışı da eşlik ediyor.”
 dedi.
Flahault açıklamasının devamında Avrupa’da daha önce bu kadar uzun bir kısıtlama dönemi yaşanmadığına dikkat çekti:
“Bu salgın uzadıkça ve sosyal hayata getirdiği kısıtlamalar devam ettikçe Avrupalıların yaşama, özgürlüğe ve başkalarıyla doğrudan temas kurmaya yönelik talepleri de arttı. Avrupa Kıtası daha önce bu kadar uzun bir süre içe dönük ve izolasyon tedbirlerinin sıkı olduğu bir dönem yaşamamıştı. İnsanlar, iki dünya savaşı sonrasında olduğu gibi bir açılış tarihi istioyor. Özgürlüğe ve mutluluğa dönüşü arzuluyorlar. Geçen ayın ortalarında salgına karşı zaferini ilan eden Hindistan’ın şu an kendisini korkunç bir salgın dalgasının ortasında bulunduğuna dikkat etmek gerekiyor.”
Avrupa hükümetlerinin kademeli normal yaşama dönme planlarına yönelik endişeler arasında aşı belgeleri ile ilk aşamalardan daha fazla özgürlük elde eden gruplar ile aşıyı olana kadar daha uzun bir süre kısıtlamalara tabi olacaklar arasında gerilimin yükselme ihtimali yer alıyor. Fransa Cumhurbaşkanı daha önce yaptığı açıklamada, 9 Haziran’dan itibaren büyük toplantıların gerçekleştirildiği yerlere girmek için “sağlık pasaportunun” kullanılmasının zorunlu hale geleceğini duyurmuştu. Ayrıca Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, aşı olduğunu kanıtlayan ABD’lilerin Avrupa’ya gelebileceğini ve herhangi bir kısıtlama olmadan dolaşabileceğini bildirmişti.
Sağlık pasaportu uygulamasına karşı çıkanlar, bunun kötü bir çözüm olduğunu, bu sorundan çıkış yolunun aşı kampanyalarının hızlandırılması ve salgını kontrol altına alınmadan önce seyahatin teşvik edilmemesi olduğunu savunuyorlar.
Aşılar hakkında gerçekleştirilen çalışmaların aşıların ilk dozunun tek başına hastaneye yatmaya karşı yüzde 90’a kadar varan bir koruma sağlamak için yeterli olduğunu göstermesinin ardından çoğu Avrupa ülkesi son zamanlarda aşı çizelgelerini yeniden gözden geçirmeye başladı. Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) son raporunda, aşılama kampanyalarının mevcut hızıyla devam etmesi ve bağışıklığa karşı dirençli yeni mutasyonların ortaya çıkmaması durumunda ölümlerin bu ayın ortasında yüzde 30 azalmasının ve önümüzdeki ayın sonunda da sıfıra inmesinin beklendiğini bildirdi.



Netanyahu, Trump’ın ekibinin desteğini kaybediyor

Trump, Gazze'deki ateşkes sürecinde ikinci aşamaya yakında geçileceğini söylemişti (AFP)
Trump, Gazze'deki ateşkes sürecinde ikinci aşamaya yakında geçileceğini söylemişti (AFP)
TT

Netanyahu, Trump’ın ekibinin desteğini kaybediyor

Trump, Gazze'deki ateşkes sürecinde ikinci aşamaya yakında geçileceğini söylemişti (AFP)
Trump, Gazze'deki ateşkes sürecinde ikinci aşamaya yakında geçileceğini söylemişti (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın ekibi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun barış sürecini sabote etmek istediğini düşünüyor.

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla Axios'a konuşan ABD'li yetkililer, Gazze'deki ateşkes anlaşmasının gidişatının Trump ve Netanyahu arasında pazartesi günü yapılacak görüşmeyle belirleneceğini söylüyor.

Trump'ın ekibinin Netanyahu'nun süreçte atılması gereken adımları geciktirdiğini ve Gazze'ye yönelik askeri operasyonları tekrar başlatabileceğini düşündüğü aktarılıyor.

Adının gizli tutulmasını isteyen İsrailli bir yetkili de Netanyahu'nun ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio dahil Trump yönetimindeki üst düzey isimlerin desteğini kaybettiğini söylüyor.

Kaynaklar, Washington'ın bir an evvel anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmesini istediğini belirtiyor.

Trump'ın damadı Jared Kushner'la ABD Başkanı'nın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un ikinci aşamaya geçiş için Türkiye, Mısır ve Katar'la yakın çalıştığı aktarılıyor. Ancak Netanyahu'nun planla ilgili Kushner ve Witkoff'la anlaşmazlık yaşadığı ifade ediliyor.

Öte yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) ateşkes ve rehine takası anlaşmasına rağmen Gazze'de saldırıları sürdürmesinin Washington'da olumlu karışlanmadığı belirtiliyor.

Kimliğinin paylaşılmamasını isteyen Beyaz Saray'dan bir yetkili, "Bazen sahadaki IDF komutanlarının önüne gelene ateş etmeye meraklı olduğunu düşünüyoruz" diyor.

Witkoff ve Kushner, geçen hafta Miami'de düzenlenen toplantıda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ve Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati'yle bir araya gelmişti.

Axios'un aktardığına göre taraflar, Trump - Netanyahu toplantısı öncesi ele alınacak konuları belirledi. Bunlar arasında İsrail'e ateşkese uyma ve sivil kayıpları önleme çağrısı yapılmasının yanı sıra Gazze'nin Mısır sınırındaki Refah kapısının açılmasının sağlanması da yer alıyor. Ayrıca ABD Başkanı'nın Batı Şeria'daki yasadışı yerleşimlerle ilgili endişelerini dile getirmesi bekleniyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 53'ünü kontrol ediyor.

İkinci aşamadaysa Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü'nün (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Independent Türkçe, Axios, Times of Israel


Guatemala'da bir otobüsün uçuruma yuvarlanması sonucu 15 kişi hayatını kaybetti

Olay yerindeki polis memurları (AFP)
Olay yerindeki polis memurları (AFP)
TT

Guatemala'da bir otobüsün uçuruma yuvarlanması sonucu 15 kişi hayatını kaybetti

Olay yerindeki polis memurları (AFP)
Olay yerindeki polis memurları (AFP)

Kurtarma ekiplerinin açıklamasına göre dün, Guatemala'nın batısındaki bir otoyolda yolcu otobüsünün uçuruma yuvarlanması sonucu en az 15 kişi hayatını kaybetti.

Gönüllü itfaiye sözcüsü Leandro Amado gazetecilere yaptığı açıklamada, "Bu trafik kazasında 15 kişi hayatını kaybetti" dedi. Yaklaşık 20 yaralının yakındaki hastanelere kaldırıldığını belirten Amado, ölenler arasında 11 erkek, üç kadın ve bir çocuğun bulunduğunu belirtti.

Otobüs, henüz bilinmeyen bir nedenle yaklaşık 75 metre derinliğindeki uçuruma yuvarlandı.

Guatemala'da ölümcül trafik kazaları sık sık yaşanıyor. Şarkul Avsat’ın edindiği bilgiye göre şubat ayında, Guatemala şehrinin kuzey eteklerinde bir yolcu otobüsü uçuruma yuvarlanmış ve 54 kişi hayatını kaybetmişti.


Trump'tan Epstein talimatı: "Bütün isimleri açıklayın"

Başkan Donald Trump, Jeffrey Epstein'le bağlantılı Demokratların isimlerini açıklaması için ABD Adalet Bakanlığı'na çağrı yaptı (AP)
Başkan Donald Trump, Jeffrey Epstein'le bağlantılı Demokratların isimlerini açıklaması için ABD Adalet Bakanlığı'na çağrı yaptı (AP)
TT

Trump'tan Epstein talimatı: "Bütün isimleri açıklayın"

Başkan Donald Trump, Jeffrey Epstein'le bağlantılı Demokratların isimlerini açıklaması için ABD Adalet Bakanlığı'na çağrı yaptı (AP)
Başkan Donald Trump, Jeffrey Epstein'le bağlantılı Demokratların isimlerini açıklaması için ABD Adalet Bakanlığı'na çağrı yaptı (AP)

Katie Hawkinson ABD Muhabiri 

ABD Başkanı Donald Trump, ABD Adalet Bakanlığı'na Jeffrey Epstein'le bağlantılı tüm Demokratların isimlerini açıklaması çağrısında bulunarak Epstein dosyaları denen belgelerle ilgili tartışmayı "cadı avı" ve "Demokratların başlattığı bir sahtekarlık" olarak nitelendirdi.

Trump cuma günü Truth Social'da "Şimdi Epstein'le ilgili 1 milyon sayfa daha bulundu. Adalet Bakanlığı tüm zamanını Demokratların başlattığı bu sahtekarlığa harcamaya zorlanıyor" diye yazdı.

ABD Başkanı şöyle ekledi:

Ne zaman 'ARTIK YETER' deyip Seçim Hilesi vb. konularla ilgilenecekler? Epstein'le çalışanlar Cumhuriyetçiler değil, Demokratlar. Hepsinin ismini açıklayın, onları utandırın ve ülkemize yardım etmeye geri dönün! Radikal Sol, TRUMP ve CUMHURİYETÇİLERİN BAŞARISININ konuşulmasını istemiyor, sadece uzun zaman önce ölen Jeffrey Epstein'den bahsedilsin istiyor. Bu da başka bir cadı avı.

Bu sözler, Trump'ın Noel Günü'ndeki paylaşımında, hayatını kaybeden seks suçlusu hakkındaki soruşturmayla ilgili ağzına geleni söylemesinden sonra geldi. Trump, Epstein'le ilişkisini "moda olmadan çok önce" kestiğini iddia etmişti. Trump, Epstein dosyaları etrafında dönen tartışmayı "Radikal Solun Cadı Avı" diye nitelendirmişti.

Perşembe günü Truth Social'da "Jeffrey Epstein'i seven birçok Ahlaksız dahil herkese Mutlu Noeller... Ancak işler fena KIZIŞINCA onu 'köpek gibi terk ediyorlar', yanlış bir iddiada bulunarak onunla hiçbir ilgileri olmadığını, onu tanımadıklarını, iğrenç bir insan olduğunu söylüyorlar ve sonra da elbette, Epstein'i terk eden tek kişiyi, bunu moda olmadan çok önce yapan Başkan Donald J. Trump'ı suçluyorlar" diye yazmıştı.

Bir zamanlar Epstein'le arkadaş olan Trump, 2002'de New York Magazine'e verdiği röportajda onu "harika bir adam" diye nitelendirmişti. Ancak Trump, finansçının reşit olmayan kişileri fuhuşa teşvik etmekten suçlu bulunduğu 2008'den önce arkadaşlıklarının sona erdiğini söylüyor. Beyaz Saray da Trump'ın, Epstein'i "sapıklık" yaptığı gerekçesiyle Mar-a-Lago kulübünden attığını ifade ediyor.

Trump yönetimi, Kongre tarafından belirlenen son tarih olan 19 Aralık'ta Epstein dosyalarının bir kısmını kamuoyuna açıkladı.
 

Görsel kaldırıldı.Epstein soruşturmalarıyla ilgili dosyaların bazılarını yayımlayan ABD Adalet Bakanlığı, yüzlerce sayfalık belgeyi büyük ölçüde sansürledi (AP)

Yönetim, geçen hafta belgelerin bir kısmını yayımladıkları için hızlı bir tepkiyle karşılaşırken, durumu eleştirenler birçok belgenin büyük ölçüde sansürlendiğine dikkat çekiyor.

Demokrat Partili Kaliforniya Valisi Gavin Newsom, sansürlenmiş sayfaları ve 1990'larda Trump ve Epstein'in konuştuğunu gösteren görüntüleri içeren bir videoyu X'te paylaşarak başkanla dalga geçmişti.

Newsom videoyu "2025: SANSÜRLÜ" sözleriyle paylaşmıştı.

Adalet Bakanlığı yetkilileri daha sonra Epstein davasıyla bağlantılı olma "potansiyeli taşıyan" 1 milyondan fazla belge daha keşfettiklerini ve bunların yayımlanmasının "birkaç hafta daha" sürebileceğini itiraf etmişti.

Adalet Bakanlığı çarşamba günü yaptığı açıklamada, "Avukatlarımız gece gündüz çalışarak kurbanları korumak için yasal olarak uygulanması gereken sansürleri ele alıp uyguluyor ve belgeleri en kısa sürede yayımlayacağız" ifadelerini kullanmıştı.

Temsilciler Meclisi Gözetim Komitesi'ndeki Demokratlar da Epstein'den miras kalan ve kamuoyunun bilmediği bir dizi fotoğrafı 12 Aralık'ta yayımlamıştı. Bunlarda Trump ve eski ABD Başkanı Bill Clinton gibi güçlü isimler görülüyor.

Trump ve Clinton'a, Epstein'le ilgili herhangi bir resmi suçlama yöneltilmedi.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news