Netanyahu ve yarın için beklenen ‘sihirli darbesi’

Muhalif kampı dağıtmak amacıyla hükümet kurması için Yamina Partisi lideri aday gösterildi.

Netanyahu, Cuma günü meydana gelen Meron Dağı izdihamındaki yaralılar için kan bağışladı. (DPA)
Netanyahu, Cuma günü meydana gelen Meron Dağı izdihamındaki yaralılar için kan bağışladı. (DPA)
TT

Netanyahu ve yarın için beklenen ‘sihirli darbesi’

Netanyahu, Cuma günü meydana gelen Meron Dağı izdihamındaki yaralılar için kan bağışladı. (DPA)
Netanyahu, Cuma günü meydana gelen Meron Dağı izdihamındaki yaralılar için kan bağışladı. (DPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yarın (Salı) hükümeti kurması için verilen görev süresinin dolmasının ardından, Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin’e hükümeti kurmada kendisi yerine Yamina Partisi Lideri Naftali Bennett'i görevlendirmesi şeklindeki önerisini sunacağı "sihirli darbesi” bekleniyor. Büyük bir ironi ve aynı zamanda büyük bir hayranlık uyandıran öneri, Netanyahu'nun Naftali Bennett'e olan ilgisinden kaynaklanmıyor. Netanyahu, Bennett kendisinin ofis başkanı pozisyonundayken görevinden ayrılmasından bu yana ona duyduğu nefret duygusunu hiçbir zaman gizlemedi. Ayrıca bu, Bennett’in kendisini ve yeteneklerini hafife alan Netanyahu’nun onun liderlik yeteneklerini takdir ettiğinden kaynaklanmıyor. Netanyahu’nun hamlesi, muhalif değişim kampını ortadan kaldırmayı amaçlayan kötü niyetli bir adım olarak geldi.
Özellikle stratejik olmayan taktik gerektiren meselelerde siyasi olarak zeki görülen İsrail Başbakanı, hükümet kurma çabalarında çıkmaza girdiği için sürekli olarak muhaliflerini ezme planları kuruyor. Bu yüzden, ‘Benimle beraber tüm düşmanlarım yok olsun’ diyen İsrail’in efsanevi kahramanı Samson’un yolunu takip ederek, Netanyahu'nun bizzat ihtiyaç duyduğu lider konumunu kaybetmesine yol açacak olsa bile, başbakan adayı olarak Bennett tarafından yönetilen kampı dağıtmaya çalışıyor. Netanyahu’nun hükümet kurması için Bennett’ı önermesi durumunda bunun muhalif kampta karışıklığa yol açması ve Bennett'i bir kafa karışıklığı ve utanç durumuna sokması bekleniyor.
İsrail siyaset sahnesinin bugünkü tablosu şu şekilde: Yarın, Salı’yı Çarşamba’ya bağlayan gece yarısı Netanyahu'nun hükümet kurma görevi sona erecek ve görevi yerine getiremeyeceği anlaşılacak ve partisinin uluslararası Müslüman Kardeşler örgütüyle bağlantılı terörizme karışmanın bir parçası olarak tanımladığı İslami Hareket ile ittifak kurmaya hazır olacak. Son günlerde Netanyahu, kendisiyle yeni bir ittifakın parçası olarak başbakanlık görevini üstlenme hakkı konusunda üç muhalifine teklifte bulundu. Başlangıçta, yolsuzluk suçlamalarıyla yargılanmasını donduracak veya durduracak yasalar çıkarmasını sağlayacak, başkanlığında sağcı bir hükümet kurmaya çalıştı. Başarısız olunca, duruşmasını engellemek için müdahale edecek olan kendi partisinden bir adalet bakanı atamaya çalıştı. Başarısız olunca ortağı olacağı bir hükümet arayışına girdi ve bunun için hükümetin hayatının ilk bir veya iki yılı için başbakanlık görevinden feragat etmeye karar verdi. Likud’dan ayrılan Yeni Umut partisinin başkanı Gideon Saar'a, bir yıllık başbakanlık karşılığında partisine geri dönmesini teklif eden Netanyahu, ardından iki yıl süreyle başkanlık teklifini Kahol Lavan Partisi Lideri Naftali Bennett'e ve peşinden Benny Gantz'a teklif etti. Ancak tamamı, Netanyahu'nun sözüne güvenmedikleri için başbakanlık görevini reddettiler. Netanyahu’yu sözlerini tutmamakla itham eden Gantz, onunla konuşmayı kabul etti, ancak yoldaşları bu tuzağa tekrar düşerse onu terk edeceklerini söyledikleri için Netanyahu’ya hazır olmadığını bildirdi. Saar ve Bennett uzun süre tereddüt ettiler. Ancak şüphelerini dile getirdiler ve Netanyahu'nun bu cömert teklifi sadece değişim kampını dağıtmak için sunduğuna ve ardından fikrini değiştirip sözlerinden vazgeçeceğine inandıklarını ifade ettiler. 
Öte yandan, rakiplerinin kendisinden daha iyi bir durumda olmadıklarının farkına varan Netanyahu, onların da bir hükümet kurma mücadelesi verdiklerini ve aralarında yoğun tartışmalar ve anlaşmazlıklar yaşadıklarını biliyor. Şu anda ülkede bencilce mücadeleler, makam için verilen savaşlar, sömürü ve kışkırtma girişimleri söz konusu. Muhalefet başkanı ve kamptaki en büyük partinin başkanı Yair Lapid, yarım dönem için Naftali Bennett'e başbakanlık görevini vermeye hazır. Ancak Bennett, kendisinin Saar ile birlikte bakanlık koltuğunun  (13 sandalyeye sahip olmalarına ve partilerin geri kalanının 45 sandalyeye sahip olmasına rağmen) yarısını da almayı talep ediyor ve oyunun, hükümetin sağ karşıtı bir sol hükümet olmamasını sağlamak için başbakan sıfatıyla iki oy sayılmasını istiyor. Sol, egemen bir bakanlık talep ederken, Saar solun kabinede (Güvenlik ve Dış Politika İşleri Kabinesi) temsil edilmemesi gerektiğini şart koşuyor.
Bu nedenle danışmanlarıyla birlikte üzerinde çalıştığı ve bugün (Pazartesi) netleşecek olan Netanyahu’nun yeni önerisi, cumhurbaşkanına kendi adına ve tüm sağ blok adına Bennett'i hükümeti kurması için ataması teklifiyle geldi. Hesaplamalarına göre Bennett hemen hükümeti kurabilecek, yani 7 sandalyesi ve Saar ile 6 sandalyesiyle birlikte Likud’den 30 sandalye, dini partilerden 16 ve Dini Siyonizm Listesi Partisi’nden 6 sandalye alabilecek. Böylece sağcı hükümet yüzde 100 kurulacak. Likud'un böyle bir hükümetin kurulması için ön koşulu, yasaları önce yargılanmasını durdurmaya yardımcı olacak şekilde değiştirmek ve başbakanın seçimini yönlendiren bir yasa çıkarmak.
Ancak Bennett, bu önerinin ikinci bir maddeyi içeren daha geniş bir planın parçası olacağından endişe ediyor. Bu da Netanyahu’nun amacına ulaştıktan sonra bu hükümeti başarısızlığa uğratması ve dağıtması ve Netanyahu'nun tekrar kazandığı yeni seçimlerin yapılarak Bennett’in kısa süren görevinin sona ermesi. Bennett bu nedenle teklifi kabul etmekte tereddüt ediyor.
İsrail’in Meron Dağı’nda 45 Yahudi’nin hayatını kaybettiği izdihamın ardından Netanyahu'nun Cumhurbaşkanı’ndan hükümeti kurması için 14 günlük bir fırsat daha vermesini istemesi uzak bir ihtimal olarak görülmüyor. Bu olay nedeniyle, siyasi temaslar birkaç gün durdu ve bu, Netanyahu'ya bir fırsat daha verilmesi için zorlayıcı bir neden olarak kabul ediliyor.
Netanyahu hükümeti kurma görevi için verilen tarihin uzatılmasını istemezse, Rivlin'in hükümeti kurma görevini Netanyahu'dan sonra en fazla sayıda tavsiyeyi aldığı için Yeş Atid Partisi Başkanı Yair Lapid'e devretmesi bekleniyor. Netanyahu'nun istediği, Lapid'i sabote etmek ve Naftali Bennett'in en fazla sayıda destek aldığı yeni bir durum oluşturmak. Bu nedenle Netanyahu’nun önerisi Netanyahu tarafından "sihirli bir darbe" olarak değerlendirildi. Geriye kalan tek şey, yoldaşlarının bu adıma ikna olması ve daha sonra bu teklifin onların aleyhine dönüşmemesi konusunda anlaşmaya varması.



Trump'ın fantezisi ve Arap zirvesi

Trump'ın Ortadoğu politikasındaki denklem dengesizlik, düzensizlik ve işgal üzerine kurulu. Netanyahu Gazze'de yıkım yapıyor, Trump satın alıp inşa ediyor (Reuters)
Trump'ın Ortadoğu politikasındaki denklem dengesizlik, düzensizlik ve işgal üzerine kurulu. Netanyahu Gazze'de yıkım yapıyor, Trump satın alıp inşa ediyor (Reuters)
TT

Trump'ın fantezisi ve Arap zirvesi

Trump'ın Ortadoğu politikasındaki denklem dengesizlik, düzensizlik ve işgal üzerine kurulu. Netanyahu Gazze'de yıkım yapıyor, Trump satın alıp inşa ediyor (Reuters)
Trump'ın Ortadoğu politikasındaki denklem dengesizlik, düzensizlik ve işgal üzerine kurulu. Netanyahu Gazze'de yıkım yapıyor, Trump satın alıp inşa ediyor (Reuters)

Refik Huri

Başkan Donald Trump'ın Kongre'de Cumhuriyetçi çoğunluk ile Oval Ofis'e dönmesinden bu yana Beyaz Saray'da dünya değişti. Etrafında da sadece oligarşik iktidarı elinde tutan dar bir zengin grubu var ki, Başkan Joe Biden'ın veda konuşmasında uyardığı nokta da buydu.

Trump yönetimi içeride “idari ve derin” devletin tasfiyesinden öteye geçen, alışılmışın dışında kararlar alıyor. Dış tutumları ise mantıksız ve kabul edilemez ve daha da kötü olması bekleniyor. Çözümleri, krizleri daha büyük ve daha tehlikeli hale getiren doğaçlama türünden. Politikaları, ticari anlaşmalar zihniyetiyle yönlendiriliyor. Gazze savaşının “ertesi günü” konusundaki anlaşmazlık sorununa, kimsenin aklına gelmeyecek “yenilikçi bir çözümü” var: ABD'nin Gazze halkını yerinden ederek burayı geliştirilmeye açık bir mülk olarak devralması. İsrail'in yüzölçümü dar, çözüm; Batı Şeria'yı ilhak ederek genişlemesidir. ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'a göre Ukrayna savaşı bugüne kadar ABD'ye 94 milyar dolara, Avrupa, Asya ve diğer ortaklara ise 148 milyar dolara mal oldu. O zaman çözüm, Ukrayna'nın Rusya’nın olmasıdır.

Filistin Devleti; Suudi Arabistan'ın geniş toprakları üzerinde kurulabilir. Ülkeler, halklar, ulusal haklar yok, sadece uzlaşmalar ve anlaşmalar var. Gerçekten de siyaset bilimi ve uluslararası çalışmalar profesörü ve “Trump'ın Uzun Gölgesi” kitabının yazarı Jonathan Kirshner’in dediği gibi; “ABD mantıksızlık çağına girdi.” Keza “Uzun Oyunu Kaybetmek” kitabının yazarı ve seçim kampanyası sırasında Demokrat aday Kamala Harris'in ulusal güvenlik danışmanı olan Philip Gordon da şunu söylerken abartmıyordu; “Trump'ın ikinci dönemi, ilk dönemini ılımlı ve akıllıca gösterecektir.”

Zira Trump'ın Ortadoğu politikasındaki denklem, dengesizlik, düzensizlik ve işgal üzerine kurulu. Netanyahu Gazze'de yıkım yapıyor, Trump ise satın alıp inşa ediyor. Netanyahu, “İsrail'i müreffeh ve güçlü bir küresel süper güç haline getirmek için çalıştığını” söylüyor ve Trump ona ihtiyaç duyduğu tüm silahı, parayı, siyasi ve askeri desteği sağlıyor. Amerikan yönetimlerinin gerçekleştirmeseler de benimsedikleri “iki devletli çözüm”ü, Trump, “tek devletli çözüm”e dönüştürdü; denizden nehre kadarki Filistin topraklarında Büyük İsrail. Bu politik bir fantezi, ancak son derece tehlikeli. ABD ve İsrail, önce siyasi kararlarla, sonra da sahadaki eylemleriyle, ABD'nin Gazze'yi devralması ve İsrail'in Batı Şeria'yı ilhak etmesiyle Filistin devletinin kurulmasını engelleseler bile, Batı Şeria, Gazze Şeridi ve diasporadaki Filistin halkı nasıl ortadan kaldırılabilir? Bu, Filistin ve bölgede yüzyıllık bir sorunun sonu mu, yoksa yeni bir kaos, çatışma ve savaşın başlangıcı mı olur?

Çünkü ne Gazze'nin tek başına ne de Batı Şeria'nın tek başına bir geleceği yok. Ne Gazze, Hamas ve İslami Cihat'ın gücüyle Filistin'i kurtarabilir, ne de Fetih liderliğinde Batı Şeria, bir Filistin devletine kavuşabilir.

Gazze'nin yıkılması ve Hamas'ın bir güç olarak varlığını sürdürmesinin ardından, Hamas'ın gerçekleştirdiği ve Gazze Şeridi'ni Batı Şeria'dan ayırdığı, Filistin Ulusal Otoritesi'nden bağımsız ama her ikisi de İsrail işgali altında olan bir otorite kurduğu askeri darbenin sona erdirilmesi gerekiyor. Zira yıllar şunu ortaya çıkardı; Hamas’ın darbesinin arkasında sadece Fetih ile bir anlaşmazlık ya da çatışma yoktu. Bilakis, kurtuluş adı taşıyan ama İran stratejisinin ve İslam Cumhuriyeti'nin iddialı bölgesel projesinin içinde yer alan büyük bir proje kapsamındaki plan vardı. Bu projeye İsrail Gazze'de ağır bir darbe, Lübnan'da ise Hizbullah üzerinden güçlü bir darbe vurdu. İran'ın müttefiki olan Suriye rejimi çöktü. Brookings Enstitüsü Direktör Yardımcısı Suzanne Maloney yaşananları “İran'ın bölgesel stratejisini parçalamak” olarak niteledi. Ardından “zayıf bir İran da daha az tehlikeli değildir” uyarısında bulundu.

İran ile büyük oyun, Trump'ın savaşlardan uzak yeni bir Ortadoğu vizyonunun temelini oluşturuyor. Gazze’yi satın alma ve Batı Şeria’yı ilhak etme fantezisi, ABD ve İsrail’in İran'ı zayıflatmak, onu “kontrol altına almak” ve belki de onu vurarak sadece davranışlarını değil, rejimini de değiştirmeyi denemek için Lübnan, Irak, Yemen ve Gazze’deki “İran’ın silahlı kollarını kesme” yönündeki coşkulu politikasının sadece bir ön hazırlığıdır.

Tahran'ın da karşı bir strateji üzerinde çalıştığı kesin ve Devrim Muhafızları Komutanı General Hüseyin Selami “Suriye’de durum olduğu gibi kalmayacak” diyerek bunun bir yönünü açığa vurdu. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre Suriye toprakları üzerinden Hizbullah'a kaçırılan silahlara el konulması, Hizbullah'ın silahının Tahran açısından Lübnan'daki rolünü kaybetmediğinin göstergesinden başka bir şey değil. ABD'nin savaşsız bir Ortadoğu çağrısı yapmasına rağmen, gerçeklik tam tersi bir şekilde daha ziyade bir savaş ve çatışma çağrısı olduğunu doğruluyor.

Mısır'ın, Suudi Arabistan'da düzenlenen beşli zirvenin ardından Trump'ın planı ve Netanyahu'nun planlarına karşı Arap ülkelerini Kahire'de acil zirveye davet etme girişiminde bulunması önemli. Ancak asıl önemli olan, zirvenin sadece nihai bildirisinde bu planları reddetmekle sınırlı kalmaması, Gazze'de ertesi gün, yeniden inşa için ulusal bir plan sunması ve Filistin devleti konusunda ısrarcı olmasıdır.

Sadece kâğıt üzerindeki fikirlerden ibaret olmayan, dişleri, finansmanı ve çatışmalara karşı durma gücü olan bir plan gerekiyor.

Eski ABD Dışişleri Bakanı Dean Rusk, “fikirler politika değildir” demişti; ancak fikirler olmadan politikadan bahsetmek de bir yanılsamadır. Önemli olan fikirlerin politikaya dönüştürülmesidir ve Arap dünyasının fikirleri çok, politikaları ise azdır. Arapların üç bölgesel güç ve üç uluslararası güçle oyundaki doğal ve güçlü pozisyonlarını almalarının zamanı gelmiştir.

*Bu analiz Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.