ABD'de "mucize tedavi" diye çamaşır suyu çözeltisi satanların 1 milyon dolardan fazla kazandığı ortaya çıktı

Mayıs 2020'de Genesis II Sağlık ve Şifa Kilisesi'nin Avustralya koluna "Mucize Mineral Çözeltisi" yüzünden ceza verilmişti (Florida Bölge Mahkemesi)
Mayıs 2020'de Genesis II Sağlık ve Şifa Kilisesi'nin Avustralya koluna "Mucize Mineral Çözeltisi" yüzünden ceza verilmişti (Florida Bölge Mahkemesi)
TT

ABD'de "mucize tedavi" diye çamaşır suyu çözeltisi satanların 1 milyon dolardan fazla kazandığı ortaya çıktı

Mayıs 2020'de Genesis II Sağlık ve Şifa Kilisesi'nin Avustralya koluna "Mucize Mineral Çözeltisi" yüzünden ceza verilmişti (Florida Bölge Mahkemesi)
Mayıs 2020'de Genesis II Sağlık ve Şifa Kilisesi'nin Avustralya koluna "Mucize Mineral Çözeltisi" yüzünden ceza verilmişti (Florida Bölge Mahkemesi)

ABD'nin Florida eyaletinde büyük jüri, Mark Grenon'u ve üç oğlunu, çamaşır suyu çözeltisini Kovid-19, kanser ve otizm dahil pek çok hastalığa iyi gelen "mucize tedavi" olarak satmakla itham etti.
İddianamede, Grenonların "Mucize Mineral Çözeltisi" (MMÇ) adlı üründen ülke genelinde on binlerce şişe sattığı ve 1 milyon dolardan (yaklaşık 8 milyon 300 bin TL) fazla para kazandığı yazıldı.
Florida Güney Bölgesi Başsavcılığı 23 Nisan'da, MMÇ'nin su ve sodyum klorit içerdiğini, ağızdan alındığında endüstriyel su arıtımında ve tekstil sanayisinde kullanılan klordioksite dönüştüğünü açıkladı.
ABD Gıda ve İlaç Dairesi geçen sene, Genesis II Sağlık ve Şifa Kilisesi eliyle satılan ürünün "kanıtlanmamış ve potansiyel olarak zararlı" olduğu konusunda uyarmıştı.
Savcılar, Mark'ın kurduğu ve başpiskoposluğunu yaptığı kilisenin çamaşır suyu solüsyonunu yasal kılıfa uydurmak için kullanıldığını söyledi.
Öte yandan Jonahtan Grenon ve Jordan Grenon, geçen yaz savcıların bir şikayetiyle yakalanmıştı. İkili halk sağlığını tehdit ettikleri ve mahkemeye gelmeme ihtimalleri olduğu için gözaltında tutuluyor.
Yetkililer o dönemde Jonathan'ın evinde yapılan aramada yaklaşık 4,5 ton sodyum klorit tozu, binlerce MMÇ şişesi ve ateşli silahlar ele geçirildiği bildirdi.
Öte yandan Mark ve Joseph'in şu anda Kolombiya'da olduğu açıklandı. Baba oğulun Santa Marta kentinde bir sağlık merkezi açtığına, müşterilerin ayda yaklaşık 5 bin dolar (yaklaşık 41 bin TL) vererek tesiste kaldığına ve MMÇ aldığına inanılıyor.
Savcılar, daha önce Grenonlara tehlikeli çözeltiyi satmamalarının emredildiğini ancak bunun ihlal edildiğini de bildirdi. Aile bir mahkeme başkanını tehdit etmekle de suçlanıyor.
Grenonlar komplo ve mahkemeye itaatsizlik suçlarından mahkum edilirse ömür boyu hapis cezasına çarptırılabilir.
 
Independent Türkçe, New York Times, Guardian



Her yıl 250 gram plastik yiyoruz: Beyindeki 5 tehlikeli etki ortaya çıktı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Her yıl 250 gram plastik yiyoruz: Beyindeki 5 tehlikeli etki ortaya çıktı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir çalışma, mikroplastiklerin beyinde iltihaplanmaya yol açarak Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkları nasıl körüklediğini ortaya koydu.

Sidney Teknoloji Üniversitesi ve ABD'deki Auburn Üniversitesi'ndeki bilim insanları tarafından yürütülen çalışma, insanların her yıl yaklaşık 250 gram, yani bir yemek tabağı ağırlığına denk mikroplastik tükettiğini gösteriyor.

Molecular and Cellular Biochemistry adlı hakemli dergide yayımlanan çalışma, işlenmiş yiyecek ve içeceklerde, kontamine deniz ürünlerinde, çay poşetlerinde, tuzda, tozda, toprakta ve sentetik liflerde bulunan bu küçük parçacıkların iltihaplanmayı tetiklediği ve beyinde çeşitli hasarlara yol açtığı 5 mekanizmayı özetledi.

Kan-beyin bariyerinin bozulması

Sidney Teknoloji Üniversitesi doçenti ve çalışmanın ortak yazarı Kamal Dua şunları söyledi:

Mikroplastikler aslında kan-beyin bariyerini zayıflatarak geçirgen hale getiriyor. Bu gerçekleştiğinde, bağışıklık hücreleri ve iltihaplı moleküller aktive oluyor ve bu da bariyer hücrelerine daha da fazla zarar veriyor.

Bağışıklık hücresi aktivitesini tetikleme

Bariyer bozulduğunda, vücudun bağışıklık sistemi harekete geçiyor.

Prof. Dua, "Vücut mikroplastikleri yabancı birer madde olarak algılıyor ve bu da beynin bağışıklık hücrelerinin onlara saldırmasına yol açıyor" diye açıkladı.

Oksidatif stres oluşturma

Beyin, toksinlerden veya çevresel kirleticilerden etkilendiğinde de oksidatif stres yaşayabiliyor ve bu da hücre ve doku hasarına yol açabiliyor.

Mikroplastikler bunu, kararsız moleküllerin veya "reaktif oksijen türlerinin" miktarını artırarak yapıyor. Bu türler, hücrelere zarar verebiliyor ve genellikle bu parçacıkları kontrol altında tutan vücudun antioksidan sistemlerini zayıflatabiliyor.

Mitokondriye zarar verme

Prof. Dua, "Mikroplastikler ayrıca mitokondrinin enerji üretme biçimini de etkileyerek, yakıt hücrelerinin çalışması için ihtiyaç duyduğu ATP, yani adenozin trifosfat tedarikini azaltıyor" diye devam etti.

Hücrenin "enerji merkezi" diye de bilinen mitokondri, vücudun çalışması için ihtiyaç duyduğu enerjinin yaklaşık yüzde 90'ını üretiyor.

Nöronlara zarar verme

Mitokondrilerdeki bozulma, beyin hücresi hasarına ve dolayısıyla nöronların zayıflamasına yol açabiliyor.

Prof. Dua, "Bu enerji açığı nöron işlevini zayıflatıyor ve nihayetinde beyin hücrelerine zarar verebiliyor" diye açıkladı.

Tüm bu yollar birbirleriyle etkileşime girip beyindeki hasarı artırıyor. 

Çalışma ayrıca, mikroplastiklerin Alzheimer'ın başlangıcına nasıl katkıda bulunabileceğini, beta-amiloid ve tau proteini birikimini ve Parkinson'u tetiklemeyi de içeren belirli yollarını da araştırdı.

Araştırmacılar, doğrudan bir bağlantı kurmak için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini vurgulasa da kanıtlar mikroplastiklerin hastalıkları kötüleştirebileceğini gösteriyor ve çalışma, genel olarak plastiklere daha az maruz kalmayı öneriyor.

Çalışmanın ortak yazarı Dr. Keshav Raj Paudel, "Alışkanlıklarımızı değiştirmeli ve daha az plastik kullanmalıyız" dedi.

Plastik kaplardan ve plastik kesme tahtalarından uzak durun, çamaşır kurutma makinesi kullanmayın, sentetik olanlar yerine doğal lifler tercih edin ve daha az işlenmiş ve paketlenmiş gıda tüketin.

Bu yıl yapılan araştırmalar, mikroplastiklerin vücudun diğer bölgelerine kıyasla beyinde bulunma olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koymuştu.

Aylık hakemli tıp dergisi Nature Medicine'de yayımlanan araştırmaya göre, beyin dokusundaki ortalama mikroplastik miktarının (gram başına 4 bin 800 mikrogram), standart bir plastik kaşıkta bulunan miktarla aynı olduğu bulunmuştu.

Independent Türkçe


İklim değişikliği uyku kalitesini nasıl etkiliyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İklim değişikliği uyku kalitesini nasıl etkiliyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre iklim değişikliği,  iyi bir gece uykusu çekilmesini engelliyor olabilir.

Araştırmacılar, özellikle kronik sağlık sorunları olan kişilerde, daha yüksek gece sıcaklıklarını daha kısa uyku süreleri ve daha düşük uyku kalitesiyle ilişkilendirdi.

Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden (USC) bilim insanlarının yaptığı yeni çalışma, sıcak havanın vücudun soğumasını engellemek, stres tepkisini tetiklemek ve derin uykuyla hızlı göz hareketi (REM) uykusunda geçirilen süreyi azaltmak gibi çeşitli şekillerde uykuyu bozabileceğini ortaya koydu.

Environment International adlı akademik dergide yayımlanan bulgulara göre, gündüz sıcaklığındaki 10 santigrat derecelik bir artış 2,19 dakikalık, gece sıcaklığındaki 10 santigrat derecelik bir artışsa 2,63 dakikalık uyku kaybıyla ilişkilendirildi.

Artan sıcaklıklar ayrıca gece boyunca daha fazla uyku bölünmesi ve yatakta uyanık geçirilen daha fazla zamanla ilişkilendirildi.

USC Keck Tıp Fakültesi'nde doktora sonrası araştırma görevlisi ve çalışmanın başyazarı Dr. Jiawen Liao, "Aşırı sıcak hava olayları yaşandığında, daha fazla insanın kardiyovasküler ve akciğer hastalıklarından öldüğünü zaten biliyoruz. Küresel sıcaklıklar artmaya devam ettikçe bu durum toplum sağlığı için ne anlama gelecek?" dedi.

Çalışmada, 2010'la 2022 arasında 14 bin 232 ABD'li yetişkinden elde edilen veriler analiz edildi. Araştırmacılar, 12 milyondan fazla gecelik uykuyu değerlendirmek için katılımcıların demografik, sosyoekonomik ve sağlık bilgilerinin yanı sıra FitBit verilerini de inceledi.

Ayrıca, uyku evreleri ve uykunun ne sıklıkla kesintiye uğradığıyla ilgili 8 milyon gecelik veriyi inceleyerek, uyku düzenlerinin değişen sıcaklıklarla bağlantılı olup olmadığını anlamak için bunları konum ve meteorolojik verilerle ilişkilendirdiler.

Çalışma yazarları, bu oranların kadınlarda, Hispanik kökenlilerde, kronik hastalığı olanlarda ve daha düşük sosyoekonomik statüye sahip kişilerde daha yüksek olduğunu belirtti.

Kötü uykunun kalp ve solunum yolu rahatsızlıkları ve ruh sağlığı sorunları da dahil bir dizi sağlık sorunu riskini artırabileceği konusunda uyardılar.

Liao, "Bu küçük bir miktar gibi görünebilir ancak milyonlarca insanı kapsadığında toplam etki muazzam" dedi.

Bu çalışma, uykunun hastalık ve hatta ölüm riskini artırabilen ısı gibi çevresel stres faktörlerinden nasıl etkilendiğini anlama yolunda önemli bir adım. İnsanların daha iyi uyumasına yardımcı olabilirsek, hastalıkları azaltabilir ve hayat kurtarabiliriz.

Independent Türkçe


Will Smith gişe canavarı seriye dönüyor mu?

Tommy Lee Jones ve Will Smith başrollerdeki işbirliğini üç film boyunca sürdürmüştü (Columbia)
Tommy Lee Jones ve Will Smith başrollerdeki işbirliğini üç film boyunca sürdürmüştü (Columbia)
TT

Will Smith gişe canavarı seriye dönüyor mu?

Tommy Lee Jones ve Will Smith başrollerdeki işbirliğini üç film boyunca sürdürmüştü (Columbia)
Tommy Lee Jones ve Will Smith başrollerdeki işbirliğini üç film boyunca sürdürmüştü (Columbia)

Sony, Siyah Giyen Adamlar (Men in Black) serisini dikkat çeken yeni bir yapımla devam ettirmek istiyor. 

Senaryo için yine Will Smith'in oynadığı Bad Boys serisinin üçüncü ve dördüncü filmlerini kaleme alan Chris Bremner görevlendirildi. 

Yönetmen ya da oyunculara dair henüz herhangi bir açıklama yok.

Deadline, Will Smith'in Ajan J. rolünü bir kere daha canlandırmak istediğini ve senaryoyu ilk alanlardan birinin de o olacağını duyurdu. 

Kültür ve sanat haberleri sitesinin kaynakları, Ajan K. rolündeki Tommy Lee Jones'un senaryoyu okumadan seriye katılıp katılmayacağına dair bir şey söylemeyeceğini aktardı. 

Deadline, Will Smith'in Martin Lawrence'la birlikte oynadığı Bad Boys serisinin 2020'deki Bad Boys: Her Zaman Çılgın (Bad Boys for Life) ve 2024'teki Bad Boys: Ya Hep Ya Hiç'le (Bad Boys: Ride or Die) gösterdiği başarının Sony'yi Siyah Giyen Adamlar için cesaretlendirdiğini bildiriyor.

Lowell Cunningham'ın Marvel için yazdığı çizgi romanlardan uyarlanan Siyah Giyen Adamlar'ın ilk filmi, 1997'de Barry Sonnenfeld tarafından çekilmişti.

Küresel gişe hasılatında 580 milyon doları aşarak büyük bir başarı gösteren yapım, başrolleri paylaşan Will Smith ve Tommy Lee Jones'in 2002 ve 2012'deki devam filmlerinde oynamalarını da sağlamıştı. 

2019'da çekilen Siyah Giyen Adamlar: Global Tehdit'teyse (Men in Black: International) ne bu iki yıldız ne de Sonnenfeld var. 

Yönetmen koltuğuna F. Gary Gray'in geçtiği proje, Tessa Thompson, Chris Hemsworth ve Liam Neeson gibi ünlü oyuncuları barındıran kadrosuna rağmen beklentileri karşılayamamıştı.

Ancak 4 filmle dünya çapında 1,9 milyarlık gişe hasılatına sahip seri, yapımcıları iştahlandırmayı sürdürüyor. 

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Deadline