İsrail, Batı Şeria’daki ordu güçlerini takviye ediyor

İsrail ordusu Zatara’daki eylemlerin faillerinin bulunmasına yönelik düzenlenen operasyonlarda tutuklamalar gerçekleştirildi

Zatara’daki kontrol noktasında yakılan bir araç.
Zatara’daki kontrol noktasında yakılan bir araç.
TT

İsrail, Batı Şeria’daki ordu güçlerini takviye ediyor

Zatara’daki kontrol noktasında yakılan bir araç.
Zatara’daki kontrol noktasında yakılan bir araç.

İsrail ordusu, Batı Şeria’daki ordu güçlerine takviye yapma kararı aldı. Tel Aviv’in Nablus yakınlarındaki Zatara kontrol noktasında Filistinliler tarafından gerçekleştirilen eylemlerin ardından Batı Şeria’nın kuzeyine gönderdiği takviye birlikler ile gerçekleştirdiği operasyonda 3 yerleşimcinin ağır bir şekilde yaralandığı bildirildi.
İsrail Ordu Sözcüsü, Batı Şeria’da başka eylemler de gerçekleşme olasılığına karşı bölgeye ek kuvvetler konuşlandırıldığını söyledi. İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi dün saldırının gerçekleştiği bölgeyi ziyaret ederek İsrail ordusunun artan bu tür eylemler karşısında Batı Şeria’daki operasyonel faaliyetlerini güçlendirdiğini vurguladı.
Açıklamada, İsrail kuvvetlerinin büyük bölümünün Batı Şeria’nın kuzeyinde gerçekleşen saldırının faillerini takip ettiği bildirildi. Kochavi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ordudan gelen takviye kuvvetler pazar gününden bu yana istihbarat ve Şin Bet unsurlarının katılımıyla teröristleri bulmak için çalışıyor. Görevleri tamamlanana kadar da görevlerini sürdürecekler.”
Kochavi ayrıca ordu güçlerinin İsrail vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için her noktada çalışmaya devam edeceğini vurguladı.
Zatara kontrol noktasındaki saldırı, İsrail’in Kudüs’te seçimlerin yapılmasını engellemesinin ardından, Filistin Yönetimi’nin  seçimleri süresiz olarak iptal edildiğini açıklamasının ardından oluşan hassas bir dönemde gerçekleşti. Söz konusu saldırı, İsrail güvenlik servislerinin, saldırıların artabileceği dönem olarak nitelendirdiği Ramazan Ayı’nın son 10 gününe girildiği bir zamanda geldi.
İsrail, Filistin seçimlerinin iptali nedeniyle saldırı gerçekleşme ihtimaline karşı Batı Şeria’daki güçlerini bölgeye gönderdi. Nablus yakınlarında gerçekleşen olay, Batı Şeria’da daha fazla saldırı olabileceğine yönelik endişeleri artırdı.
İsrail güvenlik güçleri, Hamas ve İslami Cihad’ın da etkisiyle Batı Şeria ve Kudüs’te yeni bir operasyon dalgasından korktuklarını bildirdiler. İsrail henüz saldırıyı üstlenen olmamasına rağmen olaydan Hamas hareketinin parmağının olduğu görüşünde.
Hamas Sözcüsü Abdullatif el-Kanu yaptığı açıklamada “Söz konusu saldırı Kudüs’teki halkımıza destek niteliğinde, Siyonist güçlere doğal bir cevaptır. Batı Şeria’nın asi kahramanlarına selam olsun” ifadelerini kullandı.
İslami Cihad Hareketi’nden yapılan açıklamada da şu ifadeler kullanıldı:
“Söz konusu cesur operasyonu takdir ediyoruz. Bu operasyonu tüm Filistin halkı adına bir mesaj olarak kabul ediyoruz. Söz konusu operasyonun verdiği mesaj Kudüs’ün kırmızı bir çizgi olduğu ve kutsal yerlere zarar vermenin bir öfke patlamasına yol açacağıdır.”
Haaretz gazetesinde askeri konularda çalışmalar yürüten analist Amos Harel, Kadir Gecesi ve Nakba’nin yıl dönümü gibi dini ve siyasi günlerle dolu Ramazan Ayı’nda beklenen olası saldırılar konusunda “Operasyon oldukça hassas bir dönemde gerçekleşti” değerlendirmesinde bulundu. Harel yaptığı açıklamada İsrail’deki diğer analistlerin ve ordunun söz konusu saldırı karşısında şaşırmadığını ve Batı Şeria’da daha fala eylem beklediklerini kaydetti.
İsrail medyası, güvenlik güçlerinin Zatara eyleminin Batı Şeria ve Kudüs’te bir operasyon dalgasının başlangıcı olduğuna inandığını aktardı. İsrail güvenlik ve askeri teşkilatının tahminlerine göre Kudüs’te meydana gelen olaylar başta seçimlerin ertelenmesi, Kovid-19’un Filistinliler üzerindeki etkisi ve çeşitli diğer faktörlerden dolayı gerçekleşti. Devamının gelme ihtimali de yüksek.
İsrail iç istihbarat servisi Şin Bet söz konusu saldırının bireysel bir eylem mi yoksa bir grup tarafından mı gerçekleştirildiğine ilişkin ordu ile koordineli bir şekilde çalışıyor. İsrailliler operasyonun ardında silahlı bir örgüt olduğu görüşünde.
İsrail ordusundan yapılan ilk açıklamada saldırının tek bir kişi tarafından gerçekleştirildiğine inanıldığı belirtilmişti. Ancak dün yapılan açıklamada olayla ilişkili birden fazla şüphelinin olduğuna inanıldığı bildirildi.
Yapılan açıklamalarda İsrail ordusunun ana yolları kapattığı, birçok bölgeyi kuşatma altına aldığı, kontrol noktalarını tuttuğu ve Batı Şeria sokaklarından geçen Filistinlileri uzun süreli incelemelere tabi tuttuğu bildirildi. Ayrıca ordunun operasyon noktasına yakın bölgelerde büyük çaplı tutuklama operasyonları gerçekleştirdiği ve keşif uçaklarını gece boyunca arama tarama çalışmaları yapmak üzere kullanıldığı bilgisi verildi.
İsrail Ordu Radyosu, ordu kuvvetlerinin Şin Bet’in de  yardımıyla Nablus, Ramallah ve Batı Şeria’nın diğer bölgelerindeki köylerde ve kasabalarda yürütülen geniş operasyonlar düzenlediğini aktardı.
Olaya ilişkin yayınlanan görüntülerde, otobüs durağına doğru yönelen bir araçtan İsrail güvenlik güçlerine ateş açıldığı ve söz konucu aracın daha sonra olay yerinden kaçarak uzaklaştığı görülüyor.
İsrail güçleri Nablus’taki operasyonlarda11 sivili tutukladı. Yapılan açıklamalara göre Nablus’un güneyindeki Calut köyüne düzenlenen bir diğer operasyonda da 10 kişi daha tutuklandı.



Güney Kore polisi Birleşme Kilisesi'nin ofislerine baskın düzenledi

Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
TT

Güney Kore polisi Birleşme Kilisesi'nin ofislerine baskın düzenledi

Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)

Güney Kore polisi bugün, başkent Seul ve çevresindeki Birleşme Kilisesi'nin ofislerine ve tesislerine baskın düzenlediğini açıkladı. Baskın düzenlenen yerler arasında başkentin kuzeydoğusunda bulunan ve uluslararası genel merkez olarak kullanılan lüks bir saray da yer aldı. Polis, aramanın kiliseye ait on farklı yerde yapıldığını duyurdu.

Yonhap Haber Ajansı, aramanın bazı mevcut ve eski hükümet yetkilileri ile milletvekillerinin kiliseden rüşvet aldıkları iddialarıyla ilgili olduğunu bildirdi. Olayda adı geçenler arasında kilise lideri Hak Ja Han da yer alıyor.

Denizcilik ve Balıkçılık Bakanı Chung Jae-soo, geçtiğimiz hafta yanlış olduğunu söylediği iddiaları çürütmeye odaklanmak ve davanın Cumhurbaşkanı Lee Jae Myung’un hükümetinin çalışmalarını etkilemesini önlemek istediğini belirterek istifa etmişti.

sdfrgt
Birleşme Kilisesi'nin lideri Hak Ja Han, Seul'deki özel savcıların talebi üzerine hakkında çıkarılan tutuklama emrinin yeniden değerlendirilmesi için mahkemeye geldi (Arşiv - Reuters)

Kilise tarafından geçtiğimiz hafta yapılan açıklamada, tek bir eski kilise yetkilisinin karıştığı iddia edilen ve ‘aşırılıklar’ olarak nitelendirilen olaylarla Kilise’nin hiçbir ilgisi olmadığı belirtildi.

Birleşme Kilisesi lideri Hak Ja Han, avantajlı iş olanakları karşılığında eski First Lady Kim Keon-hee'ye rüşvet teklif ettiği iddiasıyla yargılanıyor. Ancak Kilise lideri bu iddiaları reddediyor.


Avustralya Başbakanı’dan, Sidney saldırısı sonrası ‘antisemitizmi’ ortadan kaldırma sözü

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
TT

Avustralya Başbakanı’dan, Sidney saldırısı sonrası ‘antisemitizmi’ ortadan kaldırma sözü

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese bugün yaptığı açıklamada, Bondi Plajı'na düzenlenen terör saldırısını kınadı, bunu “saf kötülük eylemi” olarak nitelendirdi. Öte yandan Avustralya polisi, dün meydana gelen silahlı saldırıda en az 16 kişinin öldüğünü teyit etti.

efrty
Avustralya Başbakanı Albanese düzenlediği basın toplantısında (EPA)

Başbakan Albanese düzenlediği basın toplantısında, ‘bugünün Bondi'de neşeli bir kutlama olması gerektiğini, ancak yaşananlarla bu kutlamanın sonsuza kadar lekelendiğini’ söyledi.

Albanese, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dün gördüğümüz şey, saf kötülük, antisemitizm ve Avustralya'nın simgesel bir yerinde, bizim kıyılarımızda işlenen bir terör eylemiydi.”

Avustralya'nın ‘antisemitizmi ortadan kaldırmak için ne gerekiyorsa yapacağını’ vurgulayan Başbakan Albanese, “Avustralya asla bölünmeye, şiddete veya nefrete boyun eğmeyecek ve bunu birlikte aşacağız. Onların bizi bir ulus olarak bölmelerine izin vermeyeceğiz. Buna yanıt vermek için gerekli her türlü kaynağı seferber edeceğiz. Dün, ülkemizin tarihinde gerçekten karanlık bir gündü. Ancak bir ulus olarak, bunu yapan korkaklardan daha güçlüyüz” ifadelerini kullandı.

dfgt
Sidney'deki silahlı saldırı olay yerinde polis (AP)

Öte yandan Avustralya polisi dün akşam Sidney'de Yahudi bayramı Hanuka kutlamaları sırasında 16 kişiyi öldüren iki silahlı saldırganın 50 yaşındaki bir adam ve 24 yaşındaki oğlu olduğunu açıkladı.

Yeni Güney Galler Polis Komiseri Mal Lanyon, gazetecilere yaptığı açıklamada baba saldırganın öldürüldüğünü, oğul saldırganın ise şu anda hastanede tedavi gördüğünü söyledi. Lanyon, “Başka saldırganlar aradığımızı söyleyemem” diye ekledi.

Saldırı, yaklaşık 2 bin Yahudi’nin Sidney'deki Bondi Plajı'nda Hanuka kutlamalarına katıldığı sırada gerçekleşti.

Görgü tanıkları, kimliği belirsiz bir kişinin kutlama alanının yakınlarındaki bir arabadan inip ateş açtığını bildirdi.

Raporlara göre ateş yakınlardaki bir köprüden açıldı.

Olay yerinden çekilen görüntülerde, uzun namlulu silahlara sahip saldırganlar kutlama yerine doğru ilerlerken panik içindeki kalabalığın her yöne kaçıştığı görüldü.

Videolarda, kaosun ortasında çimlere uzanmış insanlar görülüyor. Kutlamaya katılan bir Yahudi, olayı kendileri için bir ‘felaket’ olarak nitelendirdi.

Saldırıdan birkaç saat sonra konuşan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese'ye bir mektup göndererek Canberra'yı ‘antisemitizmi körüklemekle’ suçladığını söyledi.

Diğer bir deyişle Netanyahu, Albanese'nin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının ‘sokaklarınızda yıkıma yol açan Yahudilere karşı nefreti teşvik ettiğini’ söyledi. İsrail Başbakanı, “Antisemitizm, liderler sessiz kaldıkça yayılan bir kanserdir. Zayıflığı eylemle değiştirmelisiniz” diye ekledi.

Saldırının ‘korkunç’ olduğunu söyleyen Netanyahu, “Soğukkanlı bir cinayet. Ne yazık ki, kurbanların sayısı her dakika artıyor. En büyük kötülüğü gördük” dedi. Yoldan geçerken saldırganlardan birinin silahını elinden alan ve Yahudi olduğunu söylediği bir kişiye atıfla “Aynı zamanda en büyük Yahudi kahramanlığını da gördük” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Küresel anti-Semitizmle mücadele ediyoruz ve bununla savaşmanın tek yolu onu kınamak ve mücadele etmek, başka yolu yok. İsrail'de yaptığımız da bu. İsrail ordusu ve güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu yapmaya devam edecek.”

Avustralya hükümetini üstü kapalı eleştiren Netanyahu, “Olayı kınamayan, aksine teşvik edenleri kınamaya devam edeceğiz. Onlardan özgür ulusların liderlerinden bekleneni yapmalarını talep etmeye devam edeceğiz. Pes etmeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.


Şili'de aşırı sağcı aday başkanlık seçimini kazandı

Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
TT

Şili'de aşırı sağcı aday başkanlık seçimini kazandı

Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)

Şilililer dün, Augusto Pinochet'nin diktatörlüğünün sona ermesinden 35 yıl sonra, en sağcı cumhurbaşkanını seçti. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun resmi sonuçlarına göre Jose Antonio Kast oyların yüzde 58'ini alırken, rakibi yenilgiyi kabul etti.

10 milyondan fazla oy sayıldıktan sonra, toplam oyların yaklaşık yüzde 70'ini temsil eden sonuçlarla, Kast, geniş bir sol koalisyonun başında bulunan Komünist Parti üyesi Janet Jara'ya karşı açık bir üstünlük sağladı.

51 yaşındaki Jara, yenilgiyi kabul ederek sosyal medya paylaşımında seçmenlerin yüksek sesle ve açıkça konuştuğunu ve cumhurbaşkanı seçilen kişiye tebriklerini ve en iyi dileklerini ilettiğini söyledi.

Muhafazakâr Katolik Cast, kampanyasını Şili'deki suçlarla mücadeleye odakladı ve çoğu Venezuelalı olmak üzere yaklaşık 340 bin belgesiz göçmeni sınır dışı edeceğine söz verdi.

Şarku'l Avsat'ın edindiği nilgiye göre Kast, askeri diktatörlüğün açık bir destekçisi ve Pinochet hayatta olsaydı ona oy vereceğini söylemişti.

16 Kasım'da yapılan ilk turda, her iki aday da oyların dörtte birini aldı ve sol kanat az bir farkla öndeydi. Ancak, tüm sağcı adaylar birlikte oyların yüzde 70'ini topladı.