Almanya, El Kaide ile İhvan arasındaki köprü kuruluşu yasaklıyor

Ansaar International Vakfı, Almanya’da terörizmi finanse etmek, Hamas, Nusra Cephesi ve eş-Şebab örgütüne milyonlarca euro göndermekle suçlanıyor

Alman polisi, yasaklı derneğin Düsseldorf'taki genel merkezi önünde (DPA)
Alman polisi, yasaklı derneğin Düsseldorf'taki genel merkezi önünde (DPA)
TT

Almanya, El Kaide ile İhvan arasındaki köprü kuruluşu yasaklıyor

Alman polisi, yasaklı derneğin Düsseldorf'taki genel merkezi önünde (DPA)
Alman polisi, yasaklı derneğin Düsseldorf'taki genel merkezi önünde (DPA)

Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) Teşkilatı’nın Almanya’da yasaklanmasına zemin hazırlayabilecek bir hamlede bulunan Berlin yönetimi, radikal Uluslararası Ensar Vakfı’nın (Ansaar International e.V.) ‘terörizmi finanse ettiği’ gerekçesiyle yasaklandığını duyurdu. Yüzlerce polis memuru, örgüte ait ofisleri kapatma yönünde 10 farklı eyalette baskın düzenledi.
Aynı merkezlere Nisan 2019'da da baskında bulunan polis, İçişleri Bakanı'nın dün çıkardığı yasağa zemin hazırlayan deliller toplamıştı. Söz konusu yasakta, son yıllarda on milyonlarca euro topladığı ifade edilen vakfın Hamas Hareketi, El Kaide’ye bağlı Nusra Cephesi, Heyet Tahrir'uş Şam (HTŞ) ve Somali’de faaliyet gösteren eş-Şebab gibi Almanya’nın terörist olarak sınıflandırdığı örgütleri finanse ettiği iddia ediliyor. Bu örgütler için Vakfın kendisinin de itirafıyla yalnızca 2018 yılında 10 milyon euro topladığı belirtiliyor.
Şarku’l Avsat’ın Der Tagesspiegel gazetesinden aktardığı habere göre, Alman istihbaratı bu yasaklı grubu aynı zamanda Almanya’daki radikaller ile Müslüman Kardeşler arasında köprü olduğu için de tehlike olarak görüyor. Bir istihbarat değerlendirmesine göre Müslüman Kardeşler’in ülkede yaklaşık bin 600 üyesi mevcut. Yaklaşık 11 bin kişi ise radikal sahayı teşkil ediyor. 
Söz konusu haberde, iki radikal saha arasındaki bir ‘ittifakın’ ülkedeki radikallerin etkisini önemli ölçüde artırabileceğinden korkuyor. Aralarındaki mesafeyi korudukları, ancak bu durumun son zamanlardan değiştiği, Alman istihbaratının iki taraf arasında bir yakınlaşma olduğunu fark ettiği ifade ediliyor.
Tagesspiegel’in atıfta bulunduğu, ismi açıklanmayan bir üst düzey güvenlik uzmanı, iki tarafın da birbirinden yararlanabileceğine inandıklarını belirtiyor. Radikallerin Müslüman Kardeşler’den ‘bir devlet yasağından kaçınmada daha yetenekli’ olmayı, Müslüman Kardeşler’in ise ‘gençlere ulaşmada yeni yöntemleri’ öğrenebileceklerini de ekliyor. Alman yetkililerin gençlerin beyninin Ensar Vakfı’nın radikal fikirleriyle yıkanabileceğini düşündüğü anlaşılıyor.
Almanya'da faaliyet gösteren radikalizm yanlıları, bir yandan çocukları kendilerine çekmek için oyuncak ve hediyeler dağıtırken diğer yandan ise savaş alanlarını çekici bir şekilde tasvir eden videolarla gençleri hedef alıyor. Gelirinin hayır işlerine gideceğini söylediği çevrimiçi kıyafet satışından da yararlanıyor. Nitekim Alman istihbaratı, Ensar Vakfı’nı ülkede bağış toplamadaki ‘en aktif gruplardan biri’ olarak tanımlıyor.
Müslüman Kardeşler kaynak bulma ve kendini ifşa etme konusunda daha tutucu olduğu için istihbarat servisleri mensuplarını takip etmekte, gizli çalışmaların yapıldığı aktif merkez ve dernekleri belirlemekte zorlanıyor. Alman yetkililer, ‘Alman Müslüman Toplumu’ isimli bir dernekte çok sayıda Müslüman Kardeşler mensubunun yer aldığından şüpheleniyor. 
İstihbarat servislerinin bunu gizlemeye çalışsa da, “Saksonya Buluşma Platformu” gibi İhvan’ın kurduğundan şüphelenilen başka dernekler de var. İstihbarat servisleri, bu genel ismin ardında yeni üyeleri çekmeye, onlara Müslüman Kardeşler ideolojisi aşılamaya dayanan ‘ikili bir strateji’ olduğunu söylüyor. Alman istihbaratı, kendi devletlerini kurmak için iktidar sığınaklarını kontrol etme hedefindeki Müslüman Kardeşler’i devlet güvenliğine yönelik büyük bir tehdit sayıyor. İhvan’ın 2015'ten bu yana Almanya'ya akın eden çok sayıda sığınmacıyı üyelerini artırmak için kullandığına inanıyor.
Söz konusu vakıf, İçişleri Bakanı Horst Seehofer tarafından yasaklanan, radikal sağcı ve solcu gruplardan altıncısı sayılıyor. Geçtiğimiz sene Lübnan merkezli (Şii) Hizbullah da Almanya'da ‘terörizmi finanse etmek ve radikal ideolojileri yaymak’ gerekçesiyle yasaklanmıştı.



Taliban’dan Pakistan’a fetvalı güvence

Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
TT

Taliban’dan Pakistan’a fetvalı güvence

Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)

Afganistan’daki Taliban yönetimi, iki ülke arasında günler önce yeniden alevlenen sınır çatışmalarının ardından, Pakistan’a yönelik dolaylı güvence mesajlarını yoğunlaştırdı. Kabil, kırılgan ateşkesi koruma çabalarının sürdüğü bir dönemde hem dinî hem de siyasi bir dizi taahhüdü arka arkaya açıkladı.

Başbakan Ahund ve üst düzey isimlerin katıldığı, binden fazla din adamını bir araya getiren toplantıda yayımlanan fetva, Afgan topraklarının hiçbir ülkeye karşı kullanılmayacağını ilan etti. Siyasi–fiqhî bildiri, sınır ötesi çatışmalara müdahil olanlara karşı yaptırım uygulanacağını vurguladı.

Bildirinin ardından Dışişleri Bakanı Emirhan Muttaki, hükümetin fetvadaki taahhütlere “tam bağlılık” göstereceğini açıkladı. Açıklama, Pakistan içini hedef alan ve sorumluluğu başta Pakistan Talibanı (TTP) olmak üzere çeşitli gruplara atfedilen saldırıların ardından yükselen gerilimi yatıştırma girişimi olarak değerlendirildi.

Sınırdaki son saldırıda, salı günü Afganistan sınırına yakın Kurram bölgesindeki bir güvenlik noktasının hedef alınması sonucu 6 Pakistan askeri hayatını kaybetmişti. İslamabad, saldırıların Afgan topraklarını kullanan silahlı gruplarca planlandığını savunurken, Kabil bu iddiaları reddediyor ve TTP ile operasyonel bağları olmadığını öne sürüyor.

dfgt
3 Aralık 2025'te Afganistan sınırında düzenlenen saldırıda hayatını kaybeden Pakistanlı güvenlik görevlileri için düzenlenen cenaze töreninden bir kare (AFP)

Din adamları kurultayının sonunda yayımlanan bildiride, Afgan hükümetinin ülke topraklarının hiçbir devlete karşı kullanılmaması taahhüdünü “şer’î bir sorumluluk” olarak üstlendiği belirtildi. Açıklamada, bu taahhüdü ihlal edenlerin asi sayılacağı ve gerekli işlemlerin uygulanacağı ifade edildi.

Bildiride, ülke egemenliğini savunmanın dinî bir görev olduğu vurgulanırken, aynı zamanda “Afgan topraklarının başka herhangi bir devlete zarar vermek için kullanılmasının caiz olmadığı” yeniden teyit edildi. Ayrıca Afgan vatandaşlarının sınır ötesindeki askerî faaliyetlere katılmak üzere ülke dışına gitmesinin yasak olduğu, bunu yapanların “muhalif ve asi” kabul edileceği kaydedildi.

Toplantıda Başbakan Ahund’un yanı sıra Yüksek Mahkeme Başkanı, İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Bakanı, Yükseköğrenim Bakanı ve diğer üst düzey isimlerin bulunması, Taliban yönetiminin Pakistan’a hem dinî hem de siyasi nitelikte çift katmanlı güvence sunma çabasının işareti olarak değerlendirildi. Kabil yönetimi, özellikle sınır aşan silahlı gruplar konusunda artan uluslararası baskıyla karşı karşıya.

hyju
Afganlar, 6 Aralık 2025'te Pakistan güçleriyle sınır çatışmalarında öldürülen bir adam için yas tutuyor (AFP)

Dışişleri Bakanı Muttaki, devlet medyasına yaptığı açıklamada, ülke genelindeki din alimlerinin “İslami düzenin korunmasına yönelik birleşik fetvalarını” yenilediklerini belirterek, Afganistan’ın hiçbir ülkeye zarar verecek bir faaliyete izin vermeyeceğini yineledi. Muttaki, “Bu, alimlerin tavsiyesidir ve tüm Müslümanlar için yerine getirilmesi gereken bir görevdir” dedi.

Muttaki, fetvayı ihlal ederek sınır ötesi faaliyetlerde bulunanlara karşı Afgan yönetiminin gerekli adımları atma hakkına sahip olduğunu vurguladı. Bu ifade, TTP’ye katılan Afgan unsurlara yönelik üstü kapalı bir mesaj olarak değerlendirildi.

Açıklamasının sonunda “birlik ve fitneden uzak durma” çağrısı yapan Muttaki, Afgan halkının tarih boyunca din alimlerinin fetvalarına uyduğunu ve bugün de bu çizginin sürdürüleceğini belirtti.

Gözlemcilere göre fetva, siyasi bildiri ve resmî açıklamaların tamamı, son haftalarda tırmanan saldırılar nedeniyle artan Pakistan tepkisini yatıştırmaya ve Kabil’in güvenlik taahhütlerine bağlılık gösterdiğini ispatlamaya yönelik koordineli bir çabanın parçası niteliğinde. Geçen cuma yaşanan ve 4 kişinin ölümüne yol açan sınır çatışması, iki ülke arasındaki gerilimi yeniden tırmandırmıştı.


Beyaz Saray, Trump'ın sağ elindeki bandajı "çok sayıda el sıkışması" ile gerekçelendiriyor

Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
TT

Beyaz Saray, Trump'ın sağ elindeki bandajı "çok sayıda el sıkışması" ile gerekçelendiriyor

Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)

Beyaz Saray dün, ABD başkanının günlerdir sağ elinde taşıdığı bandajı, yaptığı sayısız tokalaşmaya işaret ederek bir kez daha haklı çıkarmaya çalıştı.

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt dün, "Bununla ilgili size zaten bir açıklama yaptık" dedi. Leavitt'in açıklaması, son zamanlarda ortaya çıkan bandajlarla ilgili bir soruya yanıt olarak geldi. "Başkan sürekli insanlarla el sıkışıyor," diyen Leavitt, birkaç ay önce başkan şişmiş sağ eliyle görüldüğünde yapılan açıklamayı yineledi.

Leavitt ayrıca, "Kalp damar hastalığına karşı önleyici tedavi olarak her gün aspirin de alıyor" diyerek, "bu da gördüğünüz morluklara katkıda bulunmuş olabilir." Beyaz Saray, örneğin pazar günü Washington'daki bir etkinlik sırasında 79 yaşındaki Trump'ın taktığı bandajlar görülmeden önce de bu açıklamayı yapmıştı.

ABD'nin en yaşlı seçilmiş başkanı olan Trump için sağlık hassas bir konu. Demokrat selefi Joe Biden'ı bunama hastalığından muzdarip olmakla ve bu nedenle yönetmeye uygun olmamakla suçladı.

Trump, salı akşamı Truth Social’deki hesabından yaptığı öfkeli paylaşımda, sağlığıyla ilgili medya haberlerini "kışkırtıcı ve muhtemelen vatana ihanet" olarak nitelendirdi.

Trump'ın sağlığı, bir dizi etkinlikte uyanık kalmakta zorlandığı görülmesinin yanı sıra, ekim ayında ek tıbbi testlerin bir parçası olarak MR çektirmesiyle de mercek altına alındı.


Hegseth ve Japon mevkidaşı: Çin'in eylemleri bölgesel barışa hizmet etmiyor

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
TT

Hegseth ve Japon mevkidaşı: Çin'in eylemleri bölgesel barışa hizmet etmiyor

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)

Tokyo bugün yaptığı açıklamada, Japonya Savunma Bakanı Shinjiro Koizumi ve Amerikalı mevkidaşı Pete Higseth'in bölgedeki güvenlik konusunu görüşmek üzere yaptıkları telefon görüşmesinde, Çin'in son eylemlerinin "bölgesel barışın sağlanmasına yardımcı olmadığı" konusunda mutabık kaldıklarını duyurdu.

Japonya Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada, iki bakanın "6 Aralık'ta Çin askeri savaş uçakları tarafından Japonya Öz Savunma Kuvvetleri uçaklarının hedef alındığı radar kilitleme olayı da dahil olmak üzere, Hint-Pasifik bölgesindeki kötüleşen ciddi güvenlik durumu hakkında samimi görüş alışverişinde bulunduğunu" belirtti.

Açıklamada, Başbakan Sanae Takaichi'nin geçen ay Tayvan hakkındaki açıklamalarının ardından Japonya ve Çin arasında yaşanan anlaşmazlık ortamında, iki bakanın "Çin'in eylemlerinin bölgesel barış ve istikrara katkıda bulunmadığı gerekçesiyle, bölgesel gerilimleri tırmandırabilecek her türlü eylemden ciddi endişe duyduklarını" ifade ettikleri belirtildi.