Sisi ve Feltman Kahire’de Nahda Barajı konusunu görüştü

Sisi dün, ABD ve Mısır’dan yetkililerin katılımıyla Kahire'de Feltman ile yaptığı görüşme sırasında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Sisi dün, ABD ve Mısır’dan yetkililerin katılımıyla Kahire'de Feltman ile yaptığı görüşme sırasında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Sisi ve Feltman Kahire’de Nahda Barajı konusunu görüştü

Sisi dün, ABD ve Mısır’dan yetkililerin katılımıyla Kahire'de Feltman ile yaptığı görüşme sırasında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Sisi dün, ABD ve Mısır’dan yetkililerin katılımıyla Kahire'de Feltman ile yaptığı görüşme sırasında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

ABD'nin Afrika Boynuzu Özel Temsilcisi Jeffrey D. Feltman, bölge turunun ilk ziyaretinde dün Kahire'de Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi tarafından karşılandı. İki ülkeden bakanların ve yetkililerin katılımıyla gerçekleşen görüşmede, ikili ilişkilerin yanı sıra, Addis Ababa'nın Nil Nehri üzerinde inşa ettiği ve Kahire ve Hartum'un su paylarına zarar verdiği için itiraz ettiği Nahda (Rönesans/Hedasi) Barajı konusu özel olarak ele alındı.
Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Sisi, ABD Temsilcisi’ne, Nahda Barajı’nın doldurulması ve işletilmesi kapsamında adil ve yasal olarak bağlayıcı bir anlaşmaya varmanın Mısır için varoluşsal bir mesele olduğunu, aynı zamanda su çıkarlarına zarar verilmesini ve halkının haklarından ödün verilmesini kabul etmeyeceğini ifade etti. Sisi ayrıca, uluslararası toplumun bu krizin çözümünde sorumluluklarını üstlenmesinin önemine ve bu bağlamda ABD’nin etkili bir rol oynamasının önemine dikkati çekti. 
AfB'nin anlaşmaya varmak için 5 Nisan'da Kinşasa'da gerçekleştirdiği müzakerelerde baraj konusunda anlaşmaya varılamadı. Mısır ve Sudan Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB),
AfB ve ABD tarafından desteklenen dörtlü arabuluculuk teklifinde bulunurken, Etiyopya bu yaklaşımı reddediyor.
Mısır Cumhurbaşkanı ile ABD Temsilcisi arasındaki görüşmede, Afrika Boynuzu'ndaki bazı bölgesel dosyalar ve özellikle Nahda Barajı dosyasındaki gelişmeler üzerinde duruldu.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi Bessam Radi, "Feltman, Mısır ve bölge için temsil ettiği büyük önemi nedeniyle ABD yönetiminin adil ve kapsamlı bir çözüme ulaşmayı gerektiren bu hassas meseleyi çözme konusunda ciddi olduğunu vurguladı” dedi.
Açıklamaya göre Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ise, Nahda Barajı meselesindeki gelişmeleri ayrıntılı bir şekilde ele alarak, Mısır'ın geçtiğimiz yıllarda çeşitli müzakere süreçlerinde bu konuyla başa çıkma konusundaki esnek yaklaşımını vurguladı. Aynı zamanda ülkesinin, Mısır, Sudan ve Etiyopya'nın çıkarlarına hizmet eden ve Mısır'ın hak ve menfaatlerini ve su güvenliğini dikkate alarak zarar görmesini engelleyen yasal olarak bağlayıcılığı, adil ve dengeli bir anlaşmaya ulaşma arayışında olduğunu belirtti. Ancak diğer tarafın siyasi irade göstermemesi nedeniyle müzakere sürecinde gösterilen tüm çabalara rağmen istenilen sonuca ulaşılamadı.
 Sisi açıklamasında, "Mısır, başta Kongo Devlet Başkanı Felix Tshisekedi’nin güçlü liderliği ile yönetilen AfB tarafından desteklenen müzakere sürecine dahil olarak Nahda Barajı’nın doldurulması ve işletilmesine ilişkin adil ve yasal olarak bağlayıcı bir anlaşmaya varmaya çalışıyor" dedi.
 Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed, geçen hafta yaptığı açıklamada, Mısır ve Sudan’ın üç ülke arasında yasal bir anlaşma olmaksızın adım atma konusundaki çekincelerini görmezden gelerek, ülkesinin önümüzdeki Temmuz ayında barajın ikinci kez doldurulması kararına bağlı kalacağını vurguladı.
 Sisi, Mısır-ABD ilişkilerine yönelik yaptığı açıklamada, ülkesinin iki dost ülke arasındaki genişletilmiş stratejik ortaklık ilişkileri çerçevesinde ABD ile ikili işbirliğini ve bu ortaklığı Ortadoğu ve Afrika kıtasında istikrarın sağlanmasındaki hayati rolünü güçlendirme konusundaki kararlılığını vurguladı. 
ABD’li diplomat Feltman ise, "ABD, Mısır ile bölgede dengenin sağlanmasına katkıda bulunacak şekilde, Mısır'ın bölgesel ortamında sahip olduğu siyasi ağırlık ve kilit rol konusunda Mısır ile stratejik ilişkilerini takdir ediyor. Ayrıca ABD, iki dost ülke arasında ikili ve bölgesel olarak işbirliği çerçevelerini ilerletmek istiyor” açıklamasında bulundu.



Ankara’nın sınır dışı edilmeyeceklerine dair verdiği güvenceye rağmen Mısır İhvanı’nın korkuları sürüyor

Mısır ve Türkiye cumhurbaşkanları, Dünya Kupası’nın açılışı sırasında Katar Emiri’nin yanında el sıkışırken (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır ve Türkiye cumhurbaşkanları, Dünya Kupası’nın açılışı sırasında Katar Emiri’nin yanında el sıkışırken (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Ankara’nın sınır dışı edilmeyeceklerine dair verdiği güvenceye rağmen Mısır İhvanı’nın korkuları sürüyor

Mısır ve Türkiye cumhurbaşkanları, Dünya Kupası’nın açılışı sırasında Katar Emiri’nin yanında el sıkışırken (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır ve Türkiye cumhurbaşkanları, Dünya Kupası’nın açılışı sırasında Katar Emiri’nin yanında el sıkışırken (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Türkiye’de ikamet eden İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) Örgütü’nden bazı unsurların “Türk vatandaşlığı ve ikamet izni alamama ve üzerlerindeki güvenlik baskılarının artmasına ilişkin krizin devam ettiğini” söylemeleri, ‘Ankara’nın sınır dışı edilmeyeceklerine dair verdiği son güvencelere rağmen İhvan unsurlarının mevcut endişeleri’ hakkında soruları gündeme getirdi.

dwfwe
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Uluslararası Müslüman Alimler Birliği’nden bir heyet ile

bu ayın başlarında görüşmesinin ardından İhvan mensupları derin bir nefes aldıklarını ifade etmişlerdi. Nitekim bu görüşme, İhvan mensuplarına, son zamanlarda özellikle İstanbul’daki güvenlik kampanyaları ve ‘sınır dışı etme faaliyetleri’ konusunda net bir güvence mesajı verilmesine tanık olmuştu. Erdoğan “İkamet koşullarını ihlal edenler ve yasa dışı göçmenler dışında kimseye dokunulmayacağını” vurgulamıştı.

‘Mısır’daki şiddet olaylarında hüküm giyen’ İhvan’a bağlı Mısırlı Vaiz Vecdi Ganim, saatler önce iletişim sitelerinde yayınlanan bir videoda, Erdoğan ile yaptıkları görüşme dolayısıyla İhvan ve Müslüman Alimler Birliği’ni hedef alarak “toplantıya katılma yönünde kendisini davet etmemeleri ve 2014’ten beri ülkede bulunmasına rağmen Türk makamlarının kendisine ikamet veya vatandaşlık vermeyi reddetmesi sorununu bugüne kadar gündeme getirmemelerini” eleştirdi.

Ganim’in videosu ile eş zamanlı olarak, bir kısmı İhvan’a bağlı olan ve Türkiye’de ikamet eden Mısırlıların sosyal paylaşım sitelerindeki sayfaları, “Erdoğan’ın güvencelerine rağmen durumlarının kesinleşmediğine ilişkin” şikayetlerle doldu. Abdullah eş-Şerif “Türkiye’nin İhvan’a karşı son zamanlardaki uygulamalarını” eleştirirken, Amr Abdulhadi “Türkiye’deki bazı İhvan” unsurlarını eleştirerek, “onları, bazılarının Türk vatandaşlığı alamaması ile ilgili krizin sebebi olmakla” itham etti. Muhammed Muntasır “Türkiye’nin İhvan unsurları, özellikle de gençlerinin aleyhindeki uygulamalarının sonlandırılması” çağrısında bulundu. Hüseyin Rıza ise Türkiye’de ikamet sıkıntısı yaşayanlara “İstanbul’u bırakıp geçici süreliğine civar illere gitmelerini” tavsiye etti.

Geçen mayıs ayında Türkiye’de yapılan milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sona ermesinin ardından başta çoğu İhvan mensubunun yaşadığı İstanbul olmak üzere çeşitli illerde başlatılan ‘güvenlik kontrolü’ kampanyaları nedeniyle İhvan unsurları son dönemde büyük tedirginlik yaşadılar. Gerek ikameti bitip yenilemeyerek gerekse geçici vize ile giriş yapıp ikamet başvurusunda bulunmayarak ikamet şartlarını ihlal eden çok sayıda kişi gözaltına alındı.

İstanbul’da ikamet eden Mısırlı yazar ve romancı Ali es-Savi, “Türkiye’de durumlarının yasallaşmasının göz ardı edilmesinden muzdarip birçok kişi var ve bunlar örgütle bağlantılı” dedi. Savi, “Türkiye hala örgüte siyasi baskı aracı olarak yaklaşıyor, daha fazlası değil” ifadelerini kullandı. Ayrıca “Türkiye’nin siyasi her sahneden uzaklaşmış bir örgütü tercih etmek için Mısır ile ilişkileri yeniden tesis etme yönünde attığı ileriye dönük adımları feda etmeyeceğini düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Savi Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda sözlerini şöyle sürdürdü:

“İhvan örgütünün, Türkiye’deki mevcut durumunu iyileştiren bir pazarlık konusu olmasını sağlayacak artık herhangi bir siyasi avantajı yok. Şu anda alternatif bir dayanak ve varoluşsal bir gerekçe olarak, Türkiye’de kendisine mümkün olduğunca uzun bir süre istikrar garanti edecek olan yatırım kartına güveniyor. Bu, her şeyin dizginlerini elinde tutan İhvan liderlerine bağlı, örgütün en geniş kesimini temsil eden gençlere ve örgütün yöntemini reddeden bazı kişilere değil. Bu insanların çoğu sınır dışı edilme korkusuyla oldukça kötü koşullarda yaşıyor.”

Mısır-Türkiye yakınlaşması, Türkiye’deki İhvan üyeleri arasında, Türk yetkililerin kendilerini Mısır’a sınır dışı edeceğine ilişkin derin endişelere yol açmıştı. Zira birçoğu Mısır’da cezai hükümlerle karşı karşıya ya da Mısır yargısı tarafından aranıyor.

Fotoğraf altı: Erdoğan ve Müslüman Alimler Birliği’nin heyeti arasında geçen görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Radikal hareketler ve uluslararası terörizm konusunda uzman Mısırlı araştırmacı Munir Edib’e göre “İhvan’a sadık unsurlar var ve Türkiye onlara ikamet veya vatandaşlık vermeyi reddediyor. Çünkü bunların bir kısmı, Erdoğan’ın İhvan’a verdiği son güvencelerden sonra bile Türk hükümetine rahatsızlık verebilir.”

Edib Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Türkiye, Mısır’da terör listesinde yer alan Yahya Musa ve Alaa es-Semahi’ye ikamet ve vatandaşlık vermeyecek. Aynı şey radikal fikirleri ve Mısır’da hakkındaki mahkeme kararı nedeniyle Vecdi Ganim için de geçerli” ifadelerini kullandı. Edib, bunun delili olarak “özellikle bu kişilerin aleyhinde Mısır’da şiddetle bağlantılı hükümler olduğu göz önüne alınırsa, Türkiye’nin bu kişilere vatandaşlık vermesinin Ankara’yı dışarıda ve ABD karşısında zor bir duruma sokacağını” söyledi.

2017’de bir Mısır mahkemesi, Vecdi Ganim ve İhvan’ın bazı üyelerini “Mısır’da terör eylemleri gerçekleştirmek için Vecdi Ganim Hücresi adlı bir oluşum kurmaktan” suçlu bularak ölüm cezasına çarptırmıştı. Mısır Savcılığı, Ganim ve diğerlerini “2013 ile Ekim 2015 arasında illegal bir grup kurmakla” suçlamış, bu grubun “amacının, anayasa ve kanun hükümlerinin çiğnenmesi, devlet kurumlarının ve kamu kurumlarının görevlerini yapmasına engel olunması, vatandaşların kişisel hürriyetlerine saldırılması ve millî birlik ve toplumsal barışın zedelenmesi yönünde çağrı yapmak” olduğunu belirtmişti. Ganim, geçtiğimiz haziran ayında bir videoda “Türk makamlarının dokuz yıldır yaptığı vatandaşlık talebini reddetmesine üzüldüğünü” söylemişti.

Öte yandan Savi “Vecdi Ganim’in (saatler önce yeni bir videoda) sınır dışı edilme korkusuyla vaziyetini yasallaştırma konusunda kendisine yardım eli uzatmaması sebebiyle örgüte sitem etmesi, Türkiye’nin Mısır ile başlattığı siyasi yola bağlılığının ve cezai olarak aranan bazı kişiler üzerindeki baskıları artırmasının yanı sıra, İhvan’ın mevcut güçsüzlüğünün, Türk karar mercilerinin üzerindeki zayıf etkisinin ve önceden sahip olduğu imtiyazların sona erdiğinin bir göstergesidir. Şu anda Türkiye’deki bazı İhvan mensupları arasında ciddi bir endişe var. Türkiye’de bulunan İhvan mensubu bazı gençler, örgütün liderlerine öfkeli. Çünkü vatandaşlık adaylarının isim listesini Türk makamlarına sunan örgüt ve baş kaldıran -veya örgütün kararlarını reddeden ya da Türkiye’deki örgüt liderlerine biat etmeyen- herhangi bir ismin reddedilmesi Türkiye’deki bazı İhvan liderlerinin elinde” ifadelerini kullandı.