Mars'tan Plüton'a, fotoğraflarla Güneş Sistemi'ndeki en muazzam yanardağlar

Venüs'teki Maat Mons isimli volkanın üç boyutlu görüntüsü Magellan uydusunun radar görüntülerinden oluşturuldu (NASA)
Venüs'teki Maat Mons isimli volkanın üç boyutlu görüntüsü Magellan uydusunun radar görüntülerinden oluşturuldu (NASA)
TT

Mars'tan Plüton'a, fotoğraflarla Güneş Sistemi'ndeki en muazzam yanardağlar

Venüs'teki Maat Mons isimli volkanın üç boyutlu görüntüsü Magellan uydusunun radar görüntülerinden oluşturuldu (NASA)
Venüs'teki Maat Mons isimli volkanın üç boyutlu görüntüsü Magellan uydusunun radar görüntülerinden oluşturuldu (NASA)

Son günlerde binlerce kişi İzlanda'nın Reykjanes Yarımadası'nda faaliyete geçen volkanik çatlakları gözlemlemek üzere bir araya geliyor. Zira yeryüzündeki yanardağlar seyircilere çarpıcı manzaralar sunuyor.
Ancak Dünya'nın yanardağları yalnız değil. Güneş Sistemi'ndeki diğer gezegenlerde de muazzam volkanlar bulunuyor.
İşte Venüs'ten Plüton'a Güneş Sistemi'nin en muazzam volkanları:

Doom Mons / Titan

(NASA)
Satürn'ün en büyük uydusu Titan'da adını Yüzüklerin Efendisi'ndeki (Lord of the Rings) Kıyamet Dağı'ndan (Mount Doom) alan bir volkan var.
Volkanın kabuktaki çatlaklardan eriyik su ve metan buzunun sızmasıyla oluştuğu düşünülüyor.

Marius Tepeleri / Ay

Marius Tepeleri, adını 41 km. çapındaki krater Marius'tan alıyor (NASA)
Marius Tepeleri'nde kubbe şeklinde çok sayıda tepe yer alıyor. Bu kubbelerin yüksekliği 500 metreye ulaşıyor. Bölge aynı zamanda Ay'daki en büyük volkanik alan.
Bu tepeleri var eden volkanik aktivite çoktan yok oldu. Ancak bilim insanlarına göre Ay yüzeyinde son birkaç yüz milyon yılda volkanik aktivitelerin meydana gelmiş olabileceği yerler de var.

Olympus Mons / Mars

(NASA)
Güneş Sistemi'ndeki en büyük yanardağ olan Olympus Mons'un kapladığı alan, ABD'nin Arizona eyaleti kadar.
21 bin 287 metre yüksekliğe ulaşan bu volkandaki en genç lav akıntıları 2 milyon yaşında. 
Kulağa çok gelse de bu süre aslında jeolojik açıdan çok az. Bu da şuanda sessiz duran dağın hala aktif olabileceğini düşündürüyor.
Dağ, ismini mitolojide Yunan Tanrılarının evi olan Olimpos Dağı'ndan alıyor.

Maat Mons /  Venüs

Volkan, adını Mısır mitolojisinde adalet ve doğruluk tanrısı Maàt'tan alıyor (NASA)
Venüs yüzeyindeki en yüksek yanardağ olan Maat Mons, bilim insanlarını şaşırtıyor. Zira uzmanlar, Venüs'teki yüzey basıncının dik yamaçların oluşumunu engelleyeceğini düşünüyordu.
Yanardağ henüz 750 milyon yaşında. Bu da Venüs'te son zamanlarda yoğun lav akışları olduğunu gösteriyor.
Üstelik Venüs yüzeyindeki yenilenme süreci bugün de devam ediyor olabilir.

Ahuna Mons / Ceres

Volkan, adını Hindistan'ın Sumi Naga halkının geleneksel hasat sonrası festivali Ahuna'dan aldı (NASA)
Güneş Sistemi'ndeki volkanizma yalnızca gezegenlerde ve uydularında değil, asteroitlerde bile varlığını sürdürüyor.
Mars ve Jüpiter arasında bulunan en büyük nesne unvanlı Ceres'te volkanlar tuhaf bir biçim alıyor.
NASA'nın Dawn uzay aracıyla 2015'te görüntülediği Ahuna Mons, kraterli ama nispeten düz bir arazide yer alıyor. 17 kilometrelik bu dağın düz ve dikdörtgen şeklinde bir tepesi var.

Wright Mons / Plüton

Wright Mons'un buzlu amonyak ve nitrojen püskürttüğü düşünülüyor (NASA)
2015'te NASA'nın uzay aracı New Horizons (Yeni Ufuklar) Plüton'a ulaştığında volkanik açıdan zengin bir gezegen bulmayı beklemiyordu. Ancak jeoloji soğuk, durgun sularda bile bir yol buluyor.
Son derecede pürüzsüz bölgede bulunan bu buz volkanının Plüton'un yakın tarihinde aktif olduğu düşünülüyor.
 
Independent Türkçe, Space



Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
TT

Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

İspanya'da Bakır Çağı'na ait bir "mega köy"de ortaya çıkarılan nadir bir balina dişi, 4 bin yıl önce Akdeniz bölgesinde yaşayan İber halkının sanatsal yeteneklerine ışık tuttu.

2018'de İspanya'nın güneybatısındaki Valencina arkeolojik kazı alanında bulunan diş, kendi türü içinde geçmişi o döneme dayanıp İberya'da rastlanan ilk fosil oldu.

PLOS One'da yayımlanan araştırmaya göre diş muhtemelen antik bir kıyı şeridinden toplanarak Bakır Çağı zanaatkarları tarafından özenle işlendi.

4 bin 150 ila 5 bin 300 yıl önce bir sahil köyünde yaşayan zanaatkarlar, dişi muhtemelen kişisel süs eşyaları veya sembolik anlam taşıyan eserler yaparken kullanmıştı.

Çalışmanın belirttiğine göre fosil işlendikten sonra, üzerindeki aşınma ve yıpranma izleri ve yüzeyini kaplayan sert kabuktan anlaşıldığı üzere kasten gömüldü.

Bulgular, yaklaşık 40 bin yıl önce başlayan Eski Taş Çağı'ndan beri fildişinin süs eşyaları, müzik aletleri ve heykellerin yapımında kullanımı hakkındaki anlayışımızı derinleştiriyor.

Fildişi çarpıcı görünümü, dayanıklılığı ve sağlamlığıyla antik toplumların ticaret ve sosyokültürel faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmişti.

Ancak tarih öncesi çağlarda fildişinin kullanımı hakkında bildiklerimizin çoğu, fil, suaygırı, geyik ve ayılar gibi kara hayvanlarından elde edilen fildişinin incelenmesiyle elde edildi.

Daha önceki araştırmalar, İspanya'nın güneyindeki Eski Taş Çağı ve Bakır Çağı toplumlarında fillerden gelen fildişinin kullanıldığını vurgulasa da deniz memelilerinden elde edilen bu malzemenin önemi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Valencina'da bulunan 17 santimetre uzunluğuna, 7 santimetre genişliğine ve 0,5 kilogram ağırlığa sahip balina dişi, geçmişe eşsiz bir bakış sunuyor.

Fosilin analizi, yetişkin bir ispermeçet balinasından geldiğini ortaya çıkarırken, solucanlar ve sülükayaklılardan kaynaklanan aşınma belirtilerinin yanı sıra köpekbalığı ısırığı şüphesi doğuran izler bulundu. Bu izler, fosilin deniz tabanında bir süre kaldığını gösteriyor.

Araştırmacılar ayrıca dişte doğal yollarla oluşamayacak delikler ve belirgin kesik izleri gibi insan faaliyetine dair belirtiler tespit etti.

Araştırmacılar bu gözlemlere dayanarak balinanın muhtemelen doğal nedenlerle öldüğü, ardından cesedinin deniz tabanına battığı ve dişlerinden birinin kıyıya vurmasıyla antik İberler tarafından bulunup kullanıldığı sonucuna vardı.

Makalede şu ifadelere yer veriliyor:

Henüz bir ispermeçet balinası dişinden geldiği tespit edilen fildişi eser bulunmamasına rağmen son zamanlarda Avrupa'daki arkeolojik bağlamlarda deniz kaynaklı fildişi bulgularının ortaya çıkması, tarih öncesi toplumların deniz kaynaklarını kullanımına yönelik araştırmalara yeni bir odak noktası kazandırıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/news