Türkiye Mısır ile yakınlaşma adımlarını ‘hızlandırma’ isteği gösterirken, Mısır yavaştan alıyor

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar (DPA)
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar (DPA)
TT

Türkiye Mısır ile yakınlaşma adımlarını ‘hızlandırma’ isteği gösterirken, Mısır yavaştan alıyor

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar (DPA)
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar (DPA)

Türkiye ve Mısır arasındaki istikşafi görüşmelerin sona ermesinin ardından Türk yetkililer Kahire ile yakınlaşma adımlarını ‘hızlandırma’ isteği gösterirken, Mısırlı yetkililer biraz daha yavaş hareket etmeyi planlıyor gibi görünüyor.
Kahire ile Ankara arasındaki ilişkiler, 2013 yılından bu yana gergin. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın merhum Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi deviren 30 Haziran Devrimi’ne karşı tutumu nedeniyle diplomatik ilişkileri azaldı ancak ticari ilişkiler sürdü.
Mısır Dışişleri Bakanlığı, Kahire’de iki ülkenin dışişleri bakan yardımcıları tarafından yürütülen görüşmeleri ‘açık ve derin’ olarak nitelendirdi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise, “Birtakım sebeplerden dolayı ilişkilerimizde duraklama olmuş olabilir fakat bunun kısa bir sürede geçeceğine ve Mısır ile olan kardeşliğimizin, dostluğumuzun yeniden çok üst seviyelere geleceğine bütün kalbimle inanıyorum. Önümüzdeki dönem bunu göreceğiz. Bunun Türkiye, Libya, Mısır için son derece yararlı, faydalı ve gerekli olduğunu hep beraber yaşayacağız” şeklinde konuştu.
Akar, Mısır ile ilişkilerin gelişmekte olduğunu söyleyerek, “Bu dosta güven, sevinç veriyor, bazılarını da korkutuyor ve yıldırıyor. Mısır halkıyla bizim dostluğumuz, kardeşliğimiz, ortak değerlerimiz, çalışmalarımız var. Biz birbirimizden ayrılamayız” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, Kahire’deki görüşmelerin bitmesinin ardından, süreci genişleterek ve derinleterek devam ettirme arzusunda olduklarını belirterek, dışişleri bakanı düzeyinde de böyle bir görüşmeyi gerçekleştirebileceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen Cuma günü yaptığı, “Mısır halkıyla Türk milletinin tarihe dayalı olan bir birlikteliği vardır. Onun için de bir düşman kardeşler olarak değil, dost olarak Mısır halkıyla olan, tarihten gelen bu birlikteliğimizi yeniden kazanmanın, yeniden devam ettirmenin gayreti içerisindeyiz” ifadeleri ise, daha çok ‘halk ilişkileri’ üzerine odaklanmış gibi görünüyordu.
El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde araştırmacı olan Kerim Said, Erdoğan’ın meseleyi halk ilişkileriyle sınırlamaya yönelik ifadelerine karşılık, savunma ve dışişleri bakanlarının tam normalleşmeye yönelik açıklamalarına dikkat çekerek, Türkiye tarafından yapılan açıklamalarda ‘çelişki’ olduğunu iddia etti.
Şarku’l Avsat’a görüş bildiren Said, “Türkiye tarafındaki bu fark, Mısır’ı yakınlaşmaya yönelik Türk adımlarını ele alırken daha temkinli hale getirecek. Mısır, güvenlik, Doğu Akdeniz gibi bölgesel sorunlar ve Libya’daki durum gibi konularda sahada gerçekçi bir değişiklik olmadan bir ilişki kurmayacak” dedi.
Türkiye’de Mısır ile görüşme sinyalleri geçen yılın Eylül ayından itibaren görünmeye başladı, ancak Mısır ‘yakınlaşma’ sinyalleri ile ilgili net bir yorum yapmaktan kaçındı.
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, ülkesinin iki halk arasındaki yakın ilişkiler konusunda istekli olduğunu söyleyerek, “Sözler tek başına yeterli değil, eylem gerekli” dedi.
Türkiye, kendi topraklarında bulunan, Mısır meselesine odaklanan ve doğrudan Kahire hükümetini eleştiren bazı medya platformlarını durdurma ve sakinleştirme hamlesinde bulundu.
Mısır ile Türkiye arasındaki ortak konular, Kıbrıs, Yunanistan ve Libya ile deniz sınırlarının çizilmesi sorunu ve Doğu Akdeniz Gaz Forumu da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda iç içe geçmiş durumda.
Mısır ile Türkiye arasında beklenen sonraki adımları değerlendiren Kerim Said, “İstikşafi görüşmeler, Kahire’nin önceki tutumlarına dayalı olarak Ankara’ya yönelik çekincelerini de içerdi. Türkiye Savunma ve Dışişleri Bakanları Libya ziyaretlerinde Türk güçlerinin Libya’da kalacağını ifade etti. Libya’nın Mısır için stratejik bir derinlik olduğu düşünüldüğünde, diğer ülkelerden askerler veya paralı askerlerin çıkışları Kahire için önemli bir gerekliliktir” yorumunda bulundu.
Said, “Türkiye’nin, topraklarında ikamet eden ve Müslüman Kardeşler’e mensup unsurların yönettiği medya ve siyasi davranışlarını denetleme çerçevesinde attığı adımların Kahire için yeterli olması beklenmiyor. Bu, tartışma konusu ve anlayış yolunda atılması gereken bir adım olarak kalacak” dedi.



Erdoğan, Trump ile SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan, Trump ile SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Türk kaynaklar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) zirvesi kapsamında yaptıkları görüşmede, Suriye'deki gelişmeleri çeşitli boyutlarıyla ele aldıklarını açıkladı.

Kaynaklar, Erdoğan'ın Trump ile salıyı çarşambaya bağlayan gece gerçekleşen görüşmesinde, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) yeni Suriye ordusuna entegrasyonunu ele aldığını söyledi. Erdoğan, Suriye yönetiminin DEAŞ dahil tüm terör örgütleriyle mücadelede kararlı olduğunu ve Türkiye'nin de bu konuda Suriye yönetimine desteğini sürdürdüğünü vurguladı.

thyu
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara geçtiğimiz mart ayında SDG'nin Suriye ordusuna entegre edilmesi için SDG lideri Mazlum Abdi ile anlaşma imzaladı. (EPA)

Şarku’l Avsat’ın Türk hükümetine yakın medya kuruluşlarından aktardığına göre Erdoğan, SDG'ye ABD desteği konusuna da değindi. Erdoğan, “Mart ayında Şam ile imzalanan anlaşma uyarınca SDG'nin Suriye ordusuna entegre edilmesinin ardından bu desteğin sürdürülmesine gerek kalmayacak… Suriye yönetimi, Türkiye'nin de desteğiyle, DEAŞ üyelerinin ve ailelerinin tutulduğu hapishanelerin kontrolünü ele geçirecek” ifadelerini kullandı.

SDG'ye yönelik suçlamalar

Erdoğan daha önce SDG'yi, lideri Mazlum Abdi ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara arasında imzalanan anlaşmayı geciktirmekle suçlamış, ‘SDG’nin anlaşmanın uygulanmamasının sonuçlarına katlanacağını ve Türkiye'nin bu konuyu yakından takip ettiğini’ belirtmişti.

Türkiye, ABD'nin ‘DEAŞ'a karşı savaşta yakın müttefik’ olarak gördüğü SDG'nin en büyük bileşeni olan YPG’nin dağıtılmasını, yabancı savaşçılarının Suriye'yi terk etmesini ve kalan savaşçıların yeni Suriye ordusuna entegre edilmesini talep ediyor. Washington ise ‘önemli bir müttefik’ olarak SDG'nin yanında durmaya devam edeceğini vurguluyor.

Kaynaklar, Erdoğan'ın Trump'la ayrıca, ‘ABD'nin Suriye'ye yönelik yaptırımlarının kaldırılması kararının uygulanması için atılan adımları ve ABD'nin Suriye'deki güçlerinin durumunu, İsrail'in Suriye topraklarına yönelik saldırılarını, bunların durdurulması ihtiyacını ve Suriye'nin birliği ve egemenliğinin desteklenmesi için yapılacak çalışmaları’ da ele aldığını söyledi.

dfrgthy
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer dün Lahey'de düzenlenen NATO zirvesi çerçevesinde görüşmelerde bulundu. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Erdoğan dün NATO zirvesi çerçevesinde Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer ile yaptığı görüşmede, “Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini koruyarak istikrarını desteklemeye devam edecektir” dedi.

Suriyeliler için kolaylıklar

Öte yandan Türkiye'deki Suriyeli sivil toplum aktivistleri, geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Göç İdaresi Başkanlığı yetkilileriyle görüştüklerini ve Suriyelilerin statülerine ilişkin güvence aldıklarını açıkladılar.

Aktivistler, ‘Türkiye'de kalmak isteyen hiçbir Suriyelinin ülkesine dönmeye zorlanmayacağı, dönüşün sadece gönüllülük esasına dayanacağı ve daha sonra Türkiye'ye giriş yasağı getirilmeyeceği’ yönünde güvence aldıklarını ifade ettiler.

Türk yetkililer, ‘giriş ve vize işlemlerinin kolaylaştırılacağını, 1 Temmuz itibariyle sınır kapılarının çifte vatandaşlık sahiplerine ve birinci derece akrabalarına açılacağını ve Suriyeli üniversite öğrencilerinin, geçici koruma kartına sahip üniversite öğrencileri de dahil olmak üzere, yılda dört kez kara kapılarından ülkelerine giriş yapmalarına izin verileceğini’ doğruladı.

Suriyeli aktivistler, Suriyelilerin ve Türklerin, Türkiye ve Suriye'de gayrimenkul sahibi olmalarının önündeki engellerin kaldırılması için de çalışmaların sürdüğünü kaydetti.

hyu
Okulların kapanmasının ardından ülkelerine dönen Suriyeli mültecilerin sayısı artmaya başladı. (AFP)

Türkiye'deki Suriyelilerin ülkelerine dönüşü, geçtiğimiz cuma günü okulların kapanmasının ardından gönüllü ve kalıcı dönüşler kapsamında gözle görülür bir artışa sahne olmaya başladı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, geçtiğimiz cuma günü Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Göç İdaresi Başkanlığı, Türk Kızılayı ve bazı sivil toplum kuruluşlarının iş birliği yaptığı bir proje kapsamında gönüllü geri dönüşleri desteklemek amacıyla kurulan merkezin açılışında, Beşşar Esed rejiminin 8 Aralık 2024'te devrilmesinden bu yana 273 binden fazla Suriyelinin gönüllü olarak ülkelerine döndüğünü açıkladı.