Trump yönetiminin Süleymani’yi öldürme planının ayrıntıları ortaya çıktı: Kürt CTG üyeleri de operasyonda yer aldı

İranlı General Kasım Süleymani (AP)
İranlı General Kasım Süleymani (AP)
TT

Trump yönetiminin Süleymani’yi öldürme planının ayrıntıları ortaya çıktı: Kürt CTG üyeleri de operasyonda yer aldı

İranlı General Kasım Süleymani (AP)
İranlı General Kasım Süleymani (AP)

İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi, ABD eski Başkanı Donald Trump’ın emriyle 3 Ocak 2020’de Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınlarında düzenlenen drone saldırısında öldürüldü.
Yahoo News, 15 mevcut ve eski ABD yetkilisiyle konuya ilişkin yaptığı röportajlara göre, Trump yönetiminin Süleymani’yi öldürme planının ayrıntılarını ortaya koydu.
Habere göre, operasyona ABD özel kuvvetleri Delta Force gücünden 3 tim katıldı. Ekipten bazıları bakım işçisi gibi giyinip Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınlarındaki yol kenarında araçlarda oturarak Süleymani’yi bekledi.
Operasyonun yapıldığı gece, havaalanının güneydoğu tarafını askeri eğitim gerekçesiyle kısa süre kapatıldı veya Irak hükümeti operasyon konusunda bilgilendirildi.
Üç keskin nişancı ekibi, suikastin meydana geldiği bölgeden birkaç yüz metre uzağa yerleştirildi.
Bir keskin nişancı üzerinde kamera olan bir dürbün kullanarak, ABD Büyükelçiliği’ndeki Delta Kara Kuvvetleri komutanına yaşananları aktardı.
Habere göre operasyon, Kuzey Irak’ta ABD’nin özel operasyonlarıyla derin bağlantıları olan Kürt birimi Terörle Mücadele Grubu (CTG) üyelerinin yardımıyla gerçekleştirildi.
ABD’li bir askeri yetkiliye göre, Tel Aviv’deki ABD Ortak Özel Harekat Komutanlığı irtibat görevlileri, Süleymani’nin nerede olduğunu cep telefonlarından takip etmek için İsrailli yetkililerle birlikte çalıştı. 
Süleymani, Şam’dan Bağdat’a giden uçağa binmeden önce 6 saat içinde üç kez telefonları değiştirdi, ancak İsrailli yetkililer mevcut telefonunun izlenmesine yardımcı oldu ve istihbaratı ABD’ye iletti. 
Şam’dan gelen uçak, 3 Ocak gece yarısından sonra, birkaç saat gecikmeli olarak indi.
Yer ekibi kılığına giren bir Kürt CGT üyesi, uçağı havaalanı pistinde durmasını sağlarken, bagaj taşıyormuş gibi görünen diğer üyeler de, Süleymani uçaktan indiğinde onu teşhis etmek ve kimliğini doğrulamak için orada hazır bulundu.
Süleymani ve beraberindeki heyet, havaalanından çıkmak için iki araca bindiği esnada, ABD’ye ait 2’si Hellfire füzeleri taşıyan 3 drone hedefi vurdu.
Süleymani’nin bulunduğu araca 2 Hellfire füzesi isabet ederken, ikinci aracın sürücüsü kaçmaya çalıştı. Ancak Delta Force ekibinden bir keskin nişancı durdurmak için araca ateş etti ve ardından drone ile bu araç da vuruldu.
Bazı araçlar suikastin meydana geldiği bölgeye hareket ettiğinde, drone operatörleri konvoyu hedef aldı.
Süleymani’nin öldürülmesi, Trump yönetiminin en önemli dış politika kararlarından biriydi ve İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif geçen ay sızdırılan bir ses kaydında, Süleymani’nin öldürülmesinin, ABD’nin bir İran şehrini yok etmesinden daha fazla İran’a zarar verdiğini söyledi.
Yahoo News, Süleymani’nin öldürülmesiyle ilgili tartışmaların, ABD yönetiminin resmi olarak nükleer anlaşmadan çekildiğini açıkladığı dönemde, 2018 yazında Beyaz Saray’da başladığını belirtti.
Ancak o dönem Savunma Bakanlığı (Pentagon) içinden bu fikre karşı çıkıldı.
Söz konusu dönemde ABD’nin Ortadoğu’dan Sorumlu Ulusal Güvenlik Danışmanı Yardımcısı olan Victoria Coates, Yahoo’ya yaptığı açıklamada, “Pentagon, Süleymani’yi öldürmeyi nükleer savaşla eş tuttu ve bu eylemin şiddetli bir tepkiyle sonuçlanacağını söyledi” dedi.
Ancak, Coates’e göre bölgede gerilimin artmasıyla Kasım 2019 ortasına kadar işler daha tehlikeli bir hal aldı.
Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilileri, Beyaz Saray’dan, o sıralarda Süleymani’yi öldürmek için uygun olup olmadığından emin olmalarını isteyen bir telefon aldı.
Coates, “Süleymani’yi oldukça yakından takip ediyorduk ve bir yere seyahat etme eğilimi vardı” diye konuştu.
Coates, Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien, Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Matt Pottinger, Ulusal Güvenlik Konseyi’nin Ortadoğu ile Kuzey Afrika'dan Sorumlu Danışmanı Rob Greenway, ABD’nin İran Özel Elçisi Brian Hook ve Ulusal Terörle Mücadele Merkezi Başkanı Chris Miller’ın da aralarında bulunduğu bir grup bir araya geldi.
Görüşmede, İranlı generali öldürmek için olası seçenekler tartışıldı.
Birkaç üst düzey yetkili, Aralık 2019’da Irak’ta İran milisleri tarafından bir ABD vatandaşının öldürülmesinin ardından Trump’ın plana yeşil ışık yaktığını söyledi.
Eski yetkililere göre, bir ABD vatandaşının İran tarafından öldürülmesi Trump için kırmızı bir çizgiydi ve bu Süleymani’yi öldürme kararını kesinleştirdi.
Ortak Özel Harekat Komutanlığı yetkilileri, Ulusal Güvenlik Konseyi yetkililerine Süleymani’yi öldürmek için keskin nişancı, araca saldırmak için sahada tim bulundurma, patlayıcı araç kullanma ve hava saldırısı gibi dört seçenek sundu.
Yetkililer, Süleymani’nin nerede öldürüleceğine ilişkin tartışmanın, onun nasıl öldürüleceğine karar vermekten daha fazla zaman aldığını belirtti.



Trump'a yakın aşırı sağcılar, Barrack'ın Suriye dosyasından uzaklaştırılmasını sağlar mı?

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, ABD’nin Şam Büyükelçiliği binasında ülkesinin bayrağını göndere çekerken (DPA)
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, ABD’nin Şam Büyükelçiliği binasında ülkesinin bayrağını göndere çekerken (DPA)
TT

Trump'a yakın aşırı sağcılar, Barrack'ın Suriye dosyasından uzaklaştırılmasını sağlar mı?

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, ABD’nin Şam Büyükelçiliği binasında ülkesinin bayrağını göndere çekerken (DPA)
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, ABD’nin Şam Büyükelçiliği binasında ülkesinin bayrağını göndere çekerken (DPA)

Medyada yer alan, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın Suriye ve Lübnan dosyalarını takip etme görevinden alınabileceği yönündeki haberler “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” atasözünü hatırlatıyor.

Sosyal medya platformlarında son birkaç saat içinde ABD Başkanı Donald Trump'ın en büyük destekçilerinden biri olan sağcı cumhuriyetçi medya mensubu ve aktivist Laura Loomer'ın, Barrack'ın Suriye'deki görevinden alınmasını talep ettiği paylaşımları dolaşıma girdi.

dsv
Barrack, Lübnan’ın başkenti Beyrut'taki hükümet merkezinde açıklama yaparken (AFP)

Spekülasyonlar Barrack'ın Suriye'deki rolünün ötesine geçerek Lübnan'daki rolünü de kapsarken, ABD Dışişleri Bakanlığı Donald Trump, onu Lübnan dosyasından uzaklaştırmayı planladığı iddialarını yalanladı. Trump, Barrack’ın Suriye dosyasındaki sorumluluğuna ise değinmedi.

Loomer, “Trump yönetiminin denetim krizi sadece çalışanlarla sınırlı değil, ABD büyükelçilerine de uzanıyor” başlıklı uzun bir paylaşımda milyarder emlakçı, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın, ‘İslam'ın dış çıkarlarını Amerikan değerlerinin üzerinde tutması ve ABD'nin Ortadoğu'daki itibarını zedeleyen cihatçı şiddeti açıkça desteklemesi’ nedeniyle giderek daha yoğun bir şekilde incelemeye maruz kaldığını yazdı.

cvs
Trump ve Şara, Suudi Arabistan'da bir araya geldi, 14 Mayıs 2025 (AP)

Haber ajansı Associated Press (AP) cumartesi günü yayınladığı bir haberde, Başkan Trump'ın sosyal medyada tanınan sağcı provokatör Laura Loomer'ın yönetimindeki karar alma sürecindeki etkisini küçümsese de Loomer'ın öfkesini çeken Trump yönetimi yetkililerinin listesinin giderek uzadığını ve bu yetkililerin kısa sürede başkan tarafından görevden alındığını vurguladı.

Loomer, Barrack’ı geleneksel diplomatik veya güvenlik niteliklerinden yoksun olarak nitelendirerek, her ne kadar deneyimli bir bağış toplayıcı, politikacı ve bölge ülkeleriyle iyi ilişkilere sahip olsa da bu deneyiminin onu Suriye gibi çalkantılı bir ülkede ABD'nin politikalarını uygulamaya uygun hale getirmediğini belirttiği uzun paylaşımında “Barrack'ın felaket getiren ataması, Ortadoğu'da cihatçıların yayılmasını sağladı” dedi.

vfghty
Sağcı aktivist Laura Loomer, geçtiğimiz haziran ayında ABD Kongre Binası önünde (Getty)

Barrack'ın 2021 yılında Adalet Bakanlığı tarafından dış finansal ve siyasi bağlantıları nedeniyle sorgulandığını ve suçlandığını hatırlatan Loomer, “(Barrack) her ne kadar beraat etse de bu olay onun yöntemlerini ortaya çıkardı” ifadelerini kullandı. Loomer, bu bilgiyi, eski bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisinden aldığını söyledi.

Barrack'ın yolsuzluk iddialarıyla dolu bir geçmişi olduğunu belirten Loomer, onun mali faaliyetlerinin ülkesinin politikalarının uygulanmasıyla çelişip çelişmediğini sorguladı. Barrack'ın Ankara Büyükelçisi olarak görev yaptığı sırada ABD politikasını Türkiye'nin çıkarlarıyla uyumlu hale getirmesi, Müslüman Kardeşler gibi İslamcı grupları koruması da dahil olmak üzere bazı eylemlerinin büyük öfkeye neden olduğunu söyleyen Loomer, bu tür eylemlerin ‘İsrail gibi ABD müttefiklerini ihanete uğrattığını ve cihatçıların yayılmasını önleme çabalarını baltaladığını’ söyledi.

dsdfrgt
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, İstanbul'da ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile bir araya geldi. Görüşmeye Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani de katıldı (EPA)

ABD'nin ulusal güvenlik çıkarları için Tom Barrack'ın diplomatik görevinden derhal alınması gerektiğini öne süren Loomer, Trump yönetiminin birçok üyesinin Barrack'ı bir dost, hatta bağışçı olarak gördüğünü anladığını ekleyerek, “O halde büyükelçi olmak yerine, yine bir dost ve bağışçı olmaya devam etsin” ifadelerini kullandı.

Barrack'ın tüm diplomatik ve danışmanlık görevlerinden alınmasıyla başlayan bir mekanizma ile hareket edilmesi çağrısında bulunan Loomer, ardından, Yabancı Temsilciler Kayıt Yasası’nın (FARA) ihlali, adaletin engellenmesi ve terörizme maddi destek sağlama suçlarının soruşturulması için özel bir soruşturmacı atanmasını istedi.

Şimdiye kadar bu yorumların Barrack'ın geleceğini nasıl etkileyeceğine dair kesin tahminler yürütülmese de Barrack'ın Lübnan dosyasında üstlendiği rol, ABD’nin yeni Beyrut Büyükelçisi Michel İsa'nın, 1 Eylül'e kadar yaz tatiline giren Senato tarafından adaylığı onaylandıktan sonra göreve başlamasıyla sona erebilir. Başkan Trump'a çok yakın bir isim olan Büyükelçi İsa, Trump’la doğrudan iletişim halinde olduğundan Lübnan'a özel bir elçi atanmasına gerek kalmayacak ve bu görevi büyükelçi üstlenecek.