Lübnan’da hükümet kurma girişimleri devam ediyor

Lübnan Meryem Ana Kilisesi’nde gerçekleştirilen bir ayin (Ulusal Ajans)
Lübnan Meryem Ana Kilisesi’nde gerçekleştirilen bir ayin (Ulusal Ajans)
TT

Lübnan’da hükümet kurma girişimleri devam ediyor

Lübnan Meryem Ana Kilisesi’nde gerçekleştirilen bir ayin (Ulusal Ajans)
Lübnan Meryem Ana Kilisesi’nde gerçekleştirilen bir ayin (Ulusal Ajans)

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian geçtiğimiz günlerde başkent Beyrut’a bir ziyaret gerçekleştirerek, birtakım temaslarda bulundu. Lübnan'da yaşanan çıkmaz ve siyasi beklentiler ışığında gerçekleşen bu ziyaret olumsuz bir havada geçti ve Paris'in Lübnanlı yetkililerden hoşnutsuzluğunu ortaya koydu.
Maruni Patriği Beşara er-Rai dün (Pazar) yaptığı açıklamada hükümeti kurma dosyasının ihmal edilmesi, bölgesel eksenlerin çatışmasında unutulması ve Lübnan'ın şüpheli bir amaçla daha fazla çöküşe itilmesi tehlikesine karşı uyardı. Cumhurbaşkanına yakın Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) kaynakları ise Şarku’l Avsat’a şunları söylediler: “Bu hafta, hükümet dosyasının yeniden nasıl hareketlendirileceğine dair nabız yoklamak amacıyla ilgili taraflar arasında temaslar yenilenecek. Bu adım Lübnan'daki herkes, devletlerin kendi sorunlarıyla meşgul olduğuna ve durumun artık tolere edilemez olduğuna dair inancının bir sonucu olarak geliyor.”
Kaynaklar, Başbakan adayı Saad Hariri ile Cumhurbaşkanı Mişel Avn arasındaki bir görüşmenin mümkün olup olmadığı ilgili, “Hareketin parametreleri henüz net değil, ancak hepsi nabız yoklaması girişimlerinin sonuçlarına bağlı. Taraflar anlaşırsa, bu dosyada daha sorunsuz bir şekilde hareket edilmesi gerektiği ve pozisyonların sürekli olarak sertleşmesinin bir neticeye ulaştırmadığı dikkate alınarak bir görüşme yapılabilir. Nabız yoklaması Ramazan Bayramı'ndan önce gerçekleşirse, görüşmelerin sonuçları önümüzdeki hafta netleşir” açıklamalarında bulundurlar.
Maruni Patriği Beşara er-Rai, dünkü vaazında her zamanki gibi hükümeti kurma meselesine değindi. Rai, “Son yıllarda başımıza gelen tüm talihsizliklere rağmen vatanımızın haysiyetini, hakkını, kimliğini, bağımsızlığını ve sınırlarını savunacak dirence sahip bir halkız. Bugün siyasi krize, ekonomik ve yaşam zorluklarına rağmen, insanları bu Lübnan varlığını korumaya ve enerjilerini, yeteneklerini ve devrimci ruhunu yeniden bir araya getirmeye ve gelecek için umudunu kaybetmemeye çağırıyoruz. Karanlık arkamızda aydınlık önümüzde. Aydınlık, karanlığın katmanlarını parçalar. Lübnan'ın düşmesine izin vermeyeceğiz” açıklamalarında bulundu.
Maruni Patriği hükümet kurma çağrısını şu sözlerle yineledi: “Lübnan'ın düşmesini önlemek uğrunda mücadele verdiğimiz için, hükümeti kurmakla ilgilenenlere koşullarının tutsağından aceleyle çıkmaları çağrımızı tazeliyoruz. Onurla, vicdanla çalışmaya ve insanların acılarını dinlemeye davet ediyoruz. Hükümetin kurulması konusunda ısrarcıyız, çünkü iktidar oyunlarının bilinmezliklerinde ve bölgesel eksenlerin mücadelesinde ihmal edileceğinden ve unutulacağından korkuyoruz. Şüpheli bir amaçla Lübnan'ı daha fazla çöküşe itmek isteyenler var.”
Lübnan'ın kaderinin Ortadoğu'daki mevcut çözümlerden bağımsız olması için Birleşmiş Milletler himayesinde Lübnan için uluslararası bir konferans düzenlenmesi çağrısında bulunan Rai, “Bağlantılı olarak Lübnan'ın aktif, olumlu tarafsızlığı ilan edilmeli. Biz Lübnanlılar, burada, orada veya şuradaki herhangi bir uzlaşma ya da anlaşmanın etkisinden uzakta, özgür ve egemen kaderimizi belirlemekten sorumluyuz. Bizim rolümüz, özgür karar verme, egemenlik, bağımsızlık ve tüm Lübnan topraklarının güvenliğini yeniden tesis etme mücadelesine devam etmektir. Lübnan bir yandan ittifaklar, çatışmalar ve savaşlarla bağlantılıyken diğer yandan egemen ve bağımsız olamaz.” şeklinde konuştu.
Maruni Patriği Beşara er-Rai, sözlerini şu cümlelerle sonlandırdı: “Devletlerin egemenliğinin ve meşru sınırlarının karşılıklı olarak tanınması ve egemenlik ve genişleme özleminin sona ermesi temelinde bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerin geliştirilmesini destekliyoruz. Yeni yakınlaşma atmosferinin Lübnan'ın durumuna yansımasını, böylece siyasi güçler arasındaki gerilimin azalmasını ve Lübnan'ın tarafsızlığını, bağımsızlığını ve istikrarını yeniden kazanmasını sağlayacak çatışmalardan ve eksenlerden çekilmesini umuyoruz. İlgili ülkeleri Lübnan meselesini bölgenin dosyalarına eklenmiş bir dosya olarak değil, bağımsız bir mesele olarak görmeye çağırıyoruz.”



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.