Ses kaydının sızmasından sonra Zarif’e yönelik Parlamento eleştirileri sertleşiyor

Ses kaydının sızmasından sonra Zarif’e yönelik Parlamento eleştirileri sertleşiyor
TT

Ses kaydının sızmasından sonra Zarif’e yönelik Parlamento eleştirileri sertleşiyor

Ses kaydının sızmasından sonra Zarif’e yönelik Parlamento eleştirileri sertleşiyor

Kapalı kapılar ardında İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, İran parlamentosundaki Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komitesi ile yaptığı görüşmede ‘ağır’ sorularla karşılaştı. Gelişme, ‘cumhurbaşkanlığı bürosundan ses kayıtlarının sızdırılması hususunda iki hafta süren tartışmalar ve milletvekillerinin Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Araştırma Merkezini soruşturma kararı alması’ sonrasında yaşandı.
Ulusal Güvenlik Komitesi sözcüsü, iki hafta önce sızan ses kaydını ele almak için bir toplantı düzenleyeceğini açıklamıştı. Ses kaydında Bakan Zarif, Dışişleri Bakanlığı’ndaki görev süresi, nükleer anlaşma meselesi ve Devrim Muhafızları’nın dış kolu olan ‘Kudüs Gücü’ başta olmak üzere paralel kurumlarla yaşanan sıkıntılara değinmişti. Ayrıca Devrim Muhafızları’nın rolüne üstü kapalı bir atıfta bulunarak, ‘sahanın’ faaliyetlerine kıyasla diplomatik birimin rolünün olmamasını eleştirmişti.
Parlamento başkanlık heyeti üyesi Ahmed Emirabadi Farahani, toplantıda cuma günü parlamentoda genel kurula önerilmeden önce sızdırılan ses kaydına ilişkin 3 soruşturma talebinin görüşüldüğünü belirtti. Farahani, milletvekillerinin kaydı kınadığını söylerken, Milletvekili Fada Hüseyin Maliki, ‘Dana’ haber sitesine yaptığı açıklamada, milletvekillerinin bakana ağır  sorular yönelttiklerini söyledi.

Zarif, cumhurbaşkanlığına aday olacak mı?
Ulusal Güvenlik Komitesi üyesi Milletvekili Şehryar Haydari, Zarif’in milletvekillerine gelecek ayın 18’inde yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmayı düşünmediğini bilgisi verdiğine dikkati çekti. Haydari’ye göre Zarif, General Süleymani’yi küçültmek veya seçim atmosferinde ikililik oluşturmak niyetinde olmadığını vurguladı.
Tebriz şehri temsilcisi Ahmed Ali Rıza Begi, milletvekillerinin ‘Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Araştırma Merkezi’nin soruşturulmasını’ istediğini aktarırken, Zarif’e verilen güven oylarının geri çekilmesi çağrısı yaptı. 
Toplantının başlarında Ulusal Güvenlik Komitesi Başkanı Mucteba Zunnuri, Zarif’e sert bir şekilde saldırırken onu, ulusal çıkarları ve güvenliği tehdit etmekle suçladı. Zarif’in ‘Sözlü tarih’ programına yaptığı açıklamaların gizliliğine ilişkin hükümetin anlattıklarını doğruluğu konusunda ciddi şüphelerini dile getirdi. İran Cumhurbaşkanının, ses kaydını ‘Siyonist komplo’ olarak nitelemesine de Zunnuri, “Gizli olan ya da olmayan konulara erişmek için sizin aranıza nasıl sızdılar?” sorusuyla yanıt verdi.
Mucteba Zunnuri, “Ses kaydı, müttefikler grubu ve savunucularımız arasında çatlaklara neden oldu. Çin ve Rusya’nın Zarif’in adımı nedeniyle Viyana’daki nükleer müzakere ekibimizden desteğini çekiyor” dedi. ‘Sahaya eleştiriyi’ ve ‘sahanın ve askerin ülkeyi kontrol ettiği iddiasını’ protesto eden Zunnuri, Dini Lider’in dediği gibi Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’nin karar alıcı olduğunu söyledi.
Parlamentoda başkan yardımcısı Hüseyin Kadizade Haşimi ise Zarif’in ifadelerini ‘üzücü’ olarak nitelendirirken, Dışişleri Bakanı ile yapılan toplantının ardından komitenin, ‘meseleyi büyük bir hassasiyetle takip etme kararı aldığını’ dile getirdi. Haşimi, “Masada büyük bir soru var, rejimin stratejik varlıklarından şüphe duymayanlar, ulusal çıkarları nasıl savunabilir?” dedi.

“Zarif, General Süleymani’ye karşı neden bu kadar nefret besliyor?”
Öte yandan Reşt şehrinden Milletvekili Cabbar Kockizade, “Zarif, General Süleymani’ye karşı neden bu kadar nefret besliyor?” ifadelerini kullandı Fars ajansına göre Kockizade, Zarif’in ses kaydının ‘güvenliğe, halka ve düzene karşı’ olduğunu ve yargının müdahale etmesi gerektiğini vurguladı.
Meclis Başkanı Muhammed Bakir Kalibaf, 9 Mayıs’ta ses kaydı öncesi Viyana’da devam eden görüşmelere ilişkin Dışişleri Bakanı’na mesajlar göndererek bir oturum başlattı.
Kalibaf, “Sahanın gücü olmadan, diplomasi başarılı olamazdı. Diplomatik güç olmadan da saha gücü ulusal çıkarları ilerletmek için tüm hedeflerine ulaşamazdı” dedi. Meclis Başkanı, “General Süleymani’nin kanı, Batı eğiliminin mevcut durumunu ortaya çıkaracak ve onun köklerini kurutacaktır” ifadelerini kullandı.
Muhammed Bakir Kalibaf, saha gücü ve diplomatik güç hususunda ‘amatörce ve kusurlu ikililiği’ eleştirerek, bu durumun ulusal çıkarlara aykırı olduğunu vurguladı.
Kalibaf, parlamentonun ‘yasal’ yetkileri aracılığıyla hesaplanmamış (kanunların uygulanmasıyla ilgili) prosedürlerden sorumlu olanları ve ihmalkar davrananları kovuşturmakla tehdit etti.

 


Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
TT

Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümüyle birlikte ülkenin yönetimine dair sorular ortaya atılırken en çok zikredilen isimlerden biri de Yüce Lider'in oğlu Mücteba Hamaney oldu. 

Hiçbir resmi rolü bulunmasa da ülkenin en etkili figürlerinden biri gibi görülen Hamaney, pek çok İranlı için gizemini koruyor. Zira kendisi ne kamuoyunda sıklıkla görülüyor ne de konuşma yapıyor. 

ABD'nin Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, 85 yaşındaki Ayetullah Ali Hamaney'in 54 yaşındaki oğlunu mercek altına aldı.

Mücteba Hamaney'in, kendi kişisel gücü olmadığı ve itaatkar bir tavır gösterdiği söylenen Reisi'nin döneminde istihbarat ve güvenlik yapılarındaki nüfuzunu artırdığını bildirdi. 

İran Yüce Liderliği için Reisi'nin hazırlandığının düşünüldüğü ancak helikopterin düşmesiyle birlikte bu konudaki soru işaretlerinin arttığı aktarıldı. 

WSJ'nin konuştuğu uzmanlara göre Mücteba Hamaney'in, babasının yerine geçme ihtimali düşük ve spot ışıklarının altından kaçınarak daha da güç kazanması bekleniyor.

Alman Uluslararası Politika ve Güvenlik Politikaları Enstitüsü'nde çalışan İran uzmanı Hamidreza Azizi şöyle düşünüyor:

Son 20 yıldır işler, Mücteba ve etrafındaki şebekenin kontrolünde. Şimdi Hamaney için asıl mesele, Reisi'yle aynı özelliklere sahip birini bulmak. Böylece Mücteba toplumun gözünün önünde olmadan gücünü koruyup artırabilir.

Mücteba Hamaney'in haziran sonunda düzenlenmesi planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de önemli bir rol oynaması bekleniyor. 

İran'ın geçici cumhurbaşkanı Muhammed Muhbir'in de Mücteba Hamaney'e sadık bir isim olduğuna işaret ediliyor. 68 yaşındaki Muhbir seçimlere kadar tüm meselelerde belirleyici olacak üç kişilik bir konseyin parçası.

Yüce Lider'e bağlı, milyar dolarlık yatırım fonu Setad'ın başkanlığını neredeyse 15 yıl boyunca yürüttü. 

Haberde 1969'da Meşhad'da doğan Mücteba Hamaney'in geçmişine de değinildi. Yüce Lider'in sitesine göre, Şah Rıza Pehlevi döneminde evlerine düzenlenen baskınlardan birinde babasının dövüldüğünü gördü. 

1979'de devrimden sonra Tahran'a taşınan ailenin babası hızla yükselirken oğlu da 1980-1988'de Irak'la yürütülen savaşta cepheye gitti. 

Daha sonra Devrim Muhafızları'nda önemli görevlere gelecek kişilerle burada tanışan Mücteba'nın nüfuzu özellikle 2000'lerin ortalarında geniş çaplı olarak konuşulmaya başladı. 

Değişimciler, 2005 ve 2009'da Mahmud Ahmedinecad'ın kendilerine karşı kazandığı zaferlerin Mücteba Hamaney tarafından ayarlandığını öne sürdü.

ABD, 2019'da Devrim Muhafızları ve Besic milisleriyle "babasının istikrarı bozan bölgesel hırslarını ve ülke içindeki baskıya dair hedeflerini ilerletmeye" çalıştığı gerekçesiyle onu yaptırım listesine aldı. 

2022'de Mehsa Emini'nin gözaltında ölmesinin ardından ülke çapında patlak veren gösterilerde nefret objesi oldu. Ev hapsinde tutulan eski cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi, Yüce Lider'e seslenerek o pozisyona oğlunu hazırladığı haberlerini yalanlamasını istedi. Ancak yanıt gelmedi. 

Ali Hamaney hakkında kitap yazan ABD ve İran yurttaşı Mehdi Khalaji bütün bunlara rağmen söylentilere karşı çıkıyor:

Mücteba'nın yeni Yüce Lider olma arzusuna dair fikirler tamamıyla bir mit. Tarihsel deneyime dayanarak Hamaney'in ne kendi oğlunu ne de başkasını işaret edeceğini sanmıyorum.

İslam Cumhuriyeti'ni kuran Ruhullah Humeyni ve yerine geçen Ali Hamaney'in Yüce Liderlik pozisyonunun babadan oğula geçmesine karşı çıkmasını İslam'a aykırı görmesi de Khalaji'nin tahminlerini güçlendiriyor. 

Mücteba Hamaney'in yönetim deneyimi ve dini yeterliliği de bu göreve uygun görülmüyor.

Tennessee Üniversitesi'nden Saeid Golkar şöyle diyor:

Önemli kararların alındığı yerlerde onlarca yıldır tecrübe edinen Mücteba Hamaney'in rejimdeki bağlantıları eşsiz. Ancak onun atanması monarşiyi geri getirerek Hamaney'in mirasını lekeler.

Bazı uzmanlar da Ahmed Humeyni'nin Mücteba Hamaney'den de güçlü görüldüğünü ancak babasının 1989'da ölmesiyle birlikte işlerin değiştiğini bildiriyor. Hamaney ve dönemin cumhurbaşkanı Ekber Haşimi Rafsancani'yle sorunlar yaşayan Ahmed Humeyni, 1995'te henüz 45 yaşındayken hayatını yitirmişti. Kalp krizinin ölüme neden olduğu bildirilmişti.

Independent Türkçe, WSJ, BBC Türkçe