Mescid-i Aksa'da neden gerginlik yaşanıyor?

Müslümanlar, Yahudiler ve Hıristiyanların kutsal gördüğü topraklarda yer alan cami, İsrail-Filistin çatışmasının olağan merkezlerinden biri

Filistinliler Cumartesi akşamı  Mescid-i Aksa'da böyle dua etmişti (AFP)
Filistinliler Cumartesi akşamı Mescid-i Aksa'da böyle dua etmişti (AFP)
TT

Mescid-i Aksa'da neden gerginlik yaşanıyor?

Filistinliler Cumartesi akşamı  Mescid-i Aksa'da böyle dua etmişti (AFP)
Filistinliler Cumartesi akşamı Mescid-i Aksa'da böyle dua etmişti (AFP)

İsrail, Müslümanlara yönelik baskı ve zulmünü ramazanda da sürdürürken güvenlik güçlerinin Mescid-i Aksa ve çevresindeki müdahalesi tüm dünyada görünür oldu. 
ABD'nin prestijli gazetelerinden New York Times, Mescid-i Aksa'da yaşananları bölgenin önemini bilmeyenlere 5 soruyla kendi perspektifinden resmetti.

Mescid-i Aksa nedir?
Kudüs'ün doğusunda Yahudilerin Har Habayit veya Tapınak Tepesi olarak adlandırdığı bölge, Müslümanlarca Harem-i Şerif diye biliniyor. Yaklaşık 141 bin metrekarelik alanda Mescid-i Aksa da yer alıyor. 
"En uzak" anlamına gelen Aksa kelimesi, Hz Muhammed'in Miraç yolculuğunda bir gece Mekke'den Kudüs'e, oradan da gökyüzüne yükselmesinden geliyor.
Yaklaşık 5 bin kapasiteye sahip caminin sekizinci yüzyıl başlarında tamamlandığı düşünülüyor.

Camiyi kim kontrol ediyor?
İsrail, 1967'deki Altı Gün Savaşı'nde Ürdün'den Doğu Kudüs'ü alınca bu bölgeyi de kontrol etmiş oldu. Yöneticileri, sonrasında Kudüs'ün tamamını başkent ilan etse de bu adım uluslararası camiada yaygın kabul görmüş değil. 
Şu anda Ürdün'ün fonlayarak kontrol ettiği bir vakıf Mescid-i Aksa ve Kubbet'üs-Sahra'yı yönetiyor. Bu durum, İsrail'in 1994'te bu ülkeyle imzaladığı barış anlaşmasında da bir kez daha kabul edildi. Diğer yandan İsrail'in güvenlik güçleri bölgede yer alıyor.
Anlaşmalara göre Yahudiler ve Hıristiyanlar da Harem-i Şerif'i ziyaret edebilse de Müslümanlar gibi dua etmeleri yasak. Yahudiler, yalnızca Ağlama Duvarı olarak bilinen Batı Duvarı'nın orada ibadetlerini gerçekleştirebiliyor. Bu durum hem eleştirilere hem de şiddetli protestolara yol açıyor. 
İsrail'in 6 Gün Savaşı sonrasında Eski Şehir'i ele geçirmeyi kutladığı bir milli bayram olan Kudüs Günü de gerginliği büyütüyor. 
Son olarak pazartesi kutlanan gün, Filistinlilerin çoğu için açık bir provokasyon anlamına geliyor zira onlar da Doğu Kudüs'ü Filistin devletinin başkenti olarak görmek istiyor. 

İsrail bölgeyi tamamen kontrol etmek istiyor mu?
Aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu'un da olduğu İsrailli yetkililer statükoyu değiştirmek gibi bir niyetlerinin olmadığını defalarca söyledi. 
Diğer yandan bazı dini gruplar Yahudilerin de bölgede ibadetlerini gerçekleştirebilmesi gerektiğini uzun zamandır savunuyor. 
Nisan ayında Ürdün Dışişleri Bakanlığı çok sayıda Yahudinin bölgeyi ziyaret ettiğini belirterek bunun statükonun ihlali anlamına geldiğini ifade etti. 

Son gösterilerin önemi ne?
Dünyada gündem olan son çatışmalardan önceki haftalarda "Araplara Ölüm" diye bağırılan aşırılıkçı bir gösteri düzenlenmiş, Ortodoks Yahudiler saldırıya uğramış ve Filistinlilerin Ramazan'ın ilk haftalarında Doğu Kudüs'te yer alan sevdikleri bir bölgede ibadet etmesine izin verilmemişti. Harem-i Şerif'le doğrudan bağlantısı olmayan olaylar burada da tansiyonu yükseltti. 
Kudüs'te olan ancak Harem-i Şerif'te yer almayan Şeyh Cerrah mahallesindeki Filistinlilerin zorla tahliye edilerek yerine Yahudi yerleşimcilerin getirilmesi için uygulanan İsrail baskısı adeta son damla oldu. Direnen Filistinliler, İsrail yönetimini çatışarak durdurmayı başardı. 
Ayrıca iki ülkede de siyasi belirsizlik hakim. İsrail'de son iki yılda yapılan dördüncü seçim de kesin sonuç vermezken Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas da bu ay yapılması planlanan seçimleri süresiz erteledi. 2006'dan beri ilk kez böyle bir seçim yapılacaktı.
Önceki sıkıntılar İsrail-Filistin çatışmasını nasıl etkiledi?
Kudüs'teki Eski Şehir'de kutsal görülen alanlar sebep gösterilerek pek çok sıkıntının yaşandığını hatırlatan New York Times, bunlardan bazılarının özel önemde görüldüğünü bildirdi. 
1990'da aşırılıkçı Yahudilerin çok eskiden yıkılan iki tapınağın yerine yapmayı planladıkları yeni bir ibadet yeri için temel atmaya çalışmaları Müslümanların tepkisine neden oldu. Aralarında Birleşmiş Milletler'in de olduğu büyük bir cephe, İsrail'i neden olduğu şiddet nedeniyle kınadı.
2000'de dönemin muhalefet lideri Ariel Şaron'un bölgeyi ziyaret ederek hak iddia etmesi İkinci İntifada olarak bilinen ayaklanmaya neden oldu. 
2017'de de üç İsrailli Arap, iki tane Dürzi İsrailli polis memurunu silahla vurarak öldürüp Harem-i Şerif'e girince yeni bir kriz meydana geldi. İsrailli yetkililer, metal dedektörleri ve kameralarla güvenlik önlemlerini artırıp bölgeye girişi sınırlamaya başladı. Daha fazla şiddet ve gösterinin ardından ABD'nin araya girmesiyle metal dedektörleri kaldırıldı.
Independent Türkçe, New York Times



Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze'de son 23 aydır her saat bir çocuk acımasızca hayattan kopartılıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu'na hitabında Gazze'den fotoğraflar gösterdi (AFP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu'na hitabında Gazze'den fotoğraflar gösterdi (AFP)
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze'de son 23 aydır her saat bir çocuk acımasızca hayattan kopartılıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu'na hitabında Gazze'den fotoğraflar gösterdi (AFP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu'na hitabında Gazze'den fotoğraflar gösterdi (AFP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Salonu'nda BM'nin 80. Genel Kurulu görüşmelerinde katılımcılara hitap etti. ABD Başkanı Donald Trump'ın ardından Birleşmiş BM Genel Kurulu'nda konuşan Erdoğan yaklaşık 40 dakika süren konuşmasının geniş bir bölümünü Gazze'ye ayırdı. Erdoğan, İsrail'in 23 aydır Gazze'de her saat başı bir çocuğu öldürdüğünü söyledi.

Konuşmasının başında, "Filistin'i tanıyan devlet sayısının giderek arttığı bir dönemde Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmud Abbas'ın bugün bizzat aramızda olamayışından duyduğum üzüntüyü ifade etmek istiyorum" diyen Erdoğan, Trump yönetiminin Abbas ve heyetine vize vermeme kararını eleştirdi.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları için "soykırım" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:

Erdoğan, New York'taki BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, İsrail'in 23 aydır Gazze'de her saat başı bir çocuğu öldürdüğünü söyledi.

Tüm ülkeleri Filistin Devleti'ni tanımaya çağıran Erdoğan, “Gazze'de 700 günü aşkın süredir soykırım devam ediyor. Gazze'de ölen sivillerin sayısı 65 bini geçti, enkaz altında kaç kişi olduğu bilinmiyor... (Dünyanın başka yerlerinde) Bir çocuğun eline küçük bir diken batsa anne babaların yüreği yanıyor ama Gazze'de çocuklar anestezi yapılmadan ampute ediliyor. Ölenlerin 20 binden fazlası çocuk. İsrail tarafından, Gazze'de son 23 aydır her saat bir çocuk acımasızca hayattan kopartılıyor.  Bu insanlığın dip noktasıdır.” dedi.

“Gazze halkı açlık silahıyla öldürülüyor” diyen Erdoğan, “Gazze'de devam eden vahşetin hiçbir gerekçesi olamaz. Gazze'de devam eden soykırımla insanlık için en karanlık dönemi yaşıyoruz... Gazze'de her şey hedef alınıyor ve yok ediliyor” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in kontrolden çıktığını ve Netanyahu'nun rehineleri umursamadığını belirtti.

Avrupa'nın benimsediği değerlerin Gazze'de devam eden olaylar nedeniyle aşındığını ifade eden  Erdoğan, “Gazze'de soykırım yapanların hesap vermesi gerektiğini” vurguladı.

Suriye konusunda Erdoğan, Suriye'nin maruz kaldığı adaletsizliklerin Esad rejiminin düşüşüyle sona erdiğini değerlendirdi. “Terörizmden arındırılmış, birleşik bir Suriye için” çalışmaların yapılacağını teyit eden Erdoğan, “Suriye'nin istikrarının tüm komşu ülkelerin çıkarına olduğunu” vurguladı.


Microsoft'un İsrail ordusuyla iş birliği yapmasını protesto etmek amacıyla şirket başkanının ofisine baskın düzenleyen 7 kişi gözaltına alındı

TT

Microsoft'un İsrail ordusuyla iş birliği yapmasını protesto etmek amacıyla şirket başkanının ofisine baskın düzenleyen 7 kişi gözaltına alındı

Microsoft'un İsrail ordusuyla iş birliği yapmasını protesto etmek amacıyla şirket başkanının ofisine baskın düzenleyen 7 kişi gözaltına alındı

Eylem organizatörlerine göre polis, Gazze Şeridi'nde devam eden savaş sırasında şirketin İsrail ordusu ile olan ilişkisine yönelik protestoların bir parçası olarak Microsoft Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Şirket Başkanı Brad Smith'in ofisini basan 7 kişiyi gözaltına aldı.

Eylemi organize eden ‘No Azure for Apartheid’ adlı grup, gözaltına alınanlar arasında Microsoft'un mevcut ve eski çalışanlarının da bulunduğunu belirtti.

gthyj
ABD'nin Seattle kentinde düzenlenen Build 2025 etkinliğinde Microsoft CEO'su Satya Nadella'nın sunumunu kesintiye uğrattığı için bir kadın izleyici salondan çıkarıldı. (Arşiv – AFP)

Azure, şirketin ana bulut bilişim platformudur. Microsoft, İsrail'in Filistin hedeflerine saldırılar düzenlemek için bu platformu kullandığını belirten İngiliz gazetesi The Guardian'ın bu ay yayınladığı bir raporu incelediğini duyurdu.

ffdvgf
Microsoft'un Azure yapay zekâ hizmetleri ekibinde görev yapan Joe Lopez, ABD'nin Seattle kentinde düzenlenen Build 2025 etkinliğinde Microsoft CEO'su Satya Nadella'nın sunumunu kesintiye uğrattığı için salondan dışarı çıkarıldı. (Arşiv – AFP)

Twitch'te canlı yayınlanan görüntülerde, polis ofise baskın düzenleyip protestocuları gözaltına alırken, başka bir grubun da binanın dışında toplandığı görüldü.

Öğleden sonra düzenlenen basın toplantısında Brad Smith, gözaltına alınanlardan ikisinin Microsoft'ta çalıştığını doğruladı. Geçen hafta polis, şirketin genel merkezinde benzer bir protesto sırasında 18 kişiyi gözaltına almıştı.

cdfgth
Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonlar sırasında İsrail askerleri (İsrail ordusu)

No Azure for Apartheid adlı grup, birkaç aydır protestolar düzenliyor. Mayıs ayında şirket, CEO Satya Nadella'nın konuşmasını kesen bir çalışanı ve nisan ayında da 50. yıl kutlamalarını kesen iki çalışanı işten çıkardı.

Protestocular, şirketin İsrail ile ilişkilerini kesmesini ve Filistinlilere tazminat ödemesini talep ediyor.


Gazze: İsrail, çoğu yardım bekleyen 80 kişiyi öldürdü

Refah'ta insani yardım malzemesi dolu çuvalları taşıyan Filistinliler (AP)
Refah'ta insani yardım malzemesi dolu çuvalları taşıyan Filistinliler (AP)
TT

Gazze: İsrail, çoğu yardım bekleyen 80 kişiyi öldürdü

Refah'ta insani yardım malzemesi dolu çuvalları taşıyan Filistinliler (AP)
Refah'ta insani yardım malzemesi dolu çuvalları taşıyan Filistinliler (AP)

Filistin televizyonu, İsrail'in dün Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 80 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Televizyon, yaşamını yitirenlerin çoğunun insani yardım almak için beklediğini söyledi.

Filistin resmi haber ajansı WAFA bugün erken saatlerde, Gazze Şeridi'nin orta ve güney kesimlerinde gıda yardımı almak için bekleyen üç Filistinlinin İsrail güçleri tarafından öldürüldüğünü ve çok sayıda kişinin de yaralandığını bildirdi.

Vatandaşlar, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru yakınlarında yardım bekliyordu. Şarku’l Avsat’ın WAFA’dan aktardığına göre, güneydeki Han Yunus'ta yardım almak için beklerken İsrail güçlerinin ateş açması sonucu çok sayıda vatandaş yaralandı. Bir diğer saldırı da Han Yunus'un kuzeyindeki Hamad yerleşim bölgesini hedef aldı.

WAFA’nın bildirdiğine göre, ‘İşgal güçleri haftalardır gerek Refah'ta gerekse Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yardım dağıtım noktalarını hedef alarak onlarca kişinin hayatını kaybetmesine ve yaralanmasına yol açtı. Birleşmiş Milletler'in (BM) teyitlerine göre İsrail, etnik temizlik stratejisi olarak görünen bir adımla halkı zorla yerinden etmeye çalıştı. Yardım dağıtım noktaları mekanizmasının başladığı 27 Mayıs 2025 tarihinden bu yana şehit sayısı 100'ü aştı, onlarca kişi de yaralandı.’