Arap dışişleri bakanları İsrail saldırılarını durdurmak için Güvenlik Konseyi’ne başvuracak

Arap dışişleri bakanlarının dün Kahire’de Arap Birliği adına yaptıkları sanal toplantıdan bir kare
Arap dışişleri bakanlarının dün Kahire’de Arap Birliği adına yaptıkları sanal toplantıdan bir kare
TT

Arap dışişleri bakanları İsrail saldırılarını durdurmak için Güvenlik Konseyi’ne başvuracak

Arap dışişleri bakanlarının dün Kahire’de Arap Birliği adına yaptıkları sanal toplantıdan bir kare
Arap dışişleri bakanlarının dün Kahire’de Arap Birliği adına yaptıkları sanal toplantıdan bir kare

Arap dışişleri bakanları dün (Salı) Kudüs’teki gelişmeleri tartışmak üzere gerçekleştirdikleri olağanüstü toplantıda, İsrail’in işgal altındaki Kudüs’te yasadışı politikalarını durdurmak için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyeleri ile iletişime geçmeye karar verdiler.
Arap dışişleri bakanları, Katar önderliğinde sanal olarak gerçekleştirilen toplantıda BMGK'nın Arap üyesi Tunus ve Arap Birliği Genel Sekreteri’nin (Ahmet Ebu Gayt) yanı sıra Ürdün, Suudi Arabistan, Filistin, Katar, Mısır ve Fas’tan oluşan bir komite kurdular ve bu komiteyi, Güvenlik Konseyi’ni harekete geçirmeye yönelik prosedürleri yönetmekle ve bu hamlelerin sonuçlarını aynı amaç ile düzenlenecek olağanüstü ikinci bir oturumda Arap Birliği’ne sunmak ile görevlendirdiler.
Ayrıca Arap dışişleri bakanları, Uluslararası Ceza Mahkemesinden, İsrail’in Şeyh Cerrah Mahallesi ve Filistin topraklarının geri kalanlarında vatandaşları zorladığı tehcir politikası ve savunmasız Filistin halkına karşı işlediği savaş ve insanlık suçları ile ilgili cezai soruşturma başlatılmasını talep ettiler.
Birleşmiş Milletlere yönelik yapılacak çalışmalar çerçevesinde Arap bakanlar, İsrail’in işgal altındaki Doğu Kudüs ve Filistin topraklarındaki yasadışı eylemlerine karşı, New York’taki Arap topluluğunu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Başkanı, Genel Kurul Başkanı ile 10. Acil Durum Toplantısının düzenlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması için, Paris ve Cenevre’deki Arap topluluğunu da İnsan Hakları Konseyi ve UNESCO ile gerekli istişarelerin yapılması için görevlendirmeye karar verdiler.
Birleşmiş Milletler (BM) 10. Acil Durum Toplantısında Filistin’in talebi üzerine İsrail’in işgal altındaki Kudüs kentindeki suçları ve saldırıları ele alınacak. Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmet Ebu Gayt yapmış olduğu konuşmasında geçtiğimiz haftalarda yaşanan yaygın şiddet, saldırı ve insan hakları ihlallerinin tüm dünyanın gözü önünde işlendiğini ifade etti. Ebu Gayt, Güvenlik Konseyini ve Ortadoğu Dörtlüsü’nü barışçıl bir çözüm için sorumluluklarını üstlenmeye çağırarak “İşgali sona erdirmeye ve Filistin devletini ayakta tutmaya yönelik siyasi bir çözümün veya ciddi bir çalışmanın ufukta görünmemesi, bu sorunu İsrail’in gündemine rehin hale getirecektir. Bu da uluslararası barış için bir tehdittir” uyarısında bulundu.
Bunun yanı sıra Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukrî, ülkesinin, İsrail makamlarından Mescid-i Aksa ve Ramazan ayının kutsallığına leke düşüren tüm faaliyetler ile özellikle Şeyh Cerrah mahallesindeki halka uygulanan tehcir politikasını sonlandırmayı talep ettiğini doğruladı. Şukri “Kimliğini ve varoluşunu savunmak için mücadele eden Kudüs halkından gördüklerimiz tüm dünyada yankı uyandırıyor ve her Arap buna gurur ve iftiharla bakıyor” ifadelerini kullandı.
Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Malikî ise “İsrail’in, masum Filistinlilere karşı işlediği tüm suçlara rağmen kendini sorumluluktan ve hesap vermekten münezzeh görmesi, onu Kudüs dosyasını tamamen kapatma girişimine teşvik etti” dedi.  Ayrıca el Malikî, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun hükümeti kurmaktaki başarısızlığına karşın Kudüs’teki savaştan faydalanarak kişisel çıkarlarını gerçekleştirmek ve onu siyaset yapmaktan azledecek mahkeme süreci karşısında ayakta kalabilmek için Kudüs’te çatışmayı tırmandırdığını da sözlerine ekledi.
Ayrıca Afrika İşbirliği ve Dışişleri Bakanı Faslı Nasser Bourita da İsrail’deki bazı radikal dini örgütlerin nefret dolu söylemlerini kınadı. Fas Krallığının Filistin meselesini ve Kudüs’ün kaygılarına son derece önem verdiğini belirten Bourita, Fas Kralı VI. Muhammed’in Kudüs’e destek vermek ve savunma konusundaki net ve tutarlı tavrını vurguladı.  Bourita, “Filistin Devleti, başkenti Doğu Kudüs olmak üzere 4 Haziran 1967 yılında kurulmuş ve uluslararası kabul görmüştür. Dolayısıyla burada iki devletli çözüme uygun barışçıl bir politikaya bağlı kalınması gerekir” dedi.



Lübnan hükümeti, Hizbullah'ın silahları konusuna henüz bir karar almadan "yaklaşıyor"

Baabda Sarayı'nda Lübnan hükümeti oturumu (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Baabda Sarayı'nda Lübnan hükümeti oturumu (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan hükümeti, Hizbullah'ın silahları konusuna henüz bir karar almadan "yaklaşıyor"

Baabda Sarayı'nda Lübnan hükümeti oturumu (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Baabda Sarayı'nda Lübnan hükümeti oturumu (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan hükümeti, Hizbullah'ın silahları ve Lübnan ordusunun Litani Nehri'nin güneyinde konuşlanmasını ve yasadışı silahlı varlığın önlenmesini öngören 1701 sayılı uluslararası kararın uygulanması konusuna, silah dosyasıyla ilgili karar almadan yaklaştı.

Şarku’l Avsat'a konuşan hükümet kaynakları, konunun dünkü oturumda genel bir çerçevede gündeme geldiğini ve “Lübnan Güçleri” bakanlarının silahların geri çekilmesi için bir zaman sınırı belirlenmesi talebinin, silahların münhasırlığı konusunun bakanlar bildirisinde yer aldığını gören diğer bakanlardan gelen tepkiler üzerine yanıtlanmadığını, Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın dosyayı ilgili taraflarla görüşmeyi üstlendiğini ve istişarelerinin sonuçlarını kabineye bildireceğini söyledi.

Sanayi Bakanı Joe Isa el-Huri, Kuvvet bakanlarının altı aylık süre içinde yasadışı silahların teslim edilmesi için bir takvim belirlenmesi konusunu gündeme getirdiklerini ve işe Filistin kamplarından başlanmasını önerdiklerini söyledi.