Erbaş, Ayasofya'da ilk bayram namazını kıldırdı: Filistin ve Mescid-i Aksa tamamen özgür oluncaya kadar her bayram hüzünle geçecektir

Fotoğraf: diyanet.gov.tr
Fotoğraf: diyanet.gov.tr
TT

Erbaş, Ayasofya'da ilk bayram namazını kıldırdı: Filistin ve Mescid-i Aksa tamamen özgür oluncaya kadar her bayram hüzünle geçecektir

Fotoğraf: diyanet.gov.tr
Fotoğraf: diyanet.gov.tr

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ramazan Bayramı münasebetiyle Ayasofya Camii’nde bayram namazı kıldırıp hutbe irad etti
Ali Erbaş, hutbede bayramların, aynı inanç, aynı tarih ve aynı medeniyet mensuplarının müşterek sevinç ve coşku günleri olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
Aziz ve Muhterem Müslümanlar!
Rahmet, bereket ve arınma mevsimi Ramazan ayının ardından güzel bir bayrama kavuştuk. Bizleri böylesi rahmet ikliminin sonunda müjdelediği bayrama ulaştıran yüce Rabbimize sonsuz hamd-ü senalar olsun. Cenab-ı Mevla, Ramazan’la yeniden canlanan kulluk şuurumuzu ilelebet daim eylesin.

Aziz Kardeşlerim!
Bayramlar, aynı inanç, aynı tarih ve aynı medeniyet mensuplarının müşterek sevinç ve coşku günleridir. Bayramlar, bizi biz yapan, yüreklerimizi bütünleştiren, kardeşliğimizi pekiştiren müstesna zamanlardır. Rabbimizin “Müminler, ancak kardeştir” ilahi fermanıyla bildirdiği İslam kardeşliğinin yeryüzünün her yerinde derinden hissedildiği muazzam bir vahdet sahnesidir.
Ancak bugün acı, hüzün ve gözyaşının kuşattığı dünyamızda bayramlarımız da biraz mahzun geçmektedir. Zira Doğu Türkistan’dan Yemen’e, Arakan’dan Suriye’ye İslam coğrafyasının mazlum beldelerinden yükselen feryatlar kalbimizi derinden yaralamaktadır. Bilhassa Ramazan günlerinde bile saldırgan tavrından vazgeçmeyen İsrail’in, mukaddes belde Kudüs’ü ve ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’yı işgal girişimi tüm müminleri büyük bir hüzne ve acıya gark etmektedir. Zira barbarca bir tavırla Mescid-i Aksa'da ibadet eden Müslümanlara saldırılmakta, Mescidin harimi ismeti ihlal edilmekte ve Peygamberlerin hatırasına hayasızca müdahale edilmektedir.

Aziz Müslümanlar!
Dinlerin, dillerin, kültürlerin, medeniyetlerin sembol şehri talan edilmektedir. Masum Filistinli kardeşlerimiz zorla evlerinden çıkarılmakta, katliamlara maruz kalmaktadır. Dolayısıyla Filistin ve Mescid-i Aksa tamamen özgür oluncaya kadar her bayram hüzünle geçecektir.
Peygamber Efendimiz hadis-i şeriflerinde, Müslümanları bir bedenin organlarına benzeterek bir müminin acısını ve derdini bütün müminlerin hissetmesi gerektiğini beyan etmekte, kendisi için istediğini mümin kardeşi için de istemeyen bir Müslüman’ın kâmil bir mümin olamayacağını ifade etmektedir. Komşusu açken tok yatan bizden değildir, buyurmaktadır. Bütün bu düsturlar, ilkeler, prensipler müminler olarak birbirimizin dertlerini ve sevinçlerini paylaşmayı ve kardeşliğimizi pekiştirmeyi vazgeçilmez bir sorumluluk olarak bizlere yüklemektedir.
Nitekim Kudüs’te işgal ve zulmü engellemenin, İslam coğrafyasında huzur ve güvenliği temin etmenin ve daha güzel bayramlar yaşamanın yegâne yolu, Müslümanların birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmesidir. Dolayısıyla bu bayramı vesile kılarak elimizle, dilimizle, kalbimizle ve tüm imkanlarımızla birlik, beraberlik ve kardeşlik bağlarımızı en güçlü hale getirmek için gayret edelim, aziz kardeşlerim. Mümin bir kul için umutsuzluk yoktur. Zira Rabbimiz “Şüphesiz zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Gerçekten zorlukla beraber bir kolaylık vardır” ayetiyle bizlere müjde vermektedir.

Aziz Kardeşlerim!
Bu sene de salgın sebebiyle bayram günlerinde bir araya gelemeyecek olmanın burukluğunu yaşıyoruz. Ancak sevgi, saygı ve kardeşlik duygularını ihya etmenin, kendimize, ailemize, yakınlarımıza ve çevremize karşı sorumluluklarımızı yerine getirmenin elbette birçok yolu vardır. Bu bereketli vakitleri, ailemizle, eşimiz ve çocuklarımızla birlikte unutulmaz hatıralara dönüştürmek bizim elimizdedir. Bunun için evimizi tam bir bayram yeri yapalım. Yüzümüzde tebessüm, dilimizde tatlı söz ve kalbimizde muhabbet karar kılsın. Bayramı kırgınlıklarımızı gidermeye vesile kılarak birbirimize olan sadakatimizi ve muhabbetimizi yeniden tesis edelim. Anne ve babamızın rızasını kazanmak ve onların dualarını almak için bu müstesna vakitleri birer fırsat olarak görelim. Onları arayalım, bayramlarını kutlayalım. Hasbihal edelim, bayramlaşalım.
Bizler, dünyanın neresinde olursa olsun mahzun yetimlerin, mahcup yoksulların, yaralı gönüllerin ve bitap düşmüş yüreklerin umudu olan bir milletiz. Kardeşlerimize Ramazan’da uzattığımız yardım elimizi bayramda da, bayramdan sonra da devam ettirmenin gayreti içerisinde olalım.
Yüce Rabbim, bu bayram sabahının hürmetine bütün mazlumlara, evlerinden ve yurtlarından çıkarılmış mağdurlara kurtuluş nasip eylesin. Ümmet bilincimizi ve iman kardeşliğimizi pekiştirmeyi bizlere lütfeylesin. Kudüs, Mescid-i Aksâ, Doğu Türkistan, Arakan ve işgal altındaki bütün İslam beldelerinin özgürce kutlayacağı gerçek bayramlara bizleri kavuştursun. Bayramımız mübarek olsun.
Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu hadis-i şerifiyle bitiriyorum: “Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir beden gibidir."

 


Türkiye'de doğrudan bir Rusya-Ukrayna yüzleşmesi: Hiçbir ilerleme kaydedilmedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 16 Mayıs'ta İstanbul'da Ukraynalı ve Rus müzakereciler arasındaki toplantıya başkanlık ediyor
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 16 Mayıs'ta İstanbul'da Ukraynalı ve Rus müzakereciler arasındaki toplantıya başkanlık ediyor
TT

Türkiye'de doğrudan bir Rusya-Ukrayna yüzleşmesi: Hiçbir ilerleme kaydedilmedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 16 Mayıs'ta İstanbul'da Ukraynalı ve Rus müzakereciler arasındaki toplantıya başkanlık ediyor
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 16 Mayıs'ta İstanbul'da Ukraynalı ve Rus müzakereciler arasındaki toplantıya başkanlık ediyor

Bu hafta birçok alanda önemli gelişmeler yaşandı; Rusya ile Ukrayna arasında savaşı sona erdirecek olası bir anlaşmaya varılmasına dair umutlar yükselirken, ABD Başkanı Körfez'e başarılı ve iyi organize edilmiş bir resmi ziyaret yaptı ve uzun zamandır beklenen Suriye'ye yönelik yaptırımlar kaldırıldı.

Rusya, Ukrayna ve ABD temsilcileri 16 Mayıs'ta İstanbul'da bir araya geldi. Görüşmeler, ABD-Ukrayna-Türkiye ve Rusya-Ukrayna-Türkiye olmak üzere iki ayrı üçlü formatta gerçekleştirildi. ABD heyetine Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Ukrayna heyetine Savunma Bakanı, Rus heyetine Putin'in danışmanlarından Vladimir Medinskiy başkanlık ederken, Türk tarafını Dışişleri Bakanı Hakan Fidan temsil etti.

Bu, 2022'den bu yana savaşan ülkelerin Türk Dışişleri Bakanı'nın başkanlığında bir araya geldiği ilk toplantı oldu. Ancak ABD, Rusya, Ukrayna ve Türkiye'nin yer aldığı dörtlü bir toplantı gerçekleştirilmedi.

Trump, bölge turu sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, “Putin ve ben görüşmediğimiz sürece hiçbir şey olmayacak” dedi. Bu açıklama gerçeği yansıtıyor gibi görünüyor; zira İstanbul'da yürütülen müzakerelerde taraflar pozisyonları ve şartları görüşseler de başarının anahtarı hâlâ iki liderin elinde bulunuyor.

Alışılmadık, sık sık kuru ve tehditkâr siyasi tarzına rağmen Trump birçok alanda ilerleme kaydediyor. Seçim kampanyası sırasında, göreve geldikten sonra 24 saat içinde Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı bitireceğini defalarca dile getirmişti. Ama savaş bir günde bitmedi. Ancak şubat ayında Oval Ofis'te Trump ve ekibi ile Zelenskiy arasında yaşanan ve uluslararası ilişkiler tarihinin en dramatik ve muğlak olaylarından biri olarak değerlendirilen şok edici olayın ardından yeni bir başlangıç ​​başladı.

Trump, Ukrayna'nın NATO üyesi olamayacağını açıkça belirterek, ülkeye silah sevkiyatını durdurdu. ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff, mart ayında Riyad'da bir araya gelen ABD-Rusya uzman gruplarının ikili ilişkilerin iyileştirilmesi ve Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesi konularını görüşmesinden bir ay sonra Moskova'da Putin ile bir araya geldi.

Trump, X platformundan yaptığı paylaşımda, perşembe gününün “Rusya ve Ukrayna için harika bir gün” olabileceğini belirterek, katliamların durması yönündeki umudunu dile getirdi

Nisan ayında Amerikalı ve Ukraynalı bakanlar, nadir toprak elementleri, petrol ve gaz da dahil olmak üzere Ukrayna'nın doğal kaynaklarına ortak yatırım yapma şartlarını belirleyen bir maden kaynakları anlaşması imzaladılar. Bu anlaşma Trump'ın seçmenlerine, ABD'nin Ukrayna savaşına harcadığı milyarların elle tutulur getiriler sağladığını söylemesini sağladı.

Geçtiğimiz cumartesi günü, Avrupa Beşlisi olarak bilinen ülkelerin liderleri- Ukrayna, Fransa, İngiltere, Almanya ve Polonya- 12 Mayıs'ta başlamak üzere 30 günlük koşulsuz ateşkes önerdiler. Putin ise buna karşılık ateşkes ilan ederek,15 Mayıs'ta Ukrayna ile Rusya arasında İstanbul'da doğrudan görüşmeler yapılmasını önerdi.

Bunun ardından yoğun bir diplomatik faaliyet yaşandı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Putin, Zelenskiy ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile telefonda görüştü. Zelenskiy, X hesabından yaptığı paylaşımda, perşembe günü Türkiye'de Putin'i bekleyeceğini belirterek, “Umarım bu sefer Ruslar bahane aramaz” dedi.

Görsel kaldırıldı.Dışişleri Bakanı Hakan Fidan,16 Mayıs'ta İstanbul'da Türkiye, ABD ve Ukrayna arasında gerçekleştirilen üçlü görüşmeler öncesinde ABD'li mevkidaşı Marco Rubio ile konuşuyor (Reuters)

Trump da X platformundan yaptığı paylaşımda, perşembe gününün “Rusya ve Ukrayna için harika bir gün” olabileceğini belirten bir mesaj paylaşarak, katliamların durması yönündeki umudunu dile getirdi. “Bunun başarılmasını sağlamak için her iki taraf ile de çalışmaya devam edeceğim. Önümüzdeki hafta büyük bir hafta olacak” diye ekledi.

Bu gelişmeler, Trump'ın Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni kapsayan Ortadoğu turu ile NATO Dışişleri Bakanları'nın Türkiye'nin ev sahipliğinde Antalya'da yapılan gayrı resmi toplantısına denk geldi. Bu sırada İstanbul toplantısının yapılacağı teyit edilirken, katılımın düzeyi belirsizliğini korudu.

Trump yönetiminin yaklaşımı ile birlikte Ukrayna artık bir barış anlaşması imzalamaya hazır görünüyor, fakat anlaşmanın şartları üzerinde anlaşmak zor görünüyor

Erdoğan, Türkiye'nin, liderleri barış görüşmeleri için ağırlamaya hazır olduğunu açıkladı. Hatta bir ara Trump'ın Ortadoğu turunun programını değiştirerek Putin ve Zelenskiy'ye İstanbul'da katılacağı yönünde umutlar oluştu. Ancak Putin bizzat katılmadı, dahası Dışişleri Bakanı Lavrov'u değil, danışmanı Vladimir Medinskiy'yi gönderdi. Ukrayna tarafına gelince, Cumhurbaşkanı Zelenskiy, Ankara'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaklaşık 2 saat 40 dakikalık görüşmesinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Rus heyetinin yapısıyla ilgili duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi. Ancak Trump ve Erdoğan'a duyduğu saygıyı ve barışa olan bağlılığını açıkça göstermek amacıyla İstanbul'a bir heyet göndereceğini söyledi. Zelenskiy, Putin'in savaşı bitirmek istemediğine inandığını da sözlerine ekledi.

Türkiye, 2022'de savaşın başlangıcında diplomatik bir girişim başlatmış ve Antalya ve İstanbul'daki toplantılarla Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuk yapmıştı. Karadeniz Tahıl Koridoru ve esir takası konularında anlaşmalara arabuluculuk etmişti. O dönemde iki taraf bir anlaşmaya varmaya çok yaklaşmıştı ancak çabalar başarısız oldu ve Ruslar, Ukraynalılar ile kendilerini savaşmaya teşvik eden Batılı müttefiklerini suçlamıştı. O tarihten bu yana iki ülke yetkilileri yüz yüze görüşmedi.

Savaş sırasında her iki taraf da ağır kayıplar verdi. Ukrayna, Rusya ile savaşmaya ve ona ağır kayıplar verdirmeye devam etti. Ancak Rusya'nın en büyük tarihi avantajı, yani neredeyse sınırsız sayıda askeri seferber edebilme kabiliyeti, bir kez daha belirleyici faktör haline geldi. Rusya sahada yeniden üstünlüğü ele geçirdi, uluslararası yaptırımlar Rus ekonomisini çökertmeyi başaramadı ve Rus savaş makinesi etkin bir şekilde çalışmaya devam ediyor.

Bu koşullar ve Trump yönetiminin yaklaşımı ile birlikte Ukrayna artık bir barış anlaşması imzalamaya hazır görünüyor, fakat anlaşmanın şartları üzerinde anlaşmak zor görünüyor. Zira Rusya, 2014'te işgal ettiği Kırım'ı ve 2022'de işgal ettiği Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson'u geri vermeyi düşünmüyor. Rusya bu bölgeleri ilhak etti ve Ukrayna'nın NATO üyesi olmaması, ittifakın Rusya topraklarına yakın bir yerde konuşlanmaması, Ukrayna içindeki Rusya karşıtı yapıların tasfiye edilmesi konusunda ısrarını sürdürüyor.

Biden döneminde soğuyan Türkiye-ABD ilişkileri Trump döneminde ısınmaya başladı

Ukrayna ise kaybettiği toprakların büyük bölümünü geri almasının imkânsız olduğunu anlamış olabilir, ancak bunları Rusya'nın dayattığı şartlarla ona devretmeye hazır değil. Yine Zelenskiy, Ukrayna'nın NATO üyeliğinin artık çok uzak bir ihtimal olduğunun farkında, ancak “güvenlik garantileri” elde etme konusunda ısrarcı. NATO'ya üye olamazsa Avrupa Birliği'ne üye olmak gibi bir yolla Batı ile bütünleşmek istiyor.

Trump, Ortadoğu turunun ilk durağı Riyad'da Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması kararını açıklamış, ertesi gün Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile bir araya gelmişti.15 Mayıs'ta da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ankara'da ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani ile bir araya geldi. Rubio, görüşmeyi “dostça ve yapıcı” olarak niteledi ve bu Türk yetkililer tarafından da doğrulandı.

Trump, Körfez turu sırasında milyarlarca dolarlık silah ve ticaret, gelecekte ABD'ye yönelik yatırım anlaşmaları imzaladı.

Görsel kaldırıldı.Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, 16 Mayıs'ta Arnavutluk'un başkenti Tiran'daki İskender Bey Meydanı'nda düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi sırasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı karşılıyor (Reuters)

Bir diğer önemli gelişme ise Netanyahu'nun Trump'ın sabrını sınamaya başlaması, ancak onun yine de İsrail'in çıkarlarını savunmaya devam etmesi. Trump'ın Suriye'ye yönelik girişimleri de İsrail'in güvenliğine bağlıydı. Suriye ve Körfez ülkeleriyle yaptığı görüşmelerde İsrail ile ilişkilerin iyileştirilmesi ve İbrahim Anlaşmaları'nın genişletilmesinin önemli yer tuttuğu belirtiliyor.

Körfez liderleri ve Cumhurbaşkanı Şara'nın yanı sıra, Cumhurbaşkanı Erdoğan da bugünlerde yıldızdı. Biden döneminde soğuyan Türkiye-ABD ilişkileri Trump döneminde ısınmaya başladı. Başkan Trump, Erdoğan'ı önemli bir lider ve dost olarak tanımlıyor ve Suriye ile Ukrayna da dahil olmak üzere birçok konuda kendisiyle temas kuruyor.

Erdoğan ve hükümetinin iç ve dış baskılar altında olduğu, demokrasiden uzaklaşıp otoriter bir yönetime doğru yöneldiği yönündeki suçlamaların arttığı bir dönemde, Trump'ın dostluğu ve Erdoğan’ın barış arabulucusu imajını oluşturmasına zemin hazırlayan fırsatlar, onun için can simidi oldu.

*Bu analiz Şarku'l Avsat tarafından Londra merkezli al Majalla dergisinden çevrilmiştir.