Ruhani, Irak ve Suriye’den geçecek demiryolu hattı ile İran’ı Akdeniz’e bağlamaya hazırlanıyor

İran’ın demiryolu hattı ile Akdeniz’e bağlanması hedefi Çin ve İran arasında imzalanan mutabakat muhtırasının maddeleri arasında yer alıyor.

Ruhani, Irak ve Suriye’den geçecek demiryolu hattı ile İran’ı Akdeniz’e bağlamaya hazırlanıyor
TT

Ruhani, Irak ve Suriye’den geçecek demiryolu hattı ile İran’ı Akdeniz’e bağlamaya hazırlanıyor

Ruhani, Irak ve Suriye’den geçecek demiryolu hattı ile İran’ı Akdeniz’e bağlamaya hazırlanıyor

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İran’ın Şelamçe kenti ile Irak’ın Basra kentinden geçerek bu iki ülkeyi Suriye ve Akdeniz’e bağlayacak demiryolu hattını ‘son derece önemli bir proje’ diye niteleyerek, bu projenin bölgede büyük değişimlerin meydana gelmesine katkı sağlayacağını söyledi.
Ruhani, ‘Üretim Sıçraması’ sloganı kapsamında hayata geçirilen bir dizi ulusal projenin açılış törenine video konferans yoluyla katıldı.
İran’ın Abadan, Şelamce ve Hürremşehr kentlerinin demiryolu hattı için stratejik öneme sahip olduğunu belirten Ruhani, “Şelamce ve Basra kentlerinin birbirine demiryolu ağı ile bağlanması konusunda Irak ile yapılan anlaşmayla bölgede büyük bir değişime tanık olacağız. İran, Irak ve Suriye’nin birbirine demiryolu ağı ile bağlanması, İran’ı büyük öneme sahip olan Akdeniz’e bağlamak için temel oluşturacak. Hükümet önümüzdeki yıllarda tamamlanacak bu projeyi siyasi ve operasyonel düzeylerde takip ediyor” diye konuştu.
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, dün Suriye’nin başkenti Şam'a yaptığı ziyarette, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in onayının ardından iki ülke arasındaki ekonomik, kültürel ve ticari işbirliğini geliştirmek amacıyla İran'ın Halep kentinde başkonsolosluk açacağını duyurdu.
Suriye resmi haber ajansı SANA’nın aktardığına göre, Esed ve Zarif görüşmesinde iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ile istişare ve koordinasyonun tüm düzeylerde sürdürülmesinin yanı sıra, başta ekonomi olmak üzere iki dost halkın ve ülkenin çıkarları lehine çeşitli alanlarda ortak işbirliğini geliştirmenin yolları ele alındı.
Şarku’l Avsat’ın kaynaklardan edindiği bilgilere göre, İran’ı Akdeniz’e bağlayacak projenin inşası Çin ve İran arasında son imzalanan mutabakat muhtırasındaki maddeler arasında yer alıyor. Muhtıranın ilgili maddesine göre “Çinli yatırımcılar İran’ın Keşm, Arvand Rud (Şatt’ül Arab) ve Maku serbest ticaret bölgeleri başta olmak üzere İran’da özel ve serbest ticaret bölgelerinde yatırım yapmaya teşvik edilecek.” Söz konusu maddenin devamında şu hedeflere yer veriliyor:
“İran’da Isfahan-Şiraz ve Tahran-Meşhed gibi ana demiryolu hattı ile Tahran-Tebriz arası yüksek hızlı tren hatlarının inşası ve Tahran’ın kuzeyindeki otoban dahil olmak üzere otoban yapımı için Çin yatırımları İran’a çekilecek. Irak, Afganistan ve Suriye dahil olmak üzere bölge ülkelerinin yeniden yapılanmasına katılmak amacıyla üçüncü ülkelerde ortak bir sanayi veya hizmet projesi belirlenecek. Pakistan ve İran'dan Irak ile Suriye'ye doğru demiryolu koridorunun yapımına başlanacak ve ilgili projeler hayata geçirilecek.”



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.