Çin'deki demografik değişimin iklim değişikliğine etkisi

Çin'in demografik değişiminin çevre konusuna olumlu yönde etki edeceği belirtiliyor. (Reuters)
Çin'in demografik değişiminin çevre konusuna olumlu yönde etki edeceği belirtiliyor. (Reuters)
TT

Çin'deki demografik değişimin iklim değişikliğine etkisi

Çin'in demografik değişiminin çevre konusuna olumlu yönde etki edeceği belirtiliyor. (Reuters)
Çin'in demografik değişiminin çevre konusuna olumlu yönde etki edeceği belirtiliyor. (Reuters)

Dünya henüz Çin'in nüfusu azalmaya başladığında meydana gelecek büyük dönüşümün farkında değil. Resmi verilere gör uzun zamandır beklenen bu demografik değişim 2020 yılında gerçekleşmedi. Ancak yakın zamanda gerçekleşebileceği ifade ediliyor.
Bloomberg’in haberine göre Citigroup'un Finansal Strateji ve Çözümler Grubu Başkanı Peter R. Orszag açıklamasında, nüfusun azalmasının iklim açısından iyi bir haber olduğunu çünkü az insanın daha düşük emisyon anlamına geldiğini söyledi.
Gezegenin geleceğini çevreleyen birçok belirsizlikte olduğu gibi nüfus azalmasının da karbon salınımı üzerindeki etkisini kesin bir biçimde tahmin etmek oldukça zor.
Çin nüfusunun hızlı bir şekilde yaşlandığı görülüyor. 2016 yılında tek çocuk politikasının kaldırılmasıyla nüfus artışı yaşanması bekleniyordu. Ancak Çin'deki doğum oranı artmadı. Nüfus halen hedeflenen artışın altında. Bunun sebebi olarak tek çocuk politikasının uzun yıllar sürmesi gösteriliyor. Tek çocuk politikası ülke içerisinde yeni bir modelin kurulması ve ülkedeki gelirin artmasına yol açtı. Ancak yeni tip koronavirüs salgınının nüfus artışına etki edebileceği kaydediliyor.
Çin’de düşen doğum oranı ülke nüfusunun azalmasına işaret ediyor.  Çin Devlet Konseyi 2017 yılında yaptığı açıklamada ülke nüfusunun düşüşündeki zirvenin 2030’da yaşanabileceğini bildirdi. Çin Sosyal Bilimler Akademisi tarafından geçtiğimiz yıl yayınlanan bir araştırmada ise düşüşün 2027'de başlayacağı ortaya koyuldu. Çin'in sayımı nüfusun 2020'de azalmaya başladığını ortaya koyuyor.
Diğer yandan Pekin hükümeti, 2019 yılında 1 milyar 400 milyon olan nüfusun 2020 yılında 1 milyar 411 milyonu aştığını bildirdi. Ancak gözlemcilere göre Çin nüfusu şu an değilse bile gelecek yıllarda düşüşe geçecek.

İklim değişikliğine etkisi
Peter R. Orszag  konuya dair yaptığı açıklamada durumun iklim için oldukça önemli olduğunu, Çin’in dünyanın en büyük nüfusa sahip olması nedeniyle daha fazla emisyona sahne olduğunu ifade etti.
Ulusal Bilimler Akademisi’nin yakın tarihli bir araştırmasında şu ifadelere yer verdi:
“Nüfus büyüklüğü, kısa ve uzun vadede iklim politikasının temel belirleyicisidir. Daha fazla insan daha fazla emisyon demek. Bu nedenle belirli bir iklim hedefine ulaşmak için nüfusta daha fazla düşüş yaşanması gerekiyor. Bu aynı zamanda gelecekte daha fazla insanın iklimle ilgili etkilere karşı savunmasız olacağı anlamına geliyor.”
Herhangi  bir politika veya teknolojik değişiklik olmadan nüfusun karbon emisyonları üzerindeki etkisinin kesin olmayacağını belirten Orszag yaş dağılımı ve tüketim alışkanlıkları da dahil birçok faktörün önemli olduğunu vurguladı.
Orszag konuya dair yaptığı açıklamada demografik etkinin, önümüzdeki  kasım ayında İskoçya'da yapılacak 26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP26) gündeminde yer almasa da bir gerçeklik olduğunu söyledi.
Ancak sonuç olarak daha az nüfus nispeten de olsa daha az emisyon anlamına geliyor. Yapılan değerlendirmeler gelecekte nüfusu tahmin etmek için uluslararası Ortak Sosyo-Ekonomik Rotalar (SSP) karşılaştırmalarının dikkate alınması gerektiği yönünde.
SSP’nin ilk tahminlere göre dünya nüfusunun 2050 yılına kadar 8,5 milyara ulaşması bekleniyor. Bir diğer görüşe göre ise yüzde 8 artışla 9,2 milyar ulaşacağı görüşü hakim.
Ortak Sosyo-Ekonomik Rotalar senaryosuna göre söz konusu iki tahmine kıyasla 2050 yılında karbon eşdeğer emisyonlarının yüzde 5-10 daha düşük olması bekleniyor.
Özellikle nüfus seçenekleri, iklim değişikliğini hafifletmek için yapılabilecek diğer makul değişikliklerden daha büyük olarak değerlendiriliyor.
Ancak dikkat edilmesi gereken noktalar var. İlk tahminlerde Çin'in nüfusunun azalacağı varsayılıyor. Önemli olan nokta, bu düşüşün çoğu resmi tahminde belirtildiğinden daha hızlı gerçekleşiyor oluşu.
İkincisi, geçtiğimiz yıl Fox dergisinde yayınlanan bir makalede de vurgulandığı gibi ‘diğer her başlığın eşit olması’ gerekliliği. Nüfusun daha yavaş veya daha hızlı bir değişmesi, iklimi korumak için daha fazla önlem alınıp alınmadığına bağlı.
Örneğin bir ülkenin bağlayıcı emisyon sınırlarını benimsediği ve ticarete konu olan bir emisyon izni talep edildiği senaryoyu baz alırsak bu durum ülkede fiyat üzerinde yukarı doğru baskı uygulayabilir. Ancak genel emisyon seviyesini etkilemez.
Ancak genel senaryo, daha az nüfusun daha az emisyon anlamına geldiği yönünde. Ayrıca iklim emisyonlarının yörüngesini değiştirmek için muazzam teknolojik yeniliğe ihtiyaç duyuluyor.
Değişen teknolojiler göz önüne alındığında emisyonları azaltmak için zaman zaman makul olmayan yüksek çevresel primler ödemeye hazır olunması gerekiyor. Günlük faaliyetlerimizin çoğunda, ki bu sadece hava yolculuğuyla sınırlı değil, çelik üretimi ve konteyner taşımacılığında da değişim görülmeli.
Bu nedenle, gelecekte iklimi iyileştirmek için inovasyon şart. Ancak daha az nüfusla, nasıl yenilik yapacağımız konusunda daha iyi fikirlere sahip olabiliriz.
İklim değişikliğiyle mücadele, nükleer enerji ve jeomühendislik gibi potansiyel olarak tehlikeli konuları araştırmayı gerektiriyor.
7 Mayıs tarihinde yayınlanan bir araştırmada Çin'in 2019'daki yıllık sera gazı emisyonlarının tüm gelişmiş ülkelerin emisyonlarını ilk kez aştığı ve yüzde 27'ye ulaştığı belirtildi.



Trump: İsrail Gazze’de ateşkes için şartları kabul etti, Hamas'ı da kabul etmeye çağırıyorum

ABD Başkanı Donald Trump Florida'da göçmenlerin tutulduğu geçici gözaltı merkezini ziyaret ederken (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump Florida'da göçmenlerin tutulduğu geçici gözaltı merkezini ziyaret ederken (Reuters)
TT

Trump: İsrail Gazze’de ateşkes için şartları kabul etti, Hamas'ı da kabul etmeye çağırıyorum

ABD Başkanı Donald Trump Florida'da göçmenlerin tutulduğu geçici gözaltı merkezini ziyaret ederken (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump Florida'da göçmenlerin tutulduğu geçici gözaltı merkezini ziyaret ederken (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump dün, İsrail'in Gazze'de 60 günlük ateşkes için ‘gerekli koşulları’ kabul ettiğini ve bu süre zarfında savaşın sona erdirilmesi için çaba gösterileceğini söyledi.

Trump, Washington'da ABD’li ve İsrailli yetkililer arasında yapılan toplantının ardından sosyal medyada yaptığı açıklamada, İsrail'in 60 günlük ateşkesin sağlanması için gerekli şartları kabul ettiğini ve bu süre zarfında tüm taraflarla savaşı sona erdirmek için çalışacaklarını söyledi.

Trump, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Barış için çok çalışan Katarlılar ve Mısırlılar bu nihai öneriyi sunacaklar. Ortadoğu'nun iyiliği için Hamas'ın bu anlaşmayı kabul etmesini umuyorum. Aksi halde durum düzelmeyecek, daha da kötüye gidecek.”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu daha önce, önümüzdeki hafta Washington'a giderek, ABD Başkanı ve Beyaz Saray yetkilileriyle görüşeceğini açıklamıştı. Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre bu ziyaretin Gazze Şeridi'ndeki savaşın akıbeti ve bölgedeki barış anlaşmalarının kapsamının genişletilmesi ile ilgili diğer konular açısından belirleyici olması bekleniyor.

Netanyahu'nun, İsraillilerin son aylarda Gazze'de Hamas'a karşı elde ettiği ‘başarılardan’, Suriye'de yaşanan büyük değişimden ve İran'ın askeri yeteneklerine ve nükleer programına yönelik saldırılar gibi gelişmelerden yararlanmak istediği açık.

Netanyahu dün, ABD Başkanı’nın yanı sıra yardımcısı J.D. Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Savunma Bakanı Pete Hegseth, Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Ticaret Bakanı Howard Lutnick ve ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi üyelerinin de katılacağı bir toplantı yapacağını belirterek, “bu adım, (İran'a karşı) Yükselen Aslan Operasyonu’nda elde ettiğimiz büyük zaferin ardından atılıyor. Başarıdan yararlanmak, başarıyı elde etmek kadar önemlidir” dedi.

Netanyahu, Trump ile ne zaman görüşeceğini açıklamazken İsrail basını, Netanyahu'nun pazar günü Washington'a gideceğini ve pazartesi günü Trump ile görüşeceğini bildirdi.