Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) kısıtlamaları kapsamında 29 Nisan’dan bu yana uygulanan tam kapatma nedeniyle zarar edebilecek olan esnaftan ‘helallik’ istemesinin ardından, muhalefet partileri erken seçime gidilmesi çağrısında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin teşkilatlarıyla video konferans aracılığıyla bayramlaştığı esnada yaptığı konuşmada tam kapanmaya eşlik eden zorluklardan bahsederek, “Her türlü desteği vermenin gayreti içerisindeyiz. Buna rağmen sıkıntıya düşen esnafımız varsa hepsinden helallik istiyoruz” dedi.
Bu açıklamaya tepki gösteren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Helalleşelim kesinlikle. Türkiye için erken seçim çağrısı yapıyorum” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, CHP Kadın Kolları İl Başkanları ile video konferans toplantısında yaptığı konuşmada ise, “Yarın seçim olacakmış gibi hepimiz çalışıyoruz. Çalışmak zorundayız. Türkiye’yi içine düştüğü girdaptan biz kurtaracağız” dedi.
CHP’nin Millet İttifakı çatısı altındaki ortağı İYİ Parti’nin Genel Başkanı Meral Akşener ise, “Madem helalleşmek istiyorsun, korkma, getir sandığı helalleşelim. Zor durumdaki çiftçiyle, esnafla, işsiz gençle helalleşelim. Milletimizin kutlu iradesiyle helalleşelim” şeklinde bir tweet attı.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, konuya ilişkin Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Sayın Erdoğan, helallik istediğinize göre siz de iktidara veda vaktinin geldiğini anladınız. Evet, sandık ‘Gelecek’, halk kötü yönetimin faturasını kesecek ve siz gideceksiniz. Liyakatli kadrolar ‘Gelecek’, halkın yüzü yeniden gülecek” ifadelerinde yer verdi.
Memleket Hareketi lideri Muharrem İnce de, Erdoğan’ın çağrısına Twitter hesabından yanıt vererek şu tweeti paylaştı;
“Devlet hem vergi, hem helallik istemez. İtibardan tasarruf olmaz diye diye helallik ister noktaya geldiniz. Çaresizlikten intihar eden insanların, namusuyla batan esnafın ahı var üzerinizde. Haram olsun!”
Türkiye hakkında sivil toplum raporu
Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) üye kuruluşu İnsan Hakları Derneği (İHD) ile İnsan Hakları Savunucularının Korunması için Gözlemevi (FIDH-OMCT) tarafından ‘Türkiye’de Tehlike Altındaki Sivil Toplum: Örgütlenme Özgürlüğü ve Daralan Sivil Alan’ isimli bir rapor yayımlandı.
Raporda, Türkiye’de sivil özgürlükler alanındaki politikaların, bağımsız sivil toplum faaliyetlerini baltalamakla tehdit ettiği öne sürülerek, “Politika oluşturma alanlarında bağımsız sivil toplum örgütlerinin yerini, giderek hükümet yanlısı aktörler alıyor ve bunlar, yetkililerin eylemlerine meşruiyet kazandırma görevi üstlenen alternatif bir sivil toplum olarak teşvik ediliyor. Bu çaba, sivil toplum aktörleri ve hak savunucularına yöneltilen ve onları yabancı ülkelerin çıkarlarına hizmet edermiş, ulusal güvenliği baltalarmış ve/veya terör örgütleriyle hedef birliği kurarmış gibi sunan düşmanca söylemlerle de kendini gösteriyor” denildi.
Söz konusu rapor, FIDH üyesi Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın eski başkanı Şebnem Korur Fincancı ve diğer iki gazeteci ve hak savunucusunun, terör suçlamalarıyla 14 yıla kadar hapisle yeniden yargılanmasıyla bağlantılı olarak yayımlandı.
IWPR’den İstanbul Sözleşmesi değerlendirmesi
Savaş ve Barış Raporlama Enstitüsü (IWPR) Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine ilişkin değerlendirmesinde, kararın Erdoğan’ın iç politikalarından kaynaklandığı iddia edilerek, “Her şeyden önce, karar dindar muhafazakarları memnun etti” denildi.
IWPR, Metropoll Araştırma Merkezi’ne göre, Türkiye’deki insanların yüzde 52,3’ünün sözleşmeden çekilmeye karşı olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’nin çekilmesinden yana olan küçük muhafazakar seçmen grubu AK Parti seçmen tabanının önemli bir bölümünü oluşturuyor” ifadelerine yer verdi.