Suudi Arabistan vatandaşları yurtdışına seyahat edebilecek

Seyahat koşullarının tamamlandığının kontrol edilmesi çeşitli limanlarda otomatik olacak (Fotoğraf: Beşir Salih)
Seyahat koşullarının tamamlandığının kontrol edilmesi çeşitli limanlarda otomatik olacak (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Suudi Arabistan vatandaşları yurtdışına seyahat edebilecek

Seyahat koşullarının tamamlandığının kontrol edilmesi çeşitli limanlarda otomatik olacak (Fotoğraf: Beşir Salih)
Seyahat koşullarının tamamlandığının kontrol edilmesi çeşitli limanlarda otomatik olacak (Fotoğraf: Beşir Salih)

Suudi Arabistan, geçtiğimiz Mart ayında yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle vatandaşlara uygulanan seyahat yasağını bu sabah itibariyle kaldırdı. Sivil Havacılık Genel Otoritesi Sözcüsü İbrahim er-Russa, Suudi Arabistan Krallığı’ndaki tüm havalimanlarının seyahat kısıtlamasını kaldırmak için ekipmanlarını tamamlandığını belirterek, ülkenin sahip olduğu 9 havalimanının toplamda 385 uluslararası uçuşa tanıklık edeceğini aktardı. Sözcü açıklamasında bahsi geçen uçuşların 75’inin Cidde’deki Kral Abdulaziz Uluslararası Havalimanı’ndan, 225’inin Riyad’daki Kral Halid Uluslararası Havalimanı’ndan, 66’sının Dammam’daki Kral Fahd Uluslararası Havalimanı ve geri kalan diğer uçuşların ise diğer havalimanlarından yapılacağını söyledi.
Koronavirüs gelişmeleriyle ilgili düzenlenen basın toplantısında konuşan Russa, havalimanına gelmeden Tawakkalna uygulamasının önemine vurgu yaparak, havalimanına girişin yalnızca yolcularla sınırlı olduğunu dile getirdi. Uçuş sırasında şüpheli yeni vaka olabileceği konusunda alınan önlemlere ilişkin de açılama yapan Sözcü, “Mürettebat bu gibi durumlarda tam olarak eğitildiği için olayı büyük bir profesyonellikle ele alacak. Koltukların bir kısmı ise buna göre belirlenecek” diyerek vaka tespit edilmesi halinde hastanın güvenli yollardan transferinin gerçekleşeceğini vurguladı. İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Yarbay Talal eş-Şalhub, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri vatandaşlarının taşınması için ulusal kimlik kartının kullanımının askıya alınması üzerine, kurumsal karantina prosedürlerinin önümüzdeki Perşembe gününden itibaren ülkeye gelen tüm kişilere uygulanacağını söyledi. Sözcü açıklamasında,  çeşitli limanlarda seyahat koşullarının takibinin otomatik olacağını ve koşulları yerine getiremeyenlerin seyahat edemeyeceğini belirterek, koronavirüs önlemlerinin ihlal edilmesi halinde 200 bin riyal para ile iki yıl hapis cezası hatırlatmalarında bulundu.
Pasaportlar Genel Müdürlüğü, Tawakkalna uygulamasında belirtildiği üzere 18 yaşın altındakilerin ise, Suudi Arabistan Merkez Bankası tarafından onaylanan ve ilgili makamların açıkladığı talimatlara göre Kovid-19 risklerini kapsayan bir sigorta poliçesini seyahate çıkmadan önce ibraz etmeleri şartıyla ülke dışına yolculuk yapabileceklerini bildirdi.
Öte yandan Saudi Havayolları Şirketi, 95 istasyondan 71’inin uçuşlar için hazır olduğunu, bunlardan 28’inin yurt içi 43’ünün ise dış hatlar olduğunu bildirerek, pandeminin başlamasından bu yana 10 milyon yolcu taşındığı ve 100 bini aşkın uçuş gerçekleştirildiğini duyurdu. Açıklamada Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin (IATA) uçuşlar sırasından yolcular arasında boş koltuk bırakılması fikrini onaylamadığı belirtilerek, yurt dışı seyahatlerinde yolcular arasında boşluk olmayacağı kaydedildi. Şirket, yolcuları maske takmak, gerekli sağlık talimatlarına uymak ve seyahat edilen ülkeler tarafından uygulanan tüm tedbirlere uyma çağrısı yaptı.
Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Muhammed el-Abdulali, dünya genelinde vaka sayılarında yaşanan artış ve ülke genelinde 11 milyonu aşan aşılamaya atıfta bulunarak, salgının önemli bir aşamadan geçtiğini belirterek önlemlere uyma çağrısı yaptı. Sözcü açıklamasında, ülke içerisinde vaka sayısında yaşanan düşüşün aşılama ile ilgili olduğuna dikkati çekerek, seyahat etmek isteyen vatandaşların gideceği ülkedeki sağlık durumunu bilmeleri ve Halk Sağlığı Kurumu’ndan seyahat amaçlı PCR testi almaları gerektiğini vurguladı.
Abdulali, Suudi Arabistan’da uygulanan aşının güvenli olduğunu, hamilelik, doğurganlık ve tüp bebek olasılığını etkilemediğini yineleyerek virüsün gebe kalma ve doğurganlığı etkileyebileceğini belirtti. Bakanlık, son 24 saat içerisinde 825 yeni vaka, 15 ölüm ve bin 28 iyileşenin olduğunu açıkladı. 433 bin 94 vakanın bulunduğu Suudi Arabistan’da toplam iyileşenlerin sayısı ise 417 bin 787’ye yükseldi. Suudi Arabistan İslami İşler Bakanlığı ise, namaz kılanlar arasında 13 vakanın tespit edilmesiyle 5 bölgede 13 caminin geçici olarak kapatıldığını duyurdu.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.