Dünyanın en büyük ağızlı hayvanları

Mavi balinaların boyu 33 metreyi bulurken, ağırlıklarıysa 150 tonu geçebiliyor (Kolaj: Independent Türkçe)
Mavi balinaların boyu 33 metreyi bulurken, ağırlıklarıysa 150 tonu geçebiliyor (Kolaj: Independent Türkçe)
TT

Dünyanın en büyük ağızlı hayvanları

Mavi balinaların boyu 33 metreyi bulurken, ağırlıklarıysa 150 tonu geçebiliyor (Kolaj: Independent Türkçe)
Mavi balinaların boyu 33 metreyi bulurken, ağırlıklarıysa 150 tonu geçebiliyor (Kolaj: Independent Türkçe)

Finley Molloy adlı Golden Retriever cinsi bir köpek, geçen yıl tam 6 tane tenis topunu ağzında aynı anda taşıyarak Guinness Rekorlar Kitabı'na girmişti.
Doğada birçok hayvanın farklı çene ve ağız yapıları bulunuyor. Peki, ağızları en çok genişleyebilen hayvanlar hangileri?
Bilim dünyasında bu konuda net bir fikir birliği bulunmasa bile öne çıkan bazı adaylar var.
Hamsterların yanaklarında bulunan kesecikler kendi ağırlıklarının yaklaşık yüzde 20'sini taşıyabilmelerine imkan sağlıyor.
Avlarını genelde tek seferde yedikleri için çoğu yılan türünün de ağızları epey genişleyebiliyor. 2018'de ABD'nin Florida eyaletinde bir Burma pitonunun kendisinden daha ağır beyaz boynuzlu bir geyiği yutabilecek genişlikte ağzını açtığı bildirilmişti.
Dünyadaki en büyük hayvan olduğunu düşünülen Mavi balina ve ikinci en büyük hayvan olduğu düşünülen Fin balinasının da ağızları muazzam derecede genişleyebiliyor. Bu canlılar krillerin ve balıkların bir arada bulunduğu koca bir su kütlesini tek seferde mideye indirebiliyor. Mavi balinalar tek seferde en az 100 bin litre suyu yutabiliyor.
Virginia eyaletindeki Hampden-Sydney College'dan biyoloji profesörü Alexander Werth, "Mavi balinalar ve Fin balinaları sadece en fazla su yutan değil aynı zamanda da ağzı en çok genişleyen canlılar olabilir" dedi.
Uzun gagaları ve geniş boğaz keseleriyle bilinen pelikanlardan kahverengi pelikansa (Pelecanus occidentalis), kesesinde 11 litre su tutabiliyor. Bu miktar midesinde tutabildiğinin yaklaşık üç katı.
Ancak yılanlarınkine benzer bedenleri, balinalarınkini andıran yeme yöntemleri ve keseye benzer gözenekleriyle pelikan yılanbalığı buradaki en ilginç hayvanlardan.
Pelikan yılanbalıkları genellikle okyanusun 3 bin metre kadar derininde yaşıyor. Herhangi şekilde kesin bir ölçüm bulunmamasına karşın, son dönemde yapılan derin okyanus araştırmalarında ağızlarını 5 kat daha büyük açabildikleri gözlemlendi.
Pelikan yılanbalıklarının ağızları, 75 santimetre ila 1 metre arasında değişebilen toplam vücut uzunluklarının çeyreğini oluşturuyor.

Independent Türkçe, Live Science



Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
TT

Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)

Harriette Boucher 

Yeni bir araştırma, yakınını kaybedip yoğun ve uzun süreli yas semptomlarından muzdarip olan kişilerin, sevdiklerinin ölümünden sonraki 10 yıl içinde ölme ihtimalinin, neredeyse iki kata ulaştığını ortaya koydu.

Danimarka'daki araştırmacılar, yakınını kaybedip sürekli yüksek düzeylerde yas tutanların, yasını daha düşük seviyelerde yaşayanlarla kıyasla, sağlık hizmetlerini daha fazla kullandığını ve ölme olasılığının yüzde 88 daha fazla olduğunu buldu.

Araştırmacılar, sevdiklerini kaybedenlerin yaşadığı 5 yas güzergahını tanımladı ve en ciddi şekilde etkilenenlerin daha erken ölme olasılığının daha yüksek olduğunu tespit etti.

Araştırma makalesinin yazarlarından Dr. Mette Kjærgaard Nielsen şu ifadeleri kullandı:

Yüksek yas semptomu seviyeleriyle; kalp damar hastalıkları, akıl sağlığı sorunları ve hatta intiharda görülen daha yüksek oranlar arasında bir bağlantı olduğunu daha önce bulmuştuk. Ancak ölümle ilişkisi daha fazla araştırılmalı.

Bilim insanı, "yüksek" bir yas güzergahına dair risk altında olan kişilerin erken fark edilebileceğini de söyledi:

Bir pratisyen hekim akıl sağlığına dair diğer ciddi rahatsızlıklar ve depresyonun eski belirtilerini arayabilir. Daha sonra bu hastalara kendileri özel takip sunabilir veya onları psikologların özel muayenehanelerine ya da ikinci basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirebilirler.

Dr. Nielsen, "Pratisyen hekimler ayrıca yakınını kaybedenlerin ruh sağlığına odaklanılacak bir takip randevusu da önerebilir" dedi.

Bilim insanları, 2012'den bu yana yakınlarını kaybetmiş, yaş ortalaması 62 olan 1735 adet kadın ve erkeği 10 yıl boyunca Danimarka'da izledi. Bu süre zarfında bu kişilere, semptomlarını ve deneyimlerini değerlendiren bir dizi anket gönderildi ve araştırmacılar bunlarla katılımcıların sürekli olarak hangi düzeyde keder yaşadığını belirledi.

Grubun yüzde 66'sı yakın zamanda partnerini, yüzde 27'si bir ebeveynini ve yüzde 7'si de çok sevdiği bir başka kişiyi kaybetmişti.

Sürekli olarak yüksek düzeylerde yas belirtileri yaşayan yüzde 6'lık kesimin 10 yıl içinde ölme olasılığı, sürekli olarak düşük yas belirtileri gösterdiğini bildiren yüzde 38'e kıyasla yüzde 88 daha yüksekti.

Yüksek güzergahta olanların, yakınlarını kaybetmesinin üzerinden üç yıl geçtikten sonra sağlık hizmeti alma olasılıkları da daha yüksek çıktı.

Bu grubun konuşma terapisi veya diğer akıl sağlığı hizmetlerini alma ihtimalleri yüzde 186, antidepresan reçetesi yazılma olasılıkları yüzde 463, yatıştırıcı ya da kaygı giderici ilaç reçetesi alma ihtimalleri de yüzde 160 daha fazla.

 Independent Türkçe,independent.co.uk/news