Eski İsrailli Bakan Lieberman: Netanyahu, Hamas'ın işbirlikçisi

Lieberman, bakanlık yaptığı dönemde Hamas'a karşı şahin politikaları savunuyordu (Reuters)
Lieberman, bakanlık yaptığı dönemde Hamas'a karşı şahin politikaları savunuyordu (Reuters)
TT

Eski İsrailli Bakan Lieberman: Netanyahu, Hamas'ın işbirlikçisi

Lieberman, bakanlık yaptığı dönemde Hamas'a karşı şahin politikaları savunuyordu (Reuters)
Lieberman, bakanlık yaptığı dönemde Hamas'a karşı şahin politikaları savunuyordu (Reuters)

İsrail'in Gazze'ye yönelik hava saldırılarında 200'e yakın kişi hayatını kaybederken operasyon ülke içinde de sert eleştirilere yol açıyor.
Son olarak İsrail'de 2009-2015 arasında dışişleri bakanlığı, 2016-2018 arasında da savunma bakanlığı görevini yürüten Avigdor Lieberman, ülkenin Filistinli örgütler karşısında zayıf kaldığını belirterek Başbakan Binyamin Netanyahu için "Hamas işbirlikçisi" dedi.
Kanal 12'ye konuşan Yisrael Beytenu (Evimiz İsrail) partisi lideri Lieberman, eski müttefiki Netanyahu'nun seçim hesaplarıyla hareket ettiğini söyleyerek "Bu çatışmaların stratejik hedefi,  5. defa seçime gidilmesini önlemek amacıyla Netanyahu'nun statüsünü düzeltmek. Hükümet kurma yetkisi Yair Lapid'de olduğu sürece Netanyahu çatışmayı uzatmaya çalışacak" ifadelerini kullandı.
İsrail'de 23 Mart'ta yapılan seçimlerde hiçbir parti hükümeti kurmak için mecliste gerekli salt çoğunluğu sağlayamamış, Netanyahu da hükümeti kurmayı başaramamıştı. Bunun üzerine İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin hükümeti kurma görevini Yesh Atid (Gelecek Var) partisi Lideri Yair Lapid'e vermişti.
Lieberman, Hamas'ın silahsızlandırılmasıyla ve örgütün elindeki hayatını kaybetmiş askerlerin naaşlarının teslim edilmesiyle sonuçlanmadığı sürece Gazze'ye yönelik operasyonun hiçbir anlam ifade etmediğini kaydetti.
İran devlet televizyonu Press TV'ye göre Lieberman, "Hamas'a karşı durumumuz buysa Hizbullah'a ve İran'a karşı pozisyonumuz nasıl görünecek? Hamas ilk defa İsrail'e karşı içerden bir cephe oluşturdu. Filistin sokaklarında kontrolü ele aldı ve El Fetih'i siliyor. Bu operasyonu Hamas kazandı" diye konuştu.

"Bugüne kadarki en yoğun roket saldırısı altındayız"
Öte yandan İsrail ordusu, Gazze'den atılan roketlerin İsrail'in bugüne kadar karşılaştığı en yoğun roket saldırısı olduğunu duyurdu. İsrailli Orgeneral Ori Gordin, dün düzenlenen basın toplantısında, geçen hafta pazartesiden bu yana Gazze'den İsrail'e yaklaşık 3 bin roket atıldığını söyledi. Son roket saldırısını geçmiş saldırılarla karşılaştıran grafikleri gazetecilere gösteren Gordin, İsrail'e atılan roket sayısının 2019'daki çatışmalarda ve 2006'da Hizbullah'la savaştaki sayıyı aştığını belirtti.
Gordin, 2019'da İsrail'le Gazze'deki İslami Cihad arasında üç gün süren çatışmalarda İsrail'e 570 roket atıldığını, 2006'daki savaştaysa Hizbullah'ın 19 günlük sürede İsrail hedeflerine 4 bin 500 roket fırlattığını ifade etti.
Son dönemde basına yansıyan yorumlarda, Filistinli direniş örgütlerinin son süreçte İsrail'in hava savunma sistemi Demir Kubbe'yi delmeyi başardığı ifade ediliyor. Son bir haftada Gazze'den atılan roketler İsrail'de ikisi çocuk 10 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.

Independent Türkçe, Times of Israel, Press TV



Maduro, Trump ile "dostça" bir görüşme gerçekleştirdiğini doğruladı

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AP)
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AP)
TT

Maduro, Trump ile "dostça" bir görüşme gerçekleştirdiğini doğruladı

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AP)
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AP)

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, iki ülke arasındaki krizin ardından ABD'li mevkidaşı Donald Trump ile "dostça" bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini doğruladı.

Maduro, devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, "Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump ile görüştüm," dedi. "Görüşmenin saygılı, hatta dostça olduğunu söyleyebilirim." Maduro, "Daha da ileri gideceğim... Eğer bu davet, eyaletler arası, ülkeler arası saygılı bir diyaloğa doğru adımlar attığımız anlamına geliyorsa, diyaloğa ve diplomasiye hoş geldiniz, çünkü her zaman barış için çabalayacağız" ifadelerini kullandı.

Trump, pazar günü basında geniş yer bulan telefon görüşmesinin gerçekleştiğini kabul etti. Air Force One'dan konuşan ABD Başkanı, "İyi ya da kötü geçtiğini söyleyemem. Sadece bir telefon görüşmesiydi" dedi. Bu görüşme, ABD'nin Karayipler'de önemli bir askeri yığınak yapması, uyuşturucu kaçakçılığı yaptığından şüphelenilen gemilere hava saldırıları düzenlemesi ve Venezuela topraklarına yönelik olası saldırılar konusunda uyarılarda bulunmasıyla, Venezuela üzerindeki baskısını artırdığı bir dönemde gerçekleşti.

Maduro dün, "Yaklaşık on gün önce Beyaz Saray'dan Miraflores Sarayı'nı aradılar ve Başkan Donald Trump ile bir telefon görüşmesi yaptım. Tüm dünya bunu konuştu" dedi. "Dışişleri bakanı olarak geçirdiğim altı yıl boyunca diplomatik temkinli olmayı öğrendim. Temkinli olmayı severim, mikrofonlar aracılığıyla diplomasiyi sevmem. Önemli şeyler olduğunda, bitene kadar sessizce yapılmalı."

Donald Trump, Venezuela'yı ABD pazarını istila eden bir uyuşturucu kaçakçılığı operasyonu yürütmekle suçluyor. Karakas ise bunu reddederek, Washington'un asıl amacının rejim değişikliği yapmak ve Venezuela'nın petrol rezervlerinin kontrolünü ele geçirmek olduğunu söylüyor.


Witkoff, bugün Florida'da Ukraynalı müzakereci Umerov ile bir araya gelecek

Ukrayna heyetinin başkanı Rustem Umerov (Arşiv- EPA)
Ukrayna heyetinin başkanı Rustem Umerov (Arşiv- EPA)
TT

Witkoff, bugün Florida'da Ukraynalı müzakereci Umerov ile bir araya gelecek

Ukrayna heyetinin başkanı Rustem Umerov (Arşiv- EPA)
Ukrayna heyetinin başkanı Rustem Umerov (Arşiv- EPA)

ABD Başkanı Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff ve damadı Jared Kushner, salı günü Moskova'da Vladimir Putin ile yaptıkları görüşmenin ardından bugün Florida'da Ukraynalı müzakereci Rustem Umerov ile bir araya gelecek.

Miami bölgesinde düzenlenecek görüşme, ABD Başkanı Donald Trump'ın dün Rus mevkidaşının Ukrayna'daki "savaşı bitirmek" istediğini söylemesinin ardından gerçekleşiyor.


Birçok Avrupalı ​​Rusya ile savaşın mümkün olduğuna inanıyor

Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha bölgesinde devriye geziyor (Arşiv- AP)
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha bölgesinde devriye geziyor (Arşiv- AP)
TT

Birçok Avrupalı ​​Rusya ile savaşın mümkün olduğuna inanıyor

Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha bölgesinde devriye geziyor (Arşiv- AP)
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha bölgesinde devriye geziyor (Arşiv- AP)

Fransız Le Grand Continent dergisinin bugün yayınladığı dokuz AB ülkesinde yapılan bir ankete göre, önemli sayıda Avrupalı, Rusya ile savaş riskinin yüksek olduğuna inanıyor.

9 bin 553 kişinin katıldığı anket, katılımcıların yarısından fazlasının (%51), önümüzdeki yıllarda Rusya ile ülkeleri arasında "yüksek" veya "çok yüksek" bir savaş çıkma riski olduğuna inandığını ortaya koydu.  Şarku’l Avsat’ın dergiden aktardığına göre ankete katılan dokuz ülke Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, Polonya, Portekiz, Hırvatistan, Belçika ve Hollanda olup, her birinde örneklem büyüklüğü 1000 kişiyi aştı.

“Cluster 17” grubunun kasım ayı sonunda “Le Grand Continent” dergisine yönelttiği soru şuydu: “Sizce Rusya önümüzdeki yıllarda ülkenize savaş açabilir mi?”

Rusya ile açık çatışma riski algısı ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Rusya ve müttefiki Belarus ile sınırı olan Polonya'da, katılımcıların %77'si riskin yüksek veya çok yüksek olduğunu düşünürken, bu oran Fransa'da %54, Almanya'da ise %51 idi. Polonyalıların aksine, ankete katılan İtalyanların %65'i riskin düşük veya hiç olmadığını düşünüyordu.

Anket, büyük bir çoğunluğun (%81) önümüzdeki yıllarda Çin ile bir savaş çıkacağına inanmadığını gösterdi.

Öte yandan, ankete katılanlar ülkelerinin Moskova'ya karşı askeri kabiliyetleri konusunda şüphelerini dile getirdiler. Üçte ikisinden fazlası (%69) kendilerini Rus saldırganlığına karşı savunmakta "tamamen yetersiz" veya "oldukça yetersiz" hissetti.

Ancak listedeki nükleer silah sahibi tek ülke olan Fransa'da, katılımcıların %44'ü ülkelerinin kendini "bir nebze" veya "makul" ölçüde savunabileceğini belirterek daha az karamsardı. Buna karşılık, Belçikalılar, İtalyanlar ve Portekizliler ülkelerinin kendilerini savunamayacağına inanıyordu (sırasıyla %87, %85 ve %85).