İsrail, İslami Cihad liderlerinden birini öldürdü ve Gazze’nin altyapısını hedef aldı

İtfaiyeciler, İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki Cebaliye’de dün düzenlediği hava saldırısı sonucu fabrikada çıkan yangını söndürmeye çalışıyor (AFP)
İtfaiyeciler, İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki Cebaliye’de dün düzenlediği hava saldırısı sonucu fabrikada çıkan yangını söndürmeye çalışıyor (AFP)
TT

İsrail, İslami Cihad liderlerinden birini öldürdü ve Gazze’nin altyapısını hedef aldı

İtfaiyeciler, İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki Cebaliye’de dün düzenlediği hava saldırısı sonucu fabrikada çıkan yangını söndürmeye çalışıyor (AFP)
İtfaiyeciler, İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki Cebaliye’de dün düzenlediği hava saldırısı sonucu fabrikada çıkan yangını söndürmeye çalışıyor (AFP)

İsrail ordusu, İslami Cihad Hareketi’nin silahlı kanadı Kudüs Seriyyeleri komutanlarından Husam Ebu Herbid’in dün Gazze Şeridi’nde düzenlenen hava saldırısında öldüğünü bildirdi.
Kudüs Seriyyeleri ise, İsrail’i füzeler ile vurarak, Ebu Herbid’in intikamının alınacağını açıkladı.
İsrail Ebu Herbid’in öldürüldüğü hava saldırılarında, Gazze Şeridi’ndeki evler, iş yerleri, fabrikalar, araçlar, devlet kurumları, elektrik hatları ve su istasyonlarını da hedef alarak alt yapıyı tahrip etti.
İsrail uçakları, el-Bahr es-Siyahi caddesini tamamen yıkarken, bir sünger, dondurma ve plastik fabrikasını yerle bir etti.
İsrail, Gazze’deki ana elektrik hatlarını hedef aldı ve çoğu bölgeyi karanlığa gömdü.
Elektrik Dağıtım Şirketi tarafından yapılan açıklamada, elektrik dağıtım şebekesinin bileşenlerinin büyük bir kesiminin saldırı sonucu tahrip edildiğini ve bunun milyonlarca dolar zarara neden olduğu bildirildi.
Söz konusu açıklamada, “Saldırının başlangıcından bu yana hizmet dışı olan beş ana dağıtım hattı var ve bunlar 60 megawatlık bir kapasite taşıyor. Kalan hatlar, birçok yerin hedeflenmesi ve tahrip edilmesi nedeniyle sürekli kesintiye uğruyor ve hizmet dışı kalıyor” denildi.
Şirket ayrıca, Gazze Şeridi’nde bulunan elektrik santralinin, İsrail’in yakıt girişine izin vermemesi nedeniyle 2-3 gün içerisinde elektrik üretimini durduracağını da açıkladı.
Elektrik Dağıtım Şirketi, gün içinde en iyi ihtimalle 3 veya 4 saat elektrik verildiği, bunun da hayati tesislerin vatandaşlara gerekli hizmeti vermesi için yeterli olmadığını vurgulayarak, hızlı ve acil müdahale ihtiyacıyla uluslararası topluma ve insan hakları kurumlarına yardım çağrısı yaptı.
Gazzeliler, tek elektrik santralinin bölgenin ihtiyaçlarını karşılayamaması nedeniyle enerji sıkıntısı çekiyorken, mevcut çatışma sırasında elektrik hatlarının hedef alınması ile bu yöndeki çileleri daha da arttı.
Hamas’a bağlı Hükümet Basın Ofis Müdürü Selame Marufe, İsrail’in Pazar gecesinden Pazartesi sabahına kadar 240 hava saldırısı gerçekleştirdiğini belirterek, “Ordu, okulları da vurmak istiyor. İşgaci İsrail ordusu Pazartesi günü Birleşmiş Milletler (BM) kurumlarına Filistin Camii civarındaki Burak ve El-Aksa okullarını bombalama niyetini bildirdi. Bunların her ikisi de barınak amaçlı hazırlanan merkezlerdendir ve koordinatları zaten uluslararası makamların erişimine açıktır” diye konuştu.
İsrail, son bir hafta içinde Gazze Şeridi’nde 1 bin 100’den fazla hedefi vurdu. Bu da, 200 kişinin ölmesine, bin 253 kişinin yaralanmasına ve 40 bin kişinin yerinden edilmesine neden oldu.
Filistin Sağlık Bakanlığı, hayatını kaybedenler arasında 58 çocuk, 34 kadın ve 15 yaşlı olduğunu açıkladı.
Gazze’deki altyapının hedef alınmasına yanıt olarak, Hamas hareketinin askeri kanadı Kassam Tugayları, Gazze açıklarında İsrail’e ait bir savaş gemisini füze saldırısıyla hedef aldıklarını duyurdu.
Kassam Tugayları ayrıca, İsrail’in Gazze Şeridi halkına yönelik sürekli saldırılarına yanıt olarak Aşdod, Aşkelon ve Beerşeba’nın roketler ile hedef almaya devam edileceğini bildirdi.
Kudüs Tugayları, dün Tel Aviv’in kuzeyindeki Herzliya ve Aşdod’u roketler ile vurduklarını açıkladı.
İsrail polisi, Aşdod’a düşen roketler ile 8 yerleşimcinin hafif yaralandığını ve bir binada hasar meydana geldiğini bildirdi.
Yediot Aharonot gazetesi ise, Eşkol Bölgesel Meclisi’ne doğru atılan roketlerden birinin bölgedeki bir ambara düştüğünü ve yangına neden olduğunu duyurdu.
Gazze Şeridi’ndeki Filistinli gruplar, 8 gün önce gerilimin patlak vermesinden bu yana İsrail’e 3 binden fazla roket fırlattı. Bunun sonucunda 10 İsrailli öldü, yüzlercesi yaralandı.



Hizbullah savaşçılarını Lübnan ordusuna entegre etme fikri gerçeklerle çarpışıyor

21 Mayıs 2023 tarihinde Lübnan'ın Aramta kasabasında bir askeri tatbikata katılan Hizbullah savaşçıları (Reuters)
21 Mayıs 2023 tarihinde Lübnan'ın Aramta kasabasında bir askeri tatbikata katılan Hizbullah savaşçıları (Reuters)
TT

Hizbullah savaşçılarını Lübnan ordusuna entegre etme fikri gerçeklerle çarpışıyor

21 Mayıs 2023 tarihinde Lübnan'ın Aramta kasabasında bir askeri tatbikata katılan Hizbullah savaşçıları (Reuters)
21 Mayıs 2023 tarihinde Lübnan'ın Aramta kasabasında bir askeri tatbikata katılan Hizbullah savaşçıları (Reuters)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın Hizbullah savaşçılarının, 1990 iç savaşından sonra olduğu gibi Lübnan ordusuna entegre edilmesi önerisi siyasi çevrelerde ve uzmanlar arasında tartışma konusu oldu.

Ordunun çeşitli sebeplerle bu savaşçıları bünyesine katamaması nedeniyle öneri henüz yaygın kabul görmezken, uzmanlar bu meselenin doğuracağı sonuçlar konusunda uyarıda bulundu. Bunun ‘silahlarını devlete teslim etmesi karşılığında Hizbullah için bir teselli ödülü’ olduğunu belirten uzmanlar, ‘dini emir alan ve ideolojik inanca sahip olan unsurların orduda yer alamayacağını’ vurguladı.

Cumhurbaşkanı Avn basına verdiği demeçte, “Ordu içinde Hizbullah savaşçılarından oluşan bağımsız bir birim oluşturmak mümkün değil. Ancak 1990'ların başında Lübnan'daki iç savaşın sonunda çeşitli taraflarla olduğu gibi üyeleri orduya katılabilir ve kurslara tabi tutulabilir” ifadelerini kullandı.

Bu öneriyi yorumlayan Güçlü Cumhuriyet Bloğu Milletvekili Giyas Yazbek, ordunun ‘Hizbullah'ın dış uzantılarla ordusunu oluşturduğunu iddia ettiği 100 bin savaşçıyı absorbe edemeyeceğini’ söyledi. Şarku’l Avsat'a konuşan Yazbek, “Hizbullah'ın 25 bin savaşçısı olsa bile, şu anda subaylarının ve üyelerinin maaşlarını dış yardımlarla güvence altına almaya çalışan askeri kuruma bunları dahil etmek imkânsız” dedi.

Yazbek, ‘ordunun cumhurbaşkanı ve hükümetle birlikte geliştirdiği ulusal güvenlik stratejisinin henüz Lübnan'ın ordu ve güvenlik güçlerinin sayısına olan ihtiyacını belirlemediğini’ vurguladı. Yazbek, “Sınırlarımızı çizdiğimizde, savaşın nedenlerini ortadan kaldırdığımızda ve Lübnan'da siyasi bir çözüme doğru ilerlediğimizde, ordunun mevcut subay ve personel sayısı yeterli olacak ve artacaktır” şeklinde konuştu.

Hizbullah savaşçılarının durumu

Askeri uzman Halid Hamade'ye göre, ‘Taif Anlaşması'ndan sonra silahlı milislerin dağıtılmasında olduğu gibi bugün de Hizbullah savaşçılarının orduya alınması önerisi, Cumhurbaşkanı'nın Hizbullah'ı silahlarını devlete teslim etmeye ikna etme çabaları bağlamında Hizbullah için bir teselli ödülüdür.’

Hamade, ‘Hizbullah savaşçılarının orduya entegre edilmesinin, özellikle ateşkes anlaşmasının imzalanmasının ardından yaşanan gelişmelerden sonra, birçok engelle karşı karşıya olduğunu’ savundu.

fvdgh
Hizbullah Genel Sekreteri Haşim Safiyuddin'in 24 Şubat 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Deyr Kanun en-Nahr kasabasında düzenlenen cenaze töreni sırasında Hizbullah üyeleri (Reuters)

“İç savaşın sona ermesinin ardından Lübnan devletinin yüzlerce milisi orduya ve güvenlik güçlerine katmayı başardığı doğrudur, ancak Hizbullah'ın durumuyla karşılaştırma yapmak artık mümkün değildir” diyen Hamade, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Ulusal Mutabakat Belgesi imzalandığında milis liderleri belgeyi tanıdı, milislerin feshedildiğini duyurdu, silahlarını gönüllü olarak devlete teslim etti ve siyasi sürecin bir parçası oldu. Hizbullah ise ateşkes anlaşmasını tanımıyor ve silahlarını teslim etmeyi kabul etmiyor. Dolayısıyla siyasi sürecin bir parçası haline geldiğini ve artık askeri bir kanadı olmadığını kabul etmeden milislerini orduya dahil etmekten bahsetmek bağlamdan kopuktur.”

Hizbullah'ın ideolojisi

Yazbek'e göre Hizbullah'ın ideolojisi, savaşçılarının orduya entegrasyonunun önündeki en büyük engel. Yazbek, “Hizbullah, Lübnan'ı İran'ın uzantısı olan coğrafi bir nokta olarak görüyor. Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'ın silahları teslim etmeyeceğini ve silahların devletin elinde olmasıyla ilgili konuşmalarla ilgilenmediğini açıklamasının da gösterdiği gibi bu doktrin halen varlığını sürdürüyor” ifadelerini kullandı.

ukıo
24 Şubat 2025 tarihinde düzenlenen cenaze töreninde eski Hizbullah Genel Sekreteri Haşim Safiyuddin'in tabutunu taşıyan Hizbullah savaşçıları (AP)

‘Lübnan iç savaşı sırasında milisleri olan ve devlet şemsiyesi altına giren liderlerin Lübnanlı liderler olduğunu, kararlarının Lübnanlıların kararı olduğunu’ hatırlatan Hamade, “Hizbullah ise organik olarak bölgesel bir otoriteye bağlıdır ve hem Lübnan içinde hem de dışında tehlikeli askeri ve güvenlik rolleri oynamıştır” dedi. Hizbullah'ın ‘Tahran'dan ayrıldığını, yerel bir siyasi bileşen olmayı kabul ettiğini ve askeri kolunu feshettiğini açıklamadığına, böylece savaşçılarının ordu içinde absorbe edilmesi konusunun tartışılabileceğine’ dikkat çeken Hamade sözlerini şöyle sürdürdü: “Veliyyül Fakih tarafından verilen ve uygulanması gereken meşru yetki çerçevesinde faaliyet gösteren askeri bir grup ile anayasal makamlar tarafından demokratik mekanizmalar çerçevesinde alınan siyasi bir karar çerçevesinde faaliyet gösteren başka bir grubu uzlaştırmak nasıl mümkün olabilir? İster sivil idarelerde ister güvenlik kurumlarında milislerin devlete entegre edilmesi deneyimi tekrarlanabilecek kadar başarılı oldu mu?”

Ordu disiplini

Bazılarının iddia ettiği gibi iç savaş sürecindeki milislerin orduya alınmadığını belirten Yazbek, ‘güvenlik ve askeri kurumlara alınanların Lübnan'ı yöneten Suriye rejimine yakın olduğunu, ülkenin egemenliği için savaşan ve Suriye işgaline karşı çıkanların ise kovalandığını, hapsedildiğini ve birçoğunun Lübnan'ı terk etmek zorunda kaldığını’ vurguladı. Yazbek ayrıca, ‘ordu personeli tarafından uygulanan disiplinin Hizbullah savaşçıları için geçerli olmadığını, çünkü milislerin orduyla, ordunun da onlarla uyumlu olmadığını’ belirtti.

Hamade, “Hizbullah savaşçılarının Lübnan ordusuna ve diğer devlet kurumlarına dahil edilmesinin artıları ve eksileri ne olursa olsun, doğru yol Hizbullah'ın silahlarını devlete teslim etmesiyle başlamalı. Hizbullah üyeleri Lübnan toplumundan izole edilmiş bir grup değildir ve topluma entegre edilmelidir. Ancak Hizbullah’ın silahlarını teslim etmesi için bir tür ayartma olarak özümsenmeleri konusunu gündeme getirmekte acele etmek hedefe ulaşılmasını sağlamayacaktır. Gerekli olan, Hizbullah’ın öncelikle devleti, silahların yalnızca devletin elinde olmasını, savaş ve barış kararının devletin elinde olduğunu ve bu konuda meydana gelebilecek herhangi bir düzenlemenin başlangıcı olarak uluslararası kararları uygulama ihtiyacını tanımasıdır” dedi.