Fransa’nın Gazze konusunda takip ettiği dört yol  

Paris, Hamas-İsrail savaşını durdurmaya yönelik adımlar atmaya devam ediyor.

Paris geçen cumartesi günü Gazze ile dayanışma gösterilerine sahne oldu. (DPA)
Paris geçen cumartesi günü Gazze ile dayanışma gösterilerine sahne oldu. (DPA)
TT

Fransa’nın Gazze konusunda takip ettiği dört yol  

Paris geçen cumartesi günü Gazze ile dayanışma gösterilerine sahne oldu. (DPA)
Paris geçen cumartesi günü Gazze ile dayanışma gösterilerine sahne oldu. (DPA)

Fransa, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Gazze ve İsrail'de Filistinli gruplar arasında ateşkes sağlanmasına yönelik diplomatik çabalarında dört yol takip ediyorlar.  Bunları doğrudan temasları ve geleneksel diplomatik kanallar aracılığıyla gerçekleştiriyorlar.
Fransa’nın izlediği ilk yol Arap tarafına, özellikle Filistin Devlet Başkanı’na, Mısır Cumhurbaşkanı’na liderlerine ve Ürdün Kralı'na danışmak ve Almanya'yı da içeren üçlü bir Umman Grubu oluşturmak oldu. Fransa’nın buradaki amacı dikkatleri Filistin-İsrail çatışma dosyasına çekmek ve barış müzakerelerini tekrar harekete geçirmek amacıyla Başkan Joe Biden'ın başkanlığı devralmasından yararlanmaya çalışmak. Fransa’nın temasta bulunduğu ülkeler arasında, BM Güvenlik Konseyi'ndeki Arap Grubu’nu temsil eden Tunus da yer alıyor.
 Paris ilk aşamada arabuluculuğu dolayısıyla Mısır’a tam destek verdiğini ifade etti. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Sudan ve Afrika ekonomilerine destek için çağrıda bulunduğu iki zirveye katılmak üzere Paris'e gelen mevkidaşı Abdulfettah es-Sisi ile pazartesi ve salı günleri görüştü. Ayrıca İsrail ve Filistin arasında gerginliği azaltmak için olası adımları istişare etmek üzere Ürdün Kralı ve Mısır Cumhurbaşkanı ile video-konferans yoluyla üç taraflı bir görüşme gerçekleştirdi. Mısır'ın Fransa için önemi ise her iki tarafa da açık olması ve konuşmasının bir dereceye kadar duyulması ve geçmişte benzer koşullarda birçok arabuluculuk görevi üstlenmiş olmasında yatıyor. Fransa, Mısır ve Ürdün dün ortak bir bildiri yayınlayarak acil bir ateşkes çağrısında bulundular. Bu hedefe ulaşmak için BM Güvenlik Konseyi de dahil tüm taraflarla birlikte çalışma gereğinin vurgulandığı bildiride insani yardımın Gazze'ye engelsiz erişimi teşvik edilerek müzakere masasına dönülmesi çağrısı yapıldı. 
 Fransa’nın çabalarının ikinci durağı Avrupa Birliği (AB). Avrupalı ​​ve Arap diplomatik kaynakların da söylediği gibi Paris, özel ‘ağırlığının’ Macron'un geçtiğimiz perşembe günü Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'la yaptığı görüşmeden sonra aradığı İsrail Cumhurbaşbakanı’nı etkilemeye yetmediğinin farkında. Paris, İsrail'in kendini savunma hakkını tanıyarak "dengeli" bir pozisyona bağlı kalmaya çalıştı. Ancak aynı zamanda bunun uluslararası kanuna saygı çerçevesinde gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı. Aynı şekilde, çatışmaların başlamasından bu yana Elysee Sarayı'nın ve Dışişleri Bakanlığı’nın çok sayıdaki açıklamalarında da temel ilkeler çerçevesinde çatışmaya siyasi bir çözüm bulunması yinelendi. Elysee Sarayı tarafından 13 Mayıs’ta yapılan açıklamaya göre Fransa, tarafların meşru haklarına saygı duyulan çabalara katılmaya kararlı olduğunu bildirdi. Ancak Fransa’nın Avrupalı ​​ortakların çatışmanın iki tarafına toplu baskı uygulayacağına dair beklentisi karşılık bulmadı. Brüksel’de önceki gün toplanan AB ülkeleri dışişleri bakanları, Macaristan'ın içeriğe karşı çıkması nedeniyle ortak bir bildiri yayınlayamadı. Cumhurbaşkanlığı kaynakları dün, dosyanın önümüzdeki pazartesi ve salı günleri Avrupa Konseyi çerçevesinde, Avrupalı ​​liderlerin masasında olacağını aktardı.
 Ancak söz konusu dosyanın Washington’a danışmadan ve koordinasyon sağlamaya çalışmadan ele alınmasının gerçekçi olmayacağı düşünülüyor. Bu görevi Fransa Dışişleri Bakanı Le Drian üstlenerek geçen pazar günü mevkidaşı Antony Blinken ile temasa geçti. Ancak Paris'teki bir Arap diplomatik kaynağa göre Paris, ABD’nin amacı bir karar çıkarmak değil. Washington, İsrail'in tek taraflı kınanmasını içermeyen, şiddeti sona erdirmeye çağıran bir bildiri yayınlamak için planlanan BM Güvenlik Konseyi'nin dördüncü oturumunu düzenlemesine itiraz etmesinin ardından mevcut durum nedeniyle hayal kırıklığına uğradı. Diğer bir hayal kırıklığı kaynağı da ABD’nin tutumunun, Biden'ın uluslararası krizleri kolektif yönetmede tek taraflı yaklaşıma daha fazla öncelik verilmesi vaadinden oldukça uzak olmasıydı. Bu da ABD’nin BM Güvenlik Konseyi’ndeki güvenilirliğini azalttı.
 Söz konusu kaynak, ABD yönetiminin, BM Güvenlik Konseyi’nin mayıs ayı dönem başkanı Çin ile BMGK’nın geçici üyelerinden Norveç ve Tunus'un cuma günü toplantı yapılması talebine gerginliği azaltma çabalarına katkı sağlamayacağı gerekçesiyle itiraz etmesine dikkat çeki. Bunun Paris tarafından ABD’nin daha ziyade Netanyahu'ya askeri operasyonlara devam etmesi ve başından bu yana koyduğu hedeflere ulaşması için yeterli zaman vermek amacıyla olduğunun düşünüldüğünü belirtti. Bunun yanı sıra Biden ve Netanyahu arasında gerçekleşen üç telefon görüşmesine rağmen ABD’nin ertelemesi, bölgenin ve Lübnan'ın güvenliğini tehdit edebilecek, insani ve maddi kayıpları artırabilecek çatışma çemberinin genişlemesi ve İsrail’in Gazze'deki hamlelerinin artması durumunda kara savaşlarının yaşanmasına yol açma riski taşıyor.
 Paris'in seçtiği dördüncü yol da Fransa-Mısır-Ürdün üçlü toplantısının ardından BM Güvenlik Konseyi'ne İsrail ile Gazze arasında ateşkes çağrısı yapan bir karar taslağı sunmak oldu. Elysee Sarayı kaynakları, WhatsApp uygulaması aracılığıyla üç liderin üç noktada hemfikir olduğunu aktardılar. Bunlar karşılıklı bombalamaların durdurulması, ateşkesin sağlanması ve oylanacak bir yasa tasarısı ile dosyanın BM Güvenlik Konseyi’ne devredilmesi olarak sıralandı. Bu üçüne eklenen dördüncü nokta da Gazze lehine Birleşmiş Milletler ile ortaklaşa bir insani yardım girişiminin başlatılması. Fransa’nın sunduğu karar taslağı Kahire, Amman ve Tunus ile koordineli olarak geldi. Atıfta bulunulan tüm unsurları içeren karar taslağındakilerin kolay gerçekleştirilebilir olmasını isteyen ilgili taraflar, oylamanın bir an önce yapılmasını talep ediyor.
 Şu an tüm gözler ABD’nin önümüzdeki saatlerde Fransa’nın girişimine vereceği tepkiye çevrilmiş durumda. Washington ile istişarelerin yapılıp yapılmadığı dün karar taslağı sunulmadan önce Paris'te bilinmiyordu. Bununla birlikte Paris'teki genel okuma, ABD'nin karşılıklı bombalamaları durdurma isteğine yönelik göstergeler olduğu yönünde. Paris yönetimi ilk kez Biden döneminde, Washington ile BM Güvenlik Konseyi'nin çatısı altında karşı karşıya gelmek istemiyor. Bu nedenle diplomatik kaynaklara göre Paris, BMGK’da birliği yeniden sağlamak için oybirliğiyle verilen bir karar arayışında olacak. İsrail ve Washington'dan sızdırılan bilgiler askeri operasyonların sona ermesinin yakın olduğunu gösteriyor. Bu nedenle Paris'in umduğu gibi Fransa’nın karar taslağına oy vermenin zor olmayacağı görüşü hakim.



Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek için gösteri düzenledi

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
TT

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek için gösteri düzenledi

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)

İsrail ve Hamas arasında iki yıldan uzun süredir devam eden kanlı savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere destek olmak için dün Paris'te binlerce kişi gösteri düzenledi.

Organizatörlerin yaklaşık 50 bin, Paris polisinin ise yaklaşık 8 bin 400 kişi olduğunu tahmin ettiği kalabalık, "Gazze, Gazze, Paris seninle" ve "Paris'ten Gazze'ye direniş!" gibi sloganlar atarak yürüdü. Filistin bayrakları ve "Filistin, sessiz kalmayacağız" ve "Soykırımı durdurun" yazılı pankartlar taşıdılar.

Yürüyüşe, başta Boyun Eğmeyen Fransa Partisi lideri Jean-Luc Mélenchon olmak üzere birçok sol görüşlü siyasi isim katıldı.

Fransa-Filistin Dayanışma Derneği Başkanı Anne Tuyon, ateşkesin 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden yedi hafta sonra AFP'ye yaptığı açıklamada, "Henüz hiçbir şeyin yolunda olmadığını unutmamalıyız" dedi. Dernek, gösteriye çağrıda bulunan 80 STK, siyasi parti ve sendikadan biri.

frgt
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)

"Ateşkes sadece bir sis perdesi... İsrail bunu her gün ihlal ediyor, Gazze'ye insani yardımların girmesini engellemeye devam ediyor ve Gazze'deki altyapıyı ve evleri yıkmaya devam ediyor. Kalıcı bir ateşkes ve soykırımın sona ermesini talep ediyoruz."

ABD'nin arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasının şartları uyarınca, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nden "sarı hat"ın gerisine çekildi ve bu hat, İsrail'e bölgenin yüzde 50'sinden fazlasının kontrolünü hâlâ sağlıyor.

Ancak, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e saldırmasının ardından patlak veren savaşta ateşkes son derece kırılgan olmaya devam ediyor.

Anne Tuyon, "İsrail'in uluslararası hukuka uymasını sağlamanın tek yolu yaptırımlar uygulanmasıdır" diyerek, işgal altındaki Batı Şeria'da yerleşimci şiddetinin "eşi benzeri görülmemiş boyutlara" ulaştığı "yerleşim faaliyetlerindeki şaşırtıcı hızlanma"yı kınadı.

Tam adını vermek istemeyen 72 yaşındaki Saliha, Gazze'deki "soykırıma" karşı düzenlenen bir yürüyüşe katılmak için geldiğini söyledi.

"Tüm insanlık çaresizce izliyor. Bu tam bir dokunulmazlık," diyerek, "İnsanların bunu görüp de hiçbir şey yapamaması son derece şok edici. Yapabileceğimiz tek şey seferber olmak" ifadelerini kullandı.

İsminin açıklanmasını istemeyen 42 yaşındaki Bertrand ise perşembe günü işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Cenin'de İsrail polisi ve ordusunun ortak operasyonunda öldürülen iki adamın videolarının da kanıtladığı gibi, "katliam ve soykırımın devam ettiğini" söyledi. Birleşmiş Milletler, "bir başka yargısız infaz gibi görünen" olayın soruşturulması çağrısında bulundu.

Protestocular, ekonomik ve mali yaptırımların olmaması nedeniyle, "Sokaklarda ve seçilmiş yetkililer aracılığıyla baskı yapmaya devam etmeliyiz" diye düşünüyor.


İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
TT

İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalya'nın Riyad Büyükelçisi Carlo Baldocci, ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini derinleştirmeye hazır olduğunu ve bu hayati alanda yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedefleriyle tam uyum içinde olduğunu söyledi.

Büyükelçi Baldocci, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, şu an çeşitli İtalyan şirketlerin Suudi ortaklarıyla deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve gelişmiş gözetleme teknolojileri dahil olmak üzere çok çeşitli sistemler üzerinde iş birliği yaptığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin geçtiğimiz yıl el-Ula'da gerçekleştirdiği görüşme ve stratejik ortaklık anlaşmasının imzalanmasının enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma sektörlerinde iş birliğinin hızla genişlemesine yol açtığını açıkça ifade etti.

Büyükelçinin açıklamaları, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun salı günü başkent Riyad'da 500'den fazla İtalyan şirketin katılımıyla iki ülke arasında sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklar kurmak amacıyla başlamasına eşlik etti.

El-Ula toplantısının meyveleri

İtalya’nın Riyad Büyükelçisi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin katılımıyla el-Ula'da imzalanan stratejik ortaklık anlaşmasının rekor sürede somut ilerlemeler sağladığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma alanlarında iş birliğinin hızla genişlediğini gördük. 10 milyar avronun üzerinde değere sahip anlaşmaların imzalanması, bu yeni aşamanın derinliğini ve ciddiyetini yansıtıyor. Daha da önemlisi, kurumlarımız arasındaki diyalog daha düzenli, yapılandırılmış ve ileriye dönük hale gelerek, uzun vadeli planlamaya imkan veren bir güven ortamı yarattı.”

cvf
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, İtalya Başbakanı'nı geçtiğimiz yıl el-Ula'da ağırladı (SPA)

Savunma iş birliğinin derinleştirilmesi

Ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini, yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedeflerine tam olarak uygun şekilde artırmaya hazır olduğunu vurgulayan İtalya Büyükelçisi Baldocci, İtalyan şirketlerinin, İtalya'nın uluslararası alanda tanınan uzmanlığa sahip olduğu çok çeşitli sistemlerde Suudi Arabistan’dan muadilleriyle ortaklık kurduğunu belirtti. Söz konusu sistemler arasında deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve ileri gözetleme teknolojileri yer alıyor.

Bu bağlamda, iki ülkenin savunma bakanlıklarının iş birliğiyle Riyad'da düzenlenen İtalyan Sanayi Günleri, İtalyan yeteneklerini sergilemek ve pratik iş birliği biçimlerini tartışmak için önemli bir platform sağlayan Büyükelçi Baldocci, “Bu etkinlik, İtalyan şirketlerinin Krallık'taki kurumlar ve endüstri ile doğrudan iletişim kurmasına ve yerelleştirme, ortak eğitim ve endüstriyel gelişme gibi alanlarda fırsatları keşfetmesine olanak tanıdı. Temeller sağlam ve her iki taraf da bu iş birliğini zaman içinde güçlendirmeye kararlı” ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu

İki ülke arasındaki ortaklığın güçlendirilmesinde bir sonraki adımın bu iş birliğinin sürekliliğini sağlamak olduğunu vurgulayan Büyükelçi Baldocci, her iki tarafın da şu anda bakanlıklar, kurumlar ve özel sektör arasındaki koordinasyonu güçlendirmek için çalıştığını ve böylece büyük projelerin net yol haritaları ve ortak öncelikler doğrultusunda ilerlemesini sağlamak için çaba gösterdiğini belirtti.

sdfgt
Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu, İtalya’dan 500'den fazla şirketin katılımıyla önümüzdeki salı günü başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalyan Büyükelçiye göre, Riyad'da 25 ve 26 Kasım tarihlerinde 500'den fazla İtalyan şirketini bir araya getirecek olan Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu, stratejik ortaklık hedefini sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklara, ortak yatırımlara ve daha derin kurumsal diyaloga dönüştürmeye yardımcı olacak önemli bir dönüm noktası olacak. Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun özel oturumlar ve doğrudan iş toplantıları aracılığıyla bu sektörlerin çoğuna odaklanarak somut ortaklıkları keşfetmek için benzeri görülmemiş bir platform sağlayacağını belirtti.

Vizyon 2030 fırsatları

Suudi Arabistan Vizyon 2030 projesinin İtalya’nın endüstriyel güçleriyle son derece uyumlu bir yatırım ortamı yarattığını belirten Büyükelçi Baldocci, altyapı ve mobilitenin en cazip sektörler arasında yer almaya devam ettiğini, İtalyan şirketlerinin şu anda büyük ölçekli kentsel gelişim projelerine, sürdürülebilir ulaşım çözümlerine ve inşaat işlerine katkıda bulunduğunu ve Vizyon ile bağlantılı stratejik projelerde ek fırsatların ortaya çıkacağını ifade etti.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji sektöründe, İtalyan grupların yenilenebilir enerji, hidrojen, şebeke modernizasyonu ve enerji verimliliği teknolojileri alanlarında faaliyet göstermesi ile iş birliği hızla genişliyor. Bu alanlar, Suudi Arabistan’ın temiz enerji gündemini hızlandırması açısından öncelikli. Suudi Arabistan’ın yeşil hidrojen konusunda küresel bir merkez olma hedefi, özellikle Avrupa pazarlarına tedarik sağlamak açısından ortak yatırımlar için en umut verici alanlardan birini oluşturuyor.”

xscdfrg
Suudi Arabistan ve İtalya hükümetleri arasında Stratejik Ortaklık Konseyi'nin kurulmasına ilişkin imza töreninden bir kare (SPA)

Suudi Arabistan’ın yapay zeka, siber güvenlik, yarı iletkenler, veri merkezleri ve akıllı şehir uygulamalarına yoğun yatırım yaptığı ileri teknolojilerden de bahseden İtalyan Büyükelçi, ülkesinin endüstriyel otomasyon, özel yazılım, ileri üretim ve dijital çözümler alanlarında bu öncelikleri tamamlayan rekabetçi yeteneklere sahip olduğunu belirtti.

İki ülke arasındaki ticaret hacminin büyümesi

İki ülke arasındaki ticarette görülen güçlü artışın, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programı kapsamında geçirdiği dönüşüm ile İtalya’nın sanayisinin kapasiteleri arasındaki yapısal uyumu yansıttığını ifade eden Büyükelçi Baldocci, “İtalya'nın ihracatı, altyapı, enerji dönüşümü ve ileri teknolojiler alanındaki büyük yatırım döngüsünün etkisiyle, makine, ilaç, elektrikli ekipman ve özel endüstriyel bileşenler gibi neredeyse tüm başlıca kalemlerde büyüme kaydetti” dedi.

İtalyan Büyükelçi, ikinci faktörün İtalya'nın Ulusal İhracat Planı’nda Suudi Arabistan’ın öncelikli ülkeler arasında yer alması ve bu sayede İtalyan şirketlerinin Suudi pazarına daha verimli bir şekilde girmesine yardımcı olan tanıtım programları, kurumsal destek araçları ve ticari düzenlemeler başlatması olduğunu söyledi. Büyükelçi Baldocci, İtalyan ihracatının yüzde 28 gibi dikkat çekici bir artışla 6,2 milyar euroya ulaştığını hatırlattı.

Üçüncü faktörün ise iki ülke arasındaki iş ortamının iyileşmesi olduğunu ifade eden Büyükelçi Baldocci, “Kurumsal misyonların yoğunluğu, yatırımı kolaylaştırmak için yeni kanalların etkinleştirilmesi ve ekonomik kurumlar arasındaki yakın diyalog, engellerin azaltılmasına ve ticaret alışverişinin hızlanmasına katkıda bulundu” diye ekledi.


Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.