Lübnan Meclis Başkanı Berri, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Öncelik hükümeti kurmaktır ve bu olmadan kurtuluş olmaz’

Lübnan Temsilciler Meclisi, bugün Avn’ın mesajına kulak kesildi

Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri (Reuters)
Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri (Reuters)
TT

Lübnan Meclis Başkanı Berri, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Öncelik hükümeti kurmaktır ve bu olmadan kurtuluş olmaz’

Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri (Reuters)
Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri (Reuters)

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, parlamentoya konuşmaya adadığı ve hükümeti kurmakla görevli yetkili Saad Hariri’yi, hükümeti kuramamakla suçladığı bugünkü parlamento oturumunda başarıya ulaşamayacak. Öyle ki bu konuşma Avn’a, milletvekillerinden dolaylı olarak ‘Avn, Hristiyanların haklarını geri alıyor’ başlığı altında hükümetin kurulma sürecinde isimlerini geri çekmesini talep etmiş imajı veriyor. Bu durum, hükümetin oluşumunu engelleyen koşullardan kurtulmak için istişarelerin yeniden başlatılması amaçlı bir çıkış yolu aramak yerine, siyasi durumu daha da kötüleştiriyor.
Bugünkü oturum ve onu takiben düzenlenen toplantı, Lübnan sisteminin yapısında üstlendiği birincil pozisyonu hedefleyerek, Sünni toplumla anayasal yapı ve tüzük sorununa kılıf uydurma ısrarında olan Avn’a hizmet etmeyecek. Sonuç olarak, cumhurbaşkanının mesaj yayınlama hakkı ve siyasi sonuçlara uzanan yolu tıkama arasında durmayı tercih eden müttefiki Hizbullah’tan başlayarak Avn, kendisine uyum sağlayan kimseyi bulamayacak. Nitekim müttefikine hizmet etmek için Sünnilerle siyasi bir çatışmaya girmeyi de planlamıyor. Bu noktada da her zaman olduğu gibi birinci ve ikinci oturumlarda iyi bir yönetim şekli sergileyen ve parlamentonun çatışma alanına dönüştürülmesine izin vermeyecek olan Meclis Başkanı Nebih Berri ile görüşecek.
Berri, en fazla sayıda siyasi blok adına, kendi konumunda hareket ediyor. Sokaktan parlamentoya siyasi temas hatları hazırlamaya çalışanların karşısında olan yolu tıkamaya yönelen bir girişimde bulundu. Parlamento, Lübnan’ın, iç savaşın sona ermesi sonrasında siyasi haritadan kaldırılan mezhepsel bölünmelere dönüşüyle birlikte olası bir fitne projesini yok etmek üzere tetikte olacak.
Bu çerçevede Nebih Berri, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Lübnan’ı kontrol eden çılgın siyasi iklimden kurtuluşun, ancak bir an önce hükümetin oluşumunu hızlandırarak sağlanacağını vurguladı. Berri, parlamentonun bugün düzenlediği oturuma atıfta bulunarak kurtuluşun burada olmadığını söyleyen Berri, “Mücadele ettiğimiz krizden çıkmak için bir araya gelme gerekliliği kanaatindeydim ve hala da öyleyim. Bir sorun olduğunu sanmıyorum, ama hükümetin kurulmasına öncelik vermemiz gerekiyor” dedi.
Nebih Berri, anlaşmazlıkları bir kenara bırakıp, hükümet istişarelerini açıklık ve esneklikle yeniden başlatarak hükümeti kurmaya öncelik verilmediği taktirde daha fazla felakete yol açacak olan çöküşten kurtulmak için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini kaydetti.
İstisnasız olarak herkesin meyvelerini almak amacıyla toprağı hasat etmek için iş birliği yapması gerektiğini vurgulayan Berri, taşkınlığın üretimi engellediğini dile getirdi. Temsilciler Meclisi Başkanı, bugünkü oturumun, Cumhurbaşkanı Avn’ın mesajıyla sınırlı olacağını ve daha sonra, bu mesajın ele alınması için bir başka oturumun daha yapılacağını söylerken, Fransız girişimine uygun olarak ülkeyi kurtarmak için temasların yeniden başlamasına izin veren atmosferin soğutulması gerektiğini kaydetti.
Temsilciler Meclisi Başkanı, bu tavrıyla ülkenin daha fazla krize tahammül edemeyeceği dolayısıyla patlama fitilini etkisiz hale getirmek ve mayınları sökmek amacıyla bugünkü oturuma engel olmak isterken, hükümeti kurma önceliği çerçevesinde yürütülecek eylemleri sürdürmeye odaklandı.
Öte yandan Temsilciler Meclisi’nden bir kaynak, Şarku’l Avsat’a siyasi ekibi, kendisini parlamentoya hitap etmekten caydırmak için uygun bir zamanda müdahale etmiş olsaydı, Cumhurbaşkanının mesajını parlamentoya sunmasının gerekli olmayacağını söyledi. Kaynak, “Çünkü mesajını haklı çıkarmak için öne sürdüğü bahaneler, hükümet kurma mekanizmasına ilişkin anayasal metinlerle çelişmektedir” dedi.
Parlamento kaynağı, Avn’ın siyasi ekibinin, anayasanın değiştirilmesinde rolü olan Taif Anlaşması’ndan önce yürürlükte olan metinlere dayanmak yerine eğer anayasal metinleri okumuş olsaydı, onu vazgeçilmez bir hata yapmaktan caydırabileceğini söyledi.
Kaynağa göre Avn, mesajında, ‘cumhurbaşkanına bakanları atama ve başbakanlığı üstlenmesi için uygun gördüğü kişileri seçme’ hakkı veren Taif öncesi anayasada yer alan metne dayanıyor.
Aynı kaynak, Avn’ın, parlamentoya konuşma hakkına sahip olduğuna ve bu konudaki yetkilerine ilişkin herhangi bir itirazın bulunmadığına da dikkati çekti, ancak görev verilen Başbakana vasi rolünün verilmesinin uygun olmadığını söyledi.
Avn’ın siyasi ekibinin, Cumhurbaşkanını hesap edilemeyen bir maceraya soktuğunu belirten kaynak, Hariri’yi istifaya yöneltmek için danışman ve frenleme rolü oynamalarının daha iyi olabileceğini kaydetti.
Aynı kaynak, Temsilciler Meclisi ‘Avn’ın mesajını dinlemeye tahsis edilen ilk oturumu takiben’ ikinci oturumda sözünü söylemeden önce Avn’ın, Hariri karşısında verdiği savaşı kaybettiğini ifade etti. Kaynak ayrıca, Berri’nin Hariri tarafından ortaya koyulan yanıttan başlayarak, mesajın içeriğini ele almak için bir tarih belirleyeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı’nın bu savaşı kaybetmesinin nedeni, Avn’ın parlamentoya konuşma hakkı ve anayasal ilkelerin ihlali arasında ayrım yapmaması. Zira Hariri’nin hükümeti kurma göreviyle ilişkisini kesmek için parlamentodan ‘arabuluculuk’ rolü oynamasını talep ederk anayasayı ihlal etti.
Aynı kaynak, Avn’ın siyasi ekibini Paris’in Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile koordineli olarak hazırladığı yaptırımlardan muaf tutacağı ümidiyle, parlamentoya yönelik mesajını aynı zamanda Emmanuel Macron’a da göndermek ve hükümetin kurulamamasının sorumluluğunun Hariri’nin omuzlarında olduğunu gerekçe göstermek istediğini belirtti.
Aynı şekilde Avn, dikkatleri istifa eden Dışişleri Bakanı Şerbel Vehbe’nin Lübnan’da neden olduğu felaket durumundan başka bir yöne çekmek istiyor. Vehbe, önemli bir hükümetteki bakanlara benzer bir atama yapılmasını engellemek amacıyla Hıristiyan bakanları seçme konusunda Hariri’ye söz hakkı vermişti.



Kürt heyeti başkanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Şam’daki toplantıda parlamentoya katılım sağlamayı teklif ettik… Ayrıca anayasal bildirgeye yönelik çekincemizi gündeme getirdik

Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
TT

Kürt heyeti başkanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Şam’daki toplantıda parlamentoya katılım sağlamayı teklif ettik… Ayrıca anayasal bildirgeye yönelik çekincemizi gündeme getirdik

Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)

Suriye'nin başkenti Şam'da bu ayın başında uzun zamandır beklenen ve tarihi olarak nitelenen bir toplantı yapıldı. Bu toplantı, Suriye hükümetinden yetkililer ile Fevze Yusuf başkanlığındaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetini bir araya getirdi. Toplantıda, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi arasında, Amerikan himayesinde imzalanan anlaşmanın uygulanması için alt komitelerin oluşturulması ve ihtilaflı meselelerin çözümüne yönelik müzakereler için ortak bir zemin bulunması konuları ele alındı.

Fevze Yusuf Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, görüşmelerin olumlu geçtiğini ve DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK), ABD ve bölgesel güçlerin bilgisi ve desteğiyle yapıldığını belirtti. Ayrıca Kurban Bayramı tatilinden sonra alt komitelerin kurulmasına karar verildiğini ifade etti.

Yusuf, “Her iki taraf arasında, merkezi komite denetiminde tüm alanlarda uzmanlaşmış komitelerin oluşturulması konusunda bir uzlaşı sağlandı. Zira birçok konu ve dosya, her iki tarafın uzmanlarına ihtiyaç duyuyor. Böylece Özerk Yönetim’in Suriye devlet yapılarıyla bütünleştirilmesi için ortak bir vizyona ulaşmak hedefleniyor” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz mart ayında Şam’da hükümet ile SDG arasında yapılan anlaşmayı imzalarken (Arşiv – SANA)Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz mart ayında Şam’da hükümet ile SDG arasında yapılan anlaşmayı imzalarken (Arşiv – SANA)

Birleşmeye dair farklı yaklaşımlar

Geçtiğimiz mart ayında Şara ile Mazlum Abdi arasında imzalanan anlaşma, kuzeydoğu Suriye’deki tüm sivil ve askerî kurumların yeni devlet yapısına dâhil edilmesini öngörüyor. Bu kurumlar arasında sınır kapıları, havaalanları, petrol ve gaz sahaları da yer alıyor. Anlaşma kapsamında kurulması planlanan komitelerden biri, Özerk Yönetim’deki kurumların ve bu kurumlarda çalışan personelin devletin resmî kurum ve dairelerine nasıl entegre edileceğini ele alacak ‘idari komite’ olacak. Bir diğer komite, öğrencilerin, okulların ve eğitim kurumlarının Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlanması ile diplomalarının ve eğitim kademelerinin tanınmasını sağlayacak. Ayrıca güvenlik ve askerî güçlerle ilgili bir komite de oluşturulacak ve bu komite, söz konusu güçlerin Savunma ve İçişleri Bakanlığı yapısına nasıl entegre edileceğini belirleyecek. İhtiyaca göre daha sonra başka komiteler de kurulacak.

Özerk Yönetim bölgeleri, Suriye’nin kuzeydoğusunda yer alan dört vilayete dağılmış durumda: Halep’in doğu kırsalı, Deyrizor’un kuzey ve doğu kırsalı, Rakka şehir merkezi ve Tabka. Bunlara ilave olarak Haseke vilayeti ve Kamışlı şehri. Bu bölgeler, yedi sivil yerel meclis tarafından yönetiliyor.

Suriye hükümetinden resmî bir heyet ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni bir araya getiren tarihi toplantıdan (sosyal medyada paylaşıldı)Suriye hükümetinden resmî bir heyet ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni bir araya getiren tarihi toplantıdan (sosyal medyada paylaşıldı)

Söz konusu kurumların ve çalışanlarının geleceği hakkında konuşan Fevze Yusuf, bu yapıların birleşme süreci boyunca geçiş dönemini yöneteceğini açıkladı. Yusuf, “Anlaşılan o ki, bizim birleşme ve bütünleşme anlayışımız Şam’ın bakış açısından farklılık gösteriyor. Hükümet, birleşme meselesini Özerk Yönetim’in lağvedilmesi ve askerî güçlerinin tasfiyesi olarak anlıyor. Oysa biz, bütünleşmeyi mevcut kurumlarımızın bu aşamayı yönetmeye devam etmesi ve ileride devletin bir parçası hâline gelmesi olarak görüyoruz” şeklinde konuştu.

Yerel yönetimlerin, onları yöneten halkın bir parçası olan kişiler aracılığıyla yürütülen bir yönetişim sistemi olduğunu vurgulayan Yusuf, bu kişilerin bölgenin sorunlarını çok iyi bildiklerini belirtti. Yusuf, “Başka bir ifadeyle, bu yönetimlerin gelişme ve Şam’la anayasal düzenlemelere dayalı olarak koordinasyon kurma hakkını korumak ve varlıklarını hukuken ve meşru biçimde sürdürmelerini teminat altına almak istiyoruz” dedi.

Askerî ve güvenlik güçlerinin, Savunma Bakanlığı bünyesinde tek bir yapı olarak birleştirilmesi, ancak özgünlüklerinin ve coğrafi dağılımlarının korunması hakkında ise Yusuf şu yorumu yaptı: “SDG’yi diğer silahlı gruplarla sayı, nitelik, silah ve savaş tecrübesi bakımından karşılaştırmak mümkün değil. SDG güçleri, ABD öncülüğündeki DMUK güçleri tarafından eğitildi. Bu güçler, geleceğin Suriye ordusunun çekirdeğini oluşturacak. Çünkü bu güçler disiplinli, örgütlü ve yıllar boyunca bölgelerini ve Suriye sınırlarını koruma noktasında yeterliliklerini ispatladılar.”

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerini gösteren bir trafik levhası (Şarku’l Avsat)Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerini gösteren bir trafik levhası (Şarku’l Avsat)

Yusuf, hükümet tarafının anlaşma maddelerini uygulama konusunda ciddiyet gösterdiğini ve askerî seçenekler ile güvenlikçi çözümleri dışladığını belirtti. Her iki taraf da Savunma Bakanlığı’na bağlı güçlerle SDG arasında askerî bir çatışma yaşanmamasının, uzlaşıların ve tüm Suriye topraklarında egemen ve güçlü bir devlet inşasının önünü açacak stratejik bir tercih olduğunu ve bu tercihin korunması gerektiğini vurguladı.

Zaman çizelgesine dair anlaşmazlık noktası

Ancak Şara ile Abdi arasında imzalanan anlaşma, yıl sonuna kadar uygulanması gereken bir takvim öngörüyor. Peki, bu takvim hakkında durum ne? Yusuf, birçok mesele ve dosyanın hâlâ karmaşık olduğunu ve daha fazla zamana ihtiyaç duyulduğunu, örneğin, askerî ve güvenlik güçlerinin nasıl entegre edileceği meselesinin zamana yayıldığını kaydetti. Yusuf'a göre bu güçler, Suriye topraklarının üçte biri büyüklüğündeki bir alana dağılmış durumda. Hapishanelerin boşaltılması ve kampların tasfiye edilmesi meseleleri ise daha da uzun bir zamana ihtiyaç duyuyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan Yusuf, Şara ile Abdi’nin anlaşmayı ilan etmesinin ardından Özerk Yönetim’in hükümet heyetiyle ilk toplantısını Haseke’de gerçekleştirdiğini, burada görüş alışverişinde bulunulduğunu aktardı. En acil çözüm gerektiren meselelerden birinin ortaokul ve lise diplomalarına ilişkin bitirme sınavları meselesi olduğunu ve hükümet heyetinin bunu çözmeye istekli olduğunu, ancak bugüne kadar, yani üç ay geçmesine rağmen, sınav sürecinin Özerk Yönetim bölgelerinde nasıl yürütüleceğine dair hiçbir resmî kararın çıkmadığını ve binlerce öğrencinin geleceğinin tehlikede olduğunu söyledi.

Yusuf ayrıca, Özerk Yönetim’in adem-i merkeziyet talebinin ayrılıkçılık ve bölünme anlamına geldiği yönündeki suçlamalara yanıt vererek, ‘Özerk Yönetim’in Şam’da bulunmasının ve Özerk Yönetim heyetinin orada yer almasının, Suriye devletine bağlılığın en büyük kanıtı ve delili olduğunu’ belirtti.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim liderleri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde yer alan yönetim binası önünde düzenlenen basın açıklaması sırasında (Şarku’l Avsat)Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim liderleri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde yer alan yönetim binası önünde düzenlenen basın açıklaması sırasında (Şarku’l Avsat)

Yusuf, “Biz Suriye’nin bir parçasıyız ve bu bizim için ilkesel bir duruş. Adem-i merkeziyetçilik birlikle çelişmez. Hepimiz Suriyeliyiz. Ancak her bölgenin kendine has etnik ve dini çeşitliliğe dayalı özellikleri var” dedi. Yusuf, bu farklılıkların göz önünde bulundurulması gerektiğini, birçok gelişmiş ülkede adem-i merkeziyetçi sistemlerin uygulandığını ve bu ülkelerin güçlü devletler olduğunu söyledi. Adem-i merkeziyetçilik kavramının, sanki bölünme ve ayrılık anlamına geliyormuş gibi çarpıtıldığını ifade etti.

Askerî ve idarî dosyaların yanı sıra bu komiteler, ekonomik meseleleri ve petrol ile enerji sahalarının devrini de ele alacak. SDG, ülkenin petrol zenginliğinin yaklaşık yüzde 85’ini, ayrıca doğal gaz sahalarının ve üretiminin yüzde 45’ini kontrol ediyor. Bu sahalar arasında doğu Suriye’de Deyrizor kırsalında yer alan el-Ömer ve et-Tank sahaları da bulunuyor.

Yusuf, hükümet tarafıyla, hazırlanmakta olan Suriye parlamentosunun yapısına katılımları konusunu görüştüklerini açıkladı. Görüşmelerin, Kurban Bayramı tatilinden sonra başlamasının muhtemel olduğunu belirten Yusuf, Özerk Yönetim heyetinin anayasal bildiri konusundaki çekincelerini hükümet tarafına ilettiğini söyledi.

Yusuf, “Adem-i merkeziyetçilik, parlamentoya katılım ve anayasal bildiri meselelerine bazı satırlarda değindik. Ancak bu toplantı türünün ilkiydi. Bu nedenle genel çerçeveyi ele aldık. Bu oturum bir hazırlık niteliğindeydi. Sonraki toplantılarda daha derin tartışmalara gireceğiz” ifadelerini kullandı.

 Özerk Yönetim ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki başlıca kentlerden biri olan Kamışlı'nın girişi (Şarku’l Avsat)Özerk Yönetim ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki başlıca kentlerden biri olan Kamışlı'nın girişi (Şarku’l Avsat)

Fevze Yusuf, Özerk Yönetim’in, sunulan anayasal bildiri taslağından memnun olmadığını ve bu konuda itirazları olduğunu söyledi. Zira Özerk Yönetim bu bildirinin, merkeziyetçi bir yönetimi dayattığını düşünüyor. Onlara göre anayasa, yetki ve sorumlulukların adil biçimde paylaşılmasını sağlamalı, farklı siyasi görüşlerin özgürce ifade edilmesine izin vermeli, Suriye’deki tüm etnik ve dini toplulukların haklarını tanımalı ve demokratik, adem-i merkeziyetçi bir yönetim sistemini benimsemeli.

Yusuf sözlerini şöyle tamamladı: “Biz diyaloğa hazırız. Hükümet tarafının müzakerelerin yeniden başlatılması için yeni bir tarih belirlemesini ve komitelerin çalışmalara başlamasını bekliyoruz.”