İran, Kanada yargısının düşürülen Ukrayna uçağı hakkındaki kararına tepki gösterdi

Kanada, mağdur ailelere tazminat yolunu açıyor.

İran’ın kuzeybatısında 8 Ocak 2020 tarihinde düşen Ukrayna uçağının enkaz temizleme çalışmaları. (AP)
İran’ın kuzeybatısında 8 Ocak 2020 tarihinde düşen Ukrayna uçağının enkaz temizleme çalışmaları. (AP)
TT

İran, Kanada yargısının düşürülen Ukrayna uçağı hakkındaki kararına tepki gösterdi

İran’ın kuzeybatısında 8 Ocak 2020 tarihinde düşen Ukrayna uçağının enkaz temizleme çalışmaları. (AP)
İran’ın kuzeybatısında 8 Ocak 2020 tarihinde düşen Ukrayna uçağının enkaz temizleme çalışmaları. (AP)

Tahran’dan dün yapılan açıklamada Kanada yargısının, İran’ın 2020 yılının başlarında Ukrayna uçağını düşürmesini ‘kasıtlı’ bir ‘terör eylemi’ olarak kabul eden kararına karşı çıkıldı. Açıklamada Kanada mahkemesinin bu davayı görme yetkisi olmadığı vurgulandı.
Kanada Ontario Eyalet Yüksek Mahkemesi perşembe günü yaptığı açıklamada, iki füzenin Tahran’dan ateşlendikten kısa bir süre sonra ‘BS 752’ sefer sayılı Ukrayna uçağına isabet etmesinin ‘kasıtlı’ yapılmış bir ‘terör eylemi’ olduğunu, kurbanların ailelerin tazminat talep etme hakkı bulunduğunu bildirmişti.
IRNA haber ajansına göre İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade kararın asılsız olduğunu ve herhangi bir belgeye dayanmadığını söyledi. Hatipzade ayrıca Kanada mahkemesinin kendi toprakları ve yetki alanı dışında meydana gelen bu hava kazasını değerlendirmesinin yargılama esasına aykırı olduğunu kaydetti.
İran güçleri, İranlı tümgeneral Kasım Süleymani’nin Bağdat’ta düzenlenen ABD hava saldırısında öldürülmesinin ardından, Tahran ile Washington arasında artan gerilim sürecinde meydana gelen olayda uçağın ‘yanlışlıkla’ düşürüldüğünü duyurmuştu. İran hava savunması söz konusu dönemde, Irak’ta bir Amerikan üssünün vurulmasından dolayı olası bir ABD saldırısına karşı yüksek alarm durumunda bulunduğu için Ukrayna uçağını hedef olarak algılamıştı.  Olayda 55’i Kanada vatandaşı ve 30’u Kanada da ikameti bulunmak üzere 176 kişi yaşamını yitirmişti.
Hatibzade, Kanada hükümetini hedef aldığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Kanada hükümeti bazı siyasi jestler için kaza kurbanı yaslı ailelerin üzüntüsünü kullanmakta ve kısa vadeli siyasi amaçlar için onların duygularını manipüle etmektedir.” 
.Davayı Kanada yargısına taşıyan mağdur ailelerin avukatları Mark ve Jonah Arnold, alınan kararın İran’ın ‘terör eylemi’ karşısında tazminat yolunu açtığını ve mağdur ailelerin 1 milyar euro tazminat talep ettiğini aktardı. Avukatlar, mahkeme kararının son derece sevindirici olduğunu ve hayatlarına devam etmek zorunda olan mağdur aileler üzerinde çok büyük etkisi olacağını da sözlerine eklediler.
Kanada yargısı genel olarak yabancı devletlerin ülkedeki mahkemelerde yargılanmasına izin vermiyor. Ancak 2012 yılında çıkarılan bir kanun ‘terör suçları’ kapsamındaki davalarda yabancı devletlerin Kanada mahkemelerinde yargılanmasının önünü açtı. İran, 8 Ocak 2020’de Tahran’da meydana gelen 752 sefer sayılı uçağın düşürülmesinden üç gün sonra silahlı kuvvetlerin söz konusu eylemi yanlışlıkla gerçekleştirdiğini açıklamış, aynı yıl içinde Kanada hükümeti İran ile diplomatik ilişkilerini kesmişti. İran Sivil Havacılık Örgütü mart ayında yayınladığı nihai raporda uçağın düşürülmesin bir kaza ve İran Hava Kuvvetleri’nin de suçsuz olduğunu açıklamıştı. Ukrayna bu raporu ‘gerçek nedenleri gizleme girişimi’ olarak değerlendirmişti. Kanada ise raporda eksikler bulunduğunu bildirerek kaynakların şüpheli olduğunu duyurmuştu.



Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
TT

Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümüyle birlikte ülkenin yönetimine dair sorular ortaya atılırken en çok zikredilen isimlerden biri de Yüce Lider'in oğlu Mücteba Hamaney oldu. 

Hiçbir resmi rolü bulunmasa da ülkenin en etkili figürlerinden biri gibi görülen Hamaney, pek çok İranlı için gizemini koruyor. Zira kendisi ne kamuoyunda sıklıkla görülüyor ne de konuşma yapıyor. 

ABD'nin Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, 85 yaşındaki Ayetullah Ali Hamaney'in 54 yaşındaki oğlunu mercek altına aldı.

Mücteba Hamaney'in, kendi kişisel gücü olmadığı ve itaatkar bir tavır gösterdiği söylenen Reisi'nin döneminde istihbarat ve güvenlik yapılarındaki nüfuzunu artırdığını bildirdi. 

İran Yüce Liderliği için Reisi'nin hazırlandığının düşünüldüğü ancak helikopterin düşmesiyle birlikte bu konudaki soru işaretlerinin arttığı aktarıldı. 

WSJ'nin konuştuğu uzmanlara göre Mücteba Hamaney'in, babasının yerine geçme ihtimali düşük ve spot ışıklarının altından kaçınarak daha da güç kazanması bekleniyor.

Alman Uluslararası Politika ve Güvenlik Politikaları Enstitüsü'nde çalışan İran uzmanı Hamidreza Azizi şöyle düşünüyor:

Son 20 yıldır işler, Mücteba ve etrafındaki şebekenin kontrolünde. Şimdi Hamaney için asıl mesele, Reisi'yle aynı özelliklere sahip birini bulmak. Böylece Mücteba toplumun gözünün önünde olmadan gücünü koruyup artırabilir.

Mücteba Hamaney'in haziran sonunda düzenlenmesi planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de önemli bir rol oynaması bekleniyor. 

İran'ın geçici cumhurbaşkanı Muhammed Muhbir'in de Mücteba Hamaney'e sadık bir isim olduğuna işaret ediliyor. 68 yaşındaki Muhbir seçimlere kadar tüm meselelerde belirleyici olacak üç kişilik bir konseyin parçası.

Yüce Lider'e bağlı, milyar dolarlık yatırım fonu Setad'ın başkanlığını neredeyse 15 yıl boyunca yürüttü. 

Haberde 1969'da Meşhad'da doğan Mücteba Hamaney'in geçmişine de değinildi. Yüce Lider'in sitesine göre, Şah Rıza Pehlevi döneminde evlerine düzenlenen baskınlardan birinde babasının dövüldüğünü gördü. 

1979'de devrimden sonra Tahran'a taşınan ailenin babası hızla yükselirken oğlu da 1980-1988'de Irak'la yürütülen savaşta cepheye gitti. 

Daha sonra Devrim Muhafızları'nda önemli görevlere gelecek kişilerle burada tanışan Mücteba'nın nüfuzu özellikle 2000'lerin ortalarında geniş çaplı olarak konuşulmaya başladı. 

Değişimciler, 2005 ve 2009'da Mahmud Ahmedinecad'ın kendilerine karşı kazandığı zaferlerin Mücteba Hamaney tarafından ayarlandığını öne sürdü.

ABD, 2019'da Devrim Muhafızları ve Besic milisleriyle "babasının istikrarı bozan bölgesel hırslarını ve ülke içindeki baskıya dair hedeflerini ilerletmeye" çalıştığı gerekçesiyle onu yaptırım listesine aldı. 

2022'de Mehsa Emini'nin gözaltında ölmesinin ardından ülke çapında patlak veren gösterilerde nefret objesi oldu. Ev hapsinde tutulan eski cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi, Yüce Lider'e seslenerek o pozisyona oğlunu hazırladığı haberlerini yalanlamasını istedi. Ancak yanıt gelmedi. 

Ali Hamaney hakkında kitap yazan ABD ve İran yurttaşı Mehdi Khalaji bütün bunlara rağmen söylentilere karşı çıkıyor:

Mücteba'nın yeni Yüce Lider olma arzusuna dair fikirler tamamıyla bir mit. Tarihsel deneyime dayanarak Hamaney'in ne kendi oğlunu ne de başkasını işaret edeceğini sanmıyorum.

İslam Cumhuriyeti'ni kuran Ruhullah Humeyni ve yerine geçen Ali Hamaney'in Yüce Liderlik pozisyonunun babadan oğula geçmesine karşı çıkmasını İslam'a aykırı görmesi de Khalaji'nin tahminlerini güçlendiriyor. 

Mücteba Hamaney'in yönetim deneyimi ve dini yeterliliği de bu göreve uygun görülmüyor.

Tennessee Üniversitesi'nden Saeid Golkar şöyle diyor:

Önemli kararların alındığı yerlerde onlarca yıldır tecrübe edinen Mücteba Hamaney'in rejimdeki bağlantıları eşsiz. Ancak onun atanması monarşiyi geri getirerek Hamaney'in mirasını lekeler.

Bazı uzmanlar da Ahmed Humeyni'nin Mücteba Hamaney'den de güçlü görüldüğünü ancak babasının 1989'da ölmesiyle birlikte işlerin değiştiğini bildiriyor. Hamaney ve dönemin cumhurbaşkanı Ekber Haşimi Rafsancani'yle sorunlar yaşayan Ahmed Humeyni, 1995'te henüz 45 yaşındayken hayatını yitirmişti. Kalp krizinin ölüme neden olduğu bildirilmişti.

Independent Türkçe, WSJ, BBC Türkçe