Futbol serüveni Antalyaspor'da başladı, Fransa'da şampiyonlukla taçlandı

Burak Yılmaz, şampiyonluk vitrinine Süper Lig, Türkiye Kupası ve TFF Süper Kupa'nın ardından Ligue 1'i de ekledi / Fotoğraf: AFP
Burak Yılmaz, şampiyonluk vitrinine Süper Lig, Türkiye Kupası ve TFF Süper Kupa'nın ardından Ligue 1'i de ekledi / Fotoğraf: AFP
TT

Futbol serüveni Antalyaspor'da başladı, Fransa'da şampiyonlukla taçlandı

Burak Yılmaz, şampiyonluk vitrinine Süper Lig, Türkiye Kupası ve TFF Süper Kupa'nın ardından Ligue 1'i de ekledi / Fotoğraf: AFP
Burak Yılmaz, şampiyonluk vitrinine Süper Lig, Türkiye Kupası ve TFF Süper Kupa'nın ardından Ligue 1'i de ekledi / Fotoğraf: AFP

"İyi bir hayatım vardı ama bu yaşta bir meydan okuma gerekti. Beni buna sportif direktör Luis Campos ikna etti..."
Burak Yılmaz, Beşiktaş'tan Lille'e transferinin üçüncü ayında bu sözleri dile getirdiğinde kimse onların Olympique Lyon, Monaco, Marsilya ve son üç sezonun şampiyonu Paris Saint-Germain'i geride bırakarak zafere ulaşacaklarına ihtimal vermiyordu.
Lille'de forma giyen Burak Yılmaz, Yusuf Yazıcı ve Mehmet Zeki Çelik, Paris Saint-Germain, Monaco, Lyon ile kıyasıya mücadele ettiği şampiyonluk yarışını kazanarak isimlerinden söz ettirdiler.
Bu sezon sergiledikleri performansla takımlarının 10 yıllık şampiyonluk hasretine son veren ekibin en önemli parçaları arasında yer alan futbolcular, şampiyonluğu da doyasıya kutladı.
Üç futbolcu arasındaki en özel isim ise hiç şüphesiz Burak Yılmaz oldu.
Temmuz ayında 36. yaşını dolduracak futbolcu, kariyeri boyunca elde ettiği başarılara Ligue şampiyonluğunu da ekleyerek, önemli bir rekora imza atmanın gururunu yaşıyor.

Bu sezon Lille formasıyla 16 gol ve 5 asistlik performans sergileyen Yılmaz, 2007-08 sezonundan sonra Avrupa'nın 5 büyük liginde bu sayıya ulaşan 2'nci isim olarak tarihe geçti.
Kariyeri boyunca birçok farklı kulüpte yer alan ve Türkiye'de "Dört Büyükler" olarak adlandırılan Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor'da oynama başarısı gösteren ender isimlerden olan Yılmaz'ın futbol hikayesi ise Antalya'da başladı.
Beşiktaş'ın eski kalecilerinden Fikret Yılmaz ile basketbolcu Belgin Yılmaz'ın oğlu Burak, 15 Temmuz 1985'te Antalya'da doğdu.
Sporcu bir aileden gelmesinin etkisiyle futbolla erken yaşlarda tanışan Burak, okul takımında oynadığı dönemde Antalyaspor yetkilileri tarafından keşfedilerek kırmızı-beyazlı ekibin altyapısına katıldı.
Antalyaspor altyapısında kısa sürede farkını ortaya koyan ve PAF takıma yükselen Burak, yine kırmızı-beyazlı ekiple ilk profesyonel sözleşmesini imzaladı.

Türkiye A takımındaki ilk maçına 29 Ağustos'ta Karşıyaka ile oynanan TFF 1. Lig maçında çıkan Burak, 62. dakikada rakip, 87. dakikada da kendi kalesine gol attı. 
Antalyaspor formasıyla çıktığı 78 maçta 35 gol atan ve takımının Süper Lig'e yükselmesinde de etkili olan Yılmaz, 2006'da dönemin Beşiktaş Teknik Direktörü Jean Tigana'nın isteğiyle siyah-beyazlı ekibe transfer oldu.
Bir milyon euro karşılığında geldiği İstanbul temsilcisinde bir buçuk sezon boy gösteren Yılmaz, buradaki ilk sezonunda Türkiye Kupası şampiyonluğu yaşadı.
2007-08 sezonu ara transfer döneminde Filip Holosko karşılığında Koray Avcı ile birlikte Vestel Manisaspor'a transfer edilen Yılmaz, hedeflerinden vazgeçmeyerek burada da adından söz ettirmeyi başardı.
Manisaspor ile ligin ikinci yarısında 16 maça çıkan Burak Yılmaz, 9 gol ve 1 asistle yeniden İstanbul ekiplerinin radarına girdi.
 
Fenerbahçe'de beklentilerin altında kaldı
Sezon sonunda Luis Aragones yönetimindeki Fenerbahçe'ye transfer olan Burak Yılmaz, Fenerbahçe gibi büyük bir camiaya geldiği için gururlu olduğunu dile getirerek, şunları kaydetmişti:
"Çok mutluyum. Bana güvenen kimseyi mahcup etmeyeceğim. Fenerbahçe'nin kazanacağı kupalarda benim de emeğim olacağı için çok mutluyum. Forma yarışı içinde tabii ki olacağım... Fenerbahçe'nin büyüklüğü tartışılmaz. İlk önce kendimi burada kanıtlamak ve burada forma giydikten sonra burayı tabii ki Avrupa futbolu için bir basamak olarak kullanmak istiyorum... Artık başka bir Burak var..."
Burak Yılmaz'ın büyük umutlarla başlayan Fenerbahçe serüveni, çok da uzun sürmeyecekti. 
2008-09 sezonunda sarı-lacivertli kulüple ilk maçına 30 Temmuz 2008'de oynanan UEFA Şampiyonlar Ligi ikinci tur ilk maçında MTK Budapeşte karşısında çıkan Yılmaz, sezon boyu sadece 16 maçta süre alabildi.
Fenerbahçe'ye toplamda 2 asistlik katkı sunan Yılmaz'ın yolu bir kez daha İstanbul'dan ayrıldı.
Takip eden sezonda önce Eskişehirspor'a kiralanan Yılmaz, devre arasında Trabzonspor'a Gökhan Ünal+3 milyon 200 bin euro karşılığında bonservisiyle gönderildi.

Şenol Güneş ile hayatı değişti
Beşiktaş ve Fenerbahçe'de istediğini bulamayan Yılmaz, şansını bu kez Şenol Güneş yönetimindeki Trabzonspor'da deneyecekti.
Trabzon Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'ndeki imza töreninde konuşan Burak, bu kez daha temkinli konuşmuştu:
"Trabzonspor'dan yurt dışına gideceğim diye bir şey söylemek istemem. Tek düşüncem Trabzonspor'da başarılı olmak. Trabzonsporlu Burak olmak. Dediğim gibi inşallah 2 buçuk senelik kontratımı bitirir ve uzun yıllar burada oynarım. Tek isteğim Trabzonsporlu Burak olmak..."
2009-10 sezonuna kadar farklı mevkilerde denenen Burak Yılmaz'ın kaderi tam da Trabzonspor'da değişti.
Teknik direktör Şenol Güneş tarafından forvet mevkiine çekilen Yılmaz, bordo-mavili ekipteki ilk maçına ise 15 Şubat 2010'da oynanan Bursaspor maçıyla çıkarken, ilk golünü ise 26 Şubat'taki Antalyaspor karşılaşmasında kaydetti.
Burak Yılmaz, Trabzonspor'daki ilk sezonunda 14 maça çıktı, 3 gol üretti. Bu gollerden en trajik olanı ise Bursaspor ile şampiyonluk yarışındaki Fenerbahçe'ye ligin son haftasında oynanan ve şampiyonluğun Anadolu'ya gitmesini sağlayan Kadıköy'deki maçta kaydetti.
 
2010-11'de küllerinden doğdu, 2011-12'de gol kralı oldu
Burak Yılmaz için en önemli sezonlardan biri ise hiç şüphesiz 2010-11 dönemi oldu.
Fenerbahçe ile girişilen şampiyonluk yarışını averajla kaybeden Trabzonspor'da çıktığı 30 Süper Lig maçında 19 gol ve 2 asistlik performans sergileyen Yılmaz, kalitesini ortaya koyarak takımın en önemli isimleri arasında yer aldı.
Şampiyonluğun kaybedilmesinin ardından sonraki sezona daha hırsla hazırlanan Burak Yılmaz, şike iddialarıyla geçen yaz döneminin ardından yeni başlayan 2011-12 sezonuna da golle "merhaba" dedi.
Ligin ilk karşılaşmasında Manisaspor ile karşılaşan Trabzonspor'un tek golünü atan Burak Yılmaz, forma giydiği 30 maçta 32 gol atarak sezonun "gol kralı" unvanını kazandı.

Kariyerinin en başarılı dönemini Galatasaray'da yaşadı
Trabzonspor ile geçen başarılı yıllarından ardından Avrupa kulüplerinin radarına giren Burak Yılmaz, Lokomotiv Moskova'nın sezon başı kampına katılmış ancak bordo-mavili kulüple olan sözleşmesi kullanılarak 5 milyon euro karşılığında Galatasaray'a transfer edilmişti.
Rotasını yeniden İstanbul'a çevrilen ve Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonspor'un ardından Galatasaray'da da forma giyme şansı yakalayan Burak Yılmaz, Sergen Yalçın'ın kırdığı "Dört Büyükler"de forma giyen tek oyuncu rekoruna ortak olmuştu.
Galatasaray formasıyla ilk maçına Süper Lig'in 2. haftasındaki Beşiktaş maçında giyerken, ilk golünü ise 3. haftada oynanan Bursaspor karşılaşmasında kaydetti.
Burak Yılmaz, futbol kariyerinin en önemli başarılarını da yine en çok formasını giydiği Galatasaray'da yaşadı.
3 buçuk sezon Galatasaray'da oynayan Burak Yılmaz, 141 kez giydiği sarı-kırmızılı formayla 82 gol ve 23 asist üreterek kariyerinin en verimli dönemlerinden birini geçirdi.
Burak Yılmaz, 2012-13 ve 2014-15 sezonlarında Süper Lig; 2012-13, 2013-14 ve 2015-16 sezonlarında TFF Süper Kupa; 2013-14, 2014-15 ve 2015-16 sezonlarında ise Türkiye Kupası şampiyonlukları elde etti.
Burak Yılmaz, ayrıca 2012-13 sezonunda Süper Lig'de attığı 24 golle ikinci kez gol kralı unvanını kazandı.

Astronomik bedelle Çin'e gitti
Kariyerinin en parlak dönemlerinden geçen Burak Yılmaz, Galatasaray'da geçirdiği üç buçuk sezonun ardından Çin'in Beijing Guoan ekibinden gelen teklifi geri çevirmeyerek, ilk yurt dışı transferine imza attı.
Süper Lig’de 2015-16 sezonu ikinci yarısının ilk mücadelesi olan Sivasspor karşısında kaçırdığı pozisyonlar nedeniyle taraftarların tepkisini gören Burak Yılmaz, Beijing Guoan'ın bonuslarla birlikte yıllık 8 milyon euroluk teklifini geri çevirmedi.
Galatasaray, Çin ekibinden kazanacağı 8 milyon euro bonservis bedelinin ise yüzde 25'ini sözleşme gereği Trabzonspor ile paylaşacaktı.
Süper Lig'de 2 kez gol krallığı tacını giyen Yılmaz'ın Çin macerası ise yaklaşık 1 buçuk sezon sürdü.
Pekin temsilcisiyle çıktığı 32 maçta 19 gole imza atan Yılmaz, 6 asist yaparak takımına katkı sundu.

2017'de küllerinden doğduğu Trabzonspor'a geri döndü
Tarihler 2 Ağustos 2017'yi gösterdiğinde Burak Yılmaz'ın yeniden Türkiye'ye dönüş yapacağı ve eski kulübü Trabzonspor ile anlaştığı haberleri ajanslarda yer aldı.
Golcü futbolcu, Beijing Guoan ile yollarını ayırmasının ardından bordo-mavililer ile 3 yıllık resmi sözleşme imzaladı.
2017-18 sezonunda Trabzonspor formasıyla 25 maça çıkan Yılmaz, 23 gol ve 4 asistlik performansıyla sezona damga vurdu. 
2018-19 sezonunda yaşadığı sakatlıklar ve sorunlar nedeniyle sahalardan uzak kalan yıldız futbolcu, 7 maçta 5 gol bulabildi. 
Trabzonspor'daki ikinci sezonunda bekleneni veremeyen Burak Yılmaz, ara transfer döneminde bu kez yeniden Beşiktaş'ın yolunu tuttu.
Sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşım ile Beşiktaş'a transfer olduğunu açıklayan Yılmaz, siyah beyazlı forma için terinin son damlasına kadar mücadele edeceğini söyledi:
"Hayat geriye doğru anlaşılır ama ileri doğru yaşanır. Ben de hayatı ileri doğru yaşamaya çalışırken hayat beni tekrar gönül verdiğim takımımla buluşturdu. İnanıyorum ki bu yeniden buluşmanın ileride bir gün geriye bakıp anlayacağımız güzel ve anlamlı bir sebebi var. Ben şimdiden bu yeniden buluşmanın heyecanını ve gururunu yaşıyorum. Benim yeniden Beşiktaş forması giymemi sağlayan başta Şenol hocama ve bana inanan herkese çok teşekkür ederim. Bana olan güvene layık olmak için elimden gelen her şeyi yapacağım. Büyük Beşiktaş taraftarının her bir ferdinin övgüsünü de eleştirisini de saygıyla karşılıyorum. Sadece bilmenizi isterim ki; Beşiktaş formasını giydiğim an itibariyle Beşiktaşlılığın tanımı olan tüm değerlerin ve Beşiktaşlı duruşunun sorumluluğunda olacak ve terimin son damlasına kadar Beşiktaş'ımız için mücadele edeceğim."

Söz konusu dönemde Beşiktaşlı taraftarlar Burak Yılmaz transferini eleştirse de tepkiler yerini zamanla övgüye bıraktı.
Beşiktaş'taki ikinci döneminde gösterdiği performansla takımın galibiyetlerinde başrol oynayan ve siyah-beyazlı camiayı şampiyonluk potasında tutan Yılmaz, forma giydiği 15 maçta 11 gol, 1 asist üreterek taraftarların da gönlünü kazanmayı başardı.
2019-20 sezonuna mutlak şampiyonluk parolasıyla çıkan Beşiktaş'ın en önemli kozları arasında yer alan Burak Yılmaz, siyah-beyazlı ekipteki son sezonunu da etkili performansıyla noktaladı.
Oynadığı 26 maçta attığı 14 gol ve yaptığı 7 asist şampiyonluğu getirmese de Beşiktaşlı taraftarların övgüsünü kazanmaya yetti.

İlk Avrupa deneyimini şampiyonlukla taçlandırdı
Beşiktaş'ta yaşanan ekonomik sorunları gerekçe gösteren ve sözleşme şartları nedeniyle takımına yardımcı olmak isteyen Burak Yılmaz, sezon sonunda alacaklarına karşılık bonservisini alarak Fransa'nın Lille ekibinden gelen transfer teklifini kabul etti.
Türkiye milli futbolcularından Zeki Çelik ve Yusuf Yazıcı'nın ardından Fransız temsilcisindeki üçüncü Türk olan Burak Yılmaz, kalitesini burada da konuşturarak ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu bir kez daha ispat etti.
Sezon boyunca Avrupa basınında manşetlere taşınan ve Lille Belediye Başkanı'nın "Böyle giderse heykelini dikeceğiz" dediği Burak Yılmaz, oynadığı 33 maçta 18 gol ve 5 asist üretti.
Burak Yılmaz, Lille'in Paris Saint-Germain, Olympique Lyon, Monaco ve Marsilya gibi dev kulüpleri geride bırakarak 10 yıllık şampiyonluk hasretine son vermesinde en büyük rolü üstlendi.

EURO 2020 finallerinde Türkiye'nin en büyük silahı
Burak Yılmaz, 3 Temmuz 2001'de U17 seviyesinden başladığı Türk milli takım kariyerinde 54 kez alt yaş, 66 kez de Türkiye A Milli olmak üzere toplam 120 kez ay-yıldızlı formayı giydi.
2006’da Fatih Terim tarafından Azerbaycan ile oynanacak hazırlık maçı öncesi aday kadroya davet edilen Burak Yılmaz, Bakü Tevfik Behramov Stadı’ndaki mücadelenin 70. dakikasında oyuna girerek ilk kez A Milli Futbol Takımı formasını terletti.
Yılmaz, ay-yıldızlı formayla ilk golünü ise 3 Haziran 2011'de Belçika karşısında attı.
Türkiye A Milli Futbol Takımı ile bugüne kadar çıktığı 66 maçta 28 kez fileleri havalandıran deneyimli golcü ayrıca 5 asistlik katkı sundu.
Yılmaz, önümüzdeki ay düzenlenecek EURO 2020 finalleri öncesi Türkiye'nin en önemli oyuncuları arasında yer alıyor.

Independent Türkçe



Islam Makhachev, Jack Della Maddalena'yı ezip geçerek çifte kemer sahibi oldu

Khabib Nurmagomedov, iki kemerli Islam Makhachev'i taşıyor (AP)
Khabib Nurmagomedov, iki kemerli Islam Makhachev'i taşıyor (AP)
TT

Islam Makhachev, Jack Della Maddalena'yı ezip geçerek çifte kemer sahibi oldu

Khabib Nurmagomedov, iki kemerli Islam Makhachev'i taşıyor (AP)
Khabib Nurmagomedov, iki kemerli Islam Makhachev'i taşıyor (AP)

Islam Makhachev, UFC 322'de Jack Della Maddalena'yı kolayca alt ederek yarı ortasıklet kemerini kaptı ve birden fazla sıklette şampiyon oldu. Bu, efsanevi antrenörü ve çocukluk arkadaşı Khabib Nurmagomedov'un asla başaramadığı bir şeydi.

Makhachev, Avustralyalıyı 5 raunt boyunca neredeyse izlenmesi zor bir mücadelede ezip geçti. 34 yaşındaki Makhachev'in Della Maddalena'nın sağ baldırını sistematik olarak hedef alması, unvanını savunan rakibini şampiyonluk rauntlarında gözle görülür bir acı içinde bıraktı.

Della Maddalena, 5 raunt boyunca yerden kalkamadı ve skor kartlarının toplamı  50-45 Makhachev'in lehineydi.

Makhachev, hafif sıklet kategorisini fethettikten sonra 77 kiloya yükselmişti ve bu yıl Belal Muhammed'i tahtından indirdikten sonra ilk kez unvanını savunan 29 yaşındaki Della Maddalena'nın, bu sıklette ilk kez maça çıkan dişli Dağıstanlıyı zorlaması bekleniyordu.

Elit mücadele yeteneği, nakavt gücü ve siyah kuşak BJJ becerisiyle birleşince, en azından kağıt üzerinde Makhachev'i alt etmek için gereken tüm araçlara sahip olduğu anlamına geliyordu. Ancak pratikte, Makhachev'in adeta yenilmez görünen üstünlüğüne karşı çok az tehdit oluşturduğu görüldü. Makhachev, 25 dakikalık dövüşte 18 dakikalık kontrol süresiyle şampiyonun canını çıkardı.

Makhachev, birden fazla sıklette UFC şampiyonluğu kazanan 11. dövüşçü oldu ve üst üste 16 galibiyetle Anderson Silva'nın rekorunu egale etti.

Madison Square Garden'daki yan ana maçta Zhang Weili, bir sıklet yükselerek Makhachev’in izinden giderek bir sıklet yükseldi ama tam tersine, unvanını koruyan şampiyon tarafından domine edildi. Sineksıklet kraliçesi Valentina Shevchenko, eski saman sıklet şampiyonuna karşı oybirliğiyle kazandı.

Zhang, tüm dövüş boyunca ikinci en iyi performansı gösterdi; ayakta hasar vermek için mesafeyi kapatmakta zorlandı ve Shevcheno'nun gücünün üstesinden gelemeyerek her rauntta dövüşün sonucunu belirleyen yere almalara karşı koyamadı.

Gecenin başka bir dövüşünde Britanyalı eski yarı ortasıklet şampiyonu Leon Edwards, Carlos Prates'e karşı ağır bir nakavt yenilgisi aldı; bu, üst üste üçüncü yenilgisiydi ve UFC'de ilk kez nakavt edildi.

Martta UFC Londra'da Edwards'ı yenen, yarı ortasıkletin kemer peşinde koşan bir diğer ismi Sean Brady için de işler daha iyi değildi. Kariyerinin en büyük galibiyetinin üzerine koyamayan Amerikalı dövüşçü, 25 yaşındaki yenilgisiz Michael Morales tarafından nakavt edildi.

Hem Morales hem de Prates, Ian Garry, Shavkat Rakhmonov ve Belal Muhammad gibi isimlerin de Makhachev'in ilk rakibi olmak için yarıştığı, yarı ortasıkletin kalabalık şampiyonluk mücadelesi tablosuna girdi.

Benoit Saint Denis, deneyimli Beneil Dariush'u 16 saniyede durdurarak UFC tarihindeki en hızlı 6. nakavtı kaydederken, Bo Nickal, Rodolfo Vieira'yı kafasına sert bir tekmeyle nakavt ederek yeniden kazandı.

Independent Türkçe

 


ATP’nin iki devi finalde buluşuyor: Alcaraz -Sinner

Alcaraz zaferini kutluyor (EPA)
Alcaraz zaferini kutluyor (EPA)
TT

ATP’nin iki devi finalde buluşuyor: Alcaraz -Sinner

Alcaraz zaferini kutluyor (EPA)
Alcaraz zaferini kutluyor (EPA)

Dünya 1 numarası Carlos Alcaraz, Kanadalı Felix Auger-Aliassime’i 6-2, 6-4’lük setlerle mağlup ederek ATP Finalleri’nde adını finale yazdırdı. İspanyol raket, finalde ev sahibi İtalya’nın dünya 2 numarası ve son şampiyonu Jannik Sinner ile karşılaşacak. Sinner, yarı finalde Avustralyalı Alex de Minaur’u 7-5, 6-2 ile geçerek finale yükseldi.

Bu sezon rakibine karşı belirgin üstünlük kuran Alcaraz, Sinner’la oynadığı 5 maçın 4’ünü kazandı.

Roland Garros ve Flushing Meadows’ta oynanan Grand Slam finalleri de dahil olmak üzere bu karşılaşmaların tamamı final mücadelesiydi. Sinner’ın bu yıl Alcaraz’a karşı elde ettiği tek galibiyet ise Wimbledon finalinde aldı.

22 yaşındaki İspanyol tenisçi, Torino’da yarı finale ulaşarak yıl sonu dünya 1 numarasını garantilediği için final maçına daha az baskıyla çıkacak. Alcaraz, kariyerinde ilk kez ATP Finalleri şampiyonluğu kazanmayı hedeflerken, bu unvanla birlikte sezonun 9'uncu, kariyerinin ise 25'inci turnuva zaferine ulaşma fırsatına sahip olacak. Alcaraz, geçtiğimiz yıl turnuvaya grup aşamasında veda etmişti.


Mubti, Şarku'l Avsat'a konuştu: Altın madalyam, Suudi liderliğinin desteğinin bir meyvesi

Altın madalya kazanan Suudi binici Halid el-Mubti podyumda (Suudi Arabistan takımı)
Altın madalya kazanan Suudi binici Halid el-Mubti podyumda (Suudi Arabistan takımı)
TT

Mubti, Şarku'l Avsat'a konuştu: Altın madalyam, Suudi liderliğinin desteğinin bir meyvesi

Altın madalya kazanan Suudi binici Halid el-Mubti podyumda (Suudi Arabistan takımı)
Altın madalya kazanan Suudi binici Halid el-Mubti podyumda (Suudi Arabistan takımı)

6. İslami Dayanışma Oyunları'nda altın madalya kazanan Suudi binici Halid el-Mubti, bunun ‘çok zorlu bir rekabetin’ ardından gerçekleştiğini ifade etti. Hazırlık sürecinin kolay olmadığını, ancak sonunda Suudi binicilik sporuna bu başarıyı kazandırdığını belirtti.

Şarku'l Avsat'a özel açıklamalarda bulunan el-Mubti şunları söyledi: “Oyunlara hazırlanırken çok çaba sarf ettim ve Allah'a şükürler olsun ki altın madalyayı kazanabildim. Allah'ın lütfu ve Suudi liderlerin, Olimpiyat ve Paralimpik Komitesi'nin ve bize ihtiyacımız olan her şeyi sağlayan Suudi Arabistan Binicilik Federasyonu'nun desteği olmasaydı bu başarıya ulaşamazdım. Bugün elde edilen başarı sadece bir başlangıç. Gelecekte daha da iyi performans göstermek için çalışacağım.”

Gelecekteki hedefleri hakkında da konuşan el-Mubti, olimpiyatların her sporcu için en büyük hayal olmaya devam ettiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “2024 Paris Olimpiyatları'na ilk kez katıldık ve iyi bir katılım oldu. Bir sonraki katılımda, özellikle liderlerimizin desteği ile bugün olanaklar daha iyi hale geldiği için, daha odaklanmış olacağız. Hedefimiz açık: tekler veya çiftler kategorisinde madalya kazanmak.”

El-Mubti, bitiş çizgisini geçtikten sonra doğrudan teknik ve idari ekibini selamlamaya gittiğini belirterek, “Onlar benim başarımın sebebi ve bu madalyayı kazanmamdaki en önemli faktör” dedi.

İslami Dayanışma Oyunları Yüksek Organizasyon Komitesi Başkanı Prens Fahd bin Celavi ve Suudi Arabistan Binicilik Federasyonu Başkanı Prens Abdullah bin Fahd, engel atlamada kazandığı altın madalyanın ardından Halid el-Mubti'yi karşıladı. Bu sahne, Suudi sporunun çeşitli uluslararası forumlarda gördüğü destek ve ilgiyi yansıtıyor.