İsrail bombardımanlarında evini ikinci kez kaybeden Filistinlinin ağzından Gazze’de yaşananlar

Gazze Şeridi 11 günlük savaşın ardından normal hayata dönme mücadelesi veriyor

Ramiz el-Mısri’nin Gazze Şeridi'nde eskiden evinin bulunduğu yerde İsrail bombardımanı sonrası açılan ve suyla dolan çukur (AP)
Ramiz el-Mısri’nin Gazze Şeridi'nde eskiden evinin bulunduğu yerde İsrail bombardımanı sonrası açılan ve suyla dolan çukur (AP)
TT

İsrail bombardımanlarında evini ikinci kez kaybeden Filistinlinin ağzından Gazze’de yaşananlar

Ramiz el-Mısri’nin Gazze Şeridi'nde eskiden evinin bulunduğu yerde İsrail bombardımanı sonrası açılan ve suyla dolan çukur (AP)
Ramiz el-Mısri’nin Gazze Şeridi'nde eskiden evinin bulunduğu yerde İsrail bombardımanı sonrası açılan ve suyla dolan çukur (AP)

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun'da Ramiz el-Mısri adlı Filistinlinin, İsrail’in 2014 yılındaki bombardımanlarında yıkılan evini yeniden inşa etmesi üç yılını aldı. Ancak geçtiğimiz hafta yeniden başlayan çatışmalarda İsrail’in düzenlediği hava saldırısında Mısri’nin evinin yeniden yıkılması sadece birkaç saniye sürdü.
İsrail’in attığı füze Mısri’nin sahibi olduğu binayı tamamen yıkarken evin bulunduğu yerde açılan dev krater ve ölüm dışında geriye hiçbir şey kalmadı.
Uluslararası haber ajanslarına konuşan Mısri (39), “Evime döndüğümde ve binanın olduğu yerde bu büyük deliği görünce şok oldum. Savaş bitmedi. Hala savaşla karşı karşıyayım” dedi.

İsrail'in Gazze’ye uyguladığı abluka da dahil olmak üzere Filistinlilere yönelik kuşatmasına işaret eden Mısri “Çocuklarım sağa sola dağılmış durumda. İki şurada, üçü burada, biri de orada. Gerçekten çok zor durumdalar. İşgal devam ettiği müddetçe her gün ölümle burun buruna yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Gazze’de 11 gün süren çatışmanın ardından ateşkesin yürürlüğe girmesi ile birlikte Ramiz’in sekiz çocuğu, eşi ve erkek kardeşinden oluşan Mısri ailesi, uluslararası yardımın evlerinin yeniden inşasına yardımcı olmasını umuyor.

Associated Press'in (AP) haberine göre 2014'teki 50 günlük savaştan daha kısa sürse de son savaş Gazze’deki mahalleleri enkaz haline getirirken 141 bin ev  zarar gördü. Ancak bu savaştan sonra, uluslararası bağışçılar, Gazze Şeridi’ni yeniden inşa etmek için 2,7 milyar dolarlık yardım sözü verdiler. Fakat yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını krizinden ve Ortadoğu'da yıllardır devam eden diplomatik girişimler yüzünden zaten tükenmiş olan uluslararası toplumun bu kez ‘cüzdanını’ yeniden açmaya hazır olup olmadığı belirsizliğini koruyor.

Uyarı telefonu
Fransız Haber Ajansı (AFP) ise olayı şöyle aktardı:
Mısri, geçtiğimiz Çarşamba günü saat İsrailli bir istihbarat görevlisinden karısı ve çocuklarıyla birlikte binayı terk etmesini isteyen bir telefon aldı.
Mısri’ye göre, İsrailli istihbarat görevlisinin çağrısından sonra kimse hangi evin hedef alınacağını bilmiyordu. Ancak düzenlenen hava saldırısında Mısri’nin evi tamamen yıkıldı. Mısri ailesi yakındaki küçük bir hastaneye sığındı. Dakikalar içinde, İsrail savaş uçaklarından atılan füzeyle üç katlı yerle bir oldu. Evin olduğu yerde altı metre derinliğinde bir krater açıldı. Açılan büyük krater, füzenin su boruları ve kanalizasyon şebekelerini de patlatması nedeniyle suyla dolarken füze binayı vurduğu sırada meydana gelen patlama yüzünden yakınlardaki binaların camları kırıldı. Patlama o kadar şiddetliydi ki, evlerin beton kirişleri muhtemelen onarılamayacak şekilde tahrip oldu.

Ramiz Mısri, evinin yeniden inşa edilmesinin yine üç yıl sürüp sürmeyeceğini sorgularken “2024'e kadar evsiz mi kalacağım?” diye sordu.
Gazze Şeridi’nde dün (Pazar), buldozerler sokakları yeniden açmak için çalışırken moloz yığınlarında biriken kanalizasyon suyunun çekilmesi için seyyar bir pompa yerleştirildi. Şehir işçileri, tahrip olmuş elektrik kablolarını toplarken, enkaz yığınları kaldırılmayı bekliyordu.

Normal hayata dönme çabası
İsrail, Hamas’ın silah edinmesini engelleme gerekçesiyle 2007 yılından bu yana Gazze Şeridi’ne abluka uyguluyor. Birleşmiş Milletler'in (BM) İşgal Altındaki Filistin Toprakları İnsani Yardım Koordinatörü Lynn Hastings, BM’nin uzun süredir İsrail'e Gazze ablukasını kaldırması çağrısında bulunduğunu ve buna devam edeceğini söyledi.
İsrail, son çatışmalar sırasında Hamas hedeflerini vurduğu gerekçesiyle Gazze'de yüzlerce hava saldırısı düzenledi. Hamas ve diğer silahlı gruplar, İsrail şehirlerine, çoğu engellenen veya açık alanlara düşen 4 binden fazla roket fırlatarak İsrail’in hava saldırılarına karşılık verdi.
BM, geçtiğimiz Cuma günü sona eren savaşta yaklaşık bin evin yıkıldığını tahmin ediyor. Hastings, yüzlerce konutun ise büyük ihtimalle oturulamayacak kadar ağır hasar gördüğünün tahmin edildiğini söyledi. Hastings ayrıca ağır bombalamanın, maddi hasarın yanı sıra Gazze sakinlerinin psikolojisine de büyük zarar verdiğini belirtti.
AP, savaşın gerçek yarattığı maliyetin hemen anlaşılamayacağını kaydetti.
Öte yandan Filistinli sağlık yetkilileri, savaşta 66'sı çocuk 39'u kadın 248 Filistinlinin öldüğünü, binlerce kişinin yerlerinden edildiğini, yoksul ve kuşatma altındaki Gazze’deki binaların büyük hasar gördüğünü ve bin 900 kişinin yaralandığını açıkladılar. Buna karşın İsrail tarafında ikisi çocuk 12 kişinin öldüğü bildirildi.
Geçtiğimiz Cuma günü ateşkesin yürürlüğe girmesinden sonra, binlerce Gazzeli, hasar alan binalardan geriye kalan toz ve enkazları bir eşek arabasıyla kaldırmaya ve normal hayata dönmeye çalışıyor. Yetkililer, hasarın boyutunu tespit etmeye çalışırken Gazze sakinleri evlerinin ve işyerlerinin durumunu incelemeye başladılar.



Netanyahu, yeni Suriye’yi diplomasiyle değil bombalarla karşılıyor: İsrail, yeni Şam yönetimini barış ortağı değil kontrol edilmesi gereken hedef olarak kodluyor

Başbakan Binyamin Netanyahu, 19 Kasım'da Suriye ile olan tampon bölgeyi, savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti (İsrail Başbakanlık Ofisi)
Başbakan Binyamin Netanyahu, 19 Kasım'da Suriye ile olan tampon bölgeyi, savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti (İsrail Başbakanlık Ofisi)
TT

Netanyahu, yeni Suriye’yi diplomasiyle değil bombalarla karşılıyor: İsrail, yeni Şam yönetimini barış ortağı değil kontrol edilmesi gereken hedef olarak kodluyor

Başbakan Binyamin Netanyahu, 19 Kasım'da Suriye ile olan tampon bölgeyi, savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti (İsrail Başbakanlık Ofisi)
Başbakan Binyamin Netanyahu, 19 Kasım'da Suriye ile olan tampon bölgeyi, savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti (İsrail Başbakanlık Ofisi)

Kasım 2025’in yağmurlu bir gecesinde, İsrail ordusunun Ramallah’ın kalbine yönelik baskını sürerken, başkanlık binasına birkaç metre mesafedeki bir noktada oturan üst düzey bir Filistinli yetkili acı bir tebessümle şunu söyledi:
“Şu an Filistin hakkında konuşmak istemiyorum. İsrail’i sömürgeci bir devlet olarak tanımlayan ezber cümleleri de tekrar etmeye niyetim yok. Şu anda konuşmak istediğim şey Suriye.”

Yetkiliye göre Suriye, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun yalnızca gerçek bir barışı istemediğinin değil, komşu devletleri de görmek istemediğinin en açık kanıtı haline geldi. Zira Şam’daki yeni siyasi liderlik, İsrail’e karşı savaş ya da düşmanlık istemediğini açıkça ilan etmiş olmasına rağmen, İsrail Suriye topraklarını son derece sert askerî operasyonlarla ihlal etmeyi sürdürüyor.
Filistinli yetkili şöyle devam ediyor:
“Hamas 7 Ekim 2023’te savaşı başlattı, Hizbullah İsrail’i vurdu, Husiler İran’ın teşvikiyle ‘destek savaşına’ katıldı… Fakat Suriye tam tersine çatışmanın dışında kalmayı seçti; hatta çok daha fazlasını yaptı.”

“İsrail için bir tehdit yok”

Saldırganlığı caydırma operasyonlarının sonrası Şam’da kontrolü devralan yeni yönetim, İsrail dahil komşu hiçbir ülkeye tehdit oluşturmadığını açıkladı.
Bununla birlikte Beşşar Esed rejiminin çökmesi ve İran ekseninin bölgedeki en stratejik üssünü kaybetmesi, Suriye ile İsrail arasında çıkarların kesiştiği yeni bir dönemi mümkün kılabilirdi.

Filistinli yetkili, “İsrailliler sanki bu gerçekleri unuttu. Suriye artık İran milislerinin oyun alanı değil” diyor.

Bu süreçte ABD, Türkiye ve Azerbaycan, iki taraf arasında arabuluculuk yapmaya hazır olduklarını bildirerek, sınırların tamamen güvenli hâle gelmesini sağlayacak güvenlik düzenlemeleri için müzakerelere davet etti. İsrail’in çekincelerine rağmen Suriye, doğrudan görüşmelere dahi razı oldu. Nitekim Dışişleri Bakanı Esad el-Şeybani ile İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer arasında altı toplantı gerçekleştirildi.

İsrail kaynaklarına göre Şam, kapsamlı bir anlaşmaya ulaşmak adına büyük esneklik gösteriyor. 1967 ve 2024’te işgal edilen tüm toprakların iadesi karşılığında tam barış anlaşmasına hazır; fakat ara formüller de değerlendiriliyor. Bunlar arasında Golan’ın 15 yıla kadar İsrail’e kiralanması veya 1974 sınırlarına dönüşü öngören bir güvenlik mutabakatı da var.

Aynı kaynaklar,  yeni yönetiminin “İbrahim Anlaşmaları”na katılmaya da sıcak baktığını, bunun İsrail’in 1948’den bu yana hayalini kurduğu tarihi bir açılım olacağını belirtiyor.

İsrail’in karşılığı: İşgal ve hava saldırıları

Tehdit politikasını seçen İsrail, Aralık 2024’ten bu yana yeni yönetimin nefes almasına fırsat vermeden askerî havaalanları ve üsleri hedef alan yaklaşık 500 hava saldırısı düzenledi. Suriye’nin savunma kapasitesinin yüzde 85’ini yok eden İsrail, 450 km²’lik Suriye toprağını işgal ederek genişliği 7 km’yi aşan hat boyunca, Şeyh Cebel'den Dera’ya kadar ilerledi. Bazı bölgelerde 20 km derinliğe kadar kara harekâtı yürüten İsrail 9 askerî üs kurdu.

frgt
Netanyahu, Salı günü Suriye'deki tampon bölgedeki İsrail güçlerini denetledi (AP)

İsrail ayrıca, “Dürzi müttefikleri koruma” gerekçesiyle iç çatışmaları körükledi. Oysa İsrail’deki Dürzi vatandaşlar bizzat İsrail hükümetleri tarafından ayrımcılığa maruz kalıyor.
Tel Aviv yönetimi, Şam’ın yeni liderliğini Nusra Cephesi bağlantıları üzerinden karalamaya çalışsa da, geçen yıllarda bizzat İsrail ordusuna bağlı sahra hastaneleri ve Safed, Hayfa, Tel Aviv’deki çeşitli merkezlerin çok sayıda Nusra üyesini tedavi ettiği biliniyor.

Netanyahu’yu kim durdurabilir?

Son günlerde İsrail’de ortaya çıkan bilgiler, ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail’e ve Netanyahu’ya “Suriye politikasındaki yanlışları” nedeniyle sert bir uyarıda bulunduğunu gösteriyor.
Trump’ın, Suudi Arabistan ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın talebi üzerine, Şam’daki yeni yönetimle daha olumlu bir yaklaşım benimsemeye yöneldiği ifade ediliyor.

frgt
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Eş-Şara'nın Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılmasını görüşmek üzere Riyad'da geçen mayıs ayında gerçekleştirdiği toplantıdan bir kare (SPA)

Trump, İsrail’in attığı adımların “yanlış ve mantıksız” olduğunu düşünürken, birçok analist Netanyahu’yu dizginleyebilecek tek gücün Trump yönetimi olduğuna inanıyor.
Ancak bunun sahadaki sonuçlarının görülmesi zaman alabilir. Bu arada şu soru giderek daha sık soruluyor: “İsrail, Suriye ile böyle bir şekilde davranarak bölgesine nasıl bir mesaj veriyor?”


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.


BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
TT

BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)

Birleşmiş Milletler’in Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin aldığı önemli kararlar ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin güçlendirilmiş varlığına rağmen ülkenin güneyindeki belirsizlik ortamının devam ettiğini belirtti. Hennis-Plasschaert, bu iki unsurun “normalleşme yolunda temel bir zemin oluşturduğunu” söyledi.

Hennis-Plasschaert, “Birçok Lübnanlı için çatışma düşük yoğunlukla da olsa sürüyor. Mevcut durum devam ettiği sürece, düşmanlıkların yeniden tırmanma ihtimali ortadan kalkmış değil” ifadelerini kullandı.

BM yetkilisi, mevcut fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Diyalog ve müzakereler tüm sorunları çözemeyebilir; ancak taraflar arasında karşılıklı anlayışın oluşmasına katkı sağlar ve en önemlisi, istenen güvenlik ve istikrara giden yolu açar” dedi.

İsrail ile Hizbullah arasında geçen yıl Kasım ayında, Gazze’deki savaşın yol açtığı bir yılı aşkın karşılıklı bombardımanın ardından ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan’daki bazı noktalarda varlığını sürdürürken, ülkenin güneyi ve doğusuna yönelik saldırılarına devam ediyor.