Fransa, Mali’de darbe içinde darbe ile karşı karşıya

Bazı çevreler, Bamako'daki Albay Asimi Goita'yı cesaretlendirdiği için Çad meselesinde de hoşgörülü davranan Paris’i eleştiriyor

Mali Başkanı Bah Ndaw'ın (sağda) ve Albay Asimi Goita'nın Eylül 2020'de Başkan Yardımcısı ve Askeri Konsey Başkanı olarak göreve başlaması (AP)
Mali Başkanı Bah Ndaw'ın (sağda) ve Albay Asimi Goita'nın Eylül 2020'de Başkan Yardımcısı ve Askeri Konsey Başkanı olarak göreve başlaması (AP)
TT

Fransa, Mali’de darbe içinde darbe ile karşı karşıya

Mali Başkanı Bah Ndaw'ın (sağda) ve Albay Asimi Goita'nın Eylül 2020'de Başkan Yardımcısı ve Askeri Konsey Başkanı olarak göreve başlaması (AP)
Mali Başkanı Bah Ndaw'ın (sağda) ve Albay Asimi Goita'nın Eylül 2020'de Başkan Yardımcısı ve Askeri Konsey Başkanı olarak göreve başlaması (AP)

Fransa, Albay Assimi Goita’nın Mali'deki askeri darbesine hızlı ve sert tepki gösterdi. Ancak Çad'daki askeri yönetici gruba verdiği destek Fransa’nın manevra alanını daraltıyor.
Darbe ile ilgili pozisyonunu açıklamada acele etmediği Ağustos 2020 darbesinde yaşananların aksine, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bu sefer yaşananları darbe olarak nitelendirerek hızlı ve kararlı bir şekilde kınamada gecikmedi. Hatta Avrupa adına yaptırım uygulama tehditinde bulundu.
Paris’ten yapılan açıklamada, Pazartesi günü tutuklanarak bir askeri üste gözaltına alınan Cumhurbaşkanı Bah Ndaw ve Başbakan Moctar Ouane’nin serbest bırakılmasını ve derhal geçiş sürecinin normal seyrine devam ettirilmesini istedi.
Öte yandan bir askeri yetkili, ikilinin istifalarının ardından Çarşamba gecesi serbest bırakıldığını duyurdu.
İki yetkili, Ağustos darbesinin arkasındaki askeri cuntanın başkanı ve başkan yardımcısı Albay Goita'nın aksine, 2022'nin başlarında seçimlere giden yolda sivilleşmeye geçişi temsil ediyorlardı.

Çad’a yönelik höşgörüye eleştiri
Avrupa Uluslararası İlişkiler Konseyi'nde Sahel işleri uzmanı olan Andrew Leibovitch’e göre Fransa’nın tepkisi kısmen, Paris’te Afrika ekonomisi konulu bir zirveden yeni dönen Başkan Ndaw ile olan iyi ilişkisinden kaynaklanıyor.
Leibovitch Fransız haber ajansı AFP'ye verdiği demeçte, "Fransız hükümeti muhtemelen yeni bir askeri darbeden kaynaklanabilecek huzursuzluktan kaçınmak istiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Eski Fransız Mali Büyükelçisi Nicolas Norman, "Goita'ya karşı çok sağlam bir tutum benimsenmesi gerektiğini belirtti ve bu ilkesel meselesidir" dedi. Ancak Çad örneğinden sonra bu mesajın inandırıcılığı zor olacak.
Halen bağımsız araştırmacı olarak çalışmakta olan eski diplomat, şunları söyledi: “Çad’a yönelik hoşgörü nedeniyle zaten birçok eleştiriyle karşılaştık. Bu hoşgörünün Goita'yı cesaretlendirdiği sık sık söyleniyor. Ne olursa olsun bu durum Mali'de kötü kabul edildi.”
Paris, geçen Nisan ayında bölgedeki eski müttefiki Devlet Başkanı Idriss Deby Itno'nun ölümü sonrasında merhum devlet başkanının oğlu General Mohamed Idriss Deby ile Çad'daki askeri geçişi desteklemişti.
Fransız hükümeti, Mali'de sivil otoritelere karşı yeni bir darbe sonrası Deby'nin öldürülmesinin ardından oluşan istisnai koşullara atıfta bulunarak, iki ülke arasındaki durumda farklılıklar olduğunu vurguluyor.

Aşırılığa karşı mücadele
Bamako'daki yeni karışıklığın ardından Sahel bölgesinde aşırılık yanlılarına karşı mücadele veren Fransa’nın yürüttüğü ‘Barkhane’ operasyonundaki 5 bin 100 kişilik kuvveti yeniden güç kaybetmiş oldu.
Mali’li yetkililer, devletin yeniden inşa edilmeye ve aşırılık yanlısı hareketten giderek daha fazla etkilenen ülke nüfusunu desteklemeye odaklanmak yerine, kendilerini siyasi istikrarsızlığa saplanmış buldular.
Nicolas Norman, "Guetta ve Mali'ye yaptırım uygularsak, Barkhane kuvvetleri uzun süre veya belki de hiç hayatta kalamaz. Aşırılık yanlıları da bir karışıklık durumunda iktidarı ele geçirebilir" dedi.
Ancak askeri konsey, 2020'de iktidara geldiğinde Barkhane ve BM gücü MINUSMA ile askeri iş birliğini sürdürme arzusunu çok net bir şekilde gösterdi.
Andrew Leibovich, "Barkhane'nin Mali'nin istikrarındaki önemi   göz önüne alındığında, en azından Mali açısından, bölgesel düzeyde ülkeler arasındaki güvenlik ve iş birliğinin yanı sıra bunu sorgulamak zor. Ancak uluslararası toplum, Mali ile iş birliğini sürdürmek isteyip istemediğini ve nasıl istediğini muhtemelen sorgulayacaktır" dedi.

Barkhane güçlerinin azaltılması
Goita darbeden sonra, devrik Cumhurbaşkanı İbrahim Ebu Bekir Keita'ya karşı , 2020 yılında protestoya önderlik eden 5 Haziran hareketiyle siyasi olarak ittifak kurabilirdi.
Kuzey ve Orta Mali'de nüfuzlarını güçlendiren aşırılık yanlılarıyla olası görüşmelerle ilgili sorun da kendisini gösteriyor.
Afrika meseleleri uzmanı Antoine Glazer, Başkan Macron’un öfkesinin, Mali’deki siyasi tabakanın, Sahel bölgesinde Fransa’nan baş düşmanı El-Kaide ile bağlantılı aşırılık yanlısı koalisyon lideri Iyad Ağ Ghali ile müzakereye oturmaya hazırlanmasından kaynaklandığını düşünüyor.
Glazer AFP'ye verdiği demeçte Mali'deki kargaşanın, bölge ülkelerinin geleceklerini belirlemek ve istikrarı sağlamak için ilerleme kaydetmeleriyle Macron'un Barkhane gücünü azaltma planını da karmaşıklaştırdığını söyledi. Antoine Glazer, “Bunun tam anlamıyla istikrarı bozan bir süreç” olduğunu söyledi.



Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
TT

Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)

Hamas bugün yaptığı açıklamada ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in askeri baskısının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan temasların bir ‘meyvesi’ olduğunu bildirdi.

Hamas'tan yapılan açıklamada, “Edan Alexander'ın geri dönüşü, Siyonist saldırganlığın ya da askeri baskı yanılsamasının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan ciddi temasların ve arabulucuların çabalarının bir meyvesidir” denildi.

Hamas dün, ABD Başkanı Donald Trump'ın Körfez turu öncesinde Gazze Şeridi'nde tutulan Edan Alexander'ı serbest bıraktı. 21 yaşındaki Alexander, 19 aydan uzun bir süredir Gazze Şeridi'nde tutuluyordu ve ABD vatandaşlığına sahip yaşayan son esirdi.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail Başbakanı’nın söylediğinin aksine İsrail'in askeri baskısının değil, Washington'la yapılan ‘ciddi temasların’ bir sonucu olduğu belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Alexander'ın dönüşünü ‘sıcak’ bir şekilde karşıladı ve ‘İsrail hükümetinin yaşayan ya da ölü tüm esirleri ve kayıp kişileri geri getirmeye kararlı olduğunu’ vurguladı. Netanyahu, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail devletinin askeri baskısı ve Trump'ın ‘siyasi baskısı’ sonucunda gerçekleştiği değerlendirmesinde bulundu.

İsrail ordusu, 7 Ekim saldırısı sırasında kaçırılan 251 esirden 57'sinin halen Gazze Şeridi'nde tutulduğunu, bunlardan 34'ünün öldüğünü açıkladı. Ayrıca Hamas, 2014 yılından bu yana bir İsrail askerinin cesedini elinde tutuyor.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre savaşın başlamasından bu yana Gazze Şeridi'nde çoğu sivil olmak üzere en az 52 bin 862 Filistinli hayatını kaybetti. Bunların 2 bin 749'u yaklaşık iki ay süren kırılgan bir ateşkesin ardından İsrail'in 18 Mart'ta saldırılarına yeniden başlamasından sonra yaşamını yitirdi.