Cezayir: Güvenlik ablukası protestocuları üçüncü haftasında engellemeye devam ediyor

7 Mayıs’ta Cezayir’deki protestolardan bir görüntü. (AP)
7 Mayıs’ta Cezayir’deki protestolardan bir görüntü. (AP)
TT

Cezayir: Güvenlik ablukası protestocuları üçüncü haftasında engellemeye devam ediyor

7 Mayıs’ta Cezayir’deki protestolardan bir görüntü. (AP)
7 Mayıs’ta Cezayir’deki protestolardan bir görüntü. (AP)

Cezayir’in başkentinde dün sabah Hirak hareketinin protestolarını düzenlenmesini önleme noktasında güvenlik güçleri tarafından tüm ana cadde ve girişlerde geniş güvenlik önlemleri alındı. Araçlarında bulunan veya sokak kaldırımlarında yürüyen yüzlerce kişi arandı. Başkentte ikamet etmeyenlerin ikamet yerlerini doğrulamasının ardından tutuklanma tehdidi altında bulundukları belirtilerek, derhal söz konusu noktadan ayrılmaları gerektiği bildirildi.
Söz konusu durum yetkililerin muhalif protestoları yasaklama noktasındaki katı tutumunu gösteriyor. Protestoları engelleme noktasında yapılan söz konusu uygulamalar, gelecek ayın 12’sinde yapılması planlanan parlamento seçimlerini düzenleme noktasında üçüncü haftasında da devam ediyor.
1 Mayıs Meydanı, Hassiba Ben Bouali ve Diduş Murad caddeleri girişlerinde sivil ve resmi güvenlik görevlilerinin varlığına dikkat çekildi. Söz konusu caddelerin, göstericilerin Cuma namazının ardından protesto düzenlemek için Merkez Posta ve Maurice Auden Meydanı’ndan geçerek ulaştıkları iki temel nokta olduğu belirtildi.
Yetkililer göstericilerin söz konusu noktalarda toplanmalarını engellemek amacıyla Merkez Posta Parkını demir levhalarla çevirdi. Böylece 22 Şubat’tan bu yana devam eden protestoların yapılması noktasında en önemli toplanma yerinde göstericilerin bir araya gelmesi engellendi. Güvenlik güçleri 2 yıl önce göstericilerin protestolarına başladığı Merkez Posta merdivenlerinde durmalarını engellemişti. Birçok kadın polis sokaklarda konuşlandırıldı. Bölgedeki herkes kontrol edildi, kadınların çantaları arandı. Protestocu olduklarını gösteren herhangi bir kanıt, pankart vs. gibi üzerinde slogan veya yazı bulunan her şeye el konuldu. Gazeteciler ve özellikle de fotoğrafçılar yakından izlenerek, birçoğunun güvenlik görevlilerinin fotoğraflarını çekmesine izin verilmedi.
Hirak haberleri ve güvenlik güçlerinin göstericilere karşı olan davranışlarını haber yapmak, bazı isimlerin tutuklanmasının ardından gazeteciler için tehlikeli bir hale geldi. Bunların en bilineni “Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü” nün (RSF) ve Fransız tv kanalı “France 5” in muhabiri olan ve Hirak haberlerini yaptığı için 11 ay hapis cezasına çarptırılan Halid Dararni ile internet üzerinden yayın yapan Mağrib Radyosu muhabiri Kenzo Hato’dur. Kenzo Hato iki hafta önce polis tarafından 4 gün boyunca gözaltında tutuldu. Ulusal birliği baltalama ve izinsiz gösteriyi kışkırtmak suçlamalarıyla yargıya sevk edildi. Hato’nun Hirak hareketine dahil olduğu biliniyor. Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, gazetecilere gayri resmi şekilde, yetkililerin yasakladığı süre boyunca gösteriler hakkında haber yapmalarının yasak olduğu bildirildi.

Video ve fotoğrafların yayılması önlenmeye çalışılıyor
Başta Facebook olmak üzere diğer sosyal dijital platformların kullanımında Cuma namazı ile akşam 17.00 saatleri arasında aksama yaşandı. Göstericilere yönelik sıkı güvenlik uygulamalarına ilişkin video ve fotoğrafların söz konusu platformlara yayılmasını önlemek amacıyla, sokaklardaki arama çalışmalarına paralel olarak söz konusu güvenlik yöntemlerinin izlendiği bildirildi. Dün (Cuma) diğer vilayetlerdeki durumun göstericiler ve gazeteciler için oldukça kötü olduğu ifade edildi. Yetkililer büyük şehirlerdeki halka açık meydanlarda yoğun güvenlik önlemleri alarak, güvenlik güçleri ve otoriteye karşı herhangi bir protesto düzenleme şüphesi hakkında geniş kapsamlı araştırmalar yaptılar. Ayrıca Bejaia sakinlerinin (başkentin 250 km doğusunda) şehir merkezinde geniş güvenlik önlemlerinin ortasında, güvenlik güçlerinin müdahalesi olmadan gösteri düzenledikleri bildirildi.
İlgili bir bağlamda en eski muhalefet partisi Sosyalist Güçler Cephesi’nin ilk sekreteri Yusuf Uşis dün yaptığı açıklamada, “Hirak’a karşı alınan katı güvenlik önlemleri faydasız. Bu durum ülkedeki krize yönelik yamalı bir çözümü temsil ediyor. Halk ve kurumlar arasındaki güvenin yeniden inşa edilmesine yardımcı olamayacak” dedi. Uşis sözlerinin devamında, siyasi sahnedeki gelişmeler ve özgürlüklere verilen zararı büyük bir endişeyle takip ettiğini ifade etti.
Uşis otoriteye, çatışmalara neden olması sebebiyle siyasi, sendika ve toplum hayatına müdahale etmekten vazgeçme talebinde bulunarak, akıl ve bilgeliğin pervasızlık ve riske tercih edilmesi noktasında çağrıda bulundu. Yusuf Uşis, “Sosyalist Güçler Cephesi diyaloğu reddeden, aşırılığa giden ve pozisyonuna sıkı sıkıya bağlı olan tüm partileri herhangi bir kayma veya istikrarsızlık durumunda halka ve tarihe karşı bir kez daha sorumlu tutuyor” dedi. Diyaloğu reddetmekle kastedilenin, daha önce durumu alevlendirmeye çalışmakla suçladığı otorite kanatları olduğu belirtildi.



UNIFIL: İsrail'in Güney Lübnan'a yönelik saldırıları 1701 Sayılı Karar'ın "açık ihlali"dir

Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü (UNIFIL) (AFP)
Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü (UNIFIL) (AFP)
TT

UNIFIL: İsrail'in Güney Lübnan'a yönelik saldırıları 1701 Sayılı Karar'ın "açık ihlali"dir

Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü (UNIFIL) (AFP)
Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü (UNIFIL) (AFP)

Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL), dün yaptığı açıklamada, İsrail'in güney Lübnan'daki bölgeleri hedef alan hava saldırılarının BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı Kararı'nın "açık ihlali" olduğunu ve siyasi ve diplomatik çözüme doğru ilerlemeyi baltaladığını belirtti.

UNIFIL açıklamasında, İsrail saldırılarının Lübnan Silahlı Kuvvetleri'nin Litani Nehri'nin güneyinde izinsiz silah ve altyapıyı ele geçirmek için operasyonlar yürüttüğü sırada gerçekleştiğini belirterek, "özellikle bu kadar yıkıcı ölçekteki herhangi bir askeri eylemin sivillerin güvenliğini tehdit ettiğini, siyasi ve diplomatik çözüme doğru ilerlemeyi baltaladığını" ifade etti.

İsrail, Hizbullah'a ait askeri tesisleri hedef aldığını iddia ederek bölge sakinlerine tahliye uyarısı yayınladıktan sonra Sur, Taybe ve Ayta el-Cebel'e hava saldırıları düzenledi. İsrail daha sonra iki bölge için daha tahliye uyarısı yayınladı.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, İsrail'in güney Lübnan'daki Sur kasabasını hedef alan hava saldırılarında bir kişinin öldüğünü, sekiz kişinin de yaralandığını duyurdu.

UNIFIL, Lübnan ordusunun elindeki silahlar hariç olmak üzere güney Lübnan'ın silahsızlandırılmasını ve güneye yaklaşık 15 bin askerin konuşlandırılmasını öngören 1701 sayılı Karar'ın uygulanmasında hem Lübnan hem de İsrail'e verdiği desteği sürdürdü. UNIFIL, Lübnan ordusuyla birlikte "istikrarı yeniden sağlamak" için sahada çalıştığını da ifade etti.

BM barış gücü, İsrail'i "bu saldırılara ve 1701 sayılı Karar'ın tüm ihlallerine derhal son vermeye" çağırdı. Ayrıca, Lübnanlı tarafları "durumu daha da alevlendirebilecek herhangi bir tepkiden kaçınmaya" çağırarak, her iki tarafın da "zor kazanılmış ilerlemeyi baltalamaktan kaçınmak için" BM kararına ve bir yıl önce varılan ateşkes anlaşmasına uyması gerektiğini vurguladı.


Gazze’de yüzlerce Hamas militanı tünellerde mahsur kaldı

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
TT

Gazze’de yüzlerce Hamas militanı tünellerde mahsur kaldı

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)

Gazze Şeridi'nde İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelerde yer alan tünellerde yüzlerce Hamas savaşçısının mahsur kaldığı aktarılıyor. 

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde 10 Ekim'de devreye konan barış planı kapsamında İsrail ordusu, "sarı hat" olarak belirlenen bölgeye kadar geri çekildi. 

Wall Street Journal'ın (WSJ) haberinde, İsrail askerlerinin mayıstan beri Gazze'deki tünelleri kapatma ya da yeraltı yollarının birbiriyle bağlantısını kesme çalışmalarını hızlandırdığı belirtiliyor. 

Öte yandan ateşkesin devreye girmesiyle çalışmaların yarım kaldığı, İsrail'in kontrolündeki bölgede yer alan tünellerde silahlı Hamas militanlarının saklandığı ifade ediliyor. 

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Hamas militanlarının teslim olması gerektiğini yoksa öldürüleceklerini bildirmişti. Gazze'yi yöneten örgütse savaşçılara bölgeden güvenli çıkış hakkı tanınmasını talep ediyor. 

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Arap yetkililer, savaşçıların akıbetinin ateşkes anlaşmasını zora soktuğunu belirtiyor. İsrailli ve Arap kaynaklara göre IDF kontrolündeki bölgede yer alan tünellerde 200 ila 300 savaşçı var. Hamas ise bu sayının 100'e yakın olduğunu savunuyor. Kaynaklar, gıda ve erzak kıtlığı nedeniyle bazı militanların öldüğünü aktarıyor.

Tünellerde saklanan Hamas militanları, geçen ay düzenledikleri saldırıda üç İsrailli askeri öldürmüştü. Gazze'yi yöneten örgüt, saldırı emri verilmediğini ve militanlarla marttan bu yana iletişim kurulamadığını bildirmişti. IDF ise buna karşılık düzenlediği karşı saldırıda 145 Filistinliyi öldürmüştü. 

Arap yetkililer, pazar itibarıyla Hamas'ın tünellerde mahsur kalan bazı savaşçılarla iletişime geçebildiğini söylüyor. Ayrıca Hamas'ın ateşkes görüşmelerinde böyle bir sorun yaşanabileceğine dair baştan uyarıda bulunduğunu da belirtiyor. 

ABD'li yetkililer, Hamas savaşçılarına güvenli geçiş hakkı tanınıp tanınmayacağına dair yorum yapmayı reddediyor. 

Trump'ın planı kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve bölgenin yönetiminde söz sahibi olmaması talep ediliyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. Trump'ın başkanlık edeceği ve eski Birleşik Krallık Başbakanı Tony Blair'in de yer alacağı "Barış Kurulu" da bu komitenin faaliyetlerini denetleyecek.

Ayrıca bölgeye yaklaşık 5 bin kişilik bir uluslararası güvenlik gücünün gönderilmesi de öngörülüyor. WSJ'nin haberinde, Washington'ın "bir an evvel bu ikinci aşamaya geçmek istediği" belirtiliyor. 

Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren savaş, iki yıl süren çatışmaların ardından Gazze Şeridi'ni harabeye çevirdi. 

Bölgeye giden BBC muhabirlerinin aktardığına göre İsrail askerleriyle Hamas savaşçıları arasında "sarı hat" boyunca neredeyse her gün çatışma yaşanıyor. Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısının haberinde şu ifadelere yer veriliyor:

İsrail'in büyük ölçüde yerle bir ettiği ve Trump'ın yatırım fırsatı olarak gördüğü bu bölgede asıl soru çatışmaları kimin durdurabileceği değil, Gazzelilerin kendi topluluklarının ve topraklarının geleceğinde ne kadar söz sahibi olabileceğidir.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, BBC 


Hamas heyeti, MİT Başkanı’yla Gazze anlaşmasının uygulanmasına ilişkin gelişmeleri görüştü

Gazze şehrinin Şucaiyye semtinde İsrail ordusunun yıktığı binalar harabeye döndü. (AP)
Gazze şehrinin Şucaiyye semtinde İsrail ordusunun yıktığı binalar harabeye döndü. (AP)
TT

Hamas heyeti, MİT Başkanı’yla Gazze anlaşmasının uygulanmasına ilişkin gelişmeleri görüştü

Gazze şehrinin Şucaiyye semtinde İsrail ordusunun yıktığı binalar harabeye döndü. (AP)
Gazze şehrinin Şucaiyye semtinde İsrail ordusunun yıktığı binalar harabeye döndü. (AP)

Hamas, Halil el-Hayye liderliğindeki bir heyetin dün İstanbul'da Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile bir araya gelerek Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasının uygulanmasındaki gelişmeleri görüştüğünü duyurdu.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, toplantıda İsrail'in Gazze anlaşmasını ‘ihlal’ ettiği konuların ele alındığı belirtildi. Bu ihlaller arasında İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelere yönelik bombardıman ve ateş açma, Refah Sınır Kapısı dahil geçişlerin kapatılması ve yardım, tıbbi malzeme ve altyapı yeniden inşa ihtiyaçlarının girişinin engellenmesi yer alıyor.

Açıklamada, el-Hayye'nin Kalın’a Mısır'ın başkenti Kahire'de düzenlenen Filistinli grupların son toplantıları hakkında bilgi verdiği ve ‘arabuluculara ve ilgili tüm uluslararası taraflara, İsrail'in Filistinli mahkûmlara yönelik korkunç ihlallerini durdurmaları için baskı yapma’ gereğini vurguladığı belirtildi.

Geçtiğimiz ay Kahire'de bir araya gelen Filistinli gruplar, Gazze'nin yönetimini Gazze Şeridi'nden bağımsız uzmanlardan oluşan geçici bir Filistin komitesine devretme ve Gazze Şeridi'nin yeniden inşasının finansmanı ve uygulanmasını denetlemek üzere uluslararası bir komite kurma konusunda anlaşmaya vardıklarını açıklarken, ‘Filistin siyasi sisteminin birliği ve bağımsız ulusal karar alma mekanizmasının’ önemini vurguladılar.

Gazze Şeridi'nde güvenlik ve istikrarı sağlamak için gerekli tüm önlemleri almayı kabul eden gruplar ayrıca, ateşkesi izlemek üzere kurulacak geçici uluslararası güç hakkında bir Birleşmiş Milletler (BM) kararı alınmasının önemini vurguladı.