Gazze'ye yönelik saldırılar İsrail ve ABD'li Yahudiler arasındaki “krizi derinleştirdi”

İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği baskınlar sonucu yıkılan binaların enkazını kaldırmak için dün yapılan operasyonlardan bir kare (DPA)
İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği baskınlar sonucu yıkılan binaların enkazını kaldırmak için dün yapılan operasyonlardan bir kare (DPA)
TT

Gazze'ye yönelik saldırılar İsrail ve ABD'li Yahudiler arasındaki “krizi derinleştirdi”

İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği baskınlar sonucu yıkılan binaların enkazını kaldırmak için dün yapılan operasyonlardan bir kare (DPA)
İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği baskınlar sonucu yıkılan binaların enkazını kaldırmak için dün yapılan operasyonlardan bir kare (DPA)

ABD Başkanı Joe Biden, Gazze Şeridi’ndeki son çatışmada “İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu” söyleyerek İsrail’i desteklese de, ABD’deki Yahudi heyetleri daha fazla Yahudi asıllı ABD’linin İsrail’den uzaklaştığını ve özellikle de genç kesimin İsrail’in izlediği politikaları savunmakta güçlük çektiğini gösteren çok sayıda endişe verici göstergenin olduğunu ortaya koydular.
Atlantik Konseyi'nde araştırmacı olan ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Ofisi'nde kıdemli danışman olarak görev yapan Prof. Dr. Shalom Lipner konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Yapılan korkunç hata, Biden’ın duruşuna güvenip ABD’deki Yahudi kamuoyunda meydana gelen değişikliklerin gözden kaçırılması. Yahudi asıllı ABD'lilerin oylarının yüzde 70'ini alan Demokrat Parti'nin içinde, İsrail siyasetine muhalif tavırlar sergileyen ve gittikçe büyüyen güçlü bir akım var. Bu da İsrail-ABD ilişkileri için pek hayra alamet değil” ifadelerini kullandı.
Bir kongre üyesinin yardımcısı olarak çalışan genç Yahudi Jeremy Sullivan, çatışma sırasında İsrail’in eylemlerinin ve liderlerinin binaları ve insanların bulunduğu büyük kuleleri bombalamakla övünmesinin kendisini ve pek çok kişiyi Yahudi olmaktan utandırdığını, İsrail’den tamamen uzaklaştırdığını ve partinin içerisinde İsrail'in hesap vermesini, cezalandırılmasını ve kendisine yapılan yardımların durdurulmasını talep eden radikal sol akımın yanında yer almaya ittiğini söyledi. Sullivan “Bir dayanışma gezisi kapsamında İsrail'i ziyaret etmiştim. Bir noktada, çatışma hakkında daha fazla şey öğrendikçe ve İsrail’in eylemlerinin arkasındaki gerçeği öğrendikçe daha önceden beynimin yıkanmış olduğunu hissettim. İsrail kendini tehdit altında hissettiğinde, kendimi onu desteklerken buluyordum. Ancak bugün binaları nasıl yıktıklarını ve onlarca masum çocuğun ölümüne neden olduklarını gördükten sonra, İsrail politikasına karşı durmak ve Filistinlileri desteklemek için açık bir şekilde bir şeyler yapmanın üzerime vazife olduğunu hissediyorum” şeklinde konuştu.
California Üniversitesi İsrail Araştırmaları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dov Waxman, Gazze çatışmasından sonra “İsrail’e karşı gözlerinin açıldığını” söyleyen pek çok Yahudi ile karşılaştığını söyledi. Waxman sadece Yahudi gençlerin arasında değil, aynı zamanda İsrail'in en yakın savunucuları arasında da İsrail'e yönelik eleştiriler duyduğunu söyledi. Waxman bu sözleri ile, Demokrat Parti’nin içerisinde sağ kanadın sembolü olarak görülen ve Netanyahu ile olan anlaşmazlığında Eski ABD Başkanı Barack Obama’nın karşısında durup İsrail’in tutumuna sıcak bakarak İran ile Nükleer Anlaşma’nın imzalanmaması yönünde oy kullanan Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı New Jersey Senatörü Bob Menendez’e atıfta bulunuyordu. Nitekim Menendez son çatışma sırasında Gazze’deki kulelerin bombalanmasına karşı olduğuna dair alenen açıklamalarda bulundu. Aynı şekilde Waxman, son yıllarda İsrail lehine kampanya yürüten New York’tan Temsilciler Meclisi üyesi Jerry Nadler’ı kastediyordu. Nadler “Netanyahu, Yahudi asıllı ABD’lilerin ilkelerini değiştirmesini ve kendisini desteklemek için bu ilkelere karşı çıkmasını istiyor ancak yanılıyor. Çünkü Netanyahu'nun terörist Kach partisinden Itamar Ben-Gvir liderliğindeki aşırı sağı, iktidar koalisyonuna nasıl getirdiğini gözlerimizle gördük. Netanyahu hükümeti zalim. Ancak Netanyahu yüzünden İsrail'in tümüne karşı bir tavır sergileyemeyiz. Sadece İsrail'in liderliğini değiştirmesi ve daha mantıklı, sorumlu ve ferasetli liderleri başa getirmesi gerektiği konusunda uyarıda bulunuyoruz” şeklinde bir açıklama yaptı.
Waxman Yahudilerden daha fazla İsrail’i destekleyen Evangelist gençler arasında bile, son çatışma nedeniyle İsrail'e verilen desteğin azaldığını, bu gençlerin babalarından farklı olduğunu ve şu anda İsrail’i her geçen gün daha fazla eleştirdiklerini kaydetti. Waxman “ABD’nin tamamı bir değişimden geçiyor. İsrail, Filistinlilere yönelik politikasının artık kabul edilemez olduğunu ve hiç vakit kaybetmeden keskin bir şekilde bunları değiştirmesi gerektiğini fark etmezse, yandaşlarının kendisini savunması zor olacak” şeklinde sözlerini sonlandırdı.



Suudi Arabistan'ın hamlesi İsrail'de yankı buldu: En sert açıklama

İsrail ordusunun saldırılarında, Filistinlilerin sığındığı çadırlar yerle bir edildi (Reuters)
İsrail ordusunun saldırılarında, Filistinlilerin sığındığı çadırlar yerle bir edildi (Reuters)
TT

Suudi Arabistan'ın hamlesi İsrail'de yankı buldu: En sert açıklama

İsrail ordusunun saldırılarında, Filistinlilerin sığındığı çadırlar yerle bir edildi (Reuters)
İsrail ordusunun saldırılarında, Filistinlilerin sığındığı çadırlar yerle bir edildi (Reuters)

Suudi Arabistan, sivillerin çadırlarını bombalayan İsrail'i "soykırım" yaptığı gerekçesiyle kınadı.  

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'ndan bugün yapılan açıklamada, Gazze savaşında İsrail'in uluslararası hukukun tüm ilkelerini ihlal ettiği belirtilerek şu ifadelere yer verildi:

İsrail işgal güçlerinin, Refah'taki savunmasız Filistinli mültecilerin çadırlarını hedef almaya devam ederek, Filistin halkına karşı caydırıcılıktan uzak şekilde sürdürdüğü soykırım katliamlarını en sert şekilde kınıyoruz.

Riyad yönetimi, uluslararası toplumun Refah'ta yaşananlara sessiz kalmasının insani felaketin boyutunu daha da artırdığını vurgulayarak, "Filistin halkına yönelik katliamların durdurulması ve sorumluların hesap vermesi" çağrısında bulundu. 

İsrail'in tanınmış haber sitelerinden Times of Israel (ToI), Riyad yönetiminin yayımladığı metne dair "Suudi Arabistan, Gazze'de Hamas'a karşı savaşın başından bu yana İsrail'e yönelik belki de en sert açıklamasını yaptı" ifadelerini kullandı. 

İsrail ve Suudi Arabistan'ın ABD arabuluculuğunda yürüttüğü normalleşme görüşmeleri, Hamas'ın 7 Ekim'deki Aksa Tufanı saldırısının ardından durmuştu. Riyad yönetimi, savaşın başladığı ay müzakerelerin askıya alındığını duyurmuştu. 

Süreçteki önemli konulardan biri de Filistin meselesiydi. Riyad, Filistin sorunu çözülmeden Tel Aviv yönetimini tanımayacağını defalarca duyurmuştu. İsrail ise iki devletli çözüme yanaşmamıştı. ToI, normalleşme sürecinin durmasının ardından Suudi Arabistan'ın İsrail karşıtı söylemlerini güçlendirdiğine dikkat çekti.

Riyad'ın Tel Aviv'e yönelik sert açıklaması, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki Refah'ın kuzeybatısında yerinden edilmiş Filistinlilere düzenlediği saldırıların ardından geldi. 

Uluslararası Adalet Divanı (UAD), 24 Mayıs'ta açıkladığı tedbir kararında, İsrail'in Refah'a yönelik saldırılarını derhal durdurmasına, insani yardımları engellememesine ve suçlarını araştıracak Birleşmiş Milletler görevlilerinin Gazze'ye girişine izin vermesine hükmetmişti. UAD, Hamas'ın da elindeki rehineleri derhal bırakması gerektiğini vurgulamıştı.

Ancak İsrail ordusu kararı görmezden gelerek, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) depolarının bulunduğu bölgenin yakınındaki çadırları 26 Mayıs'ta bombalamıştı. Saldırıda en az 45 Filistinli öldürülmüş, 200 kişi yaralanmıştı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, uluslararası kamuoyundan tepki toplayan saldırıyı "trajik hata" diye nitelemişti. 

Bunun ardından İsrail ordusu, yerinden edilen Filistinlilere dün tekrar saldırı düzenlemişti. Refah'ta İsrail'in "güvenli bölge" diye tanımladığı El-Mevasi'deki çadırlara yapılan saldırıda 21 kişi öldürülürken, 64 kişi yaralanmıştı. 

Diğer yandan Amerikan medya kuruluşu CNN, 26 Mayıs'taki saldırıda İsrail ordusunun ABD yapımı mühimmat kullandığını aktardı. 

Patlayıcı silah uzmanı Chris Cobb-Smith, İsrail ordusunun saldırıda GBU-39 adlı küçük çaplı bombaları kullandığını söyledi. Bu bombalar, Amerikan savunma ve havacılık firması Boeing tarafından üretiliyor. 

ABD ise Refah'ta Filistinlilerin kamplarına düzenlenen saldırıların "kırmızı çizgilerini geçmediğini" bildirdi. 

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby, Refah'taki durumun "içler acısı ve çok trajik" olduğunu, sivil ölümlerini kınadıklarını belirtti. Ancak Kirby, Refah'ta halen kapsamlı bir kara harekatı düzenlenmediğini savunarak, son saldırıların "belirledikleri kırmızı çizgiyi geçmediğini" söyledi.

Washington yönetimi, Gazze Şeridi'ne yardım tedariki için bir yüzer liman da inşa etmişti. 17 Mayıs'ta kullanıma açılan 320 milyon dolarlık limandan tedarikin salı günü geçici olarak askıya alındığı bildirildi. 

ABD ordusundan yapılan açıklamada, kötü hava koşulları nedeniyle iskelenin zarar gördüğü belirtildi. 25 Mayıs'ta da iskelenin bir parçası koparak karaya oturmuştu. Pentagon, iskelenin yeniden bir araya getirilip sabitlenmesinin en az bir hafta sürebileceğini ifade etti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz, CNN, New York Times