Eski Yemen Dışişleri Bakanı Halid el-Yemani, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Şu an sunulandan daha gerçekçi bir barış girişimi yok’

Washington’ın İran politikasını eleştiren Yemani, Lenderking’in çabalarının henüz sonuca ulaşmaktan oldukça çok uzak olduğunu söyledi.

Halid el-Yemani. (AFP)
Halid el-Yemani. (AFP)
TT

Eski Yemen Dışişleri Bakanı Halid el-Yemani, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Şu an sunulandan daha gerçekçi bir barış girişimi yok’

Halid el-Yemani. (AFP)
Halid el-Yemani. (AFP)

Atlantik Enstitüsü’nde üst düzey araştırmacı olarak çalışmalar yürüten eski Yemen Dışişleri Bakanı Halid el-Yemani, Yemen’de şu an ülkenin meşruiyeti ve Husi darbesi karşısında sunulandan daha gerçekçi bir barış girişimi olmadığını söyledi. Washington’ın İran’a yönelik politikasını da eleştirdi.
Yemani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda Yemen’de çözüm için sihirli reçeteler olduğuna inanmadığını, başarının ‘tüm Yemenlilerin, siyasi güçlerin, sivil toplumun ve uzun Yemen savaşının koşullarından doğan yeni güçlerin iradesine bağlı’ olduğunu dile getirdi.
Yemani sözlerini şöyle sürdürdü:
 “Tüm bu güçler şiddet döngüsünü durdurmak ve savaşı bitirmek için bir araya gelmezse, dünyadaki hiç kimse bu çılgın savaşı durduramayacak. Yemen krizindeki etkin güçlerin vizyonlarını silah zoruyla ve tek taraflı hamlelerle empoze edemeyeceklerini anlamaları gerekiyor. Yemen’in bin yıllık tarihi, tavizler ve ılımlı çözümlerle ilişkiliydi. Halen öyle. Bu analiz, tam olarak savaşı durdurmak değil, savaşı devam ettirmeyi stratejik bir hedef olarak gören Husilerin ve savaş ağalarının arzuları için geçerlidir.”
Birleşmiş Milletler (BM), Suudi Arabistan Krallığı ve ABD tarafından sürdürülen uluslararası girişimlere ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Halid el-Yemani, söz konusu adımların içerik olarak savaşı durdurmayı ve nihai çözüm müzakerelerine girmeyi hedeflediğine dikkat çekti. “Şu an ortaya konulandan daha gerçekçi bir barış girişimi yok” dedi.
Eski Yemen Dışişleri Bakanı, söz konusu girişimlerin ilerleyen günlerde olası bir yeni uluslararası temsilcinin belirlenmesini de kapsadığını dile getirdi.
Yeni temsilcinin görev süresinden itibaren iki yıl veya daha fazla zamanda siyasi alternatifleri gözden geçirerek ve anlaşmanın aynı unsurlarına ulaşmak için ilgili taraflar ve güçlerle istişarede bulunarak geçirebileceğini vurguladı.
Husilerin savaş konusundaki ısrarını kınayan ve bu girişimleri reddeden Yemani sözlerini şöyle sürdürdü:
“Husiler, Marib’i kontrol etmeye yönelik girişimlerinde, yalnızca son iki ayda meydana gelen ölümlerin boyutuna bakmıyor mu? İlk istatistikler, altı binden fazla Husi unsurunun etkisiz hale getirildiğini gösteriyor. İstedikleri bu mu? Kafataslarıyla ve kanla inşa edilmiş bir vatan mı?!”
ABD’nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking’in çabalarıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Yemani, çalışmalarda sona henüz sona gelinmediğini ve başarısız olunmadığını söyledi. Herkesin ‘Yemen’deki şiddet döngüsünü kırmak için tarihi bir fırsatla karşı karşıya olduğunun’ altını çizdi.
Basında bahsettiği konunun, ‘ilgili tüm taraflara sağlam mesajlar gönderme bağlamında ABD, İngiltere ve Fransa’nın rollerinin uygun olarak Rusya ve Çin’in rolü’ olduğuna dikkat çeken Yemani konuya dair şunları söyledi:
“Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK), özellikle de beş daimi üyenin ve Sayın Lenderking’in çabalarının ortaya koyulmasından bu yana basında bana dair yayınlanan haberlerde çokça değindiğim rol başarıya ulaşmazsa, o zaman Lenderking’in çalışmalarının rüzgar ne yönden eserse o yönden devam ettiğini söyleyebiliriz.”

Yemani’den ABD’ye İran tepkisi
Yemani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda ABD’nin İran politikasına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. “Eskiden denenmiş bir tecrübe’ olarak nitelendirdiği ABD’nin İran stratejisine tepki gösterdi:
“Washington halen saldırgan ve yayılımcı İran politikası ile terörist kollarının Irak, Lübnan ve Yemen’deki faaliyetleri arasında ayrım olduğuna inanıyor. Bağımsız uluslararası uzmanların ‘İran’ın uluslararası barışı ve güvenliği tehdit eden, bölge ve Avrupa ülkeleri için varoluşsal bir tehdit oluşturan saldırgan bir nükleer sistem inşa etme hedefinden vazgeçmeyeceğini teyit ettiği nükleer anlaşma oyununa’ dönmesi için Tahran’a kur yapıyor.”
Yemani’nin gündeminde Yemen’de meşru yönetimi destekleyen Suudi Arabistan liderliğindeki Koalisyon’un önündeki büyük zorluklar da vardı:
“Koalisyon bir yandan barışı stratejik bir seçenek olarak sürdürmeye, Yemen’deki ve bölgedeki tüm taraflara yapıcı niyetleri hakkında olumlu mesajlar göndermeye devam ederken diğer yandan da Husilerin ikmal yeteneklerini azaltmaya ve hamlelerini sınırlandırmaya yönelik operasyonlarına da devam ediyor. Husi milislerin bir iğne bile üretmediğini, tüm ihtiyaçlarını kaçakçılıktan, devlet kaynaklarını yağmalamaktan, uyuşturucu kaçakçılığından ve kaçak İran petrolünü satmaktan kazandıkları paralarla savaş ağalarının işlettiği iç silah pazarından sağladıklarını hepimiz biliyoruz.”
Eski Yemen Dışişleri Bakanı Halid el-Yemani açıklamlrının sonunda kurtarılmış bölgelerde meşruiyeti destekleme konusunun Riyad Anlaşması’nın uygulanması, özellikle de başta Aden’de ve batı sahilinde faaliyet gösterenler olmak üzere meşruiyet şemsiyesi altındaki tüm güçler arasında ortak eylem geliştirilmesi ile ilgili olduğunu vurguladı.

 


ABD, Suriye'nin Washington'daki büyükelçiliğinde operasyonlara yeniden başlamasına izin veriyor

Washington'daki Suriye Büyükelçiliği binasına yeni Suriye bayrağı çekildi (Arşiv)
Washington'daki Suriye Büyükelçiliği binasına yeni Suriye bayrağı çekildi (Arşiv)
TT

ABD, Suriye'nin Washington'daki büyükelçiliğinde operasyonlara yeniden başlamasına izin veriyor

Washington'daki Suriye Büyükelçiliği binasına yeni Suriye bayrağı çekildi (Arşiv)
Washington'daki Suriye Büyükelçiliği binasına yeni Suriye bayrağı çekildi (Arşiv)

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın Washington ziyareti sırasında AFP'ye konuşan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir ABD'li yetkili, Suriye'nin ABD öncülüğündeki DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyona (DMUK) katılacağını söyledi.

Yetkili, "Suriye böylece DMUK’un 90. üyesi olacak ve ABD ile iş birliği yaparak son DEAŞ kalelerini ortadan kaldıracak ve yabancı savaşçı akışını durduracak" ifadelerini kullandı.

ABD'li yetkili, "ABD, terörle mücadele, güvenlik ve ekonomi alanlarında koordinasyonu artırmak amacıyla Suriye'nin Washington'daki büyükelçiliğinde operasyonlara yeniden başlamasına izin vereceğini" ifade etti.


Suriye, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu’na resmen katıldı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmek üzere Beyaz Saray'a geldi. (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmek üzere Beyaz Saray'a geldi. (EPA)
TT

Suriye, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu’na resmen katıldı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmek üzere Beyaz Saray'a geldi. (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmek üzere Beyaz Saray'a geldi. (EPA)

Suriye, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu’na (DMUK) katıldığını açıkladı. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, terör örgütü DEAŞ’ın kalıntılarını tamamen ortadan kaldırmak amacıyla ABD ile iş birliği yapma sözü verdi. Şera, Şam ile Washington arasında yabancı savaşçılarla ilgili istihbarat paylaşımı ve terör ağlarının Suriye’de güvenli sığınaklar oluşturmasını engelleme konularında koordinasyon sağlanacağını belirtti. Şera, özellikle DEAŞ militanları tarafından kendisine yönelik iki suikast girişiminin başarısızlığa uğratılmasının ardından, hükümetinin imajını bölgesel terörle mücadelede kilit bir aktör olarak yeniden konumlandırmaya çalışıyor.

Suriye Enformasyon Bakanı Hamza el-Mustafa, ülkesinin DMUK’la siyasi iş birliği bildirisi imzaladığını duyurdu.

ABD Başkanı Donald Trump, Şera’yı dün sabah Beyaz Saray’da kabul etti. Tarihi nitelikteki bu diplomatik görüşme, sıkı güvenlik önlemleri altında gerçekleşti. Görüşme sırasında Trump’ın Şera’yı karşıladığı anlara ilişkin fotoğraf çekimine izin verilmedi. Ayrıca gazeteciler de Oval Ofis’e alınmadı.

Diplomatik kaynaklar, görüşmede ABD’nin Sezar Yasası kapsamındaki yaptırımların kaldırılması yönünde olumlu sinyaller verdiğini aktardı. Başkan Trump’ın, Suriye’ye ‘büyüme, yabancı yatırımları çekme, ülkenin yeniden inşası ve Ortadoğu’da barış ile refahı sağlama’ fırsatı tanıyacağını taahhüt ettiği bildirildi.

Yetkililere göre Trump, Sezar Yasası’nın uygulanmasını 180 gün süreyle askıya alan bir kararname yayımlamaya hazırlanıyor. Ayrıca, Kongre’nin yaptırımların tamamen kaldırılması için çalışmalara başlaması bekleniyor.

ABD’nin talepleri

Görüşmelerde, ABD tarafından sunulan bir dizi talep de gündeme geldi. Bu talepler arasında, Suriye’nin İran ile olan bağlarını koparması, terörle mücadelede ciddi adımlar atması ve İran destekli milislerin Suriye’de varlıklarını sürdürmemesi uyarısı yer aldı. Washington yönetimi, Şera hükümetinden İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO), Hizbullah’ın ve bağlantılı milis güçlerin hareket alanlarını sınırlamasını talep etti. Trump yönetimi, Suriye ekonomisini çökerten ve yeniden inşa sürecini felce uğratan Sezar Yasası kapsamındaki yaptırımların kaldırılmasını, İsrail’le güvenlik düzenlemeleri ve siyasi anlaşmalar içeren adımlarla ilişkilendirdi. Yönetim, Suriye’nin Arap dünyasıyla diplomatik olarak yeniden bütünleşmesini memnuniyetle karşıladığını belirtirken, aynı zamanda İsrail’i geniş çaplı bir bölgesel çatışmaya sürükleyebilecek eylemlerden kaçınılması için güçlü önlemler alınmasını istedi. Buna karşılık Şera, Trump yönetiminden İsrail’in hava saldırılarını durdurması için baskı yapılmasını talep etti.

Amerikan siyasi çevreleri, bu gelişmeleri, Washington’ın Suriye’ye bakışında köklü bir dönüşüm olarak değerlendirdi. Uzun yıllar süren diplomatik izolasyonun ardından, ABD’nin Şam yönetimine yönelik tutumunda yeni bir sayfa açıldığı vurgulandı.

Trump yönetimi ayrıca, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Suriye ordusuna entegre edilmesi ve Kürt unsurların ordu saflarına dahil olması yönündeki isteğini dile getirdi.

Suriye hükümeti ile SDG arasında Mart 2025’te ön anlaşma yapılmış olsa da, uygulama aşamasında aksaklıklar, gerginlikler ve çatışmalar yaşandığı bildirildi.

Amerikan siyasi çevreleri, Şera’nın ABD ziyaretini, Aralık 2024’te Beşşar Esed rejiminin çöküşü ve Şera’nın iktidara yükselmesinin ardından Suriye siyasetinde yaşanan yeniden yapılanmanın doruk noktası olarak nitelendirdi.

Göreve geldiği 11 ay boyunca Şera, hükümetine uluslararası ve bölgesel meşruiyet kazandırmak amacıyla Avrupa ve Arap başkentlerine diplomatik turlar gerçekleştirdi. Ayrıca Rusya’nın başkenti Moskova’ya tarihi bir ziyaret yaptı ve ABD’ye iki kez gitti. İlk ziyareti, geçtiğimiz eylül ayında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu sırasında gerçekleşti ve Şera, 58 yıl aradan sonra BM Genel Kurulu’nda konuşma yapan ilk Suriye lideri oldu. İkinci ziyareti ise bu hafta Beyaz Saray’da Trump ile yaptığı görüşmeydi.

Trump yönetimi, Şera’nın Beyaz Saray ziyareti öncesinde bir dizi diplomatik adım attı. ABD Dışişleri Bakanlığı, geçtiğimiz cuma günü, Şera ile İçişleri Bakanı Enes Hattab’ın isimlerini terör listelerinden çıkardı. Bir gün önce, BM Güvenlik Konseyi de Şera’nın adını terör örgütü üyeleri listesinden çıkarma kararı aldı. Trump yönetimi, bu gelişmelerle birlikte Suriye’ye yönelik yaptırımların hafifletilmesi yönündeki çabalarını hızlandırdı.

Ziyaret programı

Şera, cumartesi akşamı geç saatlerde Washington’a ulaştı. Pazar sabahı ABD’deki Suriyeli kuruluşların temsilcileriyle bir araya gelen Şera, akşam saatlerinde ise Suriye diasporasından bir heyetle buluştu. Görüşmeye Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani de katıldı. Şeybani, gazetecilere yaptığı açıklamada, Başkan Trump ile yapılacak görüşmenin ana gündeminin Suriye’nin yeniden inşası olacağını belirtti. Ayrıca Suriye hükümetinin terörle mücadeledeki rolüne vurgu yaparak, Şam ve bazı diğer vilayetlerde gerçekleştirilen geniş çaplı operasyonlarda bazı DEAŞ üyelerinin öldürüldüğünü, onlarcasının ise yakalandığını açıkladı.

Cumartesi günü sosyal medyada paylaşılan videolarda, Şera ve Şeybani’nin, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı Brad Cooper ve DMUK Komutanı Kevin Lambert ile basketbol oynadığı görüntüler yer aldı. Videonun başlığı dikkat çekiciydi: “Çok çalış, daha çok oyna.”

Ziyaret kapsamında Şera’nın ayrıca, ABD Ticaret Odası üyeleri ve Amerikalı yatırımcılarla bir araya gelmesi planlanıyor. Görüşmelerde, Suriye’nin sunduğu yatırım fırsatları ve yeniden yapılanma süreci ele alınacak.

Sezar Yasası

2019 yılında kabul edilen Sezar Yasası yürürlükte kalmaya devam ediyor. Yasa, Suriye hükümetine ve Beşşar Esed rejimini destekleyen kişi ile kurumlara, insan hakları ihlalleri suçlamasıyla ekonomik yaptırımlar uygulanmasını öngörüyor. Aralık 2024’te Esed rejiminin devrilmesine rağmen, bu yaptırımların kaldırılması, ABD Kongresi’nin yasama sürecini gerektiriyor. Bunun için hem Temsilciler Meclisi hem de Senato’nun çoğunluk onayı gerekiyor. ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’nin önde gelen Demokrat üyesi Senatör Jeanne Shaheen, Sezar yaptırımlarının tamamen kaldırılması için yürütülen girişimlerin başını çekiyor. Öte yandan bazı Kongre üyeleri, Şera hükümetinin demokrasiye bağlılığı, dini ve etnik azınlıkların korunması gibi alanlardaki ilerlemelere göre, yaptırımların kademeli olarak hafifletilmesi gerektiğini savunuyor.


Irak: İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nün seçimlere ilişkin açıklamaları kabul edilemez bir müdahale

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi (IRNA)
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi (IRNA)
TT

Irak: İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nün seçimlere ilişkin açıklamaları kabul edilemez bir müdahale

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi (IRNA)
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi (IRNA)

Irak Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi’nin Irak'taki seçimlerle ilgili açıklamalarının ‘şaşkınlık yarattığı’ belirtilirken açıklamalar, ‘kışkırtıcı ve iç işlerine açık ve kabul edilemez bir müdahale’ olarak nitelendirildi.

Reuters'ın haberine göre Bakanlığın açıklamasında, seçim sürecinin tamamen ulusal bir mesele olduğu ve yalnızca Irak halkının ve anayasal kurumlarının iradesine tabi olduğunu belirtildi.

Basın, İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi’nin dün düzenlediği basın toplantısında, ABD'nin Irak seçimlerine müdahale ettiğini ve bu müdahalenin ‘şüphesiz zararlı’ olduğunu söylediğini aktardı. Bekayi, Irak'taki seçimlerin Irak halkının kaderini belirlemede özel bir öneme sahip olduğunu ve bu sürece dışarıdan yapılacak herhangi bir müdahalenin kabul edilemez ve kınanması gereken bir durum olduğunu da sözlerine ekledi.

Irak Dışişleri Bakanlığı, Irak'ın komşularıyla, egemenliğe karşılıklı saygı ve diğer ülkelerin iç işlerine karışmama ilkesine dayalı dengeli ilişkiler sürdürdüğünü vurguladı. Bakanlık ayrıca iyi komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesi için bu ilkelere sıkı sıkıya bağlı kalınması ve Irak'ın egemenliğini zedeleyebilecek veya iç işlerine müdahale edebilecek herhangi bir açıklama yahut tutumdan kaçınılması gerektiğinin altını çizdi.