Tahran’da petrol rafinerisinde çıkan yangın hakkında çelişkili açıklamalar

Tahran’daki petrol rafinerisinden dün (Perşembe) yükselen dumanlar. (AP)
Tahran’daki petrol rafinerisinden dün (Perşembe) yükselen dumanlar. (AP)
TT

Tahran’da petrol rafinerisinde çıkan yangın hakkında çelişkili açıklamalar

Tahran’daki petrol rafinerisinden dün (Perşembe) yükselen dumanlar. (AP)
Tahran’daki petrol rafinerisinden dün (Perşembe) yükselen dumanlar. (AP)

Tahran’ın petrol rafinerisinde Çarşamba günü çıkan büyük yangının kontrol altına alındığına dair dün çelişkili açıklamalar yapılırken, yetkililer sabotaj iddialarını reddetti.
DPA’ya göre, yetkililerin yangının kontrol altına alındığını açıklamasının ardından başkent Tahran’ın güneyindeki çeşitli noktalarda yeniden büyük duman bulutları görüldü.
Tahran’ın güneyinde Rey kentindeki Savcının olayla ilgili soruşturma başlattığı bildirildi. Mizan Haber Ajansı, Kriz Kurulunun Perşembe günü erken saatlerde Tahran rafinerisinde gerekli kararları alma noktasında bir araya geldiğini aktardı. Ajans sabotaj ihtimalinin uzak olduğunu belirtti.
İran Petrol Bakanı Bijen Zemgene, Çarşamba günü geç saatlerde, yangının yakınındaki bölgeyi teftiş etti. Benzin istasyonlarının önünde oluşan araba kuyruklarının ardından İranlılara yakıt mevcudiyeti konusunda güvence verdi.
İran Acil Yardım Kurumu Sözcüsü Müçteba Halidi AFP’ye verdiği demeçte, “Yangına müdahale eden 9’u itfaiyeci olmak üzere 11 kişi yaralandı” açıklamalarını yaptı. 3’ü itfaiyeci olmak üzere 4 kişinin hastaneye kaldırıldığını bildirdi.
İran haber ajansı IRNA, Tahran Petrol Rafineri Şirketi’nin Sözcüsü Şakir el-Hifai’den şu sözleri aktardı: “Yangın kontrol altına alında ve öğlene kadar tamamen sönmüş olacak. Saat 15.30 (11.00 GMT) itibariyle birkaç kilometre öteden olay yerinin üzerinde hala kara dumanlar görünüyordu. AFP’ye göre Çarşamba gününe göre kara dumanlar oldukça azaldı.”
Devlet televizyonu Tahran’da meydana gelen yangının ve sabah saatlerinde olay yerinde yangını söndürmeye çalışan çok sayıda itfaiye ekibinin görüntülerini yayınladı.
Yetkililer yangının sıvılaştırılmış gaz sızıntısının neden olduğu bir patlamanın ardından Çarşamba günü saat 19.30’da meydana geldiğini söyledi. Olaya ilişkin soruşturma başlatıldı.
IRNA, Tahran Petrol Rafinerisi şirketine ait ve günlük 250 bin varil kapasiteli rafinerinin 1968’den beri faaliyette olduğunu bildirdi. Rafineri başkentin güneyinde, yerleşim bölgelerinden sadece bir kaç kilometre uzaklıkta bulunan geniş bir sanayi bölgesinde yer almakta.
Yangın İran donanmasına ait en büyük geminin Salı günü çıkan bir yangın sonucu Umman Körfezi’nde battığı haberlerinden sonra gerçekleşti. Yangının neden kaynaklandığı henüz bilinmiyor.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.