İran Devrim Muhafızları komutanı Suriye'nin merkezinde kurulan bir pusuda öldürüldü

Devrim Muhafızları’nda danışman olan Hasan Abdullahzade, Kudüs Gücü eski Komutanı Kasım Süleymani ile birlikte (Mehr)
Devrim Muhafızları’nda danışman olan Hasan Abdullahzade, Kudüs Gücü eski Komutanı Kasım Süleymani ile birlikte (Mehr)
TT

İran Devrim Muhafızları komutanı Suriye'nin merkezinde kurulan bir pusuda öldürüldü

Devrim Muhafızları’nda danışman olan Hasan Abdullahzade, Kudüs Gücü eski Komutanı Kasım Süleymani ile birlikte (Mehr)
Devrim Muhafızları’nda danışman olan Hasan Abdullahzade, Kudüs Gücü eski Komutanı Kasım Süleymani ile birlikte (Mehr)

Dün, Suriye rejimi güçlerinden Tümgeneral Nizar Abbas el-Fahud, İran'ın Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) askeri danışmanı Hasan Abdullahzade ve yanında bulunan Muhsin Abbasi, DEAŞ’ın Tedmur’un Suhna bölgesinde bir askeri konvoya düzenlediği pusuda hayatlarını kaybetti. Ölenler, Humus’taki askeri hastaneden son yolculuğuna uğurlandı.
İran medyası, Perşembe günü Abdullahzade ve Abbasi'nin ölümünü haber vermişti. Bazı kaynaklar ise Abdullahzade’nin Şam'ın güneyindeki Seyyide Zeynep’te, ardından Bukemal’de güvenlik görevlisi olarak görev yaptığını, aynı zamanda Guta ve Halep savaşlarında önde gelen İran askeri danışmanlarından biri sayıldığını söylüyor.
Fars Haber Ajansı, ölen iki İranlının fotoğraflarına yer verdi. DEAŞ’ın Suriye çölünde Deyrizor ile Palmira arasında kurduğu pusuda öldürüldüklerini söyleyen İran merkezli Mehr ajansı tarafından yayınlanan fotoğrafta ise ABD’nin 2020'de Bağdat Havalimanı yakınlarında düzenlediği saldırıda öldürülen Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin yanında Abdullahzade de bulunuyordu.
Suriyeli muhalif medya kaynaklarının bildirdiğine göre DEAŞ örgütü Perşembe günü geniş çaplı bir saldırı düzenledi. Humus'un doğusundaki Suhne’deki Vadi Ebyad bölgesinde düzenlenen saldırıda, Tedmur ile Deyrizor arasındaki yolda İranlı 7 milis aracından oluşan bir askeri konvoy hedef alındı. İran Devrim Muhafızları üst düzey komutanları da dahil olmak üzere askeri konvoyda bulunan yaklaşık 25 kişi öldürüldü.
Humus'un doğusundaki çöl bölgeleri ve Irak sınırına kadar Deyrizor ile Bukemal, İran'ın nüfuz alanları sayılıyor. Başta Fatımiyyun, Zeynebiyyun, Iraklı Hizbullahı ve Lübnanlı Hizbullahı olmak üzere Iraklı milisler, aynı zamanda Suriye rejim güçleri ve ona bağlı milisler bu alanda konuşlanmış durumda.
Suriye çölünde ayrı ceplerde var olmaya devam eden DEAŞ hücreleri, yaklaşık bir hafta önce buradaki saldırılarını yoğunlaştırdı. Söz konusu pusudan saatler sonra dün öğleden sonra Deyrizor çölündeki eş-Şula kasabası taraflarında Fatımiyyun milislerinin hedef alındığı bir pusu daha kaydedildi. Nitekim bir dizi milis üyesi öldürüldü ve yaralandı. DEAŞ, rejim güçlerinin Suhne Çölü'nde konuşlandığı noktalara da saldırı düzenledi.
Suriye'deki Rus Hava Kuvvetleri, geçtiğimiz Nisan ayında DEAŞ hücrelerini hedef almak için Suriye çölünde rejim güçleri ve müttefik milislere destek amacıyla kara operasyonu başlatmıştı. Operasyon Suhne bölgesine odaklanmıştı. Ancak saldırılarında bir gerileme kaydedilmeyen DEAŞ, faaliyetleri hakkında yakın zamanda yayınladığı istatistiklere göre Humus, Deyrizor ve Rakka çöllerinde en az 14, Haseki ve Dera'da ise daha az sayıda saldırı düzenledi. Bu saldırılarda rejim güçleri, Şam destekli milisler ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) hedef alındı. Örgüt, Ramazan ayında Suriye'de düzenlediği operasyonlara (79) ait verileri de açıkladı.



İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
TT

İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)

İsrail, Gazze’de internete erişim sağlayan kafeye düzenlediği saldırıda 230 kilogramlık bombalar kullandı.

Guardian’ın haberinde, İsrail ordusunun pazartesi günü düzenlediği saldırıda Amerikan yapımı MK-82 bombalarından kullandığı yazılıyor. Bu bombalar büyük bir krater oluşturuyor ve şarapnelin geniş bir alana yayılmasına yol açıyor.

El Beka adlı kafeye yapılan saldırıda en az 41 Filistinli öldürülmüş, 75 kişi yaralanmıştı. Hayatını kaybedenler arasında 4, 12 ve 14 yaşlarındaki çocuklar da vardı.

Gazetenin bombanın parçalarına dair elde ettiği fotoğrafları inceleyen uzmanlar, sivillerin böyle bir mühimmatla kasten vurulmasının savaş suçu teşkil edebileceğine dikkat çekiyor.

Kopenhag Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında çalışan Marc Schack şunları söylüyor:

Bu tür bir mühimmatın kullanımını gerekçelendirmek neredeyse imkansız. Eğer 20, 30, 40 ya da daha fazla sivil kayıptan bahsediyorsanız, bu genellikle çok büyük öneme sahip bir hedef olmalıdır. Afganistan ve Irak'taki koalisyon güçleri açısından çok üst düzey bir hedef için kabul edilen rakam 30'dan az sivilin öldürülmesiydi, o zaman da istisnai koşullar söz konusuydu.

Diğer yandan saldırının ardından İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada “asla sivillerin hedef alınmadığı” ileri sürüldü. Ayrıca saldırıdan önce sivil kaybın azaltılması için adımlar atıldığı savunuldu. Analistler, İsrail ordusunun drone’larla kafe etrafındaki sivilleri görmesine rağmen saldırı düzenlediğini söylüyor.

Filistinli bir aile tarafından 40 yıl önce kurulan kafe, hızlı internet bağlantısıyla öğrenciler, gazeteciler ve uzaktan çalışanların sık uğradığı bir mekandı.

İsrail ordusu Gazze’yi her gün bombalarken bölgede ateşkes sağlanması için yürütülen çalışmalar da hızlandı.

İsrail medyasındaki haberlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun 7 Temmuz’da yapacağı ABD ziyareti öncesinde ateşkes anlaşmasının imzalanmasının hedeflendiği yazılıyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail tarafından kabul edildiğini savunduğu 60 günlük ateşkes teklifine Hamas’ın da sıcak baktığı ileri sürülüyor. Anlaşmaya dair detaylar resmi kanallardan paylaşılmadı. Ancak haberlerde Hamas’tan kalan 50 rehinenin tamamını serbest bırakmasının isteneceği aktarılıyor.

Hamas’ın buna yanıtını cuma akşamına kadar arabuluculara sunması bekleniyor. Filistinli örgütün, Gazze’ye yardım girişine izin verilmesi ve İsrail ordusunun bölgedeki işgalini sonlandırması taleplerinden geri adım atmayacağı belirtiliyor. Anlaşma kapsamında IDF’nin Gazze’deki bazı bölgelerden çekilebileceği savunuluyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Haaretz