İran pazarlık için 12 Batılı rehineyi elinde tutuyor

Fransız araştırmacı Fariba Adelkhah’ın hapsedilişinin ikinci yıldönümü.

Fariba Adelkhah’ın resmi, dün Paris merkezine asılırken, şehrin belediye başkanı onun İran’da devam eden tutukluluğu hakkında konuşma yaptı (AFP)
Fariba Adelkhah’ın resmi, dün Paris merkezine asılırken, şehrin belediye başkanı onun İran’da devam eden tutukluluğu hakkında konuşma yaptı (AFP)
TT

İran pazarlık için 12 Batılı rehineyi elinde tutuyor

Fariba Adelkhah’ın resmi, dün Paris merkezine asılırken, şehrin belediye başkanı onun İran’da devam eden tutukluluğu hakkında konuşma yaptı (AFP)
Fariba Adelkhah’ın resmi, dün Paris merkezine asılırken, şehrin belediye başkanı onun İran’da devam eden tutukluluğu hakkında konuşma yaptı (AFP)

İran, çoğu İran vatandaşlığına sahip 12 Batılıyı hapiste veya ev hapsinde tutuyor. Batılı kaynaklar, Tahran’ın bunu tavizler elde etmek için pazarlık aracı olarak gördüğünü aktarıyor. İranlı yetkililer de bu ‘rehineleri’ casusluk yapmak veya devlet güvenliğini ihlal etmek gibi suçlarla itham ederken, rehineler suçlamaları reddediyor.
Örneğin, 5 Haziran 2019’da Tahran’da tutuklanan Fransız-İranlı akademisyen Fariba Adelkhah, tutuklanmasının üzerinden iki yıl geçmesine rağmen Tahran ile Batı arasında devam eden güç yarışından dolayı özgürlükten mahrum bir ‘rehine’ olarak kalmaya devam ediyor.  Tutuklanmasının yıldönümünde, başkent Paris’in kalbindeki belediye merkezi binasının cephesine Fariba Adelkhah’ın fotoğrafı asıldı. Yapılan anma törenine, Adelkhah ile birlikte tutuklanan ve sonra Fransa’da gözaltına alınıp ABD’ye iade edilmekle tehdit edilen İranlı bir mühendisle takas edilerek Mart 2020’de serbest bırakılan ortağı Roland Marchal da katıldı. Araştırmacılara Destek Komitesi ise, “Avrupa’da tutuklu İranlıların serbest bırakılması için Fransa’ya karşı bir baskı ve şantaj aracı olarak mı tutuyor? İki yıl geçmesine rağmen hala neden alıkonulduğunu bilmiyoruz. İran, bunu iç hesaplarını kapatmak için mi yapıyor? İfade özgürlüğüne karşı verdikleri cevap muhalif sesleri susturmak mı?” sorularını yöneltiyor.
Rehineler listesine turist Benjamin Briar’ın da eklenmesi, Fransız Dışişleri Bakanlığının görevini daha da karmaşık hale getirdi. Araştırmacılara Destek Komitesi, “Fariba Adelkhah herhangi bir siyasi faaliyette bulunmadı. O, yalnızca üniversitedeki çalışmaları nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılmış bir bilim mahkumudur” açıklamasını yaptı. Sosyal ve politik antropoloji alanında yaptığı araştırmalarla tanınan Adelkhah, “milli güvenliğe karşı komplo kurmak” suçundan 5 yıl, “rejime karşı sahte propaganda yapmak” suçundan 1 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Sciences Po Üniversitesi’nde, İran konularında uzmanlaşan 62 yaşındaki araştırmacı, tutuklanıp 1 yıl hapis yattıktan sonra Ekim 2020’de de 300 metreden fazla seyahat etmesini engelleyen bir elektronik bileklik ile Tahran’da ev hapsine alınmıştı.
Araştırmacılara Destek Komitesi üyesi Beatrice Ibo, Fransız haber ajansı AFP’ye şu açıklamaları yaptı: “Adelkhah hiçbir şeyi yapmakta özgür değil. Psikolojik işkenceye maruz kalmaya devam ediyor. Her zaman sinirleriyle oynuyorlar. Şartlı tahliye ve af girişimlerimiz başarısız oldu. Dışarısı ile bağlantıları, aile ziyaretleri ve Fransa’daki birkaç yakını ile yaptığı telefon konuşması ile sınırlı. Ayrıca uzaktan eğitimle Arapça ve İslam Hukuku dersleri alıyor. Bu ona çok yardımcı oluyor. Adelkhah çok güçlü bir kişiliğe sahip. Gözaltına alındığında 49 gün açlık grevi yaptı. Şimdi ise İran siyasetinin kaprisleriyle ve uluslararası çıkarlarıyla uğraşmak zorunda.”
Bazı çevreler, Batılıların tutuklanmasının, nükleer anlaşmayı yeniden tesis etmek için Viyana’da devam eden müzakerelerle ilgili olabileceğine dikkat çekiyorlar. Dosyaya aşina olan bir kaynak, İran’da bazılarının bir nükleer anlaşılmaya varılmasından rahatsız olduğunu, bunu engellemek için rehine kartını masaya sürebileceğini aktarıyor. Ancak bu kaynağa göre, Viyana nükleer müzakereleri başarılı olursa “müzakerelerdeki olumlu rolleri için Fransızlara bir teşekkür jesti” yapılabilir.
Adelkhah’ın çevreleri, en azından tutukluluk koşullarının iyileştirilmesini umuyorlar ancak Adelkhah’ın İran uyruklu olması işleri zorlaştırdığı için temkinli davranıyorlar. Paris’teki diplomatlar, sadece dışarıda değil, aynı zamanda içerideki rehinelerin durumunu, İranlılar için bir tehdit mesajı olarak yorumluyorlar. İran meseleleri uzmanı Celement Terme, Paris’te Diplomatik Basın Derneği ile yaptığı görüşmede, “ İran, Belçika’daki Esadullah Asadi’yi kurtarmak için belirli birkaç kişiye dikkat ediyor” dedi. Esadullah Asadi, 2018’de, Fransa’da, muhaliflere karşı bombalı saldırı planlamaktan 20 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Fariba Adelkhah’ın yakınları, Adelkhah’ın Asadi ile takas edilmesi süreci ile ilgili gerekli bilgilere sahip olmadıklarını düşünüyorlar.
Clement Terme, Fransa’nın İran ile, Başkan Macron’un da Cumhurbaşkanı Ruhani ile sürekli irtibat halinde olduğunu ancak İran devletinin Devrim Muhafızları’nın varlığı gibi İran’ın çok katmanlı devlet yapısı sebebiyle Fransız rehinelerin uzun süredir hapiste olduğunu aktardı. Öte yandan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de bir Rus rehine ile ilgili İran Derin Devleti ve Devrim Muhafızları ile görüşmeler yaptığını ifade etti.



Trump, Netanyahu'nun kendisini Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesinden sonra: Hamas ateşkes istiyor

Trump, Netanyahu'nun kendisini Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesinden sonra: Hamas ateşkes istiyor
TT

Trump, Netanyahu'nun kendisini Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesinden sonra: Hamas ateşkes istiyor

Trump, Netanyahu'nun kendisini Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesinden sonra: Hamas ateşkes istiyor

ABD Başkanı Donald Trump pazartesi günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu Beyaz Saray'da ağırlarken İsrailli yetkililer, ABD'nin arabuluculuğunda Gazze'deki rehinelerin serbest bırakılması ve ateşkesin sağlanması için Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas) ile dolaylı görüşmeler yaptı.

Trump’ı Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterdiğini açıklayan Netanyahu, Beyaz Saray'da düzenlenen toplantıda milyarder Cumhuriyetçi Başkan’a ödül komitesine gönderdiği adaylık mektubunun bir kopyasını sundu. Netanyahu, Beyaz Saray'da Trump ile yediği akşam yemeğinde, ABD Başkanı’nın ‘şu anda bir ülkeden diğerine, bir bölgeden diğerine barışı tesis ettiğini’ söyledi. Trump ise sık sık Norveç’teki Nobel Barış Ödülü Komitesi'nin Hindistan ile Pakistan ve Sırbistan ile Kosova arasındaki anlaşmazlıkları çözme çabalarını görmezden gelmesinden şikayet etti.

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanmasını istediğine inandığını belirten Trump, Beyaz Saray'da gazetecilerin İsrail ile Hamas arasında Gazze Şeridi’nde devam eden çatışmaların, taraflar arasında sürmekte olan ateşkes görüşmelerini engelleyip engellemeyeceği sorusuna verdiği yanıtta “Hamas görüşmek ve ateşkes istiyor” dedi.

Öte yandan Filistinlilerle barış istediğini söyleyen Netanyahu, ancak gelecekte kurulacak herhangi bir bağımsız Filistin devletinin İsrail'i yok etmek için bir platform olacağını belirterek, güvenlik konusunda egemenliğin İsrail'in elinde kalması gerektiğini savundu.

Netanyahu, şunları söyledi:

“Filistinlilerin kendilerini yönetmek için tüm yetkilere sahip olmaları gerektiğini düşünüyorum, ancak bizi tehdit edecek hiçbir yetkiye sahip olmamalılar. Bu, genel güvenlik gibi egemenlik yetkilerinin her zaman bizim elimizde kalacağı anlamına geliyor.”

İsrail Başbakanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“7 Ekim'den sonra insanlar Filistinlilerin bir devleti olduğunu, Gazze'de Hamas devleti olduğunu söylediler ve bakın ne yaptılar. Onlar bunu inşa etmediler. Onlar bunu sığınaklarda, terör tünellerinde inşa ettiler ve sonra halkımızı katlettiler, kadınlarımıza tecavüz ettiler, erkeklerimizin kafalarını kestiler, şehirlerimizi, kasabalarımızı ve çiftliklerimizi işgal ettiler. İkinci Dünya Savaşı ve Nazilerin işlediği Holokost’tan bu yana görmediğimiz korkunç katliamlar işlediler.”

İsrail Başbakanı, şöyle devam etti:

“Filistinli komşularımızla, bizi yok etmek istemeyenlerle barışa ulaşmak için çalışacağız ve güvenliğimizin ve egemenliğimizin her zaman bizim elimizde kalacağı bir barışa ulaşmak için çalışacağız. Şimdi insanlar, ‘Bu tam bir devlet değil, bir devlet bile değil’ diyecekler. Umurumuzda değil. Bunu bir daha asla tekrarlamayacağımıza söz verdik. Bir daha asla ve asla olmayacak.”

Diğer taraftan İran'a uygulanan sert yaptırımları uygun zamanda kaldırmak istediğini söyleyen Trump, Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılmasının Şam'ın ilerlemesine yardımcı olacağını belirtti. İran'ın da benzer bir adım atmasını umduğunu ifade eden Trump, “Uygun zamanda bu yaptırımları kaldırmak ve onlara yeniden inşa fırsatı vermek istiyorum. Çünkü İran'ın barışçıl bir şekilde yeniden inşa olmasını istiyorum, eskisi gibi ‘Amerika'ya ölüm, İsrail'e ölüm’ gibi sloganlar atmaktan çekinmemesini istiyorum” şeklinde konuştu.

Beyaz Saray'ın geçtiğimiz hafta Kiev'e bazı silah sevkiyatlarını durdurduğunu açıklamasının ardından, ABD'nin Ukrayna'ya ‘daha fazla savunma silahı’ göndereceğini duyuran Trump, “Öncelikle savunma silahları olmak üzere daha fazla silah göndermemiz gerekecek” diyerek, barışa yanaşmaması nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den duyduğu ‘memnuniyetsizliğini’ bir kez daha yineledi.

Trump, 1 Ağustos'ta yürürlüğe girecek olan ABD gümrük vergilerinin kesin tarihi olup olmadığı sorulduğunda, “Kesin diyebilirim ama yüzde 100 kesin değil. Bizi arayıp farklı bir şekilde bir şeyler yapmak istediklerini söylerlerse, buna açık olacağız” dedi. Trump pazartesi günü, Japonya ve Güney Kore gibi büyük tedarikçilerden küçük ülkelere kadar ticari ortaklarına, ABD'nin yüksek gümrük vergilerinin 1 Ağustos'ta yürürlüğe gireceğini bildirmeye başladı. Bu durum, ABD Başkanı’nın bu yılın başlarında başlattığı ticaret savaşında yeni bir aşamayı temsil ediyor.

Trump ve Netanyahu, başkanın genellikle önemli ziyaretçileri kabul ettiği Oval Ofis'te resmi görüşmeler yapmak yerine özel bir akşam yemeğinde bir araya geldi. Trump'ın bu kez Netanyahu'yu resmi olmayan bir şekilde kabul etmesinin nedeni henüz belli değil. Netanyahu, dün gece Washington'a gelmesinin ardından Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile bir araya gelerek Trump ile yapacağı görüşmelere hazırlandı.

Netanyahu, Trump'ın geçtiğimiz ocak ayında yeniden başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana Beyaz Saray'a üçüncü kez yaptığı ziyaret Trump’ın geçtiğimiz ay İsrail'in hava saldırılarını desteklemek için İran'ın nükleer tesislerine hava saldırısı düzenlenmesi emrini vermesinin ardından bir ilki temsil ediyor. ABD Başkanı, önce İran’ın nükleer tesislerinin bombalanması emri vermiş, daha sonra 12 gün süren İsrail-İran savaşında ateşkesin sağlanmasına yardımcı olmuştu.