Putin, Rusya'da muhalefeti sistem dışına itiyor

Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri, Aleksey Navalny’nin Batı için bir ihtiyaç olduğunu söyledi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
TT

Putin, Rusya'da muhalefeti sistem dışına itiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Devlet Duması'nda 3 ana parti tarafından temsil edilen parlamenter muhalefet ile seçimlerde gerekli oyu alamayarak meclise giremeyen siyasi hareket ve partilere atıfta bulunarak, Rusya'daki "sistem içi" ve "sistem dışı" muhalefet konusuna bir kez daha değindi.
Görünüşe göre, muhalefetin maruz kaldığı takibat, faaliyetlerine yönelik kısıtlamalar, önemli sembollerinin tutuklanmasıyla ilgili olarak Kremlin'e yöneltilen suçlamalara yanıt olarak Putin, siyasi muhalefet temsilcilerinin, yasalara uydukları sürece faaliyetlerini alenen ve yetkililer tarafından herhangi bir engelleme ile karşılaşmadan yürüttüklerini ifade etti.
Putin, periyodik St. Petersburg Ekonomi Forumu’na katılımı sırasında yaptığı bu açıklamalarla yetinmedi, Kremlin kaynakları, aşırılık yanlısı örgütlerin faaliyetlerine karışan herhangi bir kişinin, hangi düzeyde olursa olsun tüm seçimlerde aday olmasını yasaklayan bir yasayı imzaladığını duyurdu.
4 Haziran itibarıyla yürürlüğe giren yasada şu ifadeler yer alıyor: “Terör ve aşırılık yanlısı örgütlerin liderlerine ve kurucularına yönelik aday olma yasağı, bu örgütleri yasaklayan ya da fesheden yargı kararının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 5 yıl süreyle  devam edecektir. Diğer örgüt üyeleri ve örgüt faaliyetlerine katılanlara gelince, 3 yıl süreyle seçimlerde aday olmaları yasaktır. Bu kısıtlamalar, örgütün yargı kararıyla aşırılıkçı olarak sınıflandırılmasından önceki 3 yıl boyunca örgüt ve şubelerinde liderlik pozisyonlarında görev alan kişiler ile karardan 1 yıl önce örgütün faaliyet ve çalışmalarına katılan örgüt üyeleri için geçerlidir”.
Yasa metninde, kararın kapsadığı alanlara da açıklık getiriliyor; örgüt veya gerçekleştirdiği herhangi bir etkinliğine destek addedilecek herhangi bir veriyi yaymak, örgüt veya herhangi bir faaliyetinin finansmanına katılmak, maddi, organizasyonel, metodolojik ve danışmanlık yardımı sağlamak.
Aleksey Navalni’nin başkanı olduğu ve yabancı ajan olarak sınıflandırılan, kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan "Yolsuzlukla Mücadele Fonu" kaynakları, aşırılık yanlısı örgütlerle ilgili çıkarılan yasaya tabi tutulma korkusuyla merkez ofisini kapattığını ve faaliyet ağını feshettiğini açıklamıştı. Fonun yönetiminden sorumlu Leonid Volkov, "Navalni ofisleri ağını mevcut haliyle sürdürmek imkansız. Faaliyetlerini sürdürmesi onu aşırılık yasasına tabi kılacak ve çalışanlarını, yardımcılarını ve onlarla iş birliği yapanları cezai yaptırımlara maruz bırakacak” diye konuştu.
Muhalefet grupları, Rus makamlarının sosyal medya sitelerinde, kuruluşların üyelerinin yazışma ve faaliyetlerine uyguladığı açıklanmamış sansürü reddediyorlar.
Batı’nın Navalny’ye ihtiyacı
Aynı bağlamda, TASS haber ajansı, Rus Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patruşev’in "Rusya'yı istikrarsızlaştırmak için Batı'nın muhalif eylemci Aleksey Navalni'ye ihtiyacı var" dediğini aktardı. Patruşev, haftalık "Argumenti i Faktı" gazetesine verdiği röportajında, "Rusya'daki durumu istikrarsızlaştırmak ve toplumsal huzursuzluğa, grevlere ve yeni meydanlara neden olmak için" Batı'nın bu "aktiviste" ihtiyacı olduğunu açıkladı.
Patruşev; “Bahsettiğimiz şeylerin gerçekleşmesi, pratikte bağımsızlığını kaybeden Ukrayna'nın başına gelenlerin bizim de başımıza gelmesine yol açabilir” diye de ekledi.
Bazı Ukraynalı politikacıların Moskova Navalni'yi serbest bırakana kadar Rusya ile ilişkileri kesmenin gerekliliğine ilişkin açıklamalarına Patruşev; “Şu anda Ukrayna'yı yönetenler, bu açıklamaları kendi halklarının çıkarları pahasına ve yurtdışında kendilerine çizilen yola uygun olarak yaptılar ve bu bizim için şaşırtıcı değil” yorumunu yaptı ve sözlerini şöyle sürdürdü; “Navalni sık sık Rus yasalarını açıkça ihlal etti, büyük çaplı dolandırıcılık eylemlerine katıldı ve yasalar gereği bunların sorumluluklarını üstlenmesi gerekiyor”.
Prosedürlerin abartılması
Putin ve ekip üyelerinin söyledikleri makul ve bir dizi eski Sovyet uydusu ülkede yaşananları tekrar etme girişimlerini önleme arzusu perspektifinden bakıldığında anlaşılabilir. Ancak yine de Moskova'nın aldığı kararlar pek çok açıdan abartılı görünüyor. Bu konuda gösterdiği tüm bu çabalara gerek olmadığını söyleyenler de var.
Rusya'da gördüklerimiz ve tanık olduklarımız, bazı yönlerden akıl ve mantığın sınırlarını aşan bu yasalar, kararlar ve prosedürler cephaneliğini hak etmediğini gösteriyor. Bilhassa şimdi bunlarla silahlanan ve en temel insan haklarından olan mesleki haklarının peşini bırakmayan herkese karşı kullanan bir dizi idari kurumun suistimalleri ışığında. Bu meslek sahipleri arasında, Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından akredite edilmiş, görüş ve pozisyon sahibi çok sayıda yabancı gazeteci de var.
Rusya'daki muhalefeti “sistem içi” ve “sistem dışı” olarak ikiye ayırmaya gelince, bu mevcut gerçeğin ötesine geçebilecek bir ifade. Zira "sistem içi" olarak tanımlanan muhalefet (Rusya Federasyonu Komünist Partisi, Liberal Demokrat Parti ve Rusya Adalet Partisi), yakın zamana kadar “uysal muhalefet” olarak adlandırılıyordu. Putin, iktidar partisinin tahakkümüne karşı "abartılı” ve “sınırı aşan” muhalefeti törpülemeyi ve sınırlamayı başardı. Keza Kremlin ve devlet başkanı olarak şahsını desteklemek için çeşitli isimler altında kurduğu örgütleri, kuruluşları, cepheleri, sendikaları, gençlik ve öğrenci birliklerini dayatmayı da. Siyasi olayların yüzeyinde kalmaya devam eden başka partiler varsa da, bunlar "sayı" ve "kapasite" olarak az ve gerçek bir ağırlık veya önemli rolleri olmayan partiler.
Sistem dışı muhalefete gelince, Batı çevrelerinde tanınan ve “Rusya'daki siyasi muhalefetin en büyük sembolü” olarak anılan Navalni'nin, gerçekte siyasi düzeyde herhangi bir "kayda değer bir güce” karşılık gelmediğini belirtmek yeterli. Buna tarihini kirleten “yasal ihlalleri” de ekleniyor. Bazen ortaya çıkardığı yürütme ve yasama erki üyeleri arasındaki yolsuzluk vakaları nedeniyle mevcut aşamada dış ve iç güçlerin amaçlarına ulaşmaları için kendisine ihtiyaç duyulsa da, kamuoyu bu tür haberlere özel taraflardan önce ulaşabilir hale geldi.
ABD yönetiminin daha önce deklare ettiği hedefi, eski Sovyet yörüngesindeki birçok ülkede hayata geçirdiği renkli devrimler ve darbelerin benzerlerini uygulamak için Rusya'nın iç işlerine müdahale etmeye devam ettiğini gösteren kanıtlar ve deliller var. Ancak, Rus makamları ve güvenlik servisleri tarafından alınan proaktif kararlar ve önlemler, bu Batılı girişimleri sınırlamak için yeterli olmaya devam ediyor. Keza muhalefet gruplarının, Aralık 2011'de Moskova'nın Kremlin yakınlarındaki “Bolotnaya Meydanı”nda tanık olunan ve yaklaşık 200 bin göstericinin katıldığı büyük çaplı protesto ve gösteriler düzenleme konusundaki sınırlı kapasitelerini azaltmak için de.
Rus kaynakları, muhalefet parti ve hareketlerinin protesto organize etme kapasitelerinin çok sınırlı kaldığını doğruluyor. Buna ek olarak, “sistematik olmayan” muhalefetin temsilcileri federal parlamentolara girmelerini sağlayacak kadar oy kazanamıyorlar ve sadece az sayıda yerel parlamentoda “önemli” sayıda sandalye kazanabildiler. Geçen yılın kışında, vali Sergey Furgal’ın tutuklanmasını protesto etmek için Habarovsk eyaletinin büyük şehirlerinin sokak ve meydanlarında periyodik olarak ve aylarca toplanan Habarovsklu kitleler, federal makamları rahatsız etse de istediği sonuca ulaşamadı ve valinin serbest bırakılması taleplerine kimse yanıt vermedi. Sergey Furgal, yolsuzluk suçlamaları ve fiziki olarak tasfiye eylemlerine dahil olma gerekçeleriyle tutuklanmıştı. Kendisine yöneltilen bu ithamlarla ilgili soruşturmalar devam ediyor. Furgal ayrıca, daha önce sistematik muhalefet partilerinden birinden, Liberal Demokrat Parti’den aday olarak Devlet Duma üyeliğini kazanmıştı. “Jirinovski’nin Partisi” adıyla da bilinen Liberal Demokrat Parti, önemli geçmişi ve Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra 1990'ların başında kurulmasından bu yana Devlet Duması'nda daimi olarak temsil edilmesiyle tanınıyor.
Bütün bunlara rağmen, kanıtlar muhalif grupların yaklaşmakta olan parlamento seçimlerine hazırlık çerçevesinde bir dizi faaliyet yürütmek üzere saflarını düzenleme yolunda olduklarını gösteriyor. Muhalefet saflarındaki bu hareketlenme, Devlet Duma'sında sandalye kazanmak için gerekli yeter sayıyı elde edebilecekleri yeni ittifaklar altında toplanmaya dönük daha önce aldıkları kararlar ışığında yaşanıyor. Muhalif grupların çoğu ve sempatizanları için nefes alabildikleri tek alan olmaya devam eden sosyal paylaşım sitelerine katılımlarının artması da bekleniyor. Sosyal medya ayrıca ana bilgi kaynağı haline geldi ve bazı platformlarında, Rus makamlarının çoğu devlete ait olan federal televizyon kanallarında yayınladığı açıklamaları ve haberleri çürütülüp, aksi ispat ediliyor. 



Putin'e baskı ve ‘nükleer denizaltıların’ konuşlandırılması... Trump'ın çifte uyarısının arkasında ne var?

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
TT

Putin'e baskı ve ‘nükleer denizaltıların’ konuşlandırılması... Trump'ın çifte uyarısının arkasında ne var?

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Moskova'nın alaycı tavırlarına yanıt olarak iki nükleer denizaltıyı ‘uygun bölgelere’ gönderme emri vereceğini açıklayarak, Rusya ile ABD arasındaki güç gösterisinde çıtayı yükseltti.

Trump'ın sosyal medya platformu Truth Social’de yaptığı paylaşım, güvenlik bağlamında alışılmadık bir durum değildi. Şarku’l Avsat’ın The Times gazetesinden aktardığına göre, ABD'nin 71 nükleer denizaltısından yaklaşık 20'si her an denizde görev yapıyor ve özellikle gerginliğin arttığı dönemlerde rutin olarak Rusya'ya yakın bölgelere sevk ediliyor. Ancak olağandışı olan, ABD'nin bunu açıklaması. Bu ise Trump'ın paylaşımının gerçek amacını ortaya koyuyor. Söz konusu paylaşım iki mesaj içeriyor: Birincisi, Trump'ın eylem adamı olduğunu kanıtlamak, ikincisi ise mesaj vermek.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)

Medvedev'e yanıt ve Putin'e işaret

Trump için bu adım, provokasyona sert tepki verme şeklindeki alışılmış tavrının bir parçası.

Trump, özellikle Rusya'da başkanlık görevinden ayrıldıktan sonra tartışmalı rolüyle tanınan Dmitriy Medvedev'e yanıt veriyordu. Trump'ın Moskova'ya Ukrayna'da ateşkes sağlanması için verdiği süreyi kısaltmasının ardından Medvedev sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Her yeni uyarı bir tehdit ve savaşa doğru adımdır. Rusya ile Ukrayna arasında değil; kendi ülkenle. Uyuyan Joe'nun yolunu izleme!” ifadelerini kullandı.

The Times’ın haberine göre bu açıklamaların amacı, sürekli olarak Üçüncü Dünya Savaşı’nın patlak vereceği konusunda uyarıda bulunan Trump'ı korkutmak. Öyle ki Trump, Oval Ofis'teki meşhur sözlü tartışmada Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'i ‘kumar oynamakla’ suçlamıştı. Ancak, Rusya'da bile abartılı bir kişilik olarak görülen Medvedev, Trump'ın Putin'e yönelik söyleminin son aylarda giderek sertleştiği göz önüne alındığında, bu mesajın hedefi değil.

ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin (Arşiv - Reuters)ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin (Arşiv - Reuters)

İhtiyatlı eleştiri

Trump, Putin'i giderek daha fazla eleştiriyor, ancak onu doğrudan kışkırtmaktan da kaçınıyor; çünkü aralarında iyi bir dostluk ve iş ilişkisi olduğunu düşünmeye devam ediyor. Bu durum, Medvedev'in pazartesi günü yaptığı açıklamadan açıkça anlaşılıyor. Putin ise Trump'ın barış için belirlediği son tarihi, dün yaptığı paylaşımdan yaklaşık bir saat önce reddetmişti.

Trump kendini usta bir müzakereci olarak görüyor. Bu nedenle, ABD donanmasında başkomutan olarak emrinde bulunan çeşitli gemi türlerini kapsayacak şekilde ‘nükleer denizaltılar’ ifadesini belirsiz bir şekilde kullandı.

ABD'nin 71 adet nükleer denizaltısı varken, bunların 14'ü Ohio sınıfı balistik füze denizaltılarıdır ve 20 adede kadar Trident II füzesi taşıyabilirler. Bu füzeler nükleer başlıklarla donatılabilir. ABD’nin sahip olduğu nükleer silahlı denizaltılardan sekiz ila on tanesi her an dünya çapında devriye görevindedir.

Resim  Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Arşiv-AFP)Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Arşiv-AFP)

Beyaz Saray, Putin'in Trump'ın denizaltılarla ilgili diplomasisinin provokatif olmadığını, Dmitriy Medvedev'in tek bir provokatif açıklaması üzerine nükleer söylemlerin yeniden alevlenmesini önlemek için olduğunu anlayacağına inanıyor. Zira filonun görevi saldırı amaçlı değil; savunma amaçlı.

Müttefiklere yönelik yaptırımlar ve gümrük tarifeleri

Bununla birlikte, Trump'ın Putin'e yönelik söylemi belirgin şekilde sertleşti. Trump geçen hafta, “Yaptıkları şey iğrenç” dedi ve Putin'i ‘yalan söylemekle’ suçladı.

Trump ayrıca, Rus enerjisini satın alanlara ikincil yaptırımlar uygulamakla tehdit etti ve Hindistan'ı yüzde 25'lik genel gümrük vergisiyle hedef aldı. Trump, “Zaten zor durumdaki ekonomilerini birlikte mahvedebilirler” dedi.

Rusya'dan petrol alımına yönelik bu cezai gümrük vergisinin oranını doğrudan açıklamamasına rağmen, nihai gümrük vergisi sistemi ile ilgili görüşmeler kritik aşamaya yaklaşırken, benzer bir yaklaşım daha sonra Çin'e de uygulanabilir.

Rus gazının en büyük alıcısı olmaya devam eden Avrupa Birliği (AB) de yaptırımların hedefinde olabilir. Macaristan, Belçika, Fransa ve Slovakya en büyük ithalatçılar.

Geçtiğimiz günlerde gümrük vergilerini yüzde 15'e düşüren bir ticaret anlaşması imzalayan Trump'ın, Rusya'yı cezalandırması için kendisine baskı yapan Avrupa ülkelerine yaptırım uygulaması ironik olacak, ancak Trump’ın izlediği yol bu.